gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Yüzün...

05 Ocak 2017, 15.58
A- A+


Yüz...

Yüzünün, hüzün kıvamındaki seyrine baktığımda, bana ve sana dair noktalanan herhangi bir şey göremiyordum. İçine düşmüşlüğüm de vardı bu yüzün, içinden kendimi sıyırıp almışlığım da... Esasında bir yüzün, yek diğeri için, bir yüz olmaktan çıkıp, içine düşülebilir bir şey halini almış olması; bir yandan huzurlu bir ruha, bir yandan da bilakis hiçbir zaman huzur bulmayacak bir ruha, eşzamanlı olarak işaret ediyordu. Ve bu karmaşa bizzat bendim biliyorsun. Kendimi inkar edemezdim; daha önce ne yaptıysam, yine onu yapacaktım.  


Dudağının kenarına iliştirdiğin o eğreti gülüş, sağ gözünün hafifçe kısılmasına neden oluyordu. Yine sağ yanağın bombeleniyor, çenendeki çukur daha bir derinleşerek hafifçe sağa kayıyordu. O sıra aklından geçenleri okumak işten bile değildi benim için. Dillendirmediğinin pandomimi, yüzünün orta yerinde kocaman duruyordu işte.


Yüzü...

Yüzünün beni sevdiğini biliyordum tabii... Ehh, sen de yüzünden ibaret bir şey idiysen, sen de seviyordun haliyle. Bir insanı; sadece bir çift göz, bir çift kulak, bir burun, bir ağız, vs.'ye  indirgemek gibi gelebilirdi bu yüz merakım ilk bakışta. Fakat her şey yüzümüze, gözümüze yansımıyor muydu... Esasında düşününce; bir insanın, eğer son imzası atılmış gözleri varsa; o gözler bile olmadan, yüzünün değişik azalarından yansıyan mimikleri, içinde olup bitenleri anlatabilirlerdi pekala.


Bu düşünceyle, gözlerini fazla da ciddiye almamaya karar verdim. Zaten göz dediğinin içersine bir şeyler yerleşir ve asla oradan çıkmazlardı. Bir insanın, en genç halindeki gözleri tamamen ifadesizdi mesela. Yaşanmışlıklara göre şekillenirdi o iki çukurumuzda bir şeyler. Ne yaşamışsak ve ne isek o... Bomboş bakan gözler; ya çok genç birine, ya da sahiden de budala birine ait olabilirdi ancak.


Yaşanan en koyu acı, son imzayı da atardı insanın gözlerine sanıyorum. İşte bu yüzden artık ciddiye almıyordum gözlerini. Çünkü son imza o kadar derindi ki, o derinliğe ulaşacak bir başka hançer söz konusu bile olamazdı. Artık başka bir imza olmayacaktı. Asla değişiklik arz etmeyecek bir sabitlikte olan iki gözün, bu yüz okumada bana rehberlik edemeyeceği de aşikardı.


Dudaklarını daha tam olarak çözememiştim mesela. O kadar küçük bir satıhta işaretler aramak zor oluyordu. Zaten ince bir çizgi halinde olan dudaklarının, halet-i ruhiyene göre şekil değiştiren hallerini somutlaştıramamak, birbirine çok yakın puzzle parçalarını ayırt edememek gibi bir şeydi.


Yüzün...

Esasında; bu işin içinden çıkamayıp, yüzünün çözülemeyen yerleri  arasında kayboluşlarım; tam da içinde olmayı arzu ettiğim labirentin sokaklarıydı. Çünkü savaşmadan kazanmak; sıradan, rutin, sıkıcıydı ve sözlerin dahiliyetindeki emeksiz zafer, neredeyse mutlağa yakındı benim için.


Sözleri hayatımdan çıkarıp; insanları dinlesem de, söylediklerine pek kulak asmıyor olmam bu yüzdendi zaten. Artık keşfetmiştim: Sözler; sahibinin zeka ve yetkinliğine  göre, karşısındakine "her şeyi yaptırabilir" veya "hiçbir şeyi yaptıramaz" kılan fazlaca güçlü şeylerdi. İnsanın, sözüyle yalan söylemesi doğaldı da; kaç kişi yüzüyle yalan söyleyebilirdi ki...


Neyse...

Velhasıl; aslolan yüzdü. Şimdilik çok aşıktım yüzünün çözülemeyen yerlerine. Fakat; tamamı, tarafımdan çözülüp bittiğinde, sen de bitecektin. Sonrasında; sen de, bu aşkın ötesi berisi de, hiç mi hiç umrumda olmayacaktı.


Pompei'in korkunç lavlarının gazabına uğrayıp taşlaşan insanlar değildik ki... Gerçi; büyük aşkların ateşi de öyle bir etki yapardı insanlarda. O aşkın sonrasında, aşkıyla bir başına kalmış olan; biraz taşa bozar, griye çalar, sertleşirdi. Ama neticede dönüşür, bir tarafları hep kanayacak olsa da, eski kanına, canına tekrar kavuşurdu.


Veya taştan heykeller de değildik... Ne sen Apollo'nun yüzüne sahiptin, ne ben Dafne'ninkine... O heykel kıpırtısızlığı, sessiz ve sözsüzlükte olabilirdi sadece özlemlediğim. Yani, asla olamayacak olanda... Kayıtsız şartsız çözülemeyecek olan bir yüzün mutlak ifadesizliğinde...


Esasında onlara biçilen kaderdi bütün aşkların sonu için biçilen kader; iki ayrı etkili, iki ayrı okla vuruluyordu aşıklar. O aşkın sonunda, mutlaka birinden biri kanlar içinde yerde kalıyordu. Tedavülden kalkmış bir aşkın bakiyesi; sadece tek bir kalbin aşk sancısıydı.


İşte bu yüzden... Bu yüzden hiç umrumda olmayacaktı. Yüzün çözülüp bittiğinde, çözülmeye değer yeni bir yüz arıyor olacaktım.


Yüz... Yüzü... Yüzün...........             BİTTİ

https://www.youtube.com/watch?v=2aKnFXxnFZw

YORUMLAR

06 Ocak 2017, 21.55
Hay Allah! Yine ayağım uğurlu gelmiş. Tepeme şaheser yazı şeysileri binmiş :) Maşallah tu tu tu! Sirkülasyonuna sağlık Gamyun bilok portalın.


Teşekkürler Bonucci. Emeksiz yazılarda  görüşmek üzere :)
08 Ocak 2017, 17.25
En azından yayınlanmış. Buda bir şeydir.

Bir keresinde kimsenin okuyamacağı şekilde bloğum yayınlanmıştı. 5-7 kişi okuduk değişik bir şey olmuştu. Gmsnn ile pastırma tadında biloklar

Valar morghulis aklıma geldi. Got kitabını okudum ve dizisini izliyorum diyeyimde şeklim olsun.


İtalik çok şekilde bir tarz ama ben bir yazının alıntılar vs hariç komple italik yazılmasına çok karşıyım. Aşırı şekilde göz yoruyor ve yazıda ki duyguyu aktaramıyor.

İtaliğine sağlık!

09 Ocak 2017, 05.23
Sayın Şekil smile Resmi

İzleyemiyorum vakit bulup şu dizileri arkadaş! Madem ki "valar morghulis", o vakit "valar dohaeris" :) "Bütün insanlar ölmeli!", "Tüm insanlar hizmet etmeli!" :) Çok güzel. Şimdi ben başka bir kafaya girdim bu sözleri okuyunca. O yüzden bu okunamadan güme giden bloglar konusunda, empati yapamayan sempatiklere giydirmeyeceğim, yönetime de sataşmayacağım .p Sempatikleri Chucky'ye havale ettim, o gerekeni yapmaya devam edecek. Yöneticileri de belki daha sonra özelden taciz yoluna giderim .p


İtalik yaptım, sonra da hiç sevmedim ben de Duk. Şu mesaj çıksın da sonra düzelteyim. Antrparantez; bu yazıyı, bırak yazı karakterini değiştirmeyi, kulağına da okusam pek anlaşılır olmayacaktı tarafından .dddd Senin sevdiğin yazı türü değil bu. Alakasızlığın dibini bulmandan belli yorumda .d Olsun olsun! Teşekkür ederim :) Düz adam olman, düzgün adam olmadığını göstermez neticede :)
10 Ocak 2017, 00.54
Doğru diyorsun italik karakter olmadan yine okudum bir şey anlayamadım :D

En azından sorunun, yazı karakterinde olmadığını anladık. Artık ikilemde değiliz.

Sanki hillary clinton vakit bulup izleyemiyormuş. 


10 Ocak 2017, 04.06
Amuda kalkıp yazmıştım bu yazıyı, kimse anlamadıysa ondandır .d Cidden, ne saçmalamışım yahu, ben bile okuyorum okuyorum anlayamıyorum yazdığımı smile Resmi Hillary Clinton benim kadar yoğun olsaydı başkan olurdu, desem Duk :)  Kalsaydın :) "tekrar yoluyla kavrama sağlanabilir mi" bunu anlamaya çalışıyorum. Misyonu bu yazının zaten .p Artık şu yukarıda yazdığım blog şeysileri gibi şeysiler yazacağım, herkeşler anlayacak! Söz :)
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın