gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Mustafa Kemal'i An(la)(t)mak

10 Kasım 2013, 07.08
A- A+
 
         Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım 'ilim ve akıl'dır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında "belki gayelere tamamen erişemediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi" tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde "akıl ve ilmin rehberliğini" kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar.

                                                                                                          Mustafa Kemal Atatürk
                                                                                                          

         Atatürk ne diyor?

         "Ayet, dogma, kalıplaşmış kural" ortak paydada değişmezlik arz ederler. Benim sözlerim; kutsala ait değişmez ve değiştirilemez ayetler değildir. Getirdiğimiz yenilikler; taşlaşmış ve asla değişmez ve değiştirilemez katı kurallar silsilesi değildir. Böyle bir tam ve koşulsuz değişmezlik, bizim bu ülke için yaptıklarımız veya yapabildiklerimiz için geçerli değildir. Tüm bunlar; değiştirilebilir, yenilenebilir, düzenlenebilir. 


         Elbette bu meşakkatli bir yoldu, yapmak istediğimiz her şeyi tamamen başaramamış olabiliriz. Ve bu noktada şüphesiz ileride bazı şeylerin yenilenmesi veya düzenlenmesi, hatta topyekün değiştirilmesi dahi gerekebilir. Asıl önemli olan; bu değişim, düzenleme ve yenilikleri yaparken akıl ve ilim merkezinden uzaklaşmadan hareket etmektir. Ben size bu düşüncemi miras bırakıyorum. Beni putlaştırıp yaptıklarımızı tabulaştırmayın. Eğer beni benimseyecekseniz ve manevi mirasçım olacaksanız; size bırakacağım yegane değişmez miras "aklın ve ilmin yolundan ayrılmama ilkesi" olacaktır.


         Böyle diyor Atatürk... tüm akl-ı selimi, tevazusu ve yüksek devlet adamlığı öngörüsüyle.

                                              ----------------------------------------------------


         Aydınlık çeşitlilik arz eden bir şey değildir. Aydınlığın da, aydının da çeşidi olmaz bana göre. Karşımızda koskocaman ve yekpare tek bir aydınlık vardır. Bu aydınlığı ne kadar görebildiğimiz de gözümüzü ne kadar açabildiğimizle alakalı... bakış açımız ne kadar geniş olursa o kadar aydın oluruz. Ve merkeze odaklayıp sabitlediğimiz akıldan gayrı her değer, her kavram, bir diğerini baskılayarak ve daha az önemli kılarak gözümüze perde indirir. Örneğin; mensubu olduğumuz dini veya ideolojiyi merkeze koyduğumuzda, hayata bakışımız, algımız ve kendimizi ifade etme biçimimiz de sadece inancımız veya ideolojimiz üzerinden olacaktır.  Değerleri ve kavramları birbirleriyle savaştırmak en büyük handikapımız sanıyorum. Halbuki onların birbirleriyle savaştıkları filan yok. Sadece aklını başka başka değerlere, kavramlara koşulsuz şartsız, sorgusuz sualsiz emanet etmiş olan insanlar var... sanki emanet etmeseler değer değer olmaktan, kavram kavram olmaktan çıkacakmış gibi!


         Bu yazdığım son paragraf benim Mustafa Kemal'den aldığım, düstur edindiğim ve başımın üzerinde saygıyla taşıdığım manevi mirasın iki üç cümleyle yazıya dökülmüş şeklidir. Böyle bir mirasın varisi olmaktan onur duyuyorum. Atatürk'ü anlayabildiğim kadar olmasa da, biraz olsun anlatabildiğimi umarım. 


         Rahat uyusun, ruhu şad olsun...


         * Bu yazı, gördüğüm gerek(!) nedeniyle yoruma kapalıdır.


    

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın