15 YIL ÖNCE
17 Ağustos 2014, 00.12 A- A+
YIL : 17 / 08 / 1999 Marmara Depremi, ßugün : 17 / 08 / 2014 Aradan tam 15 YIL geçti, Daha dün gibi Aklımızda kalan Marmara Depreminde, Hayatını Kaybedenlerden Rahmet Diliyoruz.. Sakarya'da Depremi Yaşadım ve yaşadıklarımı Kısa bir şekilde anLatmak istedim..
Saat 03:02 geçe ßaşlayan deprem 45 Saniye sürmüştü, Yine bir yaz Aylarındaydı ve Ailem Köyde fındık toplamaya gitmişti. Evde bir abim birde ßen vardım o gece ßaşıma ütü masası düştü ve o şekilde uyandım, bi an kendime gelemedim dışardan çığlık sesleri geliyor etraf karanlık bi an ev üzerimize yıkılacak sandım, abimle birlikte apar topar kendimizi dışarı attık, Dışarsı ana baba günü herkez bi taraflara kaçıyor.. Inanın kıyamet kopuyor sandım:(( ki herkezde aynı düşüncedeydi... Simsiyah bir gece ne ışık var ne fener telefonlar dahi çaLışmıyordu, Buranın Meşhur oteli ELMAS HOTEL Gözümün önünde yerle bir oldu öyle cesetler gördüm ki anlatması gerçekten zor. Koca şehir bi anda boşaldı savaş alanına döndü her taraf, ayakta kalanlar valizini toplayıp şehri terketti. RABBİM o günleri bir daha yaşatmasın bizlere aminnnn
17 / Ağustos / 1999 UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ !!!
Saat 03:02 geçe ßaşlayan deprem 45 Saniye sürmüştü, Yine bir yaz Aylarındaydı ve Ailem Köyde fındık toplamaya gitmişti. Evde bir abim birde ßen vardım o gece ßaşıma ütü masası düştü ve o şekilde uyandım, bi an kendime gelemedim dışardan çığlık sesleri geliyor etraf karanlık bi an ev üzerimize yıkılacak sandım, abimle birlikte apar topar kendimizi dışarı attık, Dışarsı ana baba günü herkez bi taraflara kaçıyor.. Inanın kıyamet kopuyor sandım:(( ki herkezde aynı düşüncedeydi... Simsiyah bir gece ne ışık var ne fener telefonlar dahi çaLışmıyordu, Buranın Meşhur oteli ELMAS HOTEL Gözümün önünde yerle bir oldu öyle cesetler gördüm ki anlatması gerçekten zor. Koca şehir bi anda boşaldı savaş alanına döndü her taraf, ayakta kalanlar valizini toplayıp şehri terketti. RABBİM o günleri bir daha yaşatmasın bizlere aminnnn
17 / Ağustos / 1999 UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ !!!
YORUMLAR
Aradan tam 1 yıl geçmişti ve yazlıktaydık.Sabah uyandık erken saatte suya girelim dedikki görüntü tüyler ürperticiydi.Deniz kabardı derler ya, koskoca akdenizin suları ortadan sanki göğe doğru yükselmiş epey geri çekilmişti,çekilen suyun izi bile vardı metrelerce kumda ve ufuk çizgisi görünmüyordu gökyüzünün ve suyun renginin kızıla yakınlığından.
Ürktük eyvah dedik yine deprem olacak deniz üzerimize taşacak.Apar topar toplandık şehre döndük.Korkuyla bekledik olacakları, gece oldu şükür dedik hiçbir şey olmadı.Huzur içinde uyuyorken komşumuz İsmet Abla'nın çığlıkları mahalleyi sardı ''Uyanın duaya oturun komşular kıyamet kopuyor yer yerinden oynuyor kalkın dua edin tövbe edin'' diye ağlayarak çığlık çığlığa sabahın 4 sularında.Önce olayı anladık derken herkes televizyonlara sarıldıki görüntü korkunçtu.Koskoca Marmarayı tuz buz olmuş şekilde helikopterle gösterebiliyorlardı.Nasıl ağlıyorduk ,şükrettik Adana depremini az hasarla atlattığımıza ama gerçekten kıyamet kopuyordu koskoca Marmarada.
Onlar bizim kadar şanslı değillerdi.
Mekanları cennet olsun, Rabbim bir daha hiçbir kuluna böyle afetler yaşatmasın inşallah...
Gölcükte yaşadım ben. Anlatılmaz yaşanır:((
Sadece birinci derece yakınlarımdan 60 canımı verdim 17 Ağustosa.
Rabbim kimseye yaşatmasın.
Ağustos güzel 17 si olmasa:((
Ağustos depremini Yalova’da her detayıyla yaşayan biri olarak, şu an canımın acısını ifade etmenin zorluğunu yaşıyorum. Ne o geceyi, ne de daha sonraki günlerde yaşadıklarımızı anlatacak gücüm var. Tesadüf bu ya yaklaşık bir saat önce Değirmendere’den geçtik. Işıl ışıldı her yer ama ben o ışıltıda çığlıkları, karanlığı ve acıyı hissettim. 17 Ağustos depreminden sonra yanlış hatırlamıyorsam 2000 den fazla dava açıldı ne acıdır ki birçoğu zaman aşımından düştü. Kimi davalar komik sonuçlara bağlandı, kimisi hiç ceza bile almadı. Benim kentimde ceza alan tek kişi Veli Göçer oldu. Tüm yıkılan evlerin, yitip giden canların tek diyeti gibi… şaka gibi…
Söylenecek kelimelerin çokluğu bazen susturuyor insanı… belki de birikmiş acılarımdır suskunluğumun canı…