gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Gece tadında yaşam...

25 Ekim 2014, 03.40
A- A+
"Gece olunca yatmayı, sabah olunca kalkmayı bilmez benim kızım" der babam bana her  zaman. Yaşamımın her diliminde geceleri yapacak birçok şey bulmuşumdur kendime özel.  Hep sevmişimdir geceyi. Sessizdir, sakindir, el ayak çekilmiştir. Ve o anda huzur baş gösterir alabildiğine.
Evde ve her yerde sükunet kol geziyorken gecenin büyüsü katlanarak çoğalır bende. Erken yatıp erken kalkmayı hiç beceremedim ömrümce, zorunlu olduğum çalışma hayatım haricinde. Gerçi o zamanlarda da becerebildiğim sadece erken kalkmaktı erken yatmak yine yoktu bende.

Gün bittiğinde, bir takvim yaprağı daha yırtılıp atılırken, bir yaprak daha düşerken daldan, dönüp güne baktım sessizce. Ne kadar uzun zamandı aslında sabahtan bu yana geçen zaman. Kocaa bir gün!  Bir günün içine neler sığmıştı. Aslında fevkaladeliği olmayan sıradan bir gündü bugün benim için. Hemen hemen her gün gibi.  Sıradan bir kahvaltı, sıradan günlük işler, sıradan yapılan sohbetler.. Ardından akşam yemeği ve gece...

Kendi kendimle başbaşa kalmanın hazzıyla bazı duygularımın üstünü örten, bazılarınınsa içini açan gece! 

Sonra palaspandıras geçen bir ömrün içinden dönüp şöyle bir baktım geriye. Bir ömrün içine neler sığmıştı. Mutluluklar, mutsuzluklar, umutlar, hayal kırıklıkları, yılgınlıklar, bezginlikler, yine umutlar, keşkeler, eyvahlar yine umutlar...Düşe kalka, ine çıka, itiş kakış...Herkesin yaşamındaki zincir halkaları sanırım bunlar. 

Sabah kalktığımda hiç bitmeyecek kadar uzun görünen gün, göz açıp kapayıncaya kadar geçip akşam oluveriyor. İşte gün hızıyla geçiyor yaşam da. Yirmili yaşlardan bakarken hayata hiç bitmeyecek gibi gözüken ömür, bugün geriye doğru baktığımda o kadar da uzun değil gibi görünüyor bana. Ve hayat artık  pek çok şey için geç kalınmışlığın sinyallerini veriyor bana durmadan. Belki de zaman zaman pürtelaş olma halimin sebebi bu. Ya yetmezse zaman! Öyle ya daha çok şey var yaşanmamış, yaşanamamış. Okunmamış kitaplar, ayak basılmamış topraklar, söylenmemiş sevgi sözcükleri, öpmeye doyulmamış eller, bakmaya doyulmamış gözler...Bunun gibi pek çok şey. Buna rağmen kıymetini bilmeden hoyratça harcadığım hayatın içinde istif edilmiş nice yaşanmışlık da var. Okuduğum kitaplar, gezip dolaştığım yerler, sarıldığım, sarmaladığım bedenler, öpüp kokladığım eller, doğurduğum günden beri bebeklerinin içine baktığım gözler...

Sorgulamalarımın paralelinde sessizce ve derinden gelen müziğin tınılarına sıkıştırdığım anı yaşayarak  bir yanımda  çayım, diğer yanımda yarın tekrar yaşamda var olup kaldığım yerden devam edebilme umudunu besleyen, arasına ayraç sıkıştırdığım kitabım, içinde iki tek kalmış sigara paketimle gece tadında bitiriyorum bu günü...

Bir yanım dingin ve durgun diğer yanım yine evecen, yine karışık, yine pürtelaş...

Lilaa___

Ekim 2014

YORUMLAR

26 Ekim 2014, 01.45
çok etkilendim  sanki ben....
27 Ekim 2014, 00.45
yine müthiş olmuş Lilammm,,ellerin dert görmesin ,yüreğine sağlık...
27 Ekim 2014, 11.26
Şimdiye kadar okuduğum en güzel blog yazısıydı eline sağlık :)
27 Ekim 2014, 12.13
Ellerinize Sağlık güzel olmuş...
27 Ekim 2014, 17.29
Çokk teşekkürler, duygularımı iletebildiğimi düşünüyorum sizlere.Sevgi ve muhabetle...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın