gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Karmakarışık

11 Ağustos 2024, 06.59
A- A+
  

       Hayatınızın hangi dönemlerini silmek isterdiniz? Çocukluk mu, ergenlik mi,askerlik mi, evlilik mi, aşk mı?... Peki ya sanal hayatınız? orada hangi günleri, anları, yılları silerdiniz?...

      Peki ya yeniden yazmak isterseniz bir şeyleri nereden başlardınız? Senaryoyu en başından mı, ortasından mı değiştirirdiniz?...

      En başa dönmek isterdim. Çocukluğuma. Sırasıyla her dönemi yeni baştan yaşamak isterdim ve yeniden şekillendirebilmek. Sonra ergenlik, hayat vesayre...

      Ama en çok sanal hayatımı değiştirmek isterdim. Hayatın günlüğünü tutar gibi sanal günlükler de tutmak isterdim. Neden mi? Güzel bağlar kurmuştum dönem dönem, sımsıkı sandığım, uzun süreli dostluklar, arkadaşlıklar, oyunculuklar.

      Kalpler kırdım mesela,kalbim kırıldı. Agresif günler yaşadım, kimsenin aklında bile canlandıramayacağı öfke nöbetleri sergiledim olmadık anlarda. 

      Hemen herkesle kontrollü muhabbetler ettim, seviyemi korudum. yada öyle olduğunu düşünmek istedim bilemiyorum.

      Erişilmez sanılan kimselerin kalplerine dokundum, güzel günler, geceler paylaştım oyunlar oynayarak, nazikçe ve naifçe sohbetler kurarak.Fazla sürmedi onları da kaybettim mesela. Kendi hatalarımdı çoğu, çoğuda onların önyargıları.
   
      İlginç bir şekilde özlediklerim oldu, kaybettiklerim, ulaşamadıklarım. İzlerini kaybettirenler de oldu, kendi sınırlarını çekerek önüme duvarlar örenlerde.
  
      Neden hep mükemmele oynadık ki aslında. Ne sıradan olmayı kabullenebildik, ne de herkesi sıradan görebildik. Gerek varmıydı onca güzelliğe rağmen çirkin yanlarımızla ortaya çıkmaya, pireyi deve yapmaya, halatlarla ördüğümüzü sandığımız bağları örümcek ağıymış gibi üfleyerek dağıtmaya?

      Özlüyor insan kendine güzel gelen şeyleri, hatta herşeyi. Kaybettiklerini de özlüyor, elinden kaçırdıklarınıda, kendi özünde güzelliklere kurduğu bağlarıda. Koyamıyorsunuz kimseyi kimsenin yerine inanın. Gerçi koymayı düşünmek saçmayken uygulamak daha saçmalık oda ayrı konu.

      İyisiyle kötüsüyle güzel koksoca yıllar. Bir gün biri geliyor aslında'' sen benim tek arkadaşımdın'' diyor sana.'' Bir gün sessizce benimle dialoğu durup dururken sen kestin ve gittin'' diyor. Kimliğini açık etmeden, üstü kapalı gitmeme gönlünün kırıldığını belirten gizemli bir eski dost çıka geliyor. Tam da kucağına bir bomba bırakır kaçarcasına.

       Samanlıkta iğne arıyorum biliyor musunuz. Eski kendine güven de kalmamış şekilde merak içerisindeyim.Hadi gel şimdi eskiye dönme, günlük tutma sanal alemden. O kişiye kendini savunacak sözün kalmıyor mesela. Kimseyi terketmediğine, dostlukları bitirmediğine inansan da kısa bir kaç cümle yetiyor seni tepe taklak etmeye.

       Umarım bu yazıyı gönülden iletmek istediğim iki şahıs gönüllerince okurlar. Umarım hatamı telafi için bir fırsat sunabilirler.Umarım bunca yıla değen oyunculuğum bir şekilde yeni kapılar açmama vesile olabilir. Umarım bilerek ya da bilmeyerek sizlerde aynı hatalara düşmezsiniz.

                      Güzel dostluklarınızın sonsuza dek sürebilmesi dileklerimle...

YORUMLAR

15 Ağustos 2024, 16.58
Her kelimenizin altına imzamı atıyorum.Hayatı çok güzel anlatmışsınız.Geçmiş ve gelecek arasındaki koca boşluğu çok güzel özetlemişsiniz.Tebrik ederim.
16 Ağustos 2024, 00.37
Ne yaşadın, ne ettin onu bunu bilmem de kendi içinde yaşadıkların çok güzel. Önemli olan ne yaşadığın değil ne hissettiklerindi. Kendine bir dünya kurmuşsun, kendini eleştirmişsin bu da güzel ayrı bir konu; bunları bu şekilde yazıya dökmek harikaydı. Kutlarım.
19 Ağustos 2024, 16.27
Eline koluna saglık ablam cok güzel yazmışsın okurken duygulandım :((
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın