gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Kimse Beni Sevmiyor!

18 Mayıs 2016, 23.16
A- A+

Hepimiz bir ümitsizlik ve yalnızlık anında kendimize söylemişizdir bu sözleri ya da
çevremizde bizi sevenlere sitem etmişizdir; "Kimse beni sevmiyor!" diye.

Bugün dünyada "kimse beni sevmiyor" diyenlerin sayısı baş döndürücü bir hızla artıyor.
Yalnızlık çağımızın hastalığı.

Alman yönetmen Doris Dörrie'nin "Nobody Loves Me" adlı filmine rast geldim geçenlerde.
Rast geldiğim sırada, neden milyonlarca kişinin yalnız kalplere umut bağladığını anlar gibi
oldum.

Filmi izlerken, bir yandan da düşündüm.
Asya kültürlerinde birey hala kendi başına bir değer değil, kolektif değerlerde arıyoruz
bireysel kimliğimizi. Türkiye'de de böyle. Sürüden ayrılanı gerçekten kurt kapıyor.

Batı kültürünün en uç noktası olan Amerikan yaşamında ise, birey her şey demek. Toplumsal
değerler, aile bile, artık bireyin ihtiyaçlarından sonra geliyor.

Her şeyin toplum veya her şeyin birey olduğu bu iki uç arasında; acaba bir orta yol var mı?
.
.
Halbuki yalnız yaşamak, büyük ve güzel bir sınavdır.
Herkesin çekmesi gereken bir çiledir.
Bir iş bulmak, zar zor geçimini sağlamak,
Küçük, şirin evinde çorbasını kaynatmak,
Sevecek birisini düşlemek ve en umutsuz, yalnızlık anlarında "kimse beni sevmiyor" diye
ağlamak belki.
Bu saydıklarım, aslında insanın kendisini bulmasını sağlar, hayatla arasında kendi koşullarını
dayattığı yeni bir anlaşma imzalamasını mümkün kılar.
Koşullarınızın hepsi yerine gelmese bile, daha güçlü çıkarsınız inanın bu çabadan.

Bir süre yalnız yaşamadan, kim olduğunuzu keşfedemezsiniz.
Kendinizi bulunca da, yeni bir bedel ödemek zorunda kalırsınız.
Birbirine baskı yapmadan, özgürlüğü paylaşabilme çilesi başlar.

Hiçbir özgürlük mutlak değildir tabiki. Ama bireysel özgürlük en kutsal değerdir.

İster kişinin bedeni ve ruhu olsun, ister vicdan hürriyeti.
.
.
Aklıma gelmişken, "Nobody Loves Me (Kimse Beni Sevmiyor)" filmini izlemeyenler için; mutlaka
izlemelerini tavsiye ederim.
Yüzünüzde kocaman bir tebessüm,
Zihninizde uçuşan fikirler,
Gönlünüzde yeni projelerle çıkacaksınız :)
.
.
sevgi ile kalın,
bulutsuz olun...

YORUMLAR

20 Mayıs 2016, 17.17
Kimse beni sevmiyor, söylemi aslında birazda varoluşumuzu başkaları üzerinden teyit etme çabası değil midir ? Şahsen ben hep böyle düşünmüşümdür sanki kimse bizi sevmese serpiştirildiğimiz dünyada yokmuşuz gibi varlığımızı birilerinin bize duyduğu sevgi ve değer anlamlı kılacakmış gibi.
20 Mayıs 2016, 23.21
ilginc bie konuya deginmissin yine,, güzell anlatimdi tskler..
20 Mayıs 2016, 23.30
...
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.

Evet yalnızlık değerlidir ama en az Orhan Veli nin yukarıda anlattığı kadar da zordur. Buna rağmen yalnızlığı aramanın nedeni kişinin kendisini aramasıdır. 

Toplumda "kendi olamayan"  kendisi olarak kabul görmeyen, kendisini bir yere koyamayan birey kendini yalnızlıkta arar. Benim için özgürlüğün anlamı da budur. Kişinin aradığı aslında özgürlüğüdür. Bireyin bunu yasayabilmesi için toplumun "sosyal olgunluğa" doygunluğa ulaşmış olması gereklidir. İşte orta yol da ancak böyle olanaklıdır. Bireyi toplumdan ayrı düşünmek olanaksızdır çünkü insan sosyal bir varlıktır. "Tek başına mutlu olmak utanılacak birseydir." Camus nün bu sözü herşeyi özetlemektedir. İnsan tabiki toplumla anlamlıdır. Hatta o kadar uzağa gittiğim için şu an kendimi kınıyorum :) Olayı asıl özetleyen cümleyi Nazım Hikmet şöyle söylemiştir: "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardescesine." Vay be söze bak! Ne kadar güzel söylemiş ama.

Yaşamak;
bir ağaç gibi,
tek ve hür;
ve bir orman gibi
kardeşçesine.

Batının birey merkezli yaşam tarzı, onların inançlardan, geleneklerden kopma, kültürel yozlaşma anlamında bizim çok ilerimizde olduklarının göstergesidir. Zira İncil de bireyi bir topluluğa dahil olmaya davet etmektedir. 

Yine lafı çok uzattık nerede duracağımızı unuttuk. Sözün özü bunlar derin meseleler aga. Benim yorumlamam bu kadar :)
21 Mayıs 2016, 10.29
İnsanın kendisini sevilmeye muhtaç görmesi insani bir tepkidir tabi ki. Fakat bu tıpkı Kuğ__'unun da dediği üzere insanın kendi vicdanıyla barışık olabilmesi veya olamaması ile de ilgili bir durumdur diye düşünüyorum. Dünyaya hiçbir borcunun olmayacağı temelinde çaba sarf eden bir insanın kendisinin sevilmesini ücret olarak görmemesi onun haklılığını gösterir. Sevgiye karşı tok gözlü bir tutum takınmışsa ve bunu kendi içinde normalleştirmişse o kişiye her zaman bravo derim.

Ama işte böyle bir hayat çizgisinde herkes yürüyemiyor dimi. Sevgiye tamah etmek günümüz dünyasının gündeliğinde gelip geçici popüler bir uğraş haline geldi, bir de böyle bir durum var. Aslında insan tüm duyularıyla ayakları yere sağlam basan ve temeli olan gerekçeler ile kendisini sevemiyorsa sevgiye ekstra el avuç açması normal oluyor. 

Her şeyin doğaçlama dışında zorlamayla olmasını sağlamak bireyleri gerer. Bu zorlama sevgi için olsa bile bu böyledir.
21 Mayıs 2016, 16.12
Biz seni çok seviyoruz ama simyacı.... iyi yürekli, melek yüzlü, güzel insan..
21 Mayıs 2016, 21.07
çok güzel yazı olmuş elinize sağlık
22 Mayıs 2016, 01.27

değerli yorum ve görüşleriniz için ayrı ayrı hepinize çok teşekkür ederim .
11 Haziran 2016, 23.05
Begendim Aris fikirlerime kismen tercüman olmussun bir kez daha. Okuduktan sonra aklimda kalan "star" cümlen "bireysel özgürlük en kutsal degerdir" oldu. Bu çok dogru ama biraz eksik bence. Toplum olmadan da bireysel özgürlügün bu kdr kutsal olacagini düsünmek yanlis olurdu.Bu iyiyi iyi yapan kötülügün var olusu gibi yada kötüyü kötü yapan iyiliklerin olusu..
Özet olarak ne demis Nazim, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine". Yada bu aralar herseye anlam kazandiran slogan, 'DEMOKRATIK TOPLUM --- ÖZGÜR YASAM" ;)
20 Haziran 2016, 11.34
çok teşekkür ederim Ezmira yorumun için ;) 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın