olabildine düşük profil bi kişilik
Versiyon 2’yi kullanayım ben.
Hangi duygularla yazıldığını tahmin edemiyorum. Bilmekte istemem doğrusu, zira yazının çağrıştırdığı o hissi kaybetmek var…
Yazıyı okuyunca, sahile vuran Aylan, akbabanın ölümünü beklediği yetim Afrika’lı, gün yüzü görmemiş bir Filistin’li kız çocuğu geliyor mesela aklıma.
Anasını kaybetmiş bir kuzunun döne döne yalvarışı, yaralı bir kuşun çığlık çığlık haykırışı geliyor örneğin aklıma.
Açlıktan, bombalardan, zulümlerden ölen mazlum bir insanın son nefesi geliyor aklıma.
Haksız yere ölen, öldürülen bir gencin son çırpınışları geliyor aklıma.
Kalburüstü bir yazı olmuş. Tebrik ederim…
Maneviyatsız bir evrak, bir tapu belgesi, bir noter çıktısı olabilmek bile zordu, şanstı. Ne çok isterdim oysa, vazgeçilmeyen olmak, asla dönüştürülmeyecek olmak; ecelimle sararıp, en gizli, en özel kuytularda saklanmak, sahiplenilmek... Ne çok isterdim...
Oysa şimdi; "kağıt kesiği"nden hüküm giymiş, lekelenmiş, kana bulanmış, kenarları kıvrılıp sararmış, bir çöp tenekesine dahil olan pespaye bir atığım. Hiçbir şey hikaye edilmedi bana, hiçbir anlam ve kıymetim yok, bir not dahi düşülmedi üzerime.
Zevkle okudum ve bunları aralarından seçtim çok yalın ve eğitici,yi bir ders niteliği yüreğine sağlık.
Hayran kaldım...
Klavyenin başında yarım saati geçirdim, hala bekliyorum.Hani derler ya elim kolum bağlandı, hiç bir şey yapamıyorum diye. Bende hayal kırıklığı yarattınız,anlamsız bir yazı olmuş,ne bileyim birazda sıkıcı,sonra bir çok imla hatalarıda var desemde ne kadar sersem olduğumu kanıtlamış olurdum sanırım. Bu ne yaaa!! Varlığınız büyük şans, yokluğunuz :((((( Neee!!!! ? yalanmı söylüyorum?
İyiki varsınız :)
Asi; hangi kişilik? Kişilik analizi mi yapmışım ki? A4'ün kağıt kalitesini mi beğenmedin yoksa?
1Yalnızlık; ikinci yazı eski bir yazım, esasında versiyon kabul etmeyecek bir yazı biliyorum. Tercihin doğru. Kontrast yapayım dedim :) Aklına gelenlerin hepsi ve daha fazlası aklımdakilerdir. İnsan her ne yazarsa, o kalbinde ve aklında yer edenlerle yazar zaten. İlla ki kelimelerinden, cümlelerinin bir kenarından dökülür onlar. Okuduğunda hissettiğini hiç kaybetmeni istemem, ne hissetmişsen o... Teşekkür ederim beğenin için, bu güzel yorumun için.
!Ogır; çok teşekkür ederim. Önceki yazıdan 1 çiçek alacağın kalmıştı :)
Kalsaydın; yorumunuzu okurken, yüzüm sırasıyla şu hallere büründü:

Alemsiniz :) Çok teşekkür ediyorum yorumunuza.
Tekrar teşekkürler arkadaşlar. Bu güzel geri dönüşler çok mutluluk verici benim için
yazıyı A4 kendi kendine yazmadığına göre yazan birileri var demi yani yazan bi kişi o kişininde bi kişlği vardır. her sanatkar eserine kendiden bişiler katar farklılıklar bunlar ve kişlğinide eserine yansıtır burda bu yansımayı göremiyosanız dicek bşi yok. ruh halini hayata bakşını belli yerlerde açığa vurmuş bunu bilnçli yapmış olmayablir.
Siz sadece a4 e bakarsnız bende a4 ve üstndeki kalemin a4 e doknşlarına
dahada açıklayıcı olablirim
Asi; farkında mısın bilmiyorum ama bu son yorumundan da, "düşük profilli" diye nitelediğin kişilik zatıma ait olmuş oluyor :) Bana böylesi bir hakarette bulanabileceğini düşünmüyorum. İnsanların söyledikleriyle, söylemek istedikleri her zaman bir olmuyor. Aklındakini doğru ifade edebilmek konusunda handikapın olduğunu biliyorum. Bu yüzden hiç okumamışım varsayıyorum bu yorumunu. Esasen; konuyla alakasız yorumlara hiç cevap vermemek gerek. Ben orada yanlış yapmışım sana o soruları sorarak, sen de o soruları hiç görmemiş ol en iyisi :)
;((((( Resmen ağlayacağım şu anda, yaklaşık bir saat boyunca yorum yazdım ve göndere bastım
Üye girişi uyarısı aldım,maalesef giriş yapmamışım. ;( Dolayısıyla,özene bezene hazırladığım
yorumum gitti .
Öncelikle sizi üzmeyi aklımdan bile geçirmem.İlk yorumumda biraz şaka yapmak istedim .
Sizi üzdüysem (arada bile) özür dilerim.Bugünkü yorumumda özetle şunları yazmıştım.Başlangıçta şu soruyu sormuştum. Bu yapıt sizin eserinizmi? Lütfen bu sorumu yanlış anlamayın, abartmıyorumsize çok yakıştırırım.
Geç oldu, sabah erken kalkmam gerekiyor .Sonra yorum yapmak isterim bu yazınıza, şimdilik hoşcakalın.
Kalsaydın; :) Yorum ya da yazı, direkt sayfaya yazmamanızı tavsiye ederim, yazıp sonra kopyala-yapıştır yapın. Benim de başıma çok geldiği için akıllandım :) Beni üzmüş değilsiniz, elbette anladım şaka yaptığınızı.
Sorunuzu da hiç yanlış anlamıyorum. Ben de, bu sayfaları takip etmeye başladığımda ,alıntı yapılıp yapılamayacağını bilmediğimden, sağlam kalemi olan bir arkadaşa aynı soruyu sormuştum :) Gerçi; hırsız olan her şekilde yapar hırsızlığını, toplama, türetme vs. yedirilebiliyor. Bu yüzden burada yazılanların hepsi orijinaldir diyemem. Ama ben kendi yazılarım hakkında size garanti verebilirim :) Hepsi, her cümlesi bana aittir.
Yazının II. versiyonu da, yine burada daha önce yazmış olduğum bir yazı. Benim blogların 7.sayfasında mevcut, bakabilirsiniz. Buraya eklemiş olduklarımdan bazıları, bu versiyon II de dahil olmak üzere noterden adıma tescilli yazılardır. Keşke insanların ahlakı gelişkin olsa da, her yazdığımı ekleyebilsem dilediğimce. Ama olamıyor :) Yazıları sağdan-soldan topluyorum sonra, her defasında da noter bildiğiniz masraf. Böyle yani... :)
Bu muhteşem yazınızın, 7. sayfadaki yorumlarını okudum, arkadaşların çoğuyla ifadelerimin aynı olduğunu belirtmek istiyorum. Aşk bu, bir,iki versiyonla kalmaz herhalde :) umuyorum bunların arkasıda gelir. Ya bu arada, aşk tanrıçaları sizin yazınızı okusalar mesleği bırakırlardı sanırım .Hem I.versiyon,hemde II.versiyon muhteşem olmuş gerçekten.Tekrar elinize, yüreğinize,emeğinize sağlık.
Şimartmayın beni, hiç çekilmem Kalsaydın :) Teşekkür ediyorum.
İlginç ve etkileyici bir tasavvur.
http://cezbee.blogspot.com.tr

16_08_01_archive.html
Hayalet bi yorumum vardı, nereye gitti ki

Üç harfiler mi girdi yoksa buralara nedir ya! Tırsıyorum billahi :) Dur bi daha yazayım :) Gamyun, blog portal arazisine patates ekmeye karar vermiş, diyorlar. Doğru mu acaba? Galiba böyle demiştim, yeni yazının linkini verdikten sonra.
Dark; teşekkür ederim güzel değerlendirmeniz için. Nick tanıdık olmayınca profiline bakıyorum. Blog varsa şöyle bi göz gezdiriyorum. Sizinkini okudum ama başından sonuna kadar. Yazdığınız tarihte, bugün olduğu kadar irritasyona uğramamıştık milletcek. Konu düşünüldüğünde, "keşke o zaman okumuş olsaydım" dedim. Yine de yazı temiz, sürpriz son da keyifliydi.
Ne biliyim yani ne diyeceğsin ne diyeceğine...deyip demiyeceğine hiçbir şey ne deyer ne kim kim.. kimse.. kimseyi dinler ne bir şey anlatabilirsin ne dinleyeğen oluğur
Xahhak; sanıyorum anadillerimiz farklı. Yoksa "just add water" yönergesine uyulmamış da olabilir :) "Xahhak" ne demek bulacağım diye arama motoru kafalı tiplere döndüm. "D"li bir versiyonunu buldum. İki efsane okudum hakkında, ikinisini de çok beğendim. Sonra biraz daha zorladım 21 Mart'a ulaştım :) Gayet zevkli bir gezintiydi. Teşekkür ederim :)
Hahahahaha buldum buldum! Xahhak :)
https://www.youtube.com/watch?v=5dE1uq7Hqh0
Üstad bu röportajında ne deyip demeyeceğini, anlatım esnasında tebessüm ve serzenişlere yer vererek akıcı bir üslupla açıklamış. Kendisiyle aynı duyguları paylaştığım için mutluyum.
Retorik dehası mübarek :) Ben de kendisiyle tanıştığıma çok mutlu oldum. Yeri ve zamanı gelince mutlak faydalanacağım bu şaheserden. Yalnız kafama şu takıldı XahhaK; nasıl bir itkiyle bu yazının altına, bu yorumu yaptın? :) Yoksa şunu mu demek istiyorsun; anlatmışsın da, aha da işte bu kadar anlatmışsın :) Teessüf ederim

Ben de kabalık olmasın, belki cidden Türkçe'yi çok iyi bilmiyordur diye alttan alıyorum seni :) Olsun olsun, güzel kafalar bunlar, illa her şey alakalı olacak değil. Hem zaten; ne bileyim yani ne diyeceğsin, ne diyeceğine, deyip demeyeceğine, hiçbir şey ne değer, ne kim kim, kimse, kimse kimseyi dinler, ne bir şey anlatabilirsin, ne dinleyen olur .pppppp
YORUMLAR
Oysa şimdi; "kağıt kesiği"nden hüküm giymiş, lekelenmiş, kana bulanmış, kenarları kıvrılıp sararmış, bir çöp tenekesine dahil olan pespaye bir atığım. Hiçbir şey hikaye edilmedi bana, hiçbir anlam ve kıymetim yok, bir not dahi düşülmedi üzerime.
Zevkle okudum ve bunları aralarından seçtim çok yalın ve eğitici,yi bir ders niteliği yüreğine sağlık.
Hayran kaldım...
1Yalnızlık; ikinci yazı eski bir yazım, esasında versiyon kabul etmeyecek bir yazı biliyorum. Tercihin doğru. Kontrast yapayım dedim :) Aklına gelenlerin hepsi ve daha fazlası aklımdakilerdir. İnsan her ne yazarsa, o kalbinde ve aklında yer edenlerle yazar zaten. İlla ki kelimelerinden, cümlelerinin bir kenarından dökülür onlar. Okuduğunda hissettiğini hiç kaybetmeni istemem, ne hissetmişsen o... Teşekkür ederim beğenin için, bu güzel yorumun için.
!Ogır; çok teşekkür ederim. Önceki yazıdan 1 çiçek alacağın kalmıştı :)
Kalsaydın; yorumunuzu okurken, yüzüm sırasıyla şu hallere büründü:
Tekrar teşekkürler arkadaşlar. Bu güzel geri dönüşler çok mutluluk verici benim için
Sorunuzu da hiç yanlış anlamıyorum. Ben de, bu sayfaları takip etmeye başladığımda ,alıntı yapılıp yapılamayacağını bilmediğimden, sağlam kalemi olan bir arkadaşa aynı soruyu sormuştum :) Gerçi; hırsız olan her şekilde yapar hırsızlığını, toplama, türetme vs. yedirilebiliyor. Bu yüzden burada yazılanların hepsi orijinaldir diyemem. Ama ben kendi yazılarım hakkında size garanti verebilirim :) Hepsi, her cümlesi bana aittir.
Yazının II. versiyonu da, yine burada daha önce yazmış olduğum bir yazı. Benim blogların 7.sayfasında mevcut, bakabilirsiniz. Buraya eklemiş olduklarımdan bazıları, bu versiyon II de dahil olmak üzere noterden adıma tescilli yazılardır. Keşke insanların ahlakı gelişkin olsa da, her yazdığımı ekleyebilsem dilediğimce. Ama olamıyor :) Yazıları sağdan-soldan topluyorum sonra, her defasında da noter bildiğiniz masraf. Böyle yani... :)
Hayalet bi yorumum vardı, nereye gitti ki
Dark; teşekkür ederim güzel değerlendirmeniz için. Nick tanıdık olmayınca profiline bakıyorum. Blog varsa şöyle bi göz gezdiriyorum. Sizinkini okudum ama başından sonuna kadar. Yazdığınız tarihte, bugün olduğu kadar irritasyona uğramamıştık milletcek. Konu düşünüldüğünde, "keşke o zaman okumuş olsaydım" dedim. Yine de yazı temiz, sürpriz son da keyifliydi.
https://www.youtube.com/watch?v=5dE1uq7Hqh0