gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

DARBE’Lİ YILLAR (Evrenin Askerleri!)

12 Eylül 2017, 13.05
A- A+
İki sene geçmişti, darbenin yaraları sarılmaya çalışılıyordu. Ülkeyi yeniden yapılandırmak, kaybolan zaman ve değerleri yeniden kazanmak için yeni yeni uğraşlar çıkarıyordular! Maddi ve manevi kayıplar hiç kimsenin tahammül edemeyeceği boyutlardaydı!  Halk halen devlete karşı kırgındı, güven konusunda korkunç uçurumlar oluşmuştu. Yaralarını sarması çok zaman almıştı. Derin yaraları olanların yapacağı çok ta fazla bir şeyi yoktu! Ömür boyu o yaralarla yaşamak zorunda kalanlar çoğunluktaydı!

O zamanlar medya bu denli etkin değildi. Tek kanal televizyon sabahtan akşama kadar devlet bildirimlerini yayınlıyordu. Uzak kentler gazeteleri ancak bir iki gün sonra okuyabiliyordu.

Askerler düzenli olarak haftada 2-3 kez köylere gider durum tespiti yapardılar. Bir gün köy öğretmeni, 4 asker ve köy bekçisini de yanına alarak; tüm evleri dolaşıp okuma yazması olmayanları tespit ettiler. İlkokul yaşı geçmiş; yaşlı, okuma yazması ve diploması olmayanlar;  kırk beş günlük okuma-yazma sürecinden sonra sertifika verilecekti! Köy öğretmenlerine böyle bir talimat gelmişti!

Öğretmenler herkese bildirdi fakat uygulayan yoktu. Buraya kadar her şey normaldi. Fakat, anormal olan bazı şeyler vardı. Bu insanlar nasıl okula gidecekti. Zamanlama çok yanlıştı! Erkeklerin tamamı tarlada işinde gücünde, kadınlar ise ev işi çoluk çocuk. Akşamları ise öğretmenlerin güvenliği gerekçesiyle ders yapılamıyordu! Üstüne üstlük gündüzleri asker köyleri dolaşıp okula gitmeyenleri karakola götürmekle tehdit ediyordular!

Doğrusu öğretmenlerle köylülerin hiç bir sorunu yoktu. Okullar tatil olmuş tatilde olmaları gerekirdi.  Aslında bilinçli olarak devletin varlığını hissettirmek için öğretmenler baskıcı güç olarak -devlet gücü- olarak kullanılıyordu. Öğretmenlerde bunun bilincindeydiler bu yüzden kimsenin üzülmesini istemiyordular. Rica etmek ise işe yaramıyordu!

Bütün bunlar olurken öte tarafta; biri sağda biri solda insanlar darağacında sallandırılıyordu, Üniversite öğrencileri, yazarlar, gazeteciler, bilim adamları cezaevinde kahır çekerken, can korkusu içinde olanlar köşe bucak saklanırken, ülkenin eğitimini sıfıra indirenler, 75 yaşındaki ninelerden dedelerden medet umuyordular! Bilim adına!

Şafak sökmeden ‘’Evrenin askerleri’’ köyün her tarafını sardılar. Merkez Komutanlığında onlarca asker! Başlarında bir Yüzbaşı, Evler didik didik arandı, silah ve kaçak arama bahanesiyle adeta insanların hayatını cehenneme çevirdiler. Erkeklerin hepsi köy meydanında toplandı, insanları teker teker köy meydanında sorguya çektiler! Silah bulunmayınca neden okula gitmiyorsunuz diye onları sorguya çektiler? Öğretmenlerin çok fazla yapacağı bir şeyi yoktu. Onlarda esas duruşta bekliyor komutanın sorularına ‘’evet komutanım, tamam komutanım’’ tarzında cevap veriyordular. Hatta bir öğretmen; ‘’iş zamanı olduğu için insanlar gelemiyorlar okula’’ deyince komutan yakasını tutarak silkeledi ‘’Öğretmen bey neden görevini yapmıyorsunuz, sizlere de komutan yetkisi verilmemiş miydi!?’’ Öğretmen ‘’Peki gerekeni yaparız komutanım’’ diyebildi. Komutan ‘’Bir hafta sonra buraya geldiğimde herkesi okulda bulacağım’’ sert bir emirdi! Ve gittiler...

Ertesi gün köylüler çaresiz okula gitmek zorunda kaldılar! Öğleden sonra kadınlar okula gitti, onların dersleri bittikten sonra erkekler gitmeye başladılar.  İşin en zor tarafı bundan sonrasıymış meğer. Bebekleriyle gelmek zorunda kalanlar, hasta olanlar devamlı öksürüp aksıranlar, sınıfta örgü örenler... Ders dinleyen veya bir şey öğrenmeye çalışan var mıydı derseniz, kesinlikle hayır!

En önemlisi de; öğretmenlerle köylüler arasındaki iletişim sorunuydu, çünkü yaşlılar Türkçe bilmiyor, haliyle anlaşamıyorlardı. Sonrasında, askerler her gün, düzenli olarak köye gelip kursa katılımı kontrol ettiler. Onlar gidince veya gelmeden önce ben, öğretmenlere yardımcı oluyor, işlerini kolaylaştırmaya çalışıyordum. Böylelikle kazasız belasız 45 günlük kurs süresi bitti ve insanlar rahat nefes almaya başladılar.

O günlerden aklında kalan ne var derseniz, Pamuk teyzenin bana attığı tokat, hala unutamadım.

YORUMLAR

12 Eylül 2017, 15.17
kardeşim yazınızı okudum elinize ve yüreğinize sağlık.......ama keşke başlıkta evrenin askerleri diye başlık koymasaydınız o dönem askerdiim.........ama evrenin askeri değil.............
15 Eylül 2017, 16.18
sivil ve askeri darbelerin toplumu onlarca yil geri birakmasi bir yana iken asil onun toplum üzerindeki travmatik etkileri daha önemli agzina koluna saglik iyi islemissin ...
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın