gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

OTOBİYOGRAFI

01 Aralık 2017, 08.32
A- A+
Otobiyografi
 Yaşam öyküme benden öncekilerle; atalarımın yaşantılarıyla başlayayım bildiğim kadar:
 Yüzyıllar önce Balkanlar ' ın Osmanlı tarafından fethinden sonra, bu yeni yerleşim yerlerine Türk, Müslüman Anadolu halkından iskanlar olmuş. Büyük büyük dedelerim de Konya civarlarından Çakıroğulları, bu iskanda Bulgaristan 'ın Kızanlık Kasabası ' nın Hemitli Köyü ' ne yerleştirilmişler. Başka Türk aileleri, savaşlardan sonra oralarda kalan askerlerin aileleri, köy nüfusunun çoğunluğunu oluşturuyormuş. Bulgar halkla aralarında hiçbir sorun olmadan yıllarca barış içinde yaşamışlar. Büyük büyük dedem , Aşık Hüseyin bir halk ozanı imiş. Saz çalar, şiirler söyler,gelen konukları konağında ağırlar, sohbetler, söyleşiler yaparmış. Yeniliklere açık bir adammış: Fonograf, gramofon, taş plak gibi o zamana göre ileri teknoloji ürünü ne varsa gider Kızanlık 'tan, orada bulamazsa Sofya ' dan alır getirirmiş.Aşık Hüseyin 'in torunlarından Feyzullah, dedemin babası benim de büyük dedemdir. Dedem Bekir Çakır, kara yağız , mavi gözlü, oval yüzlü, hafif kemerli uzunca burunlu, ortadan uzun boylu yakışıklı bir adamdı. Kendi kendini yetiştirmiş eski yazı ile okuma yazma bildiği halde yeni Türk harflerini de kısa sürede öğrenmiş, okumayı çok seven bir insandı. Çocukluğumda evine gazete kitap giren tek aile bizimkiydi diyebilirim. Dedem tarihe meraklı idi Osmanlı tarihini oldukça iyi bilirdi. Cumhuriyet tarihi zaten yaşadıkları , bildikleri tarihti. Atatürk'e büyük bir sevgiyle bağlıydı. Dindardı ama softa, yobaz değildi. Sekiz on yaşlarında iken bana eski yazıyı, Kur'an okumayı, abdest alıp namaz kılmayı, namaz surelerini öğretti.
 Köylerinde gülcülükle uğraşırlarmış. Geniş gül bahçeleri- gül tarlaları demek daha doğru- varmış. Gül mevsiminde, güneş doğmadan gül yapraklarını toplar. kazanlarda kaynatır, imbiklerden geçirerek gülyağı, gülsuyu üretirler, kasabada ya da Sofya' da satarlarmış. Gül yağı kozmetik sanayiinde çok aranan bir madde olduğu için çok iyi fiyatla alıcı bulurlarmış. Kazançları iyi, yaşamları rahatmış. Konakları, dükkanları, ahırları, küçük baş büyük baş hayvanları varmış.
Dedem Bulgar askeri olarak askere alındığında, Birinci Dünya Savaşı başlamış. Genç karısını , yeni doğmuş oğlu Hüseyin'i -babamı- bırakarak orduya katılmış. Bir çatışma sırasında Fransızlara esir düşmüş. Tulon şehrinde beş yıl esir yaşamış. Bir gün bir fırsat bulup kaçak olarak bir gemiye binmişler bir arkadaşıyla. Pire limanında inerek Yunanistan'dan Bulgaristan ' a geçmeye çalışırken Yunanlılar tarafından yakalanmışlar. Fena halde dayak yedikten sonra kendilerini yara bere içinde Bulgaristan ' a atabilmişler. Bundan sonraki gelişmelerle yazılarıma devam edeceğim

YORUMLAR

07 Aralık 2017, 12.30
iyi araştırma yapmışın,diğer yazılarını merakla bekliyorum..

06 Ocak 2018, 16.23
buzzz_____: Çok teşekkür ederim; sevgiler;selamlar....
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın