gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

KARAAĞAÇ

24 Mart 2018, 19.59
A- A+

Karaağaç
 Köyüm köyüm; güzel köyüm!
"Yaşadığınız yeri çok seviyorsanız; orası dünyanın en güzel yeridir. Dünyanın en güzel yerini sevmiyorsanız orası dünyanın en güzel yeri değildir." Alıntı: Vizon Tele
 Beni köyümün derelerinde yıkasınlar!
 "Çimmişim derelerinde,
 Bir andız fidanı gibi büyümüşüm
 Topraklarının üstünde"
 Cahit Külebi
 Karaağaç: Doğduğum; on iki yaşıma kadar yaşadığım, ilkokul öğrenimimi tamamladığım; acı tatlı olaylar yaşadığım köyüm!
İlkokul öğretmenlerim: Naciye Hanım; Mehmet Karakoç, Necdet Şıpka... Naciye Öğretmen oldukça yaşlı,şişman,birinci sınıf öğretmenimdi. Beni çok sever başımı göğsüne bastırır iri göğüslerinin arasında nefessiz kalırdım! Hangi okul çıkışlı olduğunu bilmiyorum. Mehmet Karakoç ve Necdet Şıpka; ikinci sınıftan mezun oluncaya kadar öğrenim gördüğüm öğretmenlerim... Köy Enstitüsü çıkışlıydılar.Çok kültürlü, çok başarılı öğretmenlerdi.Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Köy Enstitülerinin kapatılması eğitim öğretim alanında yapılmış en büyük kötülük; kasıtlı bir ihanettir.
 Karaağaç'ın doğu , güney doğusundan iki dere geçer. Köy bu iki dereye paralel uzanan; Yukarı Mahalle ve Aşağı Mahalle olarak adlandırılan iki büyük mahalleden oluşur. Derelerden köye biraz daha uzak olanı Anadere; yakın olanı hatta bazı yerlerde köyün içinden geçen Değirmendere... Değirmendere; köyün alt tarafındaki değirmeni döndürmek üzere Ana- dere'den ayrılmış bir arktır; ama zamanla etrafı söğüt ağaçları, böğürtlen öbekleri, sazlar, çalılar, eğrelti, baldıran otları...vb. ile kaplanmış gerçek bir dere olmuş. Oldukça derin; Türkan'cığın boğulduğu; naaşını sudan çıkardığım dere... O olayı hatırladıkça içim yanar,yüreğim burkulur; sızlar...
 Kuzey Doğu yönünde kalan mahalleye Yukarı Mahalle, Güney Batı yönünde kalan mahalleye Aşağı Mahalle denirdi. Yukarı Mahalle biz " maacır"ların-muhacir- Aşağı Mahalle" gacal"ların (yerli) mahallesidir. Aslında onlar da Deliorman'dan daha önce gelip köye yerleşmiş gagavuz asıllı bir halktır. Bu iki mahalle halkı birbirleri ile pek geçinemez; pek sevişmezler! İki mahalle halkı birbirlerinden kız alıp vermez! Fakat; zaman zaman bir maacır delikanlısı gacal kızına; bir maacır kızı, gacal delikanlısına sevdalanır! Evlenirler! İki aile de bunları evlatlıktan reddeder! Büyük halamın oğlu Ahmet Dayı ve gacal kızı Hacer Yenge; kızı Hatice Hala ve Gacal delikanlı İdris Enişte gibi.Hacer Yenge'yi aile kabullendi. Fakat Hatice Hala ile İdris Enişte'yi kabullenmeleri o kadar kolay olmadı. Dedem, rahmetli Bekir Aga, onlara kucak açtı. Evimizin kiler, ardiye gibi kullanılan büyük bir odası vardı; o odayı onlara verdi; yerleştiler. İdris Enişte, güler yüzlü, neşeli sevecen bir genç adam; Hatice Hala, iri,çakır gözlü, beyaz tenli, yuvarlak yüzlü çok güzel bir kadındı. Bizim evde yaşadıkları sırada Türkan'cığı kaybettiler. Hepimiz için büyük acı; büyük yürek yangını, yıkım oldu. Sonra bir kızları daha olmuş; Emel Hanım... Yüz yüze görüşmedik.İnternette eşiyle bir fotoğraflarını gördüm. Bir gün Karaağaç'ta buluşacağız umarım.
 "Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin
 Benim doğduğum köyler de güzeldi.
 Sen de anlat doğduğun yerleri.
 Anlat biraz." Alıntı: Cahit Külebi
 Karaağaç Köyü Lüleburgaz'a yirmi dört kilometre uzaklıktadır. Kuzey - Kuzey Doğu'sunda Kazan Köy bulunur. Aralarında dört beş kilometre ya var ya yoktur. Kazan Köy'ün insanıyla bizim köylüler hiç anlaşamazlar. Arada bir husumet, düşmanlık yoktur; ama bir yakınlık samimiyet,bir sıcaklık da yoktur. Kazan Köylüler Lüleburgaz'a gitmek için bizim köyden geçmek zorundadırlar. Bir günden bir gün de durup bir bardak su,bir çay bir kahve içtikleri görülmemiştir. Bizim köyün insanı ne kadar sıcakkanlı, sevecen, konuk sever insanlarsa; Kazan Köylüler o denli soğuk, sevimsiz, nobrandırlar. Giyim kuşamları, konuşmaları, tavır ve davranışları bizimkilere hiç benzemez. Yüzleri gülmez, şakadan espriden anlamazlar.Aşırı derecede cimridirler. Kepirtepe'de o köyden bir iki çocuk vardı altı yıl boyunca aramızda bir yakınlık arkadaşlık kurulamadı.
Benim doğduğum köyleri
 Akşamları eşkıyalar basardı
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem.
 Konuş biraz.
 Benim doğduğum köylerde
 Kuzey rüzgarları eserdi
 Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır.
 Öp biraz.
 Cahit Külebi
dramaturg

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın