gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Gölgeni Öptüm

01 Kasım 2018, 02.16
A- A+
Yelkovan akrebi kovalıyor biteviye gecenin bir yerlerinde tan vaktine sayılı dakikalar, (halen bulamadılar Şirin’i!) üç oyun ard arda kazandım Babil’in orada lakin heyhat Banko’da gitti fıstıklarım hep yenildim az kaldı sıfıra, çık diye içimden Timuçin’den dinliyorum Müslüm şarkılarını (Nihayet tuttu elini Bahar’ın Arif) arabeskim ki hiç sorma beterinden, şakaklarım daha bir beyazlaştı kaygılar dolu dizgin senli, sevişmeler tenden uzaklarda artık, bekleyişler gelmeze / gelmeyişine endeksli, gecelerin köşelerine saklı umutlarım hayallerim hep sen bezeli..

Issız karanlıklarında gecelerin,
Sokak lambalarının değişken gölgeleri;Sığınağım…
Zaman, arzular yüklediğim; Katar!..
Bu gözyaşı sağanaklarında Gül dalım;
Bir bilsen ne isyanlar yatar!..
Kader misali sırtımda (yazgısızlığım);Heybem,
Pars bakışları hayallerimde duruşun,
Kaçıncı düş oluşun rüyalarıma,
Kaçıncı pervasız – acımasız; Vuruşun!...

Saatin tik takını duyuyorum tüm seslere rağmen, hem şarkı dinliyor hem dizi seyrediyorum, Müslüm’le İsyankar’ım, Bahar’la çaresiz, ilik bekler gibiyim Şirin’den ve hep sen geçiyorsun yüreğimin bir yerinden.
Belki de yoğunlaşmasaydı yazmayacaktım yine yazsam da paylaşmayacaktım ya da, Dramaturg’a yapılan yorum dellendirmeseydi hislerimi dönmeyecektim yılkılarımdan, neyse sövsem de içimden pis-pis humanistlikten ötede hiç bir şeyden anlamam.
Ne’olur çık aklımdan biraz, biraz boşla beni artık, Senin bacaklarına benziyor Şirin’in bacakları da yeni giysileri içinde..

Kuytu karanlıklarında gecelerin,
Kendi gölgeme ürkek adımlarım!..
Dudaklarımda rakı tadı aylar öncesinden kalan,
Kadir gecesi dualarımdasın; Olmazından,
Sensizlik kaldırım taşlarına yazılı,
Bir merhale uzantısı pars bakışların,
Her santimetre karemdesin-metre küpümde,
Moleküllerim kayık yine alkol vurgunlarım boşsul,
Atomlarına parçalanmış beynim; Hükümsüz!...
Titreyen parmaklarım yeteneksiz-yetersiz
Sıvı vurgunlarındayım olmazından; Güdümsüz!...

Geceler daha bir yoruyor beni, rakılamalar da kaldı uzaklarımda, sokak lambaları yansıyor odama perde aralarından, çatı katındaki evimin damında kumru uyanışları, güvercin guruldamaları da başladı, birazdan çatırdar hoporlörün sesi, sabah ezanı okunur, sen halen içerimdesin neden !? Neden acıtıyorsun beni her gece neden!?
Sevgilerde yarım kalırmış, siroz eden kadehlerin yarım kalışı gibi, yendim bak ciğer yağlanmalarını, çıktım sirozun koynundan nihayet, yaşantının güzelliğini gezip-dolaşıp alıyorum içmeyince gidemiyorum türkü barlara, gazinolara, pavyonlara da maalesef, seni yaşıyorum şehir terminallerinde tren garlarında uykusuz..

Zifiri karanlıklarında gecelerin,
En düzeysiz tartışmalardayım; Açılımlı (!)
Sokak lambalarının değişken gölgeleriyle kavgalıyım!
Bıyık altı tebessümleri yazgısızlığım,
Tinsel bir doymuşluktayım secde kapanmışlığında,
Bu şehrin ışıltılı caddeleri; Hüznüm…
Dualarım ışık uzantılarında sana doğru,
“Varlığım varlığına armağan” kabullenişi; Benimkisi,
Zaman hep ertelere endeksli,
Kurulmuş saatler rakı sofralarına,
Yeni – yeniden takılmış akortlu sazın telleri,
“Ayrılıktan zor belleme” figanları dudaklarımda,
Gölgenle dertleştim uzaklarında!...

Yeterli gelmiyor nota bilgilerim klavyeyle(Ork) de zaten yapılmıyor besteler, Çözse çözse vurgularını şiirlerimin Müfide (İnselel) nin gitarı çözer, ne çekti cep telefonuna bu Şirin nasıl da değiştirmişler Kore’den adepte ettikleri bu diziyi, bitiyorum Ceyda’ya güzel kız (!) Bir de gözleri göğ olsa!
Geceleri yaşamak gündüzleri ölmek benimkisi, gün boyu avare avare dolaşıp dağlarını Kayseri’nin motosikletle, dirhem uyuyamadan ta buralarına gelmek seni düşünerek gecelerin, şimdi daha bir anlıyorum gül dalım hükümsüzlüğünü hecelerin..

Güdümsüz karanlıklarında gecelerin,
Sokak lambalarının titrek gölgeleri; Barınağım,
Pars bakışlarında tebessüm,
Brokoli tadında nefes verişin;
Karanlıklara hükümsüz kıvılcımların,
“Geldiysen üç kere vur” dumurundayım,
Pençesindeyim işte umursuz kıvranışların!!
Olmayan gölgelerinin uzantılarındayım,
Cezirleri çoktan oldu yüreğimin,
İnsülinler toparlamaz glikozlarımı,
Son söylemim belki de böyle tutarsız,
Son oynayışım kozlarımı!..

Şirin’e sarılması yaşarttı mı nedir Bahar’ın gözlerimi, bu Özge de güzel rol yapıyor bravo hakkını yiyemem Şirin’in de, Nisan-Doruk zaten hep beğentilerde..
Daha bir sabah uzantılarında gölgeler balkonda sigara içiyor yan komşum öğretmen kadın, bu gece ki altıncı kahveyi içişim cam bardakta bayat-mayat, bir gitsen yüreğimden bir gitsen ne olur ? Yoruldum artık vurgun yemiş sünger avcıları gibiyim her gece sen geldikçe yüreğime, içmişten de beterim çıkardığım rakıyı hayatımdan, bir de atabilsem be Çaycı seni de aklımdan (!)

Issız karanlıklarında gecelerin,
En acımasızından teşbihlerin; Yüreğimi söktüm!..
Kuytu karanlıklarında gecelerin,
Sensizliğim acıttı beni Gül Dalım; Yaş döktüm!..
Zifiri karanlıklarında gecelerin,
Alkol dinlentilerinde; Küptüm!...
Güdümsüz karanlıklarında gecelerin,
Heyhat, yanında değildim Gülüm;
Ama gölgeni öptüm!...

01112018 – Kayseri

YORUMLAR

01 Kasım 2018, 12.19
Hoş geldin Os_Man_i. Çok iyi geldin. Aklına sağlık...
02 Kasım 2018, 01.51
Osman(ab)i, hoşgelmişsin, ne iyi etmişsin. Kalemine sağlık, özlemişim yazılarını okumayı. O münasebetsiz yorum sahibine teşekkür edesim geldi. Gerçi asıl sebep olana mı etmeli yoksa :) Bilmem ki vallahi, senin derdin yazmakladır belki de, diğer her şey bahanedir, o da mümkün.


Erken uyarı sistemli, bir sevgi terazisi icat etseler aşıklar için. Birinin sevgisi, diğerininkini aştı mı; ziller, HÜOPPP!!! diye çalsa mesela :) Diğerinden fazla seven, biraz dursa; sonra öteki sevmeye başlasa filan... Kimse üzülmese, herkes aynı anda ve ölçüde sevip; aynı anda ve hiç kalbi kırılmadan bitirebilse. Hayat bayram olsa, çiçekler açsa, kelebekler kanat çırpıp böcekler cıvıldaşsa .ddd Tüm bunlar olsa, eminim çok sıkıcı olurdu, sonra sen bunları da yazmazdın o zaman. Şimdi, "iyi" nedir, bilemedim ben... :)


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın