gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Sakat Ayağım

08 Şubat 2019, 18.29
A- A+
Sakat Ayağım
 Kaç yıl oldu tam olarak bilemiyorum.Biraz düşünsem bulabilirim de şimdi beynimi zorlayamam! Dışkapı Sosyal Sigortalar Hastanesi'nde yatmaktayım. Şebnem, büyük kızım refakatçi. Sabah... Sırtım ağrıdı. Kas ağrısı... Kaldığım odanın karşı çaprazında nöbetçi hemşire odası var. Şebnem'e " hemşireyi çağır da bana kas gevşetici bir iğne yapsın." dedim. Çağırdı... Hemşire derin uykusundan uyanmış; gözlerinden, halinden belli. Uyandırıldığı için de biraz tavırlı sanki.Elinde tek dozluk şıringalardan var. Nasıl olduysa iğneyi yapamadı;ilaç boşa gitti. Döndü, odasından bir tane daha aldı. Bu defa başardı.Ancak, fena halde canım yandı.Damardan, kalçadan, birçok kez iğne yapılıyor. Hatta her zaman damar aramamak için damarıma bir iğne sabitlediler; iğne yapmak gerektiğinde oradan yapıyorlar; serumu oradan veriyorlar.Hiçbir zaman bu kadar canımın yandığı olmamıştı. Sonradan öğrendik ki hemşirenin yaptığı iğne siyatik sinirine rast gelmiş, sinir hasar görmüş. Daha hemşire odadan çıkmadan ayağım uyuştu. O sırada doktorlar "viziteye" geldiler. "Doktor bey, iğneden sonra ayağım uyuştu."dedim.Doktor eliyle ayak tabanıma baskı yaptı. İtti,çekti. "Şuraya bas; buraya bas." dedi. Bastım. "Bir şey yok; geçer." dedi. Taburcu oldum eve geldik. Bir ağrı bir sancı başladı ki anlatılır gibi değil. Kalçamdan ayak başparmağımın ucuna kadar, şimşekler çakıyor; yıldırımlar düşüyor! Ben ki ağrıya sızıya, sancıya dayanıklılık yarışması yapılsa açık ara şampiyon olacak biriyim; bu ağrılar beni dahi aştı. Tekrar hastaneye gittik. Şebnem'le iki başımızayız; şimdiki gibi...Hastanelerin özel "ağrı merkezleri" varmış.O zaman öğrendik.Ağır yaralanmalara, derin yanık vakalarına, çok ileri kanser hastalarına, bakıyorlarmış.Oraya gittik. Yeşil mi, kırmızı mı? İşte renkli reçeteyle satılan bir ilaç verdiler. Bir damla... Suya damlatılıp içiliyor. İlaca başladım. Ayağımın ağrısı hafifledi. Ben o kadarına razıyım. Fakat bir koku sardı ortalığı. Her yer, her şey kokuyor. Yatak çarşafları, yastık kılıfı, pijamalarım, giysiler...vd. Her şey... Öyle çok kötü bir koku değil; baygın biraz iğde çiçeği kokusuna kükürt kokusu karışmış gibi! Benimle tüm sıkıntıyı çileyi de Şebnem çekiyor. Yeni yıkanmış çarşaflar, yastık kılıfları getirip koklatıyor; "kokuyor" diyorum. Öyle böye; koku sorununu aştık. İlaca devam ediyoruz. Bu defa halisünasyonlar başladı. Bir gece yataktan kalkıp giyindim. Daha doğrusu giyinmişim. İşe gidecekmişim. Evin hemen alt katında tren istasyonu varmış; treni kaçırmamak için acele ediyormuşum. Şebnem uyandı. "Baba ne yapıyorsun?" dedi." İşe gidiyorum; geç kaldım." dedim."Baba, senin işin falan yok; rüya görmüşsün yatağına yat." dedi. Kendime geldim; dönüp yattım. Fakat ilacı kullandıkça, bu tür olaylar devam etti. Doktorlar da eczacı da bizi uyarmadı. Ciddi şekilde akıl sağlığımın bozulduğunu düşünmeye başladım. Garip ve oldukça komik olaylar devam etti. Bir seferinde bi şey; insan gibi de değil gibi!.. Elimden tutup tuvalete götürüyor. Çişimi yapmamı bekliyor; tekrar elimden tutup yatağıma getiriyor. İşin garip yanı; ben bu olanları hiç yadırgamıyorum. Bir gece beni yatırınca, gitti kapıyla duvar arasına girdi oradan bana bakıyor. Tamam, yattım; git artık diyorum. Yalnız bunları sesli mi söylüyorum, söylediğimi mi varsayıyorum; onu bilemiyorum. İlaç ayağıma faydalı oldu,rahat bi nefes aldım tamam; ama halisünasyonlar, şekil değiştirerek devam ediyor.Hangi yıl olduğunu şimdi bilemiyorum. Yılın son günü,sabah; o kişi ya da şey(!) elimden tutup tuvalete götürüyor. Yarı yolda bırakıp gitti. Nereye gidiyorsun? Bırakma falan derken; küüt diye kafamı kapının pervazına çarptım. Gözüm morardı. Yılbaşı gecesi mor gözle çekilmiş fotoğraflarım hala durur.Ayağıma gelince; zamanın ve biraz da ilaçların etkisiyle o şiddetli ağrılar sona erdi. Yanma, karıncalanma, uyuşma devam etti. Bir süre yatağımın yanında bir kova su bulundurdum. Ayağımı suya soka çıkara uyumaya çalıştım. Şimdi vazgeçtim. Gene biraz yanma ve karıncalanma var ama idare ediyorum. Yürürken de iyi kötü biraz sürüklenerek, arkadaşına uymaya çalışıyor! Sağ ayağım, sakat ayağım; seni seviyorum.İyi ki varsın!
AliÇ.

YORUMLAR

09 Şubat 2019, 11.48
Ali dedem çok geçmiş olsun.. Ama epey uzun yıllar olmuş geçmiş maalesef :( Bu konu çok önemli bir konu. Hemşirenin hatası, ihmali, uykusuzluğu ve ortaya çıkan sonuçları ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Bu sadece hemşire ile de sınırlı bir sorun değil. Ne yazık ki, ülkemizde sağlık, eğitim başta olmak üzere bir çok hayati konuda eksiklerimiz mevcut. Bütün hayatınızı etkileyen siyatiğe denk gelen enjeksiyonun vebalini, nedenlerini iyi irdelemek gerekiyor. Sağlıklı yarınlar dedem.. iyi ki varsın ..
09 Şubat 2019, 14.17
ne denebilirki...siz iyi insansınız sonuç bu..
10 Şubat 2019, 01.09
Benimde dizlerim sakat :/
10 Şubat 2019, 10.44
Sevgili deTay çok teşekkür ederim. Değindiğin tüm konularda çok haklısın.Sana da sağlıklı,mutlu yarınlar. Yüreğine, fikirlerine sağlık. İyiki sen de varsın. Sevgiler selamlar.

Teacher _06_ sevgili Ankaralı meslektaşım, kardeşim; iyi insan olmaya hep çaba gösterdim. Olabildim mi? Bilemem. Kusurlarım, hatalarım, günahlarım... elbette çoktur. Yine de çok teşekkür ederim. Kuşkusuz sen de iyi bir insansın. Sevgi ve selamlarımla.
sakin1komsu, sana da şifalar dilerim.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın