gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BEN.....

08 Ocak 2020, 14.47
A- A+
BEN
Sonsuz evrenin bir yerlerinde "Ben"ler kendilerini "giyinecek" bedenleri beklerler. Daima vardırlar. Madde değildirler. Madde olabilmek için "bedenlenmeleri" gerekir. Her doğum olayı, bekleyen"Ben"lerden birinin " Ete kemiğe bürünmesi." mana aleminden madde alemine dönmesidir. Bu bekleyiş bazen çok uzun sürer; bazen de hiç gerçekleşmez. Bazen de aynı "BEN" değişik zamanlarda, tekrar tekrar bedene kavuşur. Yani aynı kişi değişik zamanlarda, dünyada yaşar. Fakat önceki yaşamlarını hatırlamaz. "Ben" dediğinde sanki hayal meyal bazı çağrışımlar belleğinde çakıp söner gibi olur. Daha önceki yaşamlarımız tıpkı, gördüğümüz ama hatırlayamadığımız düşler gibidir. " Bir düş gördüm ama ne gördüğümü bir türlü hatırlayamıyorum." deriz ya işte öyle bir şey.Bir zamanlar "yok" olduğumuz, "var olmadığımız" duygusunu hiçbir zaman kabullenemeyiz. Bir zaman gelip kesin olarak " yok olacağımız" duygusunu da kabullenemediğimiz gibi. Sanırım her kes aynı duyguları yaşıyordur.
Bu sonsuz evreni düşündüğümüzde, ne kadar küçük, ne kadar anlamsız, ne kadar zavallı olduğumuz duygusuna kapılırız. Sonra da şöyle düşünürüz; ya da düşünmeliyiz: Biz düşünmedikten, algılamadıktan sonra, dünya, evren, sonsuzluk olmuş, samanyolları, galaksiler, yıldızlar varmış ya da hiçbir şey yokmuş ne anlamı kalır? Varlık, ancak onu idrak eden varsa, "varlık"tır.
Peki bir zamanlar hiçbir şey yok idi ise ; nasıl, ne zaman, ve nerede başladı? Her şey nasıl başladı? Hatta niçin; kim için başladı? Eğer inançlı isek Rab Allah -"Ol" dedim "oldu"-diyor.
Tevrat 'a göre Tanrı var olan her şeyi altı günde yarattı. Yedinci günde dinlendi. Bu güne "sebt" günü dendi. Cumartesi yani "sebt" günü kutsal sayıldı.
"Sebt günü hiçbir iş yapmayacaksın. Karın, oğlun, kızın, kölen,cariyen, kapındaki garibin, öküzün, atın, eşeğin... hiçbiriniz çalışmayacaksınız."
Mistik, teolojik anlamda olaya yaklaştığımızda; din kitaplarındaki ortak anlatım yeryüzündeki yaşamın Adem'le başladığı şeklindedir. Rab Allah bir gün meleklere yeryüzünde akıllı bir varlık yani insanı yaratacağını haber verdi. Melekler "Ya Rab! biz seni takdis ve tesbih ederken, sen dünyada, kargaşa, çatışma, savaş çıkarıp kan dökecek bir tür mü yaratacaksın?" dediler. Tanrı: "Siz bilmezsiniz; gerçeği ancak ben bilirim." dedi.
Ve yerin toprağından bir avuç alarak ondan ilk insanı yarattı. Ona "Adem" adını verdi.
Aden'de bir bahçe yarattı. Bu bahçeye "Cennet" adını verdi. Adem'i bu bahçeye yerleştirdi. Adem bahçede her türlü meyvelerden yiyor, ağaçların arasında dolaşıyor, gölgelerinde dinlenip yatıp uyuyordu. Fakat tek başına canı sıkılmaya başladı. Bunalıma girdi ve kendisine bir arkadaş getirmesi için Rab Allah'a dua etti. Rab Allah, Adem'in duasını kabul etti ve ona topraktan bir eş yarattı.
Topraktan yaratılan bu ikinci insan Lilith adlı bir kadındı. Lilitl'le Adem birlikte yaşamaya, birlikte yatmaya başladılar. Adem ilk yaratılan, üstelik erkek olduğu için Lilith'e üstünlük taslamaya başlayınca, Lilith, "İkimiz de aynı şekilde topraktan yaratıldık. Her konuda eşitiz.Bahçede ve yatakta eşit haklara sahibiz. Her zaman sen üste çıkamazsın. Bir gece sen bir gece ben üste çıkacağız dedi. Bahçedeki iş bölümünde de eşit olmaları gerektiğini söyledi.
Hiçbir konuda anlaşma olanağı bulamayınca. Lilith, Tanrı'nın söylenmesi yasak olan adını söyleyerek lanetlendi ve Basra Körfezi'nde Şeytan'ın ve cinlerin yaşadığı bir mağaraya gitti. Orada, Şeytan'la ve cinlerle ilişkiye girdi. Şeytan ve cin çocuklar doğurdu. Hemde her gün; yüzlerce. Tüm kötülükler dünyaya buradan yayıldı
Lilith'in gitmesinden sonra Adem çok büyük bir üzüntü ve hasretle bunalıma girdi. Rab Allah Adem'i bu durumdan kurtarmak için derin bir uykuya daldırdı.Bu derin uyku halindeyken kaburga kemiklerinden birini alarak yerini etle doldurdu. Kaburga kemiğinden bir kadın yarattı. Adem uyanınca bu kadını Lilith sandı. Döndüğünü, uysallaşıp yumuşak başlı bir hale geldiğini sandı. Bu yeni haliyle ona Havva adını verdi. Havva bahçedeki yenmesi Rab Allah tarafından yasaklanmış meyveyi yediği için Adem'le ikisi cennetten kovuldular.
Dünya'da birbirlerinden çok uzaklara atıldılar. Sonunda bir araya gelip insan neslinin üremesini sağladılar.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın