gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Kesişme (....................... Oysa Sadece Bir bardak Çay İçmekti Dileğimiz )

19 Temmuz 2020, 14.16
A- A+

Çayını yudumlarken bir yandan da garsonla adamın sohbetini izliyordu, gözleri takılmıştı masaya.
Refik’in  garsona anlattığı hikayeyi duymuştu yarım yamalak. Garson kafeye yeni gelen müşterilerle ilgilenmek için kalkmıştı adamın yanından. Refik elindeki gazeteyi katlayıp masaya bıraktıktan sonra bir sigara yakmıştı. Sanki ruhunu yakmıştı da duman duman o gidiyordu uzaklara.

Çalan telefonu sessize alıp masanın köşesine koydu Nesrin.  Dışarıda yağmur iyice şiddetlenmişti, gerçi yerinden kalkıp bir yere de gidesi yoktu .   

Binlerce yılın yorgunluğu vardı sanki üzerinde, binlerce hayat yaşamış, binlerce ölmüştü.  İhanete uğramıştı sık sık,  ama asla ihanet etmemişti en çok canını yakana bile.  Yetmemişti sadakati. Çekip alamamıştı o cinnetin içinden; onca yıl birlikte olduğu, kızına baba olan  adamı.   
Kıskançlık en korkunç işkencelerden daha beter yaralamıştı kocasının ruhunu.

Ne diyordu Marcel Proust: “Hiçbirimiz tek bir insan değilizdir, hepimiz ahlaki değerleri farklı çok sayıda insan barındırırız içimizde.”
Kocası hangi yanıyla yaralamıştı onu ve hangi yanıyla öldürmüştü kendini,  düşünmek istemiyordu.
 
Yağmur artık şiddetini yitirmiş, insanlar işlerine güçlerine dönmeye başlamıştı dışarıda.
Caddeden gelen fren sesiyle irkildi kafenin müşterileri, sonrasında bağrışlar koşuşturmalar vs.  
Gayri ihtiyari yerlerinden kalkıp dışarı çıktı kafenin müşterileri. İşte o an yan yana geldi Nesrin  ve Refik.. Gözleri bir daha kenetlendi.

Yerde bir kadın yatıyordu, ona çarpan  otomobildeki genç panik içinde etraftakilere kadının birden önüne atladığını, duramadığını anlatıyordu.
Otuz beş kırk civarında olmalıydı yerde kanlar içinde yatan kadının yaşı. Kadın sanki bir şeyler mırıldanıyordu ama kimse ne dediğini anlamıyordu.  Elini uzatıyordu boşluğa doğru, gözleri etrafındaki kimseyi görmüyordu sanki.

"Karanlığın içinde bir kız çocuğu beliriyordu birden, eteğine topladığı erikleri uzatıyordu ona gülümseyerek. Alsana, diyordu.

O, elini ona uzattığında kayboluyordu küçük kız. Sonra bi kapı  açılıyordu gıcırdayarak, 13 -14 yaşlarında oluyordu biraz önceki kız çocuğu. Ona bakıyordu gözlerinden hala ışık saçarak. Elini uzatıyordu karşısındaki genç kız olma yolundaki çocuğa.  Eli karanlığın içinde öylece kalıyordu bir tutan olmadan.

Yıkık dökük bir evin içinde 16-17 yaşlarında bir genç kıza bağırıyordu bir erkek. Kız ağlıyordu, dizlerini karnına çekmiş, duvara dayanmış şekilde büzüldüğü köşede.  
Sonra bir yatak beliriyordu odada ,  adam genç kızın üstüne abanıyordu tüm gücüyle. Bir eliyle kızın ağzını kapatırken diğer eliyle kasıklarını avuçluyordu.
Gözlerinden yaşlar akıyordu genç kızın, kasıklarından kan…
Sonrasında onca görüntü birbirine karışıyordu. Bir çocuk, bir genç kız, bir kadın can veriyordu."


Refik kadının uzattığı elini tuttu yanına çömelirken, korkma diyordu genç kadına. Korkma iyi olacaksın.
Yerde yatan kadının silüeti değişiyordu gözlerinin önünde. Refik geçmişe gidiyordu bu silüette. Karısını görüyordu bir bahçede,  çiçekler içinde bir o yana bir bu yana koşuyordu karısı. Gençti hala, ilk aşık olduğu zamanlardaki gibi.  Ne çok sevmişlerdi birbirlerini, ne çok mutluluğu paylaşmışlardı birlikte.

 Sonra o gün geliyordu gözlerinin önüne, o yaşanmaz olası gün.
Nasıl da bir anda tüm hayatı kararmıştı,  çocuklarının anası, can yoldaşı  kucağında can vermişti. Oysa o kurşun onu hedef almıştı.
Kendini karısının ölümünden dolayı suçlamıştı sonrasında. Onun için ölen karısının katili saymıştı kendini, katil olmuştu. Öldürmüştü karısının canını alanı.

Yıllarca yalvarmıştı karısı pis işlerden eliğini ayağını çekmesi için. Bir şey olmaz demişti Refik. Bana bir şey olmaz. Olmuştu işte ona bir şey. Daha önce de can yakmıştı daha önce de canı yanmıştı ama bu başkaydı. Karısı onun yüzünden ölmüştü. Günahı neydi karısının, onu çok sevmesi mi ?
 Her şeyin bedeli vardı bu hayatta, ve yetmiyordu sevgiler günahları temize çekmeye. Can yakanın da canı yanıyordu bir gün.  On yıl yeter miydi diyet ödemek için?  Şimdi gözlerinin önünde bir kadın daha can veriyordu.
Bitmiyordu….  
Şemsiyeyi dışarıda açıp kapattığı gibi üzerindekilerden arınmak istiyor ama vicdanı, hafızası onu rahat bırakmıyordu.


 Nesrin donmuş yüreği ve dolmuş gözleriyle izliyordu olanları, elini Refik’in omzuna koydu usulca.
 Ambulansın sesi duyuldu sonrasında,  ne çare ki yerde yatan kadının sesini bundan sonra kimse duymayacaktı.
……………………………..


Notunuz: Cafo ve Grikırmızı’nın başlattığı hikayeye kendimce katkıda bulunmaya çalıştım. Önümüzdeki beyaz sayfaya düşen siyahı kendimizce şekillendirmeye çalıştık nihayetinde.
Belki rotasından çıkardım onların yazdıklarını, belki de olduğu gibi bırakmalıydım. Belki de beni hiç karıştırmamalıydılar.
Belki birileri tamamlar yarım kalan hikayeyi, belki de öylece kalır yağmur altında.

                                                                                                                      Babette.

YORUMLAR

19 Temmuz 2020, 15.18
Üçünüzü de kutluyorum yürekten. 3 ayrı insanın kaleminden dökülenler tekpare olmuş.Mükemmel olmuş. Birkaç hayat tek senaryoda birleşmiş..Sanal bir ortamda müşterek bir çalışma ile farklı bir hikaye serdiniz önümüze. Ellerinize emeğinize, kalemlerinize sağlık....
19 Temmuz 2020, 15.25
kalemine sağlık smile Resmi
19 Temmuz 2020, 17.04
Yolda tanırmış insan yoldaşını hesabı :)) bi yola koyulduk arkadaşlarla. Güzeldi benim için yolculuk. 

Öncelikle bu fikrin sahibi Cafo ve Grikırmızı'ya teşekkür ediyorum beni de yol arkadaşı olarak yanlarına aldıkları için. 

-misk-iamber yolumuz sizinle de kesişmiş oldu bi yazı altında. Okumuş keyif almış olmanız ayrıca mutlu etti:)  smile Resmi
Zerrya dediğiniz gibi üç ayrı insan üç ayrı kalem, umarım bir şeyler ortaya koyabilmişizdir. smile Resmi

Paşa senin de kalemine sağlık smile Resmi

Beğenileriniz için kendi adıma ve diğer bölümleri kaleme alan arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum . smile Resmi

20 Temmuz 2020, 00.08
Pek bi yorumsuzumdur blog sayfalarında, geç anladığımdan.
Ben anlayana kadar geçip gidiyor paylaşımlar. “Buhranlı” olduğumdan olsa gerek.

Bloggerların kesişmesi ayrı bir keyif katmış 3’lemeye (şimdilik, umarım katılım sürer) beğenerek
okudum. Tekrar okumam gerektiğini bilerek.

Fikir babası, fikirdaşı ve yoldaşa tebrikler. 
20 Temmuz 2020, 11.15
OOOO Buhran Bey sizi görmek ne güzel.  :))  Çek evladım abine bi çay smile Resmi

Ya takıldım ben sana AYN :)  Utandırma beni. Sen güzel yazan bi adamsın, duygu yazan....  Tamam birazcık hüzün sezmiş olabilirim yazılarında :))

Hadi paylaş bi yazı okuyalım,  teşkkürler güzel yorumun için....

Notunuz: İnşaatçı, Alice yemiş mantarı yemiş mantarı bulmuş kafayı, sonra demiş harikalar diyarı...  :)
Neyse ayrıntıya girmeyeceğim :))))


20 Temmuz 2020, 17.03

"Her şeyin bedeli vardı bu hayatta, ve yetmiyordu sevgiler günahları temize çekmeye." demişim yazının bi yerinde.
İşte tam da bu sebepten  temize çekmek istemedim Refik'i. Dediğin şekilde masumlaştırmayı düşünmedim değil ancak şu da var herkes "kader kurbanıysa" cidden öldürülen onca insan neyin kurbanı?
Ben insanın ne salt iyi ne de salt kötü olduğuna inanırım.  Refik de öyle bence.  Ha, artık on yıl içerde kalmış, içerdeyken içindekilerle onca muhakeme yapmış falan filan doğaldır şuanki hali de.  Sevelim biz yine de :)))
Yorumun, iyi niyetli bakış açın için teşekkürler exspiravit, bi teşekkür de Refik'ten geliyor bu arada:)) bana söyledi :)) 
Bu arada hikaye hala yağmur altında ıslanıyor smile Resmi 

HImmm sizi gidiler sizi demek benden habersiz  Cafo ne iş smile Resmi Hani bi site yöneticinin hayatını yazacaktık birlikte. Hani şimdilik kimseye söyleyemeyecektik hangi sitenin yöneticisi olduğunu.
Hani böyle çok sevdiğimiz bi yönetici falan olmayacaktı kendisi, Adı, kemm küm  şeyyy hıkkk mıkkkk olmayacaktı...

Demek Alice, demek Kırmızı Başlıklı Cadı ha.. Aşkolsun inşaaaatçı aşkolsunnnn. Satışşşşşşşşşşşşşşşşş... 

O zamannnnnnnnnnnn gelsinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn


hüüüüüüpppppppppppppppppp jiiiiiiitttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttt




Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın