gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

B E L E Ş H A Y A T Y O K

20 Mart 2022, 10.52
A- A+
Bir kaç atasözüyle yazıya başlamak istiyorum. Birisinde “Çalışan dağ aşmış, çalışmayan düz yolda şaşmış” şeklindedir.
Bir diğerinde de “ Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” şeklinde ki atasözleri, emeğin ve çalışmanın mutlaka bir artı değeri ve karşılığı olduğunu bize anlatan atasözlerinden bir kaçıdır.
Aslında konu, karıncayla ağustos böceği hikayesine de benzer bir konu ama herkes çok iyi bildiği için o hikayeyi de araya sıkıştırmayı gereksiz gördüm.
Aynı köyde yaşayan iki arkadaşın hikayesi de bunlara çok benzemektedir.
“Ali’nin köyde bir tarlası vardır. Köylerine uzun süredir gitmediği için tarla çok bakımsızdır. Son dönemde işinden fırsat bulduğu bir zamanda köylerine gidip tarlanın son durumuna bir bakar. Bakımsız halde gördüğü tarlayı çekip çevirecek maddi durumu da müsait olmadığı için. Ali tarlayı, köylerindeki Veli’ye satmayı düşünmeye başlar.
Veli de tarlayı almaya niyetlidir aslında. Üç beş gün pazarlıktan sonra Ali’nin tarlası Veli’ye satılır. Veli, tarlayı temizler, toprağını beller, işlemeye hazır hale getirir. Çok büyük emekler vererek tarlayı eli yüzü düzgün bir hale de getirir.
Birkaç sene iyi de verim alır. Ali tarlanın değerlendiği öğrendiğinde, işleri düzeldiği için de tarlayı Veli’den geri almak ister.
Veli, tarlayı yeni değerinden satmak isteyince, Ali, Veli’den indirim yapmasını ister. Veli ile pazarlık yaparlar ve makul bir fiyata Ali arsayı yeniden satın alır ve geri alabildiği için de çok sevinir.
Fakat Ali, geri aldığı tarlayla yine hiç ilgilenmediği için, bir süre sonra tarla yeniden eski bakımsız haline geri döner.
Veli, tarlanın haline bakınca üzülür. Ali’in tembelliği ve işleri ertelemesi yüzünden toprak sürekli bakımsız kalıp, eski verimsiz haline düşmektedir.
Oysa emek verince cennet bahçelerinden bir bahçe gibi olan ve çalıştığının karşılığını veren tarla, tembel ellerinde nasıl da bakımsız ve verimsiz kalmaktadır.”
Veli, çalışkanlığı ve emekçi tavrıyla eline aldığı her işi en güzel biçimde yaparak hayatına devam ederken, Ali ihmal ve vurdumduymaz tavırları nedeniyle sürekli elindekileri kaybetmekte, yeniden başlasa da başarılı olamamaktadır.
Çünkü az çalışıp çok kazanmak ister, emek vermeden başarıya ulaşmak arzusu içerisindedir.
“Emek olmadan yemek olmaz atasözü” de, tüm insanların bir şeyleri elde edebilmek için mutlaka bir çaba ve gayret göstermeleri gerektiğini bildiren çok manidar bir sözdür.
İnsanlar düzenli olarak çalışmadan istedikleri şeyleri asla elde edemezler.
Şunu da aklımızdan hiç çıkartmayalım ki; Tesadüf ve istisnalar ise genel kaideyi asla bozmaz.
İstenilen her ne olursa olsun, muratlara erişilebilmesi için mutlaka yılmadan, usanmadan çalışmak ve gereken gayreti de sarf etmek gerekir.
Lokma bile çiğnenmeden yutulursa mideye oturur.
Ağrı, sızı ve marazların da nedeni olur.
Başarı merdivenlerini eli cebinizde çıkamazsınız.
Ve hiçbir başarı tesadüf değildir.

YORUMLAR

23 Mart 2022, 09.59
Çalışmak mutlaka gereklidir. Dediğiniz gibi düzenli çalışmadan insanlar istedikleri şeyleri elde edemezler. Ancak bu kavramın emperyalist düzen sahipleri tarafından köle düzeni için kullanıldığı da bir gerçek. Bu nedenle çalışmanın gerekliliğinden önce ''çalışma'' kavramının içeriğinin belirlenmesi düşüncesindeyim. Bunun herkes tarafından kabul görecek bir kriteri olmalıdır. 24 saatin 16 saati çalışan da var, 8 saat çalışıp hangi tiyatroya gitmek gerektiğini düşünen de var. 
Az çalışıp çok kazanmak istemek ise bir başka durumdur. Bu durum maalesef insanların başarısızlığa ulaşması için küçüklükten beri aşılanan köşeyi dönme arzusudur. İnsanları köle düzenine alıştırırken, köle düzenine dahil olmazsanız böyle olur şeklinde örnek gösterilmesi gereken bir kitle olmalı. Konu uzadıkça uzayacak :)

Kısacası çalışmanın gelecek nesillerimize ''doğru olan'' olduğu aktarılması için öncelikle çalışmanın içeriğinin doldurulması gerekir. Çalışmak nediri öğrenmemiz ve öğretmemiz gerekir. Köle ile çalışanın ayrımını bilmemiz ve bildirmemiz gerekir.

Teşekkürler yazı için....
23 Mart 2022, 17.47
Merhabalar.....

Çalışmaya, adım atmaya, azimle ilerlemeye karşı falan değilim ancak.........
 Başarı sadece çalışmanın ürünü değildir.
 Hele hele zengin olmak iyi kazanmak kesinlikle çok çalışmakla alakalı değildir. Bu noktada  Agresifin  dediklerine katılıyorum ben.

O ağustos böceği ve karınca muhabbeti de berbat bir örnektir. Neymiş çalışmamış böcek de kışın aç kalmış da karınca bak demiş ben yazın çalıştım sen çalışmadın.. Yok yaaaa :)) Demiş mi öyle :))  Aç kalan komşusuna ekmek vermeyen karınca bizden değildir. İmansızdır, insafsızdır... Bi de ya hu bu hayvancıkların ömrü öyle yaz çalıştım kış yedim muhabbetine de uygun değildir.  Varolsun ağustos böcekleri, hep saz çalsınlar şarkı söylesinler... 

Ali ile Veli muhabbetine gelince valla biri zaten doğuştan şanslı denilen gruptan. Tarlası var :) Öteki çalış çabala uğraş tarla almaya. :))  Sonra bak, et gelsin öteki pazarlıkla yine elinden alsın. :) Bilmem nettimin dünya düzeni bu işte. :))  Ha zaten tarlayı satıp dolar falan almıştır o, bi de ordan kazanmıştır oh paşam oh..  :))  Tarlayı en başta 100 dolara satıp 20 dolara geri almıştır misalen.  
Başarılı olmak da görecelidir bi saatten sonra. :) 

Çok sinirlendim ben yine smile Resmi  Bıktım  çalışmaktan, uğraşmaktan, azimli fare olmaktan.  Yeter...  :)
Dost Limanı kaleminize, kelamınıza sağlık; tepkim size değil olanadır, bilesiniz.  smile Resmi 

24 Mart 2022, 10.35
Eyvallah. farkındayım. Söylediklerinize de katılıyorum. Daha başka yazılarda uyarılarınız dikkate alındıktan sonra konulara detaylı gireriz inş.
Düşünüyorsak varız demektir.
Katkılarınız nedeniyle asıl ben tşk.ederim. 
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın