gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

DEPREM GERÇEKLERİ

21 Şubat 2023, 16.42
A- A+

Dünyayı “SONUÇLAR” üstünden değerlendirmek, yaşamak olası mı?
Böyle pat diye sorunca insan şaşırabilir, anlamakta da zorlanabilir. Elbette amacım kimseyi zorlamak değil.
Ancak ne yazık ki çok uzun süredir gördüğüm, izlediğim, pek çok kere parçası olduğum, dışında kalamadığım bir sorunu bugünlerde en sert şekilde yaşıyoruz.
Bir sonuç yaşıyoruz ve o sonuç üstünden bol bol konuşuyoruz. Sonra başka bir sonuç geliyor kapımıza, yine bol bol konuşuyoruz.
6 Şubat günü başlayan halen de devam eden depremleri yaşadık, yaşıyoruz, yaşayacağız. Benim gibi amatörce de olsa depremleri takip eden birinin bile bildiği, uzmanların yıllardır uyarılarda bulunduğu depremler gelip kapımıza dayandı.
Sonuç tam bir felaket. Peki bu sonuca gideceğimizi anlamak için illa bütün bunları yaşamak mı gerekliydi?
Antakya’da 3, İslahiye’de 3, Pazarcık’ta 1 gün geçirdikten sonra gördüklerim içimde derin yaralar açtı.
10 yıl önce, 5 yıl önce yapılması gerekenlerin hangilerini yaptık?
Neden madenlerimiz, evlerimiz hep başımıza çöküyor? Neleri eksik yapıyor, neleri ihmal ediyor, nelere göz yumuyoruz?
Bu tür tırnak içinde DOĞAL felaketlere bile karşı yapılacak hazırlıkları, işleri sıralamak gerekli.
Olması gereken, ideal olan nedir? Neydi?
Binaların yıkılmaması gerekliydi. Ama yıkıldılar. Demek ki ilk işimizi doğru yapmamışız. Düşünün binalar yıkılmamış olsaydı bugünlerde hasarlı binaların tespiti ile ilgilenecek, önlem olarak bir süre daha çadırlarda yaşamamızı önerecektik. Ama yıkıldılar, hem de nasıl yıkıldılar. O inşaatları yapanlara en küçük denetimi çok görenler, göz göre göre eksik malzeme, kaçak kat, kesik kolona göz yumanlar şimdilerde müteahhit avına çıkmışlar. Trajik….
Madem yıkılmalarını engelleyemedik, o halde yıkıldıklarında acilen yapılması gerekenler nelerdi?
Örneğin arama kurtarma ekiplerinin çok hızlı şekilde işlerine başlamaları gerekirdi. Başlamadılar. Arama kurtarma ekipleri gönüllüler dışında üçüncü günden sonra görünmeye başladılar.
Çok hızlı şekilde çadır kentler kurulmalı, canını kurtaranların barınma, tuvalet, ısınma, yemek, içmek gibi temel ihtiyaçları karşılanmalıydı. Hala çadır eksikliği devam ediyor hala tuvalet yok.  Bunu bile başaramadık.
Binaların yıkılmasını engelleyemedik, yıkılan binalardan insanları kurtaramadık, kendi başına kurtulanlara en azından çadır veremedik, evlerinize girmeyin dediğimiz insanlara çadırı, tuvaleti sunamadık.
Bu depremin olacağı biliniyordu. Tıpkı Marmara Denizi içinde olacak deprem gibi. Yeterli hiçbir önlem alınmadı. Tıpkı İstanbul’u vuracak depremi beklerken alınmadığı gibi.
Binalar yıkıldı, insanlar öldü, aileler parçalandı. Şimdi temel atma törenleri için gün sayıyoruz. Ölenlere Allahtan rahmet, kalanlara sabır dileyip yine inşaatlara girişeceğiz. Taa ki bir sonraki depreme kadar.
İçimizdeki yangın depremin yaralarını kavuruyor.
Sonuçları ortadan kaldırmak için nedenleri düşünen, onlar için adım atmayı hedefleyen bir dönemi acaba gerçekten görmeye yetecek ömrümüz kaldı mı?
Yoksa yerle bir olmuş mahallelerde, toz duman içinde yürürken, enkazların içine doğru “sesimi duyan var mı?” diye bağırırken o enkazın altında değil, dışarının enkazı altında ezilenler olarak bir kere olsun sonuçtan önce bütün nedenleri ile hayatı kavramayı başaracak mıyız?

Yoksa çoktan kalemlerimiz kırıldı da biz sadece günümüzü  mü bekliyoruz?

YORUMLAR

03 Mart 2023, 13.31
Söyleyecek çok ama pek çok şeyi deli gibi yazdık söyledik.
Sonuç...Coğrafya suçlu.. Deprem suçlu... ama Hiç birimiz suçlu değiliz hele hele asli görevi olanlar bunun için maaş alanlar hiç suçlu değil.. Kendi yazımı da sinirden ve delirmekten uçurdum zaten... İnsanlar yaşama haklarını korumalı Sistem önce insanlar sonra tüm canlılar içindir bir ot' ta bir canlıdır. Hala kader deyip durmak yerine senin yazında da benim yazimda da üstünü çizdiğimiz GEÇ KALINMA nedeni asla unutmayalım. Kalemine sağlık smile Resmi
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın