gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

-DARMA-

30 Ekim 2023, 15.37
A- A+


“Başlangıçta; Ne varlık vardı ne de yokluk. Bütün dünya ortaya çıkmamış bir enerji idi… O nefes aldı. O’nun nefesi olmadan, O’nun gücü olmadan hiçbir şey yoktu…”
Varoluş hikayesi, Rig Veda


Nefesi müziğine, müziği havanın aromasına karıştı. Her bir notasıyla her bir  noktasına dokundu. Her bir hücresine bilgisini işledi. Bedeni müziğin ritmiyle uyarılarak dans etmeye başladı ve içindeki Tanrıçayı uyandırdı.

O’nu izlemek; karanlıkla-aydınlığın dansını görmek gibiydi. Karanlığın ışığına uyanması gibi.
Siyahı beyaza boyayan ve renklerini  kırmızıya, maviye, sarıya (3 ana renk)  arındıran, gücünü kıvılcımıyla buluşturarak  anı aleviyle yakan bir prizma gibi.

Farklı olanın farkına vardığı, yaşayanların büyüsüne kapıldığı, ölümün gözlerinden, ölünün gözleriyle bakarak arzuyla niyetini buluşturan, sonunda sonucunu da yaktığı, dinginlik haliyle coşkusunu doyurduğu, sadece siyahın içindeki beyazı ile parladığı O An …

Işığını her arayışımda Şeytanın odasının kapısının önünde buluyorum kendimi. Gözlerinin içindeki ateşte yanarken ışığın neden karanlıkta parladığını görüyorum. Korkularımı hapsettiğim akışa doğru akışına düşerek, düşünerek tekrar, tekrar ve tekrar  geldiğim odasının kapısını tam 3 kere çalıyorum…

Bir…
İki…
Üç…

Kırmızı;
İlkinde kalbime dokunuyorum.Varlığımın ötesindeki özün atışındaki ritmini duyuyorum.
Nefesimi tutuyorum ve sessizce soluyorum. Heyecanımı nefesime, nefesimi ritmine uyduruyorum. Tüm ölmüşlerin enerjisi vücuduma dolarken, kanlarıyla yıkadığım utancı boğazımdaki yutkunduğum kırmızısından arındırarak boğularak ölüyorum;

Mavi;
İkincisinde tüm gücümün çıktığı ve dönüştürdüğü dev kanatlarımla gecenin parlement mavisine bürünerek kanatlarımı açtığım gökyüzünde, gezegenin karanlık yüzünde, tapınakların tepesinden yıldızlara açılan özgürlüğün, söylenmeyen ama kulaktan-kulağa fısıldanan sesini duyuyorum. Sesinin sarhoşluğunda yıldızların altında süzülürken, düşen bir yıldızın dumanından tozunu içime çekiyorum. Ağırlığından ağırlaşan bedenimle artık En yüksek perdeden düşüne düşerek ölüyorum;

Sarı;
Üçüncüsünde güneşin sarısıyla buluştuğu şafağında, ışığının gün doğarken tenimi yaktığı, yakarken yandığım, yanarken anladığım, gizli ismini kalbimin en derinine bir ok gibi saplayan benliğimin gümüş uçlu mızrağının ucundaki Egomu öldürmesine şahit olarak, ışığına karışarak içimden yanarak ateşinle ölüyorum.

Tam 3 kere..
Bir…
İki…
Üç…

“Şimdi O’nu biliyorum.Tapınağı yıkmalarını söyleyebilirsiniz”
From Dusk Till Dawn-Tarantino


Kalbim; içindeki derin ve karanlık yalnızlığında O’nu özlüyor. Gün batımından - Şafağa cevherini hizmetine sunmak için her gün karardıktan sonra O’nu düşlüyor.
Nefesinden üflesin diye, ölümü uyandırsın diye, Şafaktan - Gün doğumuna alacakaranlıkta HEP O’nu bekliyor.
Rune





Not 1: Gün doğumunu  izleyenler bilir, güneş çıkmadan önce aydınlığı gelir gökyüzü tatlı, duru, homojen  mavi bir renge bürünür ama güneş ortada görünmez, hatta tam bu saatlerde kuşlar ötmeye başlar. Kuşların senfonisi gün doğumunu karşılar. Şafak, gün doğumundan önce görülen alacakaranlığın başlangıcıdır. Gün doğumu ise güneşin ufukta  göründüğü ilk andır. Şafak ile gün doğumu arasındaki alacakaranlığın süresi, bölgenin enlemine bağlı olarak değişir. Örneğin bu fark tropik kuşakta birkaç dakika iken kutuplarda saatleri bulabilir.

Aynı alacakaranlık gün batımı için de geçerlidir. Güneş gittikten sonra yine bir süreliğine aydınlığını gerisinde bırakır. Battıktan hemen sonra açık parlement mavisi aydınlığı olur.
İşte bu saatler günün en tatlı saatleridir.  Ne güneş yakar, ne de ay üşütür. Ayla -Güneşin günde 2 kere buluştuğu özel zamanlar. İşte bu Anların farkında olanlar; insanın en yüksek ve iyi hali olan Eudominia’nın ne demek olduğunu anlarlar. Kendine ait An’ları olanlar...


Not 2: DARMA YASASININ 3 UNSURU-
İlk unsur
-Hepimiz buraya kendi gerçek benliğimizi bulmaya geldik.Özde hepimiz, fiziksel bedenlerde ortaya çıkmış spiritüel varlıklarız.
-Hepimiz yüksek benliğimizi spiritüel benliğimizi keşfetmek için burdayız.
İkinci unsur
-Her insanın eşsiz yeteneği ve bu yeteneği ifade etme biçimi vardır.Bu yetenek o kadar eşsizdir ki gezegen üzerindeki hiç kimsede bu yetenek ve bu ifade şekli yoktur.
Üçüncü Unsur
-Eşsiz yeteneğimizi insanların hizmetine sunmak için buradayız.
Potansiyelimizi gerçekleştirerek insanlığın hizmetine sunmak..


YORUMLAR

30 Ekim 2023, 20.03
Sevgili Rune; Çoğu insanların sadece iki renkli (siyah-beyaz) dünyadasın da farklı renkleri ve 
dolayısıyla   farklı duygu ve düşünceleri hatırlatıp anımsattığın için çok teşekkür ederim. Gün doğumu ve batışı farklı tonlarda renklerin güneşinle birlikte hayatımıza renk kattığı bir şölene dönüşmektedir. Bu bir anlamda pozitif enerjiyi de çokça hayatımızda yer etmemiz gerektiiğini de gösterir mahiyettedir. Çok enfes güzel bir yazı okudum tekrar teşekkürler. 
30 Ekim 2023, 22.18
Harikasın canım kalemine sağlık lütfen devamkesmile Resmi
30 Ekim 2023, 22.52
3 kere tıkla ŞEYTANIN ODASInın kapısını! Utancı KIRMIZI kana bulayıp, Göklerin en zirvesine; parlement MAVİsine eriş, yıldızlar arasından, aşağı, SARInın kucağına düşerek ateşler içinde yan...

Her rengin, her ritmin, kimine göre farkındalıkken, kimine göre büyülü gelmesi, kiminin ölümüyken, kiminin yeniden doğumu olması, karanlıktan aydınlığa, aydınlıktan karanlığa, her başlangıcın yeni bir varoluş sebebiyle olgunluğa ermesi... 

Muhteşem!
31 Ekim 2023, 09.36
Sevgili Divani;
O zaman  Mor ve ötesi söylesin, renklerin içinde seslerin içinde olmak sessizce...
çok tşk ederim arkadaşım

Sevgili Kastet Love,
Yerinde duran geriye gidiyor demektir, ileri daima ileri demiş Atam...
Elbette her daim, her koşulda  durmak yok yola devam...

Sevgili Melih,
Her rengin bir duygusu var. Kırmızıyı utanç -öfke-suçluluktan öldürüp enerjiye dirilttiğimizde, Maviyi kibir, gururdan  öldürüp hoşgörüye dirilttiğimizde, Sarıyı gücü zorbalıktan öldürüp bilgeliğe dirilttiğimizde
Farkındalıkla Tekrardan doğarak yenileniyoruz.  Ne güzel demissin "yeni bir var oluş sebebiyle olgunluğa ermek" konu tam da  budur.
 

02 Kasım 2023, 21.33
Kaleminize saglik cok güzel zevkle okudum 2 kez 
04 Kasım 2023, 03.25
Ahh Runem;
ne çok severim günün doğuşunu ve gün batımlarını. Ayıramam biliyor musun hangisini daha çok seviyorsun desen. 
ikisi de bana yeniden doğuşu hissettirir ilginçtir ki. 
Yaşamak ne güzel diye haykırasım gelir. Sarı sıcak güneş bana hep iyi gelmiştir. 
04 Kasım 2023, 15.43
Bütün kastet camiası ve kastet sevenler derneği başkanı Divani kankamısmile Resmi bu blogta görünce birde aykırı kastetçi olarak yazayım dedim.smile Resmi.
   Ben de şeytana sordum bu ışık nedir, diye? ben karışmam sonra herşeyi benden biliyorlar, kötü ben oluyorum uğraşmayın benle dedi. smile Resmi...
   Renklerin En güzeli sarı lacivert desem de kırmızı ve beyaz içimdeki canavardırsmile Resmi.
 
     Tabii ki İnsanoğlu hala yaradılışın peşinden doludur dizgin gidiyor. Öyleyse kısaca "Tan yeri"dediğimiz güzel ışık görünümün oluşması romantik gözle mi ? Bilimsel mi baksak dedim. Malum kadinlar romatizm, erkeklerde somut ve soyut yakındır. 
Her ikisi ile de bakmak mümkün.
Biraz daha açarsak kendimizi gene bilim kapısına dayanırız. Hiç duydunuz mu bilmem Güneş Rüzgarı (rüzgar dediğime bakmayın en hafifi saniyede 400km.smile Resmi ) İşte bunun sonucu muhteşem renk dansı derim ben. Gerçekten muhteşem bir şölen hiç bir rengin galip gelemediği renklerin tonlama'rının oluştuğu renk savaşı Bilinen adı KUZEY IŞIKLARI tabii ki çıplak gözle gördüğümüz renklerin oluşmasını elektronlar, protonlar ve alfa parçalarını anlatmıyacağım isimlere aşina ama oluşa hala yabancıyız. İlgi alanım olduğu için değinmek istedim.
 ( fotoğraflar bölümde kuzey ışıkları albümüm var yetmedi birde bulutumsu (nabula ) hayranlık ve merakı ile gök bilimi takip ederim. Favorim ise Tanrının gözü "helix nabula")

   Bende sizin gibi biraz dağıttım toparlanmak gerekirse Bakmak ile görmek arasında fark oluşur ve o bakış açısı baktığımız pencereyi ne kadar açtığımıza yani bilim ve duyguya bağlı. 
Hala öğrenci olduğumuz oluşum, evren, varlıklar kavramlarını hiç bir insani yasaya bağlı değildir. Bugün bildiğimizi yarın yeni bir bilgi ile aslında bilemediğimiz anlıyoruz. "Tek bildiğim hiç bişey bilmediğimdir" demiş Sokrates bizde desek yeridir.. Ama şu gerçekte şuracıkta dursun 
"İnsan her yönden, her çağda herşeye DOYUMSUZDUR..."

  Emeğinize, bilginize, kalemize sağlık affınıza sığınarak sizin gibi biraz uzun  alpçe dilinde  yazdım biri durdursun beni daha çok yazmadan smile Resmi  Herkese kendi mutluluk arayışında bol şans smile Resmi Kalp 
04 Kasım 2023, 18.06
Sevgili ! ϻ,
İki kere keyifle okumanıza mutlu oldum teşekkürler

Sevgili Hkaaaann,
Işık saçmak için önce yanmak gerekir demiş Mevlana, yanarken etrafımızı aydınlatalım gerisi boş
teşekkürler yorumunuza

Sevgili Lilaa___,
Lilam aynen yeniden doğuş nasılsa her gün yeniden doğuyor, her güne uyanmak gerek teşekkürler yorumuna

Sevgili ! ☪₭ ₳Ⱡ₱π₭ü₮₭ü₮☪,
Demek Divanı kankandı bilmiyordum öğrendiğim iyi oldu :) Ben de diyordum ki içimden yazıyı yayınlarken biri kuzey ışıklarından bahsedip aman gün doğumu, batımı  da neymiş der mi :)) ve dedi teşekkür ederim. Albümüne baktım aynen çok güzel bir şölen ve umarım çıplak gözle de görmek nasip olur.

Bilim her daim  danıştığımız hassas noktamız. Atatürk bile sözlerim bilime ters düşerse bilimi seçiniz demişken onsuz olmaz. Ama şimdi kuzey ışıklarını bilimsel anlatsan bana desen ki güneş ışınları içindeki parçacıkların dünyanın manyetik alanıyla etkileşmesi, benim ilgimi çeker belki de,   hatunları etkileyemezsin :) romantizm şart ... Bazen sadece doya doya bakmanın keyfini yaşamak gerekir.

Ayrıca Sokrates gibi hep ama hep öğrenmeye açız ve bildiğimizi sandıklarımızı terketmeye, ama işte cahil zaten  bilmediğini bilmeyen değil midir :) Siz istediğiniz kadar uzunca yazınız benden türü sıkıntı yok teşekkürler güzel yoruma Kalp


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın