UYUYAN GÜZEL, UYUYAMAYAN ?
10 Haziran 2025, 02.04 A- A+
Bir grup insan parmaklarının ucunda dans ediyor. Hırsız mısınız kardeşim siz? Tamam, olayın özü güzel. Müzik, dans, hatta tiyatro ve hatta üstüne bir de pantomim. Ama neden parmaklarının ucunda yürüyorsun? Neden tayt giyiyorsun? Neden kadınlar saçlarını topuz yapıyor? Neden,neden,neden ???
Kafamda deli sorular ile AKM ye doğru araba sürmeye devam ettim. Üzerimde hanımın seçtiği beyaz (sanırım pileli diye tabir edilen) spor gömlek, altımda krem pantolon, beyaz çorap, beyaz ayakkabı… Ben gömlekten nefret ederim. Spor olması da fark etmez. Memuriyet gibi gelir. Ya da ne bileyim öğrencilik gibi. Hani düzeni sevmem diyorum ya, gömleği zoraki giydirilen bir şey gibi kotlamışım kafamda, ondan dolayı pek haz etmem. Elbiseden rahatsızım, baleden rahatsızım, hanımda yandan yandan geriyor. İşin aslı onda sıkıntı yok, sıkıntı bende de neyse…
Kızımı sahne arkasına öğretmenine teslim ettikten sonra, oyunun başlamasına kalan bir saatlik sürede etrafı gözlemledim.
Millet bu sefer normal giyinmiş. Gece elbisesi modunda gelen yok. Takım elbiseli kimseyi de görmedim. Kot pantolon tişört gelenleri görünce hanıma çemkiresim geldi, sonrasında karıma da hak verdim. Kızın için bir günde böyle giyin Allah’ın yabanisi! Ne olacak yani, değil mi?
Neyse yerimize tam oturduk, bir hanım abla rica etti bizim ailenin biletler parçalı yer değiştirsek olur mu diye, tabiiki dedik yer değiştik. Zar zor yürüyerek yeni koltuklarımıza geçtik. Hani meşhur soru var ya ‘’sanat sanat için midir yoksa toplum için mi ?’’ diye Yanıtlıyorum, sanat da kapitalizm için! Kardeşim matematik yanılmaz. Her sıra arasındaki mesafeyi 20 santim açarsanız, maksimum 5 sıra kaybedersiniz. Ama insanlar yerine oturmak için geçerken af edersiniz ayağım birinin mabadına mı değdi, ulan taciz ediyor diye bağırsalar ne yapacağım, adam-kadın üstüme düşse ne halt ederiz diye gerilmez! Bunun adı bence kapitalizm. 5 sıra yaklaşık 40 koltuktan 200 koltuk etse o da şu para ediyor diye hesap yapıyorlar zannımca. Başka açıklaması yok bende. Ha bu sinema tiyatro ve diğer gösteriler içinde aynı! Sadece baleye özel değil yani...önyargılı değilim, değilim, değilim...
Biraz bekleme birazda yeni gelenlerin yerine geçmesi falan derken yine az gerildim. Sağ olsun yönetici bir abla konuşma yaptı, tüm gazımı aldı! Ya bu kadar tatlı bu kadar nahif konuşur mu bir kadın. Konuşmada Atatürk’ün sanata verdiği değer, ilke ve inkılaplar falanda geçince ve sonunda “alkışlar çocuklar için” deyince af edersiniz birinin ayağının bir tarafıma girmeyeceğinden emin olsam, yerimden koşarak kalkıp gidip kadına sarılacağım. O derece sevdim ablayı.
Derken gösteri başladı.Uyuyan güzel! Çaykovski ! (Kelime komiği yapasım varda yazı yayınlanmaz diye şeeeetmiyorum)Kral ve kraliçe sahneye geldi. Kraliçenin ayağında topuklu ayakkabı, kralın ayağında terliğe benzeyen pisi pisi. Balesel terim kullandım yihuuuuuuu! Bale ayakkabısı işte ama terliğe benziyor. Bunlar bir selam verdi yalan yanlış! (at elini bir göğsüne! selamın aleyküm de değil mi?) gittiler koltuklarına oturdular. Zaten 45 dakikalık ilk perde gösteride koltuktan ya 2 ya 3 defa kalktılar. Bizde buna oturduğun yerden para kazanmak deniliyor… Ha birde balede cinsiyetçilik var arkadaşlar! Kardeşiniz diyorsa vardır bir bildiği. 2 perde gösteride gördüğüm tek erkek kraldı. Hatta uyuyan güzeli uyandırmaya gelen prens bile kadındı. Neklifx dizisi mi bu kardeşim, kimi ne ye özendiriyorsunuz diye sorarlar adama! Dur ya tühhh ! Spoiler verdik…
Devam ediyorum. Kral ve kraliçenin çocukları olmuş. Ya da Plastik bebeği kundaklayıp sarmışlar beşiğe koymuşlar, artık hangisini tercih edersen. 4 kız sahneye atladı! Dans ediyorlar. İyi güzel. Sonra 5 çocuk geldi sahneye aynen onlar da dans etti çıktı. İyi güzel. Sonra 10 çocuk daha girdi? Tabii onlarda dans etti. Sahne dar zannımca diye düşündüm. Yoksa hepsi birden de dans edebilirdi değil mi? Hem zamandan da tasarruf olurdu...O ara birden siyahlar içinde bir kız çocuğu (ki balerinlerin en büyüğü orta okul öğrencisiymiş, gurur duydum) sahneye geldi. Krala, çocuğu vereceksin yoksa keserim mabadını! şeklinde atarlı giderli bir dans yaptı. Birden fareler( ki benim kızım da onların arasında )sahneye daldı, onlarda hoplayıp zıplayıp dans etti. Kızımı görünce ben büyülendim, far görmüş tavşan gibi ona baktığımdan biraz olayı kaçırdım ama konu aynı. Verecaksın çocuği! Kral de yürü git! bizde size verilecek çocuk yok diye bunu kovdu. Aferin dedim krala! Aferin! Sakalları kesmeseymiş daha bir takdir edecektim ama …
Fareler ve siyahlı kız sahneden ayrıldı. Okuyucuuuu! Bak demedi deme sanatda olsa balede bile ırkçılık var! Neden siyah giyiyor kötüler? Sorarım sana neden? Neden sarı mor kırmızı lacivert ya da beyaz giymiyor? Taytlar beyaz, tütüler beyaz( aboooww yine balesel terim mi o), pisi pisiler beyaz...kötü olunca her bişi siyah! Bu konu ile ilgili bir video vardı bulursam atacağım söz.Derken buldum dur,ahanda aşağıda
https://youtube.com/shorts/NdhKICKeCxo?si=dGs3V4p6-OugUDjC
Bu arada plastik bebeği kaşla göz arasında ortadan kaldırdılar, sözde büyüdü, bir tane kardeşimiz kral ve kraliçenin yanında dans ediyor. 120 IQ ile onun plastik bebek olduğunu ve büyüdüğünü hemen çözdüm:) O da dans etti falan fıstık derken, bir hanım abla ki o da siyah giymişti sanırım, buna çiçek verdi. Kız çiçeğe dokununca bayıldı!Kral ve kraliçe ilk defa zorla mabadlarını yerinden kaldırıp biir zahmet kızlarının yanına gittiler. Sonra yine siyahlı kardeşimiz ve fareler sahneye daldı. Tam oyuna konsantre oluyorum, kızım sahneye giriyor,oyunu falanı filanı her şeyi unutuyorum. Bunları yine kovdular yada bunlar gitti, o kısmı dediğim gibi pek umursamadım. Sonra prens sahneye geldi. Anaaaaaaaaa! O da gençten bir kız kardeşimiz! Ya kardeşim tamam ülkede tek balet Tan Sağtürk ve kral ( yada en azından ben öyle biliyorum) ama bir zahmet çağırın Tan abimi! Nazınız geçmiyorsa ben arayayım! Değil mi? Neyse prens abla kızı öptü. Kız uyandı. Herkes dans etii.Sonra herkes yine dans etti, ve sonra…:) Bende telefondan balede neden parmak ucunda dans ediliyor diye araştırma yaptım.
1827 de Maria taglioni beddua alayım diyerek parmak uçlarında dans ediyor, herkes bayılıyor ve olay bambaşka bir yere evriliyor. Çoluk çocuğa eziyete dönüyor. Kanayan ayaklar,tırnak batması vs vs.Özetle kadının yatacak yeri yok! Ya da en azından ben öyle yorumladım...
Vel hasıl ilk sahne bitti. Baktım kızımı vermiyorlar, rehin almışlar, mecbur ikinci sahneyide izledik. O da Alice harikalar diyarında! Hikaye malum; halüsinojen mantar soslu makarna yiyen bir kız kardeşimizin beyaz tavşana benzettiği aşağıdaki linkteki dayı ile beraber “ Almanya bizi kıskaniyeee” diyerekten...yok öyle değildi, dur!. Neyse link dursun yine de, beyaz sakallı tavşan dayı ,yok öyle değildi karıştırdım yine, tavşan dayı....Aman neyse ne işte
https:https://www.youtube.com/watch?v=pdSwOHCAPnw?si=phjBTSR2m5tZ4I7N
bu arada okuyucu, beyaz tavşan-matrix bağlantısına ne diyorsun?
Konu dallanıp budaklanmasın, gencecik kız kardeşlerimiz 2 müthiş perde sahne yaptılar. Birde kral var...Gururla alkışladım. Tamam, bale bana göre bir şey değil, müthiş keyif almadım ama cidden kızım ve diğer kız çocukları adına gurur duydum. Zamanında yok hükmündeki kadınların Cumhuriyet ile toplumsal hayatta ve özellikle sanatta da var olmaları gurur verici.
Sonunda kızımı zor da olsa kalabalıkla mücadele edip geri aldık:) Eve geldik. Benim gibi bir baba için zor bir sınavdı. İş yeri whatsapp grubunda paylaşınca oooooo abi sen ve bale?şeklinde gelen alaycı tepkilere şöyle cevap verdim
Siz avam tabaka ne anlarsınız sanattan....Rahmetli çorum dükü babamla çok giderdik bale izlemeye;)
Saat kaç oldu yine uyuyamadım... Dur ben bir sigara içeyim, darlandım yeminle...
Haaa birde ricamdır ,mümkün ise hani şu huysuz adamla sevimli kız çocuğun resmi var ya onu kapak resmi yapabilirmiyiz?telefondan olmuyor maalesef... Benle kızıma benziyorlar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir