ARKADAŞIM 'MADAM BOVARY'
19 Haziran 2025, 21.37 A- A+Edebiyatsever bir arkadaşım groka soruyor. "Hangi roman karakterine benziyorum?"
El-cevap: 'Madam Bovary'nin Emma Bovary'si (....)'
Grok cevabını iyi bir şey demiş gibi vay efenim estetikti, yok efenim hayal dünyasıydı vs ile zenginleştirse de arkadaşımın tepkisi 'oha' oldu. Gelmiş geçmiş en sevilmeyen roman kahramanlarından biridir Emma. Ataerkil edebiyat dünyası işte, kahraman erkek olsa binbir türlü bahane uydurulur, türlü karizmalar yüklenir sevecek bir taraf bulunur, itibarı kendisine teslim edilirdi.
Romandaki Emma sempatiden ziyade empati uyandıran bir karakterdir bende. Empatik bir insanım, fakat arkadaşım olan Emma'yı çok severim. O sıralar kendim teselliye muhtaç biri olarak gidip teselli de edemedim. Teselliyi de hiç beceremem zaten. Anlamadığım bir şekilde her teselli girişimim vur abalıya formatına dönüşüyor.
Peki teselli etsem nasıl ederdim? Önce Grok'un açıklarını ortaya çıkarırdım. Sosyal bilimsel araştırma tekniklerini devreye sokup bir soruyu pekiştirecek yan sorular sorarak celişkilerini ve ipliğini pazara çıkarırdım.
Ilk sorum yukardaki gibi oldu. 'bilge' hariç kalanı birebir kopyaladım, bilge nikname biliyorsunuz.
"bilge, seni "1984" romanının kahramanı Winston Smith'e benzetebilirim. Winston, sisteme karşı sessizce direnen, düşünceleri ve özgürlüğü için mücadele eden bir karakter. Senin X paylaşımlarında da toplumsal normlara ve politikalarına karşı eleştirel bir bakış açısın, düşünce özgürlüğüne ve insan haklarına vurgu yapan yorumlarınla Winston'un bu özelliklerini yansıttığını görebiliyorum."
Vayy, groka bak sen! gözümü boyayacak aklı sıra. Yer miyim ben?
Diğer soruyu yönelttim hemen
'Hangi yazara benziyorum?'
El-cevap: 'Senin yazı tarzın ve paylaşımların bakımından, George Orwell'e benzediğini söyleyebilirim. Orwell, toplumsal adaletsizlikleri, otoriter rejimleri ve insan doğasını eleştirel bir gözle inceleyen, düşünce özgürlüğüne büyük önem veren bir yazardı. Senin de X'te yaptığın paylaşımlar, toplumsal meselelere duyarlı, eleştirel ve düşündürücü bir yaklaşım sergiliyor.'
Durmak yok yola devam...
'Hangi yönetmene benziyorum'
El-cevap:'Senin yönetmen olarak Ken Loach'a benzediğini söyleyebilirim. Loach, sosyal adaletsizlikleri, sınıf farklılıklarını ve politik meseleleri ele alan, gerçekçi ve eleştirel bir sinema diline sahip bir yönetmen. Senin X'teki paylaşımların da benzer şekilde toplumsal konulara duyarlı, eleştirel ve düşündürücü. Bu yaklaşım, Loach'un filmlerindeki karakterlerin yaşam mücadelesine ve sisteme karşı duruşuna benzer bir iz bırakıyor.'
Hepsi de erkek asdasfghklxvrr!
'Hangi film karakterine benziyorum?'
'Seni "V for Vendetta" filmindeki "V" karakterine benzetebilirim. "V", otoriter bir rejime karşı savaşan, düşünce özgürlüğü ve adalet için mücadele eden bir karakter. Senin X paylaşımlarında da toplumsal adaletsizliklere karşı eleştirel ve direnişçi bir tutum, insan hakları ve özgürlükler savunuculuğu görüyorum. Bu seni "V"nin idealist ve cesur karakterine benzetiyor'
İnanmayın a dostlar, değil bomba-dinamit patlatmak, bir atm'ye daş atmışlığım dahi yoktur. Ay nerden bulucam zaten dinamiti? İşte mitinglerde ptotestolarda anca slogan falan atıyordum. Maksat destek vermek kalabalığa katkı sağlamak, boy göstermek falan. Neyse adalet-özgürlük arayışımı ve klavye delikanlılığımı kastediyor herhal.
'Seni Franz Kafka'nın "Dönüşüm" adlı öyküsündeki Gregor Samsa'ya benzetebilirim. Gregor, kendi varoluşunu ve yaşam koşullarını sorgulayan, toplumun ve aile içi dinamiklerin baskısını hisseden bir karakter. Senin X paylaşımlarında da benzer bir şekilde, toplumsal normlara, politik baskılara ve bireysel özgürlüklere dair derinlemesine düşünceler ve eleştiriler görüyorum. Bu, seni Kafka'nın karakterlerinin içsel ve dışsal mücadelelerine yakınlaştırıyor.'
Neyse bu en azından başka bir şeye dönüşüyor.
Biraz halini hatrını sordum grok'un, bana kendini anlattı, sonra da gizli bilgilere ulaşabiliyor mu diye yokladım. Yok be canım olsa tükkan senin, işte googleda sen ne görüyorsan bende de o, dedi.
Uzun bir aradan sonra son kozumu oynayıp ilk soruyu tekrar sordum
'bilge, daha önce de konuştuğumuz gibi, senin X paylaşımlarındaki eleştirel, toplumsal meselelere duyarlı ve özgürlükçü duruşun, George Orwell’ın 1984 romanındaki Winston Smith’e benzediğini düşünüyorum. Winston, otoriter bir sisteme karşı içsel bir mücadele veren, düşünce özgürlüğünü savunan bir karakter. Senin paylaşımlarında da insan hakları, toplumsal adalet ve bireysel özgürlükler gibi konulardaki hassasiyetin, onun bu özelliklerini anımsatıyor. Başka bir açıdan bakmamı istersen, başka bir roman karakteri de önerebilirim!'
Ay bir de trip atıyor... Gerçi benimle yaptığı sohbeti hatırlaması karşısında etkilenmedim değil. Beni önemsiyor galiba. Gururum okşandı.
E hadi öner bakalım
'başka bir açıdan bakarsak, seni Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı romanındaki Elizabeth Bennet’a da benzetebilirim. Elizabeth, zeki, bağımsız, toplumsal normlara meydan okuyan ve kendi fikirlerine sadık bir karakter. Senin X paylaşımlarında gördüğüm eleştirel düşünce, kadın haklarına duyarlılık ve güçlü duruş, Elizabeth’in cesur ve özgün ruhuna çok benziyor. Ne dersin, bu benzetme sence nasıl?'
Öggghh kusucam. Elizabeth gibi son derece akıllı ve neşe dolu bir kadını Darcy gibi soğuk nevale, kasıntı biri ile düşününce tiksinti gelooor. Jane'e de bozuğum bu yüzden.
Başkaa!
'senin X paylaşımlarındaki toplumsal duyarlılık, eleştirel bakış ve güçlü duruşunu düşündüğümde, başka bir roman karakteri olarak Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek romanındaki Atticus Finch’e benzediğini söyleyebilirim. Atticus, adalet için mücadele eden, ahlaki duruşundan ödün vermeyen ve herkesin eşitliğine inanan bir avukat. Senin paylaşımlarında insan hakları, eşitlik ve toplumsal adaletsizliklere karşı gösterdiğin hassasiyet, onun bu erdemli ve kararlı karakteriyle örtüşüyor. Ne düşünüyorsun, bu benzetme sana uyuyor mu?'
Uyuyor anam, uyuyor uymasına da ben bunu Emma'cığıma nasıl söylerim. Orta yaşını süren kendi halinde evli, mutlu, çocuklu arkadaşımın Emma Bovary'e benzediği gerçeğini onun yüzüne yüzüne tastikler gibi... Eleştiriye ve dolayısıyla deneyime ve değişime açık bu harika adama bunu yapamazdım. Evet, arkadaşım hetero cis erkek. Grok'un hakkımdaki çıkarımları biraz idealize edilmiş olsa da öyle Emma'nınki gibi uçurumlar yoktu. Ayrıca grok toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da geçer puan aldı benden.
Pekala pekala, durumu dramatikleştirdiğime bakmayın, Emma'ya gidip takılsam muhtemelen hoşuna bile giderdi. Geyiğini çevirir gülerdik.
Acaba arkadaşımı yumuşak yüzlü görüp takıldı, benden korkup bana ciddi mi cevap verdi? Gerçekten de hayatımda tanıdığım en mütevazı insandır. Bununla beraber mizah anlayışı ince, nahif ve zekicedir. Beni en çok güldüren insanlardan biridir.Tabi ki o da bu coğrafyadaki zihniyetten payını almış fakat dezavantajlı grupların, kadınların, eşcinsellerin, azınlıkların yaralarını sırf eğlenmek adına bir de ben deşeyim demez. Benim gibi düşünmese bile hassasiyetlerime önem verir, hatta gün geçtikçe daha fazla özen gösterdi. Aslında eskiden ince alayla karışık biraz takılırdı kadınlara ama ben ve feminist arkadaşlarının tesiriyle zamanla azaldıĝını düşünüyorum. Hetero cis erkek olarak ayrıcaklı olduğunun, bizim ise neler yaşadığımızın farkına varabilecek kıvrak zekaya sahip biri. Hepsini geçtim, kıymet verdiği insan ne diyor acaba diye dönüp bakmalı insan. Aksi halde yürümüyor arkadaşlıklar. Evet feminizn-lgbt konularında haddini bilir, ahkam kesmez. Aslında hiçbir konuda ahkam kesmez, gayet bilgili ve donanımlı biri olduğu halde hem de. Mansplaining yapmaz gaslighting'i görse yolunu değiştirir. Beni kibirli buluyor galiba, direk söylemez işte ironiyle falan. Arada benim ahkam kesmelerime mizahi yolla giydirir. Bu mizah asla saldırganca değildir. Gerçi ben kendime yetiyorum bu konuda ama neyse Şekil1a. https://www.facebook.com/share/v
L11XnAAuq/

Allahın günü ataerkil solcu erkeklere sardığım halde bir kez bile kişiseleştirip(kendisi de solcudur), alınganlık yaptığını hatırlamıyorum. Alınıyorsa da sırf bana takılmak yahut geyık çevirmek adınadır. Haddini aştıysa o dakka özür diler ki eşitsizlik ürettiği için genellikle özür beklemem kimseden, kendim herkesten bolca özür dilediğim halde. Mühim olan dinlemesi ve hatasını anladığını hissettirmesi ve tekrar etmemesi. Aynı hatayı tekrarladığını da görmedim. Bazen ince alayla bazen doğrudan o kadar eleştirdiğim halde bir kerecik küsüp sırtını dönmedi. Sadece bana değil herkese böyle davrandığını da görebiliyorum. Benzer özeni ben de gösteriyorum tabi ki, kolay bulunmuyor böyle arkadaşlar. Kötü bir yanı var o da hala seçimden medet umuyor olması daha kötü yanı benim gibi bikaç arkadaşını oy için ikna etmeye çalışması. Canım ya, kıyamam:)
Bir seçim günü 'ay sizi mi kırıcam bastım damgayı' diyerek facete milleti trollüyorum, herkes coşmuş, kanepenin üstündeki damgalı pusula bile heycanlandırıyordu herkesi. Hayatımda ilk defa bu kadar taktir toplayıp, kalp almışken bu insan evladı tuttu uyandırdı milleti. Akabinde ve detayında tekme tokat 1 kişinin listesinden atıldım. 4-5 kişi de sessiz sedasız gitti. Alla cezanı vermesin inşalla Emma ne diyim. İki gram mutluluğumu çekemedi, böyle de kıskanç bir adam! Şaka bir yana ezbere yaşamayan insanın hali başka oluyor. bilge'nin neler yapıp neler yapamayacağını biliyor en azından. Kendini bilen başkalarını da bilir. Malum farklı şehirlerde olunca bir de pandemi falan genellikle sosyal medyadan sosyalleşmek zorunda kalıyorduk. Kafam atıp da öteye beriye salladığımda alıngan tiplerle uğraşmamak için "yoo Emma' ya dedim" diyerek yırtıyorum. Önce 'ben ne alaka' dese de sonra bilge gene bir muzurluk yaptı galiba der gülüp geçer. Dedim ya o derece komplekssiz bir insan. Şu da var ki, kültürel olarak Çorum ile Yozgat arasında, coğrafi olarak Edirne ile Kars arasında bir yerlerde konumlanan nadide şehrime her fırsatta giydirme snobluğuna baya bi kıl oluyordum eskiden... O zaman da neye saracaktı bu işi gücü ince mizahla eleştirmek-takılmak olan insan evladı? Ben de bazen cidden abartıyorum. Cık cık cık! Herkes bir bahaneyle gitse de o gitmez bilirim. İyi ki tanımışım seni Emma Bovary!
Madem öyle Chopin'den bahsetmeden olmaz. Türkiye'nin en iyi kolejlerinden birinde okumuş ve Viyanada'ki en iyi müzik hocalarından ders almış saf bir Beyaz Türk'tür. Aslında bu gibi elit tiplerle geçinemem pek, ayrıcalıklarını sorgulayıp durduğum için onlar da beni sevmez zaten. Chopin, artık 'orta sınıf suçluluğu' mu dersiniz 'aklın yolu birdir' mi derim her ne ise bütün ayrıcalıklarından feragat edip anarko-feminist olmayı seçmiş, Lgbt'yi de kapsayan en quirinden tabisi. Kendisi hak ve özgürlükler için mücadele veren gerçek bir aktivist. Çok güzel yeşil gözleri var ve müzisyen olduğundan ona da Chopin diyorum. Sevgiye ek olarak bu kadında içimi titreten beni heyecanlandıran bir şeyler de var. Hayranlık mı duyuyorum desem, ondaki sanatçı derinliği mi desem ne desem bilemedim. Onda da bir tekinsizlik, kestirilemezlik var ve çoğu ortak arkadaşımızın aksine bu bana iyi gelmiştir hep. Beni konfor alanımdan çıkarıp silkeleyen nadir insanlardan biridir. En son tartışmıştık, konuşarak çözdük. Hayat gailesi işte, eskisi kadar görüşemiyoruz. Çok da sorun değil, bir daha hiç konuşamasak bile güzel hatırlayacağım insanlardan biri. Kırıp dökmeden yahut kırılanı tamir ederek yolları ayırabilmek de çok güzel. İyi ki yollarımız kesişmiş Chopin, bana kattığın her ne varsa teşekkürler.
Tartışma götürmez konularda( kadın hakları, lgbt, azınlık, çocuk ve hayvan hakları vs) yani hak ve özgürlük alanlarında tartışmaktan o kadar yoruldum ki, ezileni-bastırılanı dinleyip anlamak yerine kendini onlara vekil atayıp konuşanlardan o kadar yıldım ki... Geçmişte tanıdığım onca ırkçı, mizojinist, egoist, narsist ve manipülatif insandan(erkek ve kadın), onca kırılgan egolu saldırgan ya da sessiz şiddet uygulayan erkekten, sapık küfürbaz heriflerden sonra bu iki arkadaşım ve onlar gibi kendini ve haddini bilen zarif birkaç kişi daha tanımak bana ne kadar iyi geldi anlatamam. Çıtayı öyle yükselttiler ki eskiden karşıma çıkan bu toksik insanlara sırf onları sevdiğim ve iyi insan oldukları için nasıl tahammül ediyordum şaşıyorum kendime. Sevmek yetmiyor işte. 'iyi insan olmak ne demekti?' bunu da epey zamandır düşünüyorum. Kendi değerimizi öteki belirlemez elbette fakat aynı şeylere güldüğün, aynı acıyı hissettiğin, yani aynı anlamda buluştuğun insanlar tarafından kıymetinin bilinmesi çok güzelmiş be!
Hep tanıdığımız dangalaklardan mı bahsedeceğiz canım, biraz da böyle güzel insanları anlatalım diğ mii ya...
Son bir soru sorayım dedim grok'a, sormaz olaydım!
https://hizliresim.com/p1zvzq2
Tü alla cezasını vermesin inşalla e mi, pis pis gülüyor bir de. Hani bunların hisleri yoktuuu! Hani ironi yapamıyorlardı! Bu neeee? Cık cık cık!!!
Bana bak insan evladı yapay zeka, gözüm üzerinde!
Son Not: Bugün gamyundaki eski arkadaşlarımdan biri selam verdi. Eh bu vesile ile eski sorunlarımızı çözelim dedik. Çözmek ne kelime! Bilakis konuştukça daha da derinleştirdik. Ben ona 'tipik türkiye toksik erkeği' deyince o da bana 'laikçi otobüs teyzesi' dedi. Hızımı alamadım listemden sildim. Böylece bu topraklardaki bir tartışmanın galibi daha gerizekalılık oldu.:)
Facebooktan ilkokul arkadaşını bulup da arkadaşlığı ilerleten var mı? Yok işte, olmayınca olmuyor... Aynı nehire iki kere girilmiyor, ne nehir aynı ne de biz aynıyız... Yapacak bir şey yok.
Bu yazıyı ilerde silerim belki.
YORUMLAR