Hayat Dediğin Bir Okey Masası: Elinize Gelen Taşlar ve Yaptığınız Hamleler
29 Eylül 2025, 15.04 A- A+
Bir yaz akşamı, balkonda esen hafif rüzgâr, ince belli bardaklarda demli çaylar ve masanın ortasından yükselen o tanıdık, ritmik ses: taşların şıkırtısı. Okey, birçoğumuz için sadece bir oyun değil, bir sosyalleşme ritüeli, bir keyif anıdır. Peki, hiç ıstakanıza dizdiğiniz o renkli taşlara bakıp, hayatın kendisini gördüğünüz oldu mu? İlk başta garip gelebilir ama biraz düşününce, okey masası hayatın küçük bir simülasyonu gibidir.
İşte okey masasında öğrendiğimiz, aslında her gün yaşadığımız hayat dersleri:
1. Elinize Gelen Taşlar: Kontrol Edemediklerimiz
Oyun başlar ve önünüze 14 taş dağıtılır. Bu eli siz seçmediniz. Belki de elinizde tek bir işe yarar taş yoktur, belki de eliniz okeyli, şanslı bir başlangıçtır. Tıpkı hayattaki gibi. İçine doğduğumuz aile, coğrafya, fiziksel özelliklerimiz veya başlangıçtaki imkanlarımız bizim seçimimiz değildir. Kimi hayata şanslı başlar, kimi ise zorlu bir "elle" mücadele etmek zorundadır. Okeyin de hayatın da ilk kuralı budur: Elindekilerle oynamayı öğrenmek. Şikayet etmek yerine, "Bu taşlarla en iyi oyunu nasıl kurarım?" diye sormakla başlar her şey.
2. Taş Çekmek ve Taş Atmak: Kararlar ve Vazgeçişler
Oyunun dinamiği basittir: bir taş çeker, bir taş atarsınız. Ortadan çektiğiniz taş belirsizliktir, kaderdir, karşınıza çıkan yeni bir fırsat veya beklenmedik bir engeldir. Yandan aldığınız taş ise daha bilinçli bir tercihtir.
Ancak en kritik an, taş atma anıdır. Attığınız her taş bir vazgeçiştir. Elinizdeki potansiyellerden birini feda edersiniz. Bazen işinize yaramayacağını düşündüğünüz bir taşı atarsınız ve bir sonraki oyuncunun o taşı kapıp bitmesine neden olursunuz. Hayatta da böyledir. Verdiğimiz her karar, attığımız her adım, vazgeçtiğimiz bir diğer yol demektir. Bazen "işe yaramaz" diye vazgeçtiğimiz bir şey, başkası için en büyük fırsat olabilir. Önemli olan, attığınız taşın sorumluluğunu almaktır.
3. Perleri Kurmak: İlişkiler, Kariyer ve Düzen
Istakanızdaki dağınık taşları anlamlı serilere (perlere) dönüştürmeye çalışırsınız. Farklı renklerden aynı sayılar, aynı renkten sıralı sayılar... Bu, hayatımızdaki düzen arayışının ta kendisidir. Kariyerimizi inşa ederken doğru yetenekleri bir araya getirmek, sosyal çevremizde uyumlu ilişkiler kurmak, aile içinde dengeyi sağlamak... Hepsi birer per kurma çabasıdır. Sabırla, doğru parçaların bir araya gelmesini bekler, elinizdekileri en verimli şekilde gruplarsınız.
4. Okey: O Beklenmedik Şans ve Yetenek
Okey, oyunun seyrini değiştiren o sihirli taştır. Her taşın yerine geçebilir, en imkansız görünen seriyi tamamlayabilir. Hayatta da böyle "okey" anlarımız vardır. Özel bir yeteneğimiz, karşımıza çıkan büyük bir fırsat, bize destek olan doğru bir insan... Okey, elinizdeki potansiyeldir. Ama sadece ona sahip olmak yetmez. Onu nerede ve ne zaman kullanacağınızı bilmek, stratejinin en önemli parçasıdır. O mucizevi taşı yanlış yerde harcarsanız, hiçbir anlamı kalmaz.
5. Masadaki Diğer Oyuncular: Rekabet ve Gözlem
Okey tek başına oynanmaz. Masadaki diğer üç kişinin ne yaptığını, ne attığını, ne aradığını sürekli gözlemlersiniz. Kim seri yapıyor, kim çift topluyor? Onların hamleleri sizin stratejinizi doğrudan etkiler. Hayat da bir etkileşimler bütünüdür. Rakiplerimiz, dostlarımız, iş arkadaşlarımız... Çevremizdeki insanların eylemlerini okumak, onların ihtiyaçlarını ve hedeflerini anlamak, sosyal zekanın ve başarının anahtarıdır. Yere atılan taşları iyi takip eden, oyunu kazanmaya daha yakındır.
6. "Bitmek": Hedefe Ulaşmak (Ama Her Zaman Değil)
Her oyuncunun amacı "bitmektir". Yani elindeki taşları anlamlı bir düzene sokup zafere ulaşmak. Bazen çok yaklaşırsınız ama biri sizden önce davranır. Bazen de hiç beklemediğiniz bir anda, en kötü elle oyunu siz kazanırsınız. Hayat da böyledir. Bazen tüm çabanıza rağmen hedefe ulaşamazsınız, bazen de şans yanınızda olur.
Ama belki de asıl mesele "bitmek" değildir. Asıl mesele, oyunun kendisidir. O masanın etrafındaki muhabbet, çayın lezzeti, dostlarla paylaşılan o anlardır. Tıpkı hayatta olduğu gibi, asıl keyif varış noktasında değil, yolculuğun kendisindedir.
Bir dahaki sefere okey masasına oturduğunuzda, ıstakanıza sadece taşları değil, hayatı dizdiğinizi hayal edin. Elinize gelen her ne olursa olsun, en iyi hamleyi yapmaya odaklanın. Unutmayın, en usta oyuncu her zaman en iyi eli alan değil, elindeki taşlarla en iyi oyunu kurabilendir.


YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir