Vapurdan inince,iskelede durdu,gökyüzüne baktı uzun uzun...Ruhunu düşündü kapkara...Başında kaşı kırık bir kasket vardı,cebi cepkeni delik ceketinin içinden sararmış bir ipek kravat sarkıyordu.Çizgili yüzünün ardında mavi gözlerinin ışıltısını yansıtan bir şeyler vardı,o onu saklamaya çalışıyordu sanki...

Yürümeye başladı,bir büfenin önünde durdu,adama:

-Bir sigara ver. dedi     Sigarayı aldıktan sonra adama tekrar dönüp:

-Ölümü hiç düşündün mü? diye sordu,büfeci kurşun yemiş gibi sarardı ve:

-Bii,Biilmiyorum abi  dedi.

Sırıttı ve sigaranın parasını vermeden yürüdü,ne kadar yürüdüğünü kendiside bilmiyordu.Ama bir süre durdu ve derin nefeslerle etrafına bakmaya başladı.Bu erkeğin içindeki tutkuyu ateşlicek bir kokuydu bu keskin bir rakı kokusuydu...

Salaş bir mekana girdi ve cam kenarına oturdu,garson masanın başına geldiiğinde eliyle istediklerini işaret edip tekrar camdan dışarı bakmaya koyuldu.Bir iki kadehten sonra kendi içindeki kıpırdanışı hissetti,ve içinden aslında sürekli tekrarladığı kelimeleri dillendirdi:

-Kimim ben?

Yağmur yağmaya başlamıştı,pencerenin gözyaşlarından birine dokundu,ve cama daha çok yaklaştı,hava karardığından artık kendini seçebiliyordu,bir titremeyle doğruldu ve masadan kalktı.Bir süre sonra karanlıkta kaybolmuştu garip adam....