gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Dünya Dönüyor Sen Ne Dersen De!

25 Şubat 2012, 00.51
A- A+

Evet, dünya hem kendi hem de güneş etrafında dönüyor. Kendi etrafında dönüşü ile gece-gündüz, güneş etrafında dönüşü ile mevsimler oluşuyor.

Peki, dünya güneş etrafında dönüyor da neden güneş dünya etrafında dönmüyor ki:) Çünkü kütle olarak daha güçlü, güçlü kütlelerin çekim gücü daha fazla. Zavallı dünya! Dön babam dön…

Hayatta böyle değil mi? Hep güçlü olanın etrafında dönmüyor mu? Birkaç misal verelim.

Güçlü ile güçsüzün dili farklıdır. İnsan güçlendikçe kelimeleri kısalır, izah etme gereksinimi hissetmez. Öyle rica etme ihtiyacı da hissetmez güçlü. Rica ediyormuş gibi görünse de aslında onun ricası gizli birer emir niteliğindedir. Çok basit bir örnek “su istemek “ …

—    Ayakta iken babanın hayrına, ölmüşlerinin canı için bana da bir su getirebilir misin lütfen? ( Rica etmekle yetinmeyip dualar ediyor )

—    Ayakta iken rica etsem bir bardak su getirebilir misin? ( Dua etmiyor ama ricada bulunuyor )

—    Su verir misin? ( Emir vermiyor ama artık isteğini rica veya dualarla süsleme ihtiyacı hissetmiyor. )

—    Ayaktayken bana da su getirsene. ( Yavaş yavaş emre doğru yol alıyor )

—    Bir bardak su da bana ver. ( Hemen hemen emir ama hala sadece bir bardak diyerek emirden hafif kaçma telaşı )

—    Bana bir su ver. ( Bu emir işte )

—    Su ver ( Emir veriyor ama artık uzun cümle kurma ihtiyacı hissetmiyor )

—    Suuu… ( Cümle bile kurmaya tenezzül yok artık )

—    Şak şak..( Efendim bu da el çırpma sesi, emri verirken çenesini yorma ihtiyacı hissetmiyor bile.. )

 

Gördüğünüz gibi dostlar ! İnsan güçlendikçe kibarlık eklerinden, rica kiplerinden kurtulur. Artık öyle bir an gelir ki güçlü olan bir şak şak ile konuşmaya başlar. Bir şak su, iki şak yemek, üç şak bilmem ne…

 

Veya…Bir lokantaya girdiniz diyelim. Bazı insanlar ezik, rica minnet garsondan bir şeyler isterken ( genelde önlerinde çorba vardır sadece ), bazıları ise el kol hareketleriyle garsonu yanına çağırır. Bu tiplerin masaları donatılmıştır. Heee! Garsonu da gözlemleyin. Kendisine rica da bulunanın masasına kaç saniye de, el kol hareketi yapanın masasına kaç saniye de gidiyor…

 

Yok, yok olmuyor böyle devam edersem güçten kastım sadece maddi algılanacak. Biraz da büyüklerden bahsedelim. Büyükte küçükten daha güçlüdür. Kendisine özgüveni daha fazladır. İstisnalar hariç küçüğe genelde emir cümlesi ile hitap eder. Yaşı küçük olan büyük olanın etrafında pervane olur …

 

Çifteönü Kayserimizin en eski mahallesidir. Bilmeyen hemşerilerime söyleyeyim en iyi kıymalıyı oradaki fırıncılar atar. Yaw, neden bahsedecektim, ne yazıyorum:) Pardon hemen konuya geri döneyim. Çifteönü’ nde eski bir cami vardır. Allah selametini versin imamı Salih Hocadır. Memlekette iken her Cuma veya dini gecede soluğu orda alırım. Salih Hoca lafını esirgemez…

 

Cumadan önce cemaat olarak Salih Hocayı dinliyorduk. Cami içi dolmuş, insanlar neredeyse üst üste hatta dışarıda bir o kadar insan sohbeti dinlemekte. Böyle kodaman bir tip geç gelmiş olmasına rağmen milleti yara yara en ön safa geldi oturdu, oturdu da oturana kadar en az yüz kişiyi rahatsız etti. Salih Hoca dik dik adama baktı…

“ Hani bir hikaye vardır. Baba oğluna hep adam olmazsın dermiş, oğul büyümüş vali olmuş. Sonra babasını ayağına çağırmış. Bak baba bana adam olmazsın derdin hep, vali oldum demiş. Babası da vali olmuşsun ama adam olamamışsın demiş…” bunu anlattı.

 

Evet, geç kalmış olmasına rağmen milleti rahatsız eden ve en ön safa geçen ( sanki arkada olsa namazı kabul olmayacak ) Kayseri’de makam mevki sahibi  biriydi. Eee, adam alışmış makamı sayesinde milletin kendi etrafında dönmesine. Bu da makamın verdiği güce örnek olsun:)

 

Gelelim lafın taaa başına! Dünya dönüyor, hem kendi hem de güneş etrafında dönüyor. Kendi etrafında dönmesinden sadece gece-gündüz oluşuyor ama güneş etrafında dönmesinden mevsimler oluşuyor. Demek ki menfaati daha büyük güneş etrafında dönerken.

 

Gelelim şimdi lafın taaa sonuna ! Oyun bittiğinde şah ve piyonlar aynı torbaya konur. Her şey bittiğinde hepimiz aynı yere gideceğiz. O zaman ne güneş olmaya, ne de sadece dünya kalmaya gerek yok. Olduğun gibi olmak önemli olan.

 

Notsuz Olmaz : Evet, her zengin, büyük, güçlü, makam sahibi bahsettiğim gibi değildir. Ama tüm bunları bir torbaya atalım ve rastgele birini seçelim. Sizce bahsettiğim gibi olma olasılığı daha fazla değil mi? Bugün olasılık anlattım da etkisi hala üzerimde…

 

İki dünya saadeti dileklerimle…TuRK…

 

 

YORUMLAR

25 Şubat 2012, 08.40
Tebrik ediyorum Türk, harika bir paylaşım olmuş yine. O kadar güzel yazmışsınız ki tamamen katılıyorum.  Yer yer düşündürüken de arada yaptığınız esprilerlede, yüzümüzde hoş tebessümler bırakıyosunuz.  Elinize yüreğinize sağlık...Sevgiyle kalın..
25 Şubat 2012, 10.28

   Bloğu okurken,dünyayla birlikte başım da döndü vallaha.Yaw neleri torbaya attıydık?Dünyayla güneşi mi?O zaman olasılıkları eşit 1smile Resmi.torbaya zengin,büyük,güçlü,makam sahibi ni atarsak, herbirinin olasılığı1smile Resmi.Hemide bunlar eş olumlu evrensel küme teşkil ediyor.şayet çektiğimizin zengin olduğunu düşünürsek,torbaya geri koymamak koşuluyla güçlü çekme olasılığımız.....Oyyyy kafam karıştı...konu bu değildi sanki  ve ben derste değilim di mi:)))

  Boş dünya boşşşşşş....

25 Şubat 2012, 12.25
-Hııııı.
-İyi.
-Blog fena değil .
-Çok güzel yazmışsınız.
-Anlatım süper Turk örtmenim elinize sağlık :))) Allah herkesi göründüğü gibi olan , dönüp durmayan , sade insanlarla karşılaştırsın inşallah.
25 Şubat 2012, 12.31

güç ilk bakışta tartışmasız biçimde anlaşılır.güçlünün peşinden gidilmeside kaçınılmazdır.adaleti olmayan güç zalimdir...insanlar kendilerini güçlü zanneddikçe zalimlikleri de artıyor...istisnalara hariç tabi...hayko cepkin dinleyenler varsa bu şarkısını anımsattı bana:

altı üstü beş metreydi,dertlerinin birikimi

belki biter dedin ama sen kaparsan gözlerini

bertaraf et herşeyini kıymetini kısmetini

belki yarın gelir ama bugün seni sevmedi ki...

25 Şubat 2012, 12.37
Öncelikle bu güzel yazın içi seni tebrik ediyorum.Gerçekten şu fani dünyanın iki yüzü oldugunu bir çok kitleye tekrar hatırlatan çok hoş bir içeriğe sahip bir paylaşım..Aslında bende bazı yazılara yaptıgım yorumlar da bunu dile getirmeye çalışmışımdır..Ama malesef sizler gibi blog yazma konusunda aktif ve bilgi olamadıgım için sadece böyle güzel yazılan yazılara bizlere verilmeye çalışılan mesajlara şahsım adına şapka çıkarmak düşer.(ama şapkadan tavşan çıkarmaya çalışmadan şakpa çıkarmak lazım )..
Bende bu yazının içeriğine küçük birşey eklemek istiyorum ve ( YE KÜRKÜM YE ) diyerek yorumumu bitiriyorum..
Saygılar..
25 Şubat 2012, 12.39
Ben insanların makamlarına saygı gösterilmesi taraftarıcım... Fakat bu saygıyı kendileri zorla almak istediklerinde, itici bir hale gelmiyor değil. Güzel bir paylaşım, olayları kaleme almak size çok yakışıyor.
25 Şubat 2012, 13.37
Her zamanki gibi harikaaa bir blog,harikaa yorumlarrrrr...Sizin gibi birkaç kişi daha var Türk diyorum ki sizler yazsanızz hepp ben okusamm:) Kendimi o kadar huzurlu hissediyorum ki sizin akıcıı,insanı sıkmayan bloglarınızı okurken..Teşekkürlerrr,emeğinize,yüreğinize sağlıkkk ...
25 Şubat 2012, 13.58
     Hitap şekillerindeki tespitlerinize katılmamak, kendi adıma elde değil. "Büyük balık, küçük balığı yutar" sözü de, anlattığınız durumun, bizlere bir hediyesi(!) sanırım. Ya da anlattığınız durum, bu sözün bir tecellisidir diyebiliriz. Hangi yönüyle bakarsanız bakın, iç acıtan bir durum.

     Bir de kafama takılan bir nokta var. Daha doğrusu "imla" durumu. "Yaw" kelimesinin (imlasının), klavyenizden "sehven" çıktığını ümit ediyorum. Ne kadar önemsiz gibi dursa da, az-biraz takıntılıyım sanırım bu konuda. Selametle kalın...
25 Şubat 2012, 14.57
Bu anlattığın durumların zengin olmak makam mevki sahibi olmakla ilgisi yok yahu.
Bu tamamen insanın kendisi kişiliği ile alakalı
Böbürlene böbürlene gezmek başkalarına tepeden bakmak kendini beğenmek ötekileri küçümsemek bu tür davranışları sergileyenlerin bir seri katilden ne farkı var üstelik dinimizce yasak olan davranışlar bunlar
Başkalarına sen önemsizsin duygusunu yerleştirmeye çalışan insanlar o insanların kişiliklerini ruhlarını öldürmeye çalışmıyorlar mı
Benim ırkım senin ırkından üstün benim param senin paranı ezer benim babam senin babanı döver diye uzar da gider bu konu
Geçenlerde bir hafta oluyor sanıyorum güneş neden dünyayı aydınlatıyor da dünyaya kadar olan uzay boşluğunda ışıkları görünmüyor uzay hep karanlık diye bir soru sormuştum 
Bana güldüler ve ilkokul çocuğu bile bu soruyu sormaz dediler
Olsun ben merak ettim araştırdım
Bana gülenlere bu vesileyle cevap yazayım
Bu sorunun cevabını henüz yeni bulmuşlar:))))))




25 Şubat 2012, 17.49
Suuuuuuuuuuuuuuu ............. :))))))))))
25 Şubat 2012, 20.22
Ewet bir parmak şıkırtısıyla garson çağıranlara çok rastlıyorum. Güven mi güç mü anlam veremiyordum. Çok sevimli bir yazı olmuş. Ara ara gülümsedim. Ellerinize sağlık.


25 Şubat 2012, 20.49
Hor görmekten değilde, bir zamanlar "görevidir yapacak tabi" diyip garson vs gibi görevlilere teşekkür etmezdim.  üç kuruşa çalıştırılıp bir de müşteri kaprisi çeken insanların ne derece zor şartlarda çalıştıklarını öğrendiğimden beri teşekkür ediyorum hatırladıkça.

Statü gereği saygı bekleyen insanlardan daha çok güldüğüm şey onlara statüleri gereği daha fazla saygı gösterenlerdir.

siyahorkide--> kimler yeni bulmuş? bu soru cevaplanmış diye biliyodum sanki. kafam karıştı ama gülmedim valla gülmedim cidden merak ettim.

26 Şubat 2012, 04.42

Birde o garson çağırırken parmak şıklatmazlarmı nasıl bir ruh halidir anlamak zor.Ama malesef her yerde bu tarz insanlar var hep de olacak..

 

YALAN  DÜNYA......

26 Şubat 2012, 16.04
Su isteme örneklerindeki parantez içi yorumlar özellikle çok eğlendirdi.:)

Aklıma,duyduğum yaygın bir hikaye geldi;
şehirler arası yolcu taşıyan bir otobüste bir yolcu nazik biçimde su istiyor muavin, hostes adı her neyse ondan:
-Zahmet olacak ama rica etsem bir su verebilir misiniz?
Kalas muavinden yanıt:
-Veririz tabii de ne yalvarıyon?
:)))

Gerçek güç,akılcı tevazudur.

Güzeldi.
Teşekkürler.

01 Mart 2012, 16.20
Başlığı ilk gördüğümde bir şarkıdan yola çıkmışsın sandım:) Dünyaaa dönüyoooor sen ne dersen de, Yıllaaaarr geçiyor farketmesendeeee, demiş Nilüfer:))
Örneklemelerine bayıldım. Ve kuzenime okuttum hemen, uzun uzun güldük:)) Aslında hemen hemen hepimizin gördüğü ama göz arkası yaptığımız şeyleri çok güzel örneklerle göz önüne atmışsın:) Ben bu bloğu çok beğendim:)
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın