gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

NİNE!

14 Temmuz 2012, 13.14
A- A+

Gözlerini açınca kendini yol kenarında buldu. İçine öylesine bir ağırlık çökmüştü tarifi imkânsız bir şeydi bu. Zaman geçti aklından, geldiği yer geçti aklından. Geriye çekti az kalmış hafızasını. Aklından geçirdi bütün çirkinlikleri. Varlığına tahammül etmeyen çirkin bir gelin ve yaşlandığında ölümü aklına getirmeyen hayırsız bir evlat. Otogara bırakılmıştı nene, oda yolunu şaşırmış yorgunluktan bitap düşüp olduğu yerde uyuya kalmıştı. Sanki ölümü orda yaşamasını istemiştiler... Yanında getirdiği tek şey, hiçbir zaman kimseye bırakmadığı ‘’GURURU’’. Birden büyük bir utanca büründü. Haykırmak istedi kimsenin duyamayacağında korktu, kendi sesini içinde boğuyordu. Patlamak üzere olan bir susuştu fakat sustu. Saç diplerinin titrediğini his etti. İnsan sesine pek benzemeyen kadın; ‘’Annen bu evden gidecek’’ feryatları kulağını delip geçti. Neler olupbitti bu nenenin ruhundan? Doğurduğuna pişman bile olamadığı evladımı? Yoksa ölüm sokağına bırakılmayı mı? Bir şey düşünemiyordu susmayı tercih etti. Memleketindeki kara kayalıklar geçti aklında. Ne bir kuş sesi ne bir yaprak hışırtısı vardı. ‘’Kalbinde çiçek gibi büyüttüğüm, taze umutla büyüttüğüm gölge olup meyve verdiğim. Taze sevinçlerimi güneşten filizlettiğim oğlum.’’ Ver o tertemiz duygularımı diyemiyorum. Senin çocuklarında sana yapmasın diye veriyorum. Dikkat! Et evlat seninde kapında bir ‘’küfe’’ vardır.

Fakat kap kara hüznünü kim kaldırabilirdi ki omuzlarından? Birisi gelip Tanrı seni yeniden yaşatmak istiyor demeyi bekledi. Koluna uzanan iki iyilik elini fark etmemişti. Önce sol omzunun üzerine döndü sonra sağ omzuna. Minnettarlık duygusuyla baktı. İnsanlıktan nasibini almış kutsanmış yüzler. Ödülün ötesinde seven iki yürekti onlar. Kaldırmaya çalıştılar büzülmüş dermansız kalmış bacakları artık hain evlat gibi yüzüstü bırakmıştılar. Büyük merhametleri yüzlerinden okunuyordu iki genç kadının. ‘’Teyze senin kimin kimsen yok mu arayıp seni alsınlar’’? Dediler. ‘’Hayır, kızım zaten kimim kimselerim beni buraya bıraktılar’’. ‘’Neler işitiyorum’’ dedi? Arkadaşına hayret dolu gözlerle bakarak. ‘’kızım ben Ankara'da ki kızımın yanına gideceğim’’ diye bildi. Yuvalarında kaybolmak üzere olan masmavi iki göz zoraki iki damla yaş aktı. Aktı genç kadınların yürek pınarına, sel oldu, çağlayan oldu, sevgi denizine dönüştü. İki yardım meleği yaşlı Nene'yi alıp hastaneye götürdüler. Duyarlı insanların yok olmadığı bir andı. Doktor kontrolünde geçirildi.. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı arandı. Onun tek derdi kızına gitmekti.  

Duygu edebiyatı yapmak değil maksadım. Gerçekten yaşanmış bir hayat ‘’ALINTI’SI’’ . Bir ad bulamadım bu hayırsız evlada belki vefa için yaratılmamış. Annesin içinde şakıyan umutları öldürmüş.  Biriside ona kötülük okları fırlatacak. Can evinde vurmak isteyecektir.

 

YORUMLAR

19 Kasım 2012, 20.30
güzel eline saglık kardeş
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın