gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

TANIMI YOK !!!

17 Temmuz 2012, 21.33
A- A+

Velim geldi çocuk gibiyim o bana hediye alıyor bende ona. Erzurum oltu taşından bir tesbih ( geri dönerken mescitte unutsada sorun değil ). Anneme hediye alıyoruz erzurumu ömür boyu hatırlasın diye (Hediyelerden biri kocaman bir lahana kucaklayamadık çuvala koydular :) ) Yurt dışında hediye etmek istediği kişiler ve kendisi için bal arıyoruz. Tarif üzerine bulduğumuz dükkanlardan birine girdik 60 yaşlarında sakallı bir adamdan alış veriş yaptık. Aralarında uzun uzun sohbet ettiler. Kafa dengi oldular kendilerince. Hatta adama umreye gidince kalacak yer bile ayarladı baba bey. Malesef çalıştığım yerden okuluma kadar bir çok bilgiyi saf saf verdi zatı muhterem babamız.

Memlekete dönünce bir kaç tane daha hediyelik petek ve süzme bal almamı söylediler. Aynı dükkana gittim. Daha "önce sizden babam ile bal aldık aynı ballardan biraz daha almam lazım" dedim. Adam hatırladığını belirtti, başladı yeterki sen iste, başka ihtiyaçların olursada bana gel, ... ben gerisini duymuyorum ( anlamak istemiyorum )... Kulaklarım uğulduyor, gözümün önünden beyaz ışıklar uçuyor... "Diğerleri kalsın sardığın balın parası neyse al. Bir şeye ihtiyacım olursa ailem yardımcı olur kimseye ihtiyacım yok" dedim. Parayı doğru verdimmi, üzerini tam aldımmı bilmiyorum, çıktım ordan. Yürüyorum bastığım yeri, baktığım yeri bilmiyorum, algılamıyorum.

Sağıma soluma bakarak geçtiğim yolda gidiyorum. Her zamanki gibi yaya geçidinde şoförün biri yol vermek için durdu, yürüdüm ve acı bir fren sesi ile tüm cadde yankılandı. Tekerleğin ayak ucumda durduğunu gördüm. Dizlerime çarptı ama ben acısını hissetmiyorum, etraftan bana bakıp seslenenleri görüyorum ama hareket edemiyorum. Hayata çoğu kez tüm gücümle dalan ben cesaretimi kaybediyorum. Işık görmüş tavşan gibi dona kaldım, beni kaldırıma taşıdılar ( Allah'tan rüzgarda 5 metre uçacak kadar hafifim ). Yoksa mumya gibi saatlerce dikilebilirdim yolun ortasında.

Kaldırımda olanları algılayacak kadar bekledim çünkü etrafımda tanıdık yada tanımadık kimse yok. Yavaş yavaş narkozdan uyanır gibi düşüncelerim, görüşüm, işitmem yerine geliyor. Dizlerim titremeye başlıyor, belki tüm bedenim ama ben dizlerimi farkediyorum. Nihayet gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı, durduramıyorum.

Yakındaki büfeden gazete ve selpak mendil alıyorum. Yürüyecek durumda değilim yanındaki ( arkadaşlarla gittiğimiz ve her gün önünden geçtiğimiz ) çay bahçesine gidiyorum. Gazeteyi açtım başladım sessiz sessiz ağlamaya. Zaten ağlamak istemesemde durmuyorlar, sökün etti bir kere. Garson geldi sipariş sordu. Ağzımı açsam hıçkıracağım sustum. Elimle git işareti yaptım. Biraz sonra bir daha geldi. "Bacım biri bir şeymi yaptı? bir şeymi dediler, kim üzdü seni, birini çağıralımmı? polisi arayımmı ?' ... bir sürü soruyor. Kağıda kargacık kurgacık " sorun yok biraz kendimi toparlayım, çay getirirmisiniz" yazdım.

Hiç beklemediğim bir anda, beklemediğim birinden, futursuz, amacını aşan sözler işitmeyi beklemiyordum. Böyle bir davranışa neden olacak bir ortamda yok. Belkide sinirlerimin boşalma sebebi buydu. Erkek olmadığım için kızdığım (erkeklerin bazı durumlarda febri davranışlarını anlıyorum) anlardan biriydi. Üstelik bu sebeple bir kaza geçirecektim Rabbim korudu.

Amacını aşan durumlarda şemsiyenin sopasını az indirmedim milletin kafasına. Kolay kolay nutkum tutulup kalmazdım tedbirsizlik oldu. Keşke yanımda yine şemsiye olsaydı oracıkta bir iki vururdum hiç olmazsa öfkemi bastırırdım. Adamın ispatı imkansız sözlerine, ispatlı bir yanıt vermiş olurdum.

Sonrasında her ne kadar çaktırmamaya çalışsamda sitemli bir telefonla evdekilere durumu anlattım. O günden sonra yaşa başa bakmadan uzun bir süre bir kategoriye topladım onları. Kara listeden çok zor çıkarttım bazılarını.

YORUMLAR

17 Temmuz 2012, 22.27

 2.parağrafta    yaşandı bütün herşey  anladığım kadarıyla.Ve  bu durumu kaleme alırken  bile   sanki kaleminiz  titremiş.Çirkinliğin  muhatabı olmak  haklı  olarak incitmiş  sizi.

   Bu gün  Ataya'  nın  yorumu vardı,çok beğenmiştim bir sözünü.Karısını döven  her  5  erkekten  1 i için kullandığı bir tabir.'' Her  5 erkekten biri , kendini  erkek   sanıyor''..  çok tuttum bu sözü  ve   yukarda  bahse  konu olan  dengesiz ve onlar  gibiler içinde  aynı söz  yakışır  kanaatindeyim.Kendini   erkek zannedenlerle, erkekleri birbirinden ayırmak  lazım..

   Gerekli cevabı zaten en  asil  şekilde vermişsiniz.Anlamıştır  öküz.

17 Temmuz 2012, 22.49
Çok çok geçmiş olsun Ezelim. Duruşundan anladığım da oydu, sen haddini aşanlara bildirebilen biriydin evet ama nutku tutulmak diye bir söz var ya hani bazen insan dumura uğruyor öyle.Balı da almazdın bırakırdın .O bal var ya amca, tutan parmağını yalar hani, avucunu yala sen, balı da yerine koy almıcam diyerek bir azarlardın hatta.  Kötümser olma o kadar, bütün erkekleri o kategoriye koyma yine de derim. Çok azı iyi :)) Yok yok çoğu iyi. Aman ya bazıları öyle işte.
18 Temmuz 2012, 01.35
her zaman şemsiyen olmayabilir ama çantan mutlaka vardır..içine parfüm şişeni koyarsan gerektiğinde şemsiyeden etkili bir silah olabiliyor:))işin şakası bir yana hiçkimsenin söz ve davranışlarının sizi bu kadar etkilemesine izin vermeyin..atayanın dediği gibi avcunu yalatıp çıkıcaktınız..ama insan bazen boş bulunabiliyor.geçmiş olsun.
18 Temmuz 2012, 02.09
 Bayan olmak zor  istem dışı mağdur olabiliyorsun yazını okurken hatırladım bi an ürperdim  4 5 yıl önce festival var bulunduğum yerde dışardan gelenler de çok haliyle ablamlar falan  güzeldi her şey çarşı içinden dükkan 10 dakka bile yok kalabalık ama hınca hınç kendimi cesur bilirim normalde dalarım yani ama öle olmuyor . YÜRÜYORUM HIZLI YANIMDA BİRİDE YÜRÜYOR alal alla oluyorum az yavaşladım oda yavaşladı tırsdım da yani sataşsa falan tanınıyoruzda  yol bitmiyor bi türlü baktım hala peşimde dedim şu aradan gideyim tanıdık dükkan var  en azından derim abi yardım et peşimde biri var  araya sapınca baktım yok ohh dedim korkmuşumda caddeden karşıya geçtim 10 15 adım var dükkana önümde bitmezmi bişiler diyo  bildiğim bütün  küfürleri saydım 2 çocuk annesiyim terbiyesiz aklıma gelirse işte hızlıca koştum dükkana oturdum konuşamıyorum kaynım sorular soruyor noldu filan   kendime gelince anlattım şurda oturalım deseydin de bi güzel dövseydik falan oldular aslında hak etmişti sonra eşimin ve kaynımın elinden kim alıcak tı onu karakol falan rezillik yani yapan utanmıyoda mağdur olan sakınıyo işte  cesaretimi kırdı benim o dengesiz  burası küçük bi yer evden 10 dakkada dükkana inerdim ben eşimin kapatmasına yakın saat kaç olursa olsun  baya uzun bi süre inmedim yalnız oluyo işte bacım anlatsalar bayanlar böle bilborlarda başına gelenleri erkek olduğuna utanırlarmı acaba o şahıslar
18 Temmuz 2012, 14.38
iyide arkadaşlar, ya burda ezelim suizan ediyorsa ? anlatılanlar kadarıyla amcayı hemen taşlamamak lazım. güzel niyetlerle söylemiş olma ihtimali yokmu ?
18 Temmuz 2012, 15.01
Yaşadığınız olay kötü tabii ki. Sanırım gerekli söz ve davranışta bulunamadığınız için o kadar çok ağlamış ve unutamamışsınız.
Oysa hanımlar okadar çok karşılaşıyor ki günlük hayatlarında bu tip arsız ve ahlaksız "Zarf atma" halleriyle...

Biraz yüzünüzü güldürmek için bir anımı anlatayım. Kara mizahtır:

Bende çok garip bir enerji var sanırım ki, en akla gelmedik işler burnumun dibinde hayat buluyor.
Belediye otobüsündeyim, yanımda orta yaşlı düzgün görünen bir adam oturuyor.
Bir anda adamın cebinden bir şey çıkarttığını farketmem, "Yer misiniz buyurun" sözlerini duymam ve gözümün önünde beliren -Hem de soyulmuş- havucu görmem bir oldu.
Belediye otobüsü, cepten çıkan ve ikram edilme gayretine girilen soyulmuş havuç!. Adamdaki tedbire(!) bakın.:)
İlk durakta aşağı attım kendimi ama hala içimde kalmıştır o malum cümleyi edememiş oluşum.
Her şeyin suçu o kısa süreli şok hali.:)

Teşekkürler.

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın