gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Eskiler..

30 Temmuz 2012, 19.35
A- A+

Son günlerde sana bir haller oldu , kapını da açmak istemiyorsun artık bana.. Oysa ilk zamanlar böylemiydik,  günlük yaşantımın vazgeçilmezlerinden  din  hala da öylesin  , neredeyse aklımdan geçenleri okuyor gibisin.

Anlıyorum ki yaşlandın , kendini yorgun hissediyorsun , bana ayak uyduramıyorsun,  belkide köşene çekilmek istiyorsun bundan böyle..  Sağa sola kaçarak , gürleyerek beni korkutmaya çalışman boşuna hem bak  komşularda duyacak sesimizi , ne var yani biraz sessiz olmaya çalışsan.. biliyorum artık ellidokuz kiloluk ağırlık sana az geliyor , kusura bakma ama sırf sen istiyorsun diye şişmanlayamam ben..

Bak , böyle yapmaya devam edersen en kısa zamanda senden kurtulmaya çalışacağım haberin olsun . Gözüm rakiplerine kayacak..

Geçen gün rastladım birine , çok ta yakışıklı duruyordu.  Onunla ilgilendiğimde çok ta zeki olduğunu anladım . İnan kimliğine kadar sorguladım onu , menşeini ,  enini , boyunu , kilosunu , kapasitesini , ten rengini  ( tamam tamam haklısın  burada karışıklık oldu , aklım başka yere gitti , toparlıcam şimdi   )  onun hakkında ki her şeyi öğrendim.    Sadece işaret parmağımın bir hareketine bakacakmış..

Açık söylemem gerekirse ondan etkilendim , gözlerimin içine  bakıyordu onu gözardı etmemem için..   Şimdi son kararını ver  !   bundan sonra,  benimle misin  değil misin ?

Sizin de böyle çamaşır makineniz oldumu , vazgeçmek istemediğiniz  :))

Ya da bir bisikletiniz , bilyeli arabanız her detayı el emeğinden geçmiş , ( bunu  oğlum olduğunda ona göstereceğim diye sakladığınız ) , eskiden kalma antika radyonuz ,  nostaljiyi hatırlatan siyah beyaz tvniz ,  atmaya kıyamadığınız ilk tost makineniz   veya annenizden  yada ninenizden kalan eski dikiş makineniz ( inanın o makinelerin dikişi  sonradan çıkan piko makinelerinden daha güzeldir , nazlanarak  kumaş seçmezler  )  bunun gibi kimbilir sizin ne örnekleriniz vardır ..

Yerli ilk  otomobilimiz  olan Devrim olanakların çok kısıtlı olmasına rağmen dörtbuçuk ay gibi  kısa bir sürede  üretildi yıl 1961 .

Hele ki eski model otomobili olanlar yok mu ?  onların ki bambaşka bir aşk , arabalarına tutkuyla bağlılar , en başta özel zaman ayırmak isterler ,  gururlanırlar arabalarıyla . Okşarlar severler , toz kondurmazlar , arkadaş sohbetlerinde otomobilleriyle ilgili anılarını anlatırlar heyecanla ,  yarıştırırlar ama nazikçe   ve konuşurlar sanki karşılarında ki arabaları değil çocuklarıymış gibi..  düşünsenize  , volkswageni olan bir babanın ona şöyle seslendiğini ..

__ aslan oğlum !  yine arkamızdaki otomobillere nal toplattın rampada  :))

ya da bir bayanın seslenişi ,

__ aferim kızıma nasılda rüzgar gibi esti geçti , izi kaldı  asfaltta :))

Dip not : Biraz gülümsetmek istedim herzaman ki formatımın dışına çıkmaya çalışarak , sağlıcakla kalın.

 

 

YORUMLAR

30 Temmuz 2012, 21.43
muhtesem bi yazı gönlüne sağlık hep böle yazılarını okumak isterim
30 Temmuz 2012, 22.31
    Vedacım araba özellikle erkekler için farklı bi anlam taşıyorr. Bizim adam ilk arabasını aldığında ''Onca para ver kapının önüne koy cıkscıks ''diye söylenirdi. Elinden gelse salona alcak yani.Arabayı benim kullanmam ne kelime !Direksiyona bile oturamadım.Ben söylenince de ''MazaAllah  aşkım henüz yenisin !(araba mı ,ben mi düşündüğü Allah bilir )''.Arabasını (Arabasını diyorum çünkü artık birileri çizerken görsem bile çizsinler diye sesimi çıkarmıyordum ; o kadar kızıyordum ve sahiplenemiyordum.)O ise inadımaymış gibi sessiz tepkilerimi hep görmezden gelip her gün yıkayıp öyle işe gidiyrodu.Bir gelin kıza bakar gibi arabasına baktı benim adam. Satarken alıcı olan bey ''Abi kız gibi araba valla ''demişti  de bende mikroplukya işte ''Yok ya bizimki 7 yıldır evli onunla ''diyivermiştim.Allah kahretmesin içime oturmuş besmile Resmismile Resmismile Resmi Sevgiler vedacığım ,Allah a emanet ol...
30 Temmuz 2012, 23.34

her kes sevebilir yalnız bazı insanlar sevgisini göstermeyi sever  bazı insanlar sa gönülden sever bazı özel günlervardır hekes tarafından bilinen sevgiler günü yaş günü v s. bir tek taş veya bir çiçekle geçiştirirler oysa gönülden seven içinse hergünü özeldir deger biçilemeyecek gönlünü vermiştir ne bir buket çiçekle ne de tek taş yüzükle sevgisini aynı kefeye koyamaz kısacası bütün sarrafları bir araya getirseniz paha biçilemez.bir kız çocugunun bebegi onun için ne kadar degerli ise bir erkek çocugun bisikleti de en az onun kadar degerlidir ya kısacası çok şey sayabiliriz herkes ke ndi agırlıgınca tartılır sen ne kadar ışık verirsen çevrendeki kelebek misalı uçuşan çok olacaktır .oysa güzel bir söz vardır rüzgar eken bir gün gelir fırtına biçer yine güzel bir söz vardır ki  insanlar çektikleri acılarla  olgunlaaşır geçmişteki büyük zatların veyaa üstat ların hayatını incelersek ne zahmetler ne acılar çektigini daha net görebiliriz oysa piştikçe olgunlaşmışlar olgunlaştıkça da küçülmüşler öyleki  mütavazi demek bile az kalır zirveleştikçe hatta devleştikçe gönülleri nefislerini yenmişler ne mutlu ki yaşantısıyla iz bırakabilenlere. yaradılanı severseniz yaradanı bulursunuz bir hadis siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz siz inanıp sevmedikçe iman etmiş olamazsınız . güzel bir türkü saçımın akınaa bakma sevgilim belki senden 3. 5. yaşyaşlıyımm   amma zincireevurulmuş aslan gibiyim. kkısacası ölüm döşeginde yatan hasta bile yaşı kaç olursa olsun ümidini yitirmez .allah ii  insanlarla karşılaştırsın sevgi çok ağır bir yüktür herkes bu yükü taşıyamaz kablum bağaya sormuşlar nereye gidiyorsun kabeye demiş bu adımlarla mı gidemezsin demişler hedefe varamazsam daa en azından bu uğurda bu yolda ölürüm ya allah böyle sevenlerden eylesin böyle sevenlerle birlikte olmayı nasip etsin. amin.   sevgilerlee  . ibrahim ARSLAN......

 

31 Temmuz 2012, 00.44
Bir sivrisinek davası vardı bir arkadaşımız yazmıştı:) Biz geç anladık tabii sivrisinekle konuşulduğunu. Ben de diyorum adam yaşlandıysa yaşlandı ne demek o yenilere gözüm kayıyor he demeler diye:))) Lavelaheee bu nazire çamaşır makinasına yapılmış meğer, Veda gülümsetmek ne kelime ters köşe yaptırdın bize:) At gitsin, bit pazarına nur yağmadığı ispatlandı hem:) Bir de ekleyeyim her şey eskiyebilir ama vosvos asla eski kategorisine girmez. Hala şenlikleri yapılır sahipleri tarafından. Onlar araba değil vosvos :)))) Teşekkürler güzel yazın için.Sevgiler.
31 Temmuz 2012, 01.50

Allah muhabettinizi artırsın vedacım. O nasıl bir dialog o nasıl bir bag )))) Hüzünlü yazıların mimarı farklı bir pencere açmış. Güzel de olmuş...

Ayrılmaya kıyamadığım eşyalarıma gelince,başta telefonum gelir. Bozulmadı ise kolay değiştirmem. İlk aldğım bilgisayar hala durur. Kimseye vermeye bir türlü kıyamadığımdan. Tarih olsa da kocaman gövdesi ile, o benim ilk göz ağrım, külüstürümden vazgeçermiyim hiç :) sonra küpelerim var. Sayısını bilmem. Her şeyim kıymetlidir atamam ama sevdiğim birisi olursa veririm. Yoksa istifli bir şekilde bekler durur hepsi odamda. Eskiler derler ya '' ne varsa eskilerde var '' Önceleri bunu duyduğumda içimden derdim ki, adından belli işte eskimiş-eski ne olacak. Şimdilerde anlıyorum neden böyle dendiğini.Aldığımız eşyalara göre uyarlarsak. Eskiden üretilen şeyler daha sağlammış. Şimdi hemen bozuluyor...Eğlenceli yazın için teşekkürler veda.Eline sağlık.Sevgilerimle...

31 Temmuz 2012, 03.12

Çok tatlı bir yazı olmuş,Şaşırtmalı Veda cığım, haklıymışız,yaz yaz demekle...Değişikliği harika hissettirdin.Benim evimde o kadar çok 'kıyamadıklarım' var ki, 2 tane çok eski radyom.İlk ve son göz ağrım arabam duruyor(kıyamadığından mı,para olmadığından mı bilemiyeceğim) Ben de daha ziyade, fotolar,yazılar durur...

Teşekkürler , bu hoş yazın için...Sevgilerimle

31 Temmuz 2012, 08.53
 V_EDA  ;  ben bu  halini  çok sevdim. Sabahın bu saatinde    hemen klavyeye   sarıldım..Enerjimi  alan yazılara  yorum  yapmaktan kaçındığımı    bir  kaç  kez belirtmiştim.Kaleminden  çıkan ve tarzın  dışındaki bu paylaşım  ,  bana enerji içeceği gibi geldi.Günün  keyfi senin paylaşımınla  başlayacak.

  Benim  atmaya kıyamadığım  veya  antika değeri  taşıyan  hiç eşyam olmadı.Ama  görünen o ki, bu gidişle  geç  farkedilip  ben antika olacağım ilerde herhangi  birileri   için :))

  Ataya;  yorumunda bile  nostalji yapmışsın.Anlaşıldığı üzere  blogları  ve  yorumları bile her nekadar  portala  düşsede  atmaya  kıyamıyorsun hiç  bir şekilde. Bahsettiğin blogdaki   sinek  diyaloğunu o  gün  yadırgayan ben, bugün olağan  görüyorum.Çünkü gecen haftalarda   kırsalda o  sivrisineklerin  yoğun taleplerini karşılayamayıp benzer  diyaloğa  bende  girdim.O  sıcak günlerde  sineklerden korunmak amacı ile  üstüme  nevresim alıp yattım.Belli ki dudak  tiryakisi  olmuşlar sivri sinekler..   kanımı  ememeseler bile tenime   gösterdileri  ilgiyi nevresime  de  fazlasıyla  gösterdler:)

  Emeğine sağlık  V_EDA_  ..    Oldukca  keyifliydi...

31 Temmuz 2012, 10.03

Bir arkadaşım var ağabey dediğimiz tarzında arkadaş tam bir araba sevdalısı( wolkswogen) 1990 dan beri her iyisi çıktığı zaman mutlaka alır. İlk aldığı arabaya tutkuyla bağlanır.

Nazar değmesin diye nerdeyse kuru at kafası önüne koyacak. Bu aralar en iyi model çıkmış duyduğuma göre yada onun alma bahanesi : ))
sözde onun arabası yağ damlatıyormuş. Araba almaya karar verdiği zaman oda kesin su koy verir. :)
31 Temmuz 2012, 10.33
bu sayfanın bombası maskemin espirisi. ben orda olsam yıkılırdım gülmekten..
31 Temmuz 2012, 10.55

Günaydın , yorumları gördükten sonra güne pozitif başlamamak imkansız benim için Okuyan ve yorum yapan herkese teşekkür ederim. Ayrıca farklı tarzda yazdığım bu yazımın beğenilmesi beni ayrıca mutlu etti ve kamçılayıcı yönü ağır basacak eminim...      MASKEM , mikrop halini çok sevdim                                                                                     Ataya , sivrisinek le yaşanan aşkı bende okumuştum . İtiraf etmeliyim ki , okuyucuyu meraklandırıp satırlarda peşimden sürüklemek , zihinlerinde kurguladıkları ilk izlenimin yanılgısını sunmak  ve o anda gülümsettiğimi bilmek  çok keyifli .  ( tam burada egoma yenik mi düşüyorum ne)

nazom , teşekkür ederim canım farklı pencereyi beğendiğin ve beni hüzünlü yazıların mimarı olarak görmen beni çok mutlu etti.

Kupacım canım ,  seni seviyorum.

beymen33, enerji içeceğinin formülünü bulmakk....Antikalar her zaman değerlidir. İtirafta bulunmamın tam zamanı , blog yazmaya ilk başladığımda   ne olduğunu bilmiyordum bile. İLK bloğumda oldukça fazla tepki aldım , sizin yorumunuz  daha pozitifti ve beni yazmaya devam etmem için teşvik ettiniz satırlarınızda. Size ayrıca teşekkür ederim.

 

 

 

 

canım                                                                                                                    

31 Temmuz 2012, 11.16
Satırları kaydırarak  ara vermek istedim  fazla boşluk yapmamak için , ancak başaramamışım . Asılı kalan canım nazoya aittir .   Bu arada bloglara resim nasıl ekleniyor bu konuda bilgi veren olursa memnun olurum.
31 Temmuz 2012, 15.57
Tarzınız olan diğer yazıları da çok beğenerek okuyordum ama bu ilk farklı tarz çok ustaca olmuş. Çok beğendim ben de.:) Ara ara bu tarzı okumak güzel olacak.
Yazının başında hitap edilenin insan dışında bir şey olduğunu sezer gibi olunca itiraf ediyorum hemen aşağılara indim ve çamaşır makinesi hanımla- ya da beyle- tanıştım.:) Sonra keyifle okudum en baştan.
Tehditler çok etkileyiciydi, bir ara makinenin, "Sana çevirdiğim pervaneleri helal etmem bak!" diyecek gibi hissettim.:)
Ellerinize sağlık.

Eski eşyaların hüzünlü hali etkiler beni de. Biraz kafamla kalmaya gereksinim duyduğumda Kale'ye giderim hemen. Ankara'da en sevdiğim yerlerdendir Ankara Kalesi,oradaki antikacılar.
Eski eşyaları elime alır, "Kimler kullandı acaba? Nasıl öyküleri vardı?" diye hissetmeye çalışırım ve bundan büyük keyif alırım. O eşyaların boynu bükük ruhları olduğuna inandırırım kendimi.

İlk arabamdı -Ataya'nın dediği gibi onun adı Vosvos- kırmızı 73 model vosvosum. Ehliyet aldığımda tutturmuştum "vosvos olacak, ille de kırmızı olacak" diye. Geldiği gece uyuyamamış,sık sık balkona çıkıp ona bakmıştım.
Çok badireler atlattık su motoru sesli yoldaşımla.Yangını da gördük, kazalaarı da. Vosvosçu Haydar ustayla görüştüğüm kadar akrabalarımla görüşmedim sayesinde.:) Üçümüz neredeyse ayrılmaz dost olmuştuk.
Ayrılık zamanı çok ağlamıştım. Benim için hala dünyanın en güzel arabalarıdır vosvoslar.

Teknoloji özürlü şahsımın, duygusal bağ kullanmaktan değil de alıştığı için atamadığı, inatla batarya yenileyerek ite kaka kullandığı alet cep telefonu.:)
Çok sevdiğim ve asla atmayacağım eşya da annemin verdiği pedallı dikiş makinesi.

Annemle bir tencere yüzünden papaz olmuştuk ama.:)))
Eski dolma tenceresini çöpe atıp yepyeni çelik tencereyi yerine koymama karşın hala söylenir bana "Ben onun yağına tuzuna alışmıştım." diye.:)

Sevgiler.
31 Temmuz 2012, 17.12
Sevgili Sat_Agraha , kabul etmiyorum işte kopye çekmişsiniz .)) yorumunuz gülümsetti teşekkür ederim. o pedallı dikiş makinesinden bizde de var artık antika sayılır o , inanın kot pantolon paçalarını onda dikiyorum piko makinem naz yapıyor bana kalın kumaşlarda. 
31 Temmuz 2012, 17.58

İlk oyuncağım bir plastik traktördü; amcamın oğlu ile kavga edip ikimizde kafamızı kırınca annem tarafından yakılmıştı )))

Liseye gidince akraba çocuklarına verilen bahçivan bebeğim (3-4 yaşında çocuk kadar vardı, sarı saçlı, mavi gözlü, kırmızı pantalonlu) bana kalsa asla kimseye vermezdim.

Ünide arkadaşımın bana hediye ettiği kocaman kafalı marul bebeğim var (  pemboş bana bakarken gülüyor yüzüme gülücük konduruyor) o halen benimle )))

Üniversiteyi kazandığım kurşun kalemim var halen saklıyorum, önemli sınavlarıma onunla gidiyorum )))

Hatırası olan eşyalar eşya olmaktan çıkıyor. Annemin elleri ile ördüğü göz nurunu döktüğü, hayallerini ve ruhunu işlediği çeyizlikler var (üzüntümü ve hıncımı almak istediğimde yakmayı çok düşündüm kıyamadım ) onlar çok kıymetli. Annemin beğenip ben yapamam sen yap diye zorla ( her yaz tatilindeki özel ödevlerimdiler ) yaptırdığı nakışlar yada örtüler vs. Şimdi hepsini seviyorum Anne annemden, Büyük teyzemden, Teyzemden, Teyzemin kızlarından ve komşu kızlardan aldığım örnekler, yerel motifler özel yöntemlerle örülen oyalar gibi. Sandıktan çıkardıkça elimden annem anneannem teyzelerim tutuyor sanki :(

"Eskisi olmayanın yenisi olmaz" derdi büyüklerim. Güzel paylaşımın için teşekkürler...

31 Temmuz 2012, 22.02
   Benim de çok sevdiğim bir oyuncağım var..Efendim ben küçükken bi kola reklamındaki sevimli ayıcıklardan dolayı kutup ayısı diye severdi(?) ailemdekiler.O zamanlar çok kızardım ben kızdıkça daha çok söylerlerdi.Bi de beyaz giyerdim çoğunlukla. Yıllarca böyle sevdiler biraz büyüdüm gene böyle sevdiler, takılmayla karışık.Bir gün okulda yılbaşı çekilişi var herkes birbirine peluş oyuncak alacak . Ben bana çıkan arkadaşıma sarı kırmızı kulakları olan beyaz bir tavşan aldım. Bana ne alsalar beğenirsiniz?Küçük bir kutup ayısı :).Onu alıpta eve geldiğim günü hiç unutmuyorum.Hala saklıyorum onu.Ona bakınca hatırlıyorum bazı şeyleri unutulup gidecek olan bazı şeyleri.Hayatta bazen çok garip tesadüfler olabiliyor...
    Onun dışında bir radyo var ama çok eski değil.Bir de gramafon almayı düşünüyorum.Antikacıları, bit pazarlarını çok gezerim, eski eşyaları okumayı severim ben de agraha gibi.Her  eşyadan ayrılabilirim zor olsa da ama kitaplarımı bırakamam gibi geliyor.

Daha çok gülümseten yazı istiyoruz.:)



01 Ağustos 2012, 12.55

  Canım annemin de tüm beyaz eşyalarının birer ismi var.Çamaşır makinesi yenilense bile ismi hiç değişmez"Ayşe" der hep.Bir de çamaşırları çıkarırken "ne güzel yıkamışsın kızım" diyerek sever onu.

  Ben de eskilerinden vazgeçemeyen bir insanım ve dostlarım çöpçü derler bana.Atamam atamam atamam işteee.Bebeklerim hala durur.Uyku ayıcığıma hala sarılıp uyurum.Delilik diye düşünenler vardır muhakkak ama benim gibi çöpçüler anlayacaktır durumu...Sevgili V_EDA daima keyifle okuduğum yazılar yazıyorsunuz.Siz hep yazın ve biz hep okuyalım.Vazgeçilmez kalemlerden birisiniz.Yüreğinize sağlık.Sevgilerimle....

 

03 Ağustos 2012, 21.46
Bu, benim gamyumda yazdığm ilk yorum. Bu yazıyada yazılabilecek tek cümle sanırım.  İLK AŞKLAR UNUTULMAZ.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın