gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Göç Zamanı ...

01 Ekim 2012, 14.47
A- A+

Yine hazan mevsimi geldi, yine yapraklar rüzgarların peşi sıra gidecek.

Yine deli gönlüm , yine bu mevsimde , hicranını yalnız başına çekecek.

Geleceksin belki de o zaman , ne yapraklar, ne o rüzgarlar ve ne ben olacağım,

Yine deli gönlüm yine bu mevsim de , hicranını yalnız başına çekecek.

                                                                                            Şekip Ayhan Özışık

Bu mısralar ne de güzel anlatıyor hazan mevsimini hele de gruba karşı merhum Zeki Müren ' in sesinden dinliyorsanız.

Bugün itibariyle dünde bıraktığımız Eylül ayı sonbaharın ilk habercisi. Eylül !! ayların en hüzünlüsü deriz ona ve herkesin de bir eylülü olurmuş sararıp solacağı , yaşadığı yada yaşayacağı .. eminim bu söz herkeste farklı anlamlar yüklenecektir.

Belki ölüm, belki de doğum ve ömrünün akışıdır.

Belki bir değişim Eylül, belki de hiddetten önce yaşanacak son sakinlik .

Yada yenilenmenin öncesi , kozanın içindeki hal gibi .

Belki ömrünün son baharını yaşadığını hissettirecek , hazan mevsimi diyeceksin adına yada aşkının ilk filizlenişi.

Belki bir yandan bitiş gibi hissedilirken diğer yandan yeniden canlanmanın habercisi olacak, nadasa yatıracak hem seni hem doğayı..

Belki de kazançlarınla kayıplarınla ömrünün mizan dönemidir.

Belkide hepsinin toplamıdır eylül ve benim bilemediklerim..

Nedense en duygusal şiirler bu mevsimde hayat bulmuştur satırlarda ve nedense hasret kokan mektuplar yine bu mevsimde yazılmıştır sevgiliye en çok..

Doğa kadar bizimde değişim yaşadığımız bir mevsim , ve onun gibi duygularında göç mevsimi değil mi sonbahar. Güneşin yakıcı yüzünü saklayıp sakinleştiği , doğadaki göç mevsiminin başladığı bir zaman dilimi. Sert kış şartlarının gelmeden önce tabiatın son sakin hali ve canlıların kışa hazırlanmak üzere gayrete düştükleri mevsim, yazın dalgaların zirveleştiği Karadeniz bile bu ayda suküta uğrayarak fırsat verir balıkların ege ve akdeniz göçüne.. karadaki canlılar son kez güneşten aldıkları enerjiyi bedenlerine depolama yarışındadırlar  ve göçmen kuşların kusursuzca diziler halinde asker misali göçüne tanık olursun yüzünüze düşen gölgelerinde..

Bizler de bütün yaz sığındığımız klimalı ortamlardan firar edip dökülürüz doğaya , son sıcak günlerin elimizden kaymadan tadına varmak üzere.. belki bir deniz kenarında martılara simit atarken belki de sararmaya yüz tutmuş çimenlere uzanmış bir halde , bulutlara hayat veren düşüncelerde buluruz kendimizi ya bir bahçede çay yudumlarken yada çocuklarımızla çocukparkında oluveririz çocuk hallerde...

Evlerde hazırlıklar başlar en hamarat haliyle , bir yandan odun kömür tedarik edilirken , yoğrulan tarhananın mis gibi kokusu yayılır etrafa , çeşit çeşit reçeller , konserveler, turşular yapılır salça da sırasını bekler biryanda.. hele de köylerde daha bir yoğundur imece usulü çalışmalar.

Ve sonra birgün gelir ki , dağılan saçlarının ona yön tuttuğu rüzgarlar esmeye başlar ve estikçe de hissettirir sana dokunduğu tenindeki soğukluğunu içini titreterek , sarılırsın ceketine daha bir sıkı , ceplerine tıkışır üşüyen parmakların bir bir ve bazen bu rüzgarların günlerce sürer esmesi , değişimin ilk habercisidir o ve savurur sararan gazelleri önüne katarak oradan oraya..

Ardından yavaş yavaş hava soğur , erken inen akşamlar kapıda nöbettedir artık . Eğer görme imkanın varsa , seyre dalarsın dağların sis çökmüş yalnız halini ve birgün siyah bulutlar kaplar gökyüzünü , aydınlığa inat kararmaya başlar günyüzü , şimşekler çakar peşpeşe sesleri yankılanır kulaklarda , korkutur bazı yürekleri o an sığınaacak bir kucak ararsın belki de.. sonradan sağanak yağmurlar gelir peşisıra. Artık sonbahar yaşanmaya hazırdır , hele de habersiz gelen baskınlara yakalanırsan sırılsıklam olursun iliklerine kadar , bazen de yağmuru hissederek yürümek mutlu eder seni..

Kışın üşüyen eller ateşin üzerinde buluşur , bazen bir soba olur bazen köy evindeki ocakbaşı bazen de sokakta yakılan bir ateş.. alevlerin gölgeleri oynaşırken gözlerinde , patlamış mısırın , kestanenin kokusu yayılır sokaklara. Yukarı kıvrılan dudaklarının kahkahalarının eşliğinde soğuğa inat sıcak sohbetler yaşanır , bir başka hissettirir bu mevsim insana kendini..

Belki bir gece , sokak lambasının altına büzüşmüş , soğuktan kızaran burnunu üşüyen avuçlarının arasına alaraak nefesiyle ısınmaya çalışan titrek biri çeker dikkatini.. ve sen belki , bu mevsim evi olmayanlara uzanan sıcak bir çorba , güvenli bir mesken olursun belki de sahipsiz sokak hayvanlarına bir barınak  .. kimbilir ...

Birgün gelir seyre dalarsın pencerenden yağmuru , bakışların dalgın düşüncelerin göç yolunda .. camlar buğulanır nefesinden sana farkettirmeden ve hayat bulur parmak uçlarından şekillenen resimlerde hissettiklerin.. bazen de pencereden süzülen damlalar yarenlik eder ıslanan gamzelerine , artık anlarsın göç mevsimi dir kapıyı çalan en çıplak haliyle.. korkarmısın açmaya...

 

YORUMLAR

01 Ekim 2012, 15.06
Ne güzel anlatmışsınız böyle... Şimdiye kadar bir ayın böyle anlatıldığını görmemiştim. Ama ben de anladım artık benim de bir eylülüm var. Elinize emeğinize kaleminize sağlık çok beğendim....
01 Ekim 2012, 15.34
Herzamanki gibi veda..
01 Ekim 2012, 20.06
Nasıl güzel bir anlatımdır bu?..
Ama hiç şaşırmadım imzayı görünce. Nefis tek sözcükle.

Benim gibi sıcaktan korkan, soğuğu seven biri için, İlkbahar solmaya, Sonbahar canlanmaya başlama zamanıdır hep.
Eylül, müjdecidir bana. Her haline tutkunum.
Aynen, "Yada yenilenmenin öncesi , kozanın içindeki hal gibi ." cümledeki gibi hallerim yani.:)
Hal böyle olunca da, yazı  sanki benim için yazılmış gibi kucakladı beni.
O şarkı da ne güzeldir ama...

Ellerine sağlık,çok teşekkürler Veda.
Sevgiler


01 Ekim 2012, 20.41
TEK KELİMEYLE O GÜZEL YÜREYİNE SAĞLIK 
01 Ekim 2012, 23.58

bak birdaha  bukadar yazma   gözlerim bozuldu okuyana  kadar  hem okadar manayı akılımda tek tek tutmakda çok zor ama  çok güzl  gerçekten bunları hepsini senmi ekledin  tbrik ederim

 

02 Ekim 2012, 00.38
.Sonbahar ve kış beni bunalımdan bunalıma sokan.nefret ettiğim mevsimlerdir.yaz aylarında yaşadığım olaylara verdiğim yumuşak  tepkiler.ı kış aylarnda yaşadığımda beni terminatör yapar:)Ama en gönüle dokunan şarkılarda bu mevsimlerde ve bu mevsimlere yazılmış..yazınızın başında yazdığınız mısralar gibi...Geleceksin belkide..ozaman.ne o rüzgarlar ne o yapraklar ve ne ben olacağım..Yine deli gönlüm ,yine bu mevsimde hicranını yalnız çekecek..
02 Ekim 2012, 01.27
yani tam mevsiminde ve insanın düşüncelerini dile getiren bir yazı.insanı düşündüren aceba ömrümüzün eylülündemiyiz dedirten bi yazı.emegine sağlık.tebrklr
02 Ekim 2012, 02.13
  Beladır başıma benim Sezen Aksu. Sezen şarkılarının hepsi beladır bana. 
Kırlangıçlar altı ay yaşarlarmış mesela, bir Sezen şarkısından sonra öğrendim .

Unuttun mu beni, her şeyimi, sildin mi bütün izlerimi derken , o kırlangıç da mı küs bana diye sorarken, kırlangıçlara küsülmeyeceğini anladım. Oturup bir de şiir yazdım hatta, belki de sen gibi duygusal bir anıma denk gelmişti tüm öğrendiklerim o gün.

 V_EDA_ yazar, veda yazdırır insana , bak hiç yazasım yokken bana da yazdırdı.

Hüzün derler yazı sevenler, geçiş der kış sevenler.Mevsimleri karıştıra karıştıra yaşayanlardansanız eğer, hangi ay olduğunun hiç önemi yoktur, bahar da içinizdedir kış da .Bir sabah güneşinde seversiniz günü, bir akşam yağmurunda ağlama kaplar içiinizi, mevsimSİZsinizdir işte. 

Alpay'ın Eylülde Gel şarkısı mesela, bir kavuşma , bir yeniden olma çağrısıdır.

Bekletme ne olur

Gellmek zamanı gel

Gel, Eylülde gel

Ve sen Veda, içindeki her duyguyu güzel yazabilenlerdensin, mevsim bahane...
03 Kasım 2012, 17.17
atayanın dediği gibi mevsim bahane bence senin kalbinin temizliği yazılarında yeşeriyor gönlüne sağlık selametle....
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın