Suçluluk Kültürü
07 Ocak 2013, 08.48 A- A+Bugün pazartesi, daha haftanın başı. Sanırım “ Pazartesi sendromu”nun etkisindeyim. Çünkü içimden eğlenceli konular yerine zihin kurcalayıcı ve karamsar bir yazı yazmak geliyor.
İnsanın verdiği kararları ve kendisini denetlemek için kullandığı süzgeç “ vicdan” olarak tanımlanmaktadır. Bir anlamda vicdan, insanın kendi düşünce ve davranışlarını kendi değerlerine göre yargılamasıdır. Ya da “doğrunun” ve “yanlışın” sınırlarını belirleyen özbilinçlilik halidir.
Vicdan nasıl oluşur? Bir çocuk 3-5 yaşları arasına gelmeden onun davranışlarında vicdan kavramının etkili olduğu pek söylenemez. Çünkü Freud’a göre; süperego ( vicdan) egodan ancak 3-5 yaşları arasında ayrılmaya başlar. İnsan yavrusu ve erişkin insan vicdanı kişilerarası etkileşim süreçleri ve bu süreçlerin yer aldığı eğitim ile şekillenir. Ev(anne, baba,kardeş), okul ( arkadaş, öğretmen), medya ve diğer iletişim araçları gibi kişinin mesaj alabildiği, etkileşim kurduğu her alan onun vicdanını şekillendirecek örüntüler içerir.
Suçluluk kültüründe ise toplumu istenmeyen davranışlardan korumak için kişilerin vicdanından yararlanılır. Hedeflenen davranışa ulaşmak için kişilerin(çocukların) sürekli suçlanması ve korkutulması bu kültürün önemli bir yöntemidir (geleneksel yöntem). Yaptırımları ise, kınama, damgalama ve toplum dışına itme, hatta şiddettir. Suçlamaya maruz kalan kişilerde (çocuklarda) genellikle suçlanma duygusu, korku, utanma, öfke ve şiddet duyguları ortaya çıkar. Daha da ötesi, bu kişiler abartılı vicdan duygusu ile “suçluluk kompleksine” girerek profesyonel yardıma gereksinim duyacak hale gelebilirler. Çünkü suçluluk kompleksi insanları intihara bile sürükleyebilir.
Toplumu istenmeyen davranışlardan uzak tutabilmek için yaptırımlar korkudan uzak, sevgi ile kabullenici tutumları açığa çıkartıyorsa sağlıklı, hür vicdanlı ve olumlu kişilik özellikleri taşıyan bireyler yetişecektir.
Amacım bilgi verir tarzda bir yazı yazmak olmasa da düşüncelerimin beslendiği fikirleri aktarmak adına öncelikle yukarıda yer alan bilgileri vermek durumunda kaldım.
Neden mi? Öncelikle, toplumumuzda suçlanma ve korku duygusu ile hareket eden insanların sayısının artmaya başladığını gözlemlediğim için. Ardından birçok kişinin, erişkin olsun, çocuk olsun insanları hedefledikleri davranış değişikliğine yöneltirken “ suçlama, korkutma, kınama ve şiddet” yöntemlerine sıklıkla başvurduklarını gördüğüm için.
Şimdi “Hedeflenen bu davranışlar neler?” sorusuna sıra geliyor doğal olarak. Aslında o davranışlar hepimizin davranışı ve çok geniş bir yelpazede, evde, okulda ve sokakta, aklınıza gelen her yerde.
Haftanızın güzel, verimli ve kolay geçmesi dileği ile sevgi ve saygılar.
YORUMLAR
Yazının içeriği okadar güzel ki içerisinde barındırdığı mesajlar dan dolayı bugün kendimi Suçlu gibi hissederek “suçluluk kompleksine” girdim.
Genellikle kompleks olayları bane pek uymaz ama yazdığın yazının içeriğinde vurgulamış olduğun bazı noktalar sadece çocuklar için değil de biz yetişkinler içinde geçerli..
Ama bunu kabul etmekte biraz zorlanıyoruz buda sanırım kendi kibir-imiz-den kaynaklanıyor..
Yazın ilk yayınlandığı zaman okumuş beyenmiştim,ama bazı yerleri üstün körü sindire sindire okuyamadığım için kendime hayıflandım.Daha fazla zamanım olduğu vakit yazını tekrar okudum ve gerçekten hem keyif aldım hemde ağzımda,ruhumda güzel tat-lar bıraktığını söylemek istiyorum..
Eline,yüreğine,Kalemine sağlık.
Saygılar...