gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

KOTLAR BEYAZLARKEN HAYATLAR KARARIYOR!!!!

27 Nisan 2013, 09.38
A- A+

Yıllar önce Napolyon 3 şey demiş. ‘’Para , para , para ‘’. Koskoca  Fransız imparatoru  bile paranın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışmış bu sözüyle:))))))

Dünyamızın giderek maddeleştiği ,  hayatın giderek acımasızlaştığı bir dönemi yaşamaktayız. Para kazanmanın adı  ‘’ ekmek parası ‘’ olmuş son zamanlarda. Ne yazık ki paranız yoksa hiçbir şey yapamıyorsunuz.  Galiba ‘’ ağzı olan konuşuyor’’ yerine  ‘’ parası olan konuşuyor  ‘’ desek daha doğru bir noktaya parmak basmış olacağız.Sabah kalkıp yola düşüyoruz. Amaç ekmek parası kazanmak. Bizler gibi milyonlarca insan yollara dökülmüş . Hepsinin derdi ayni. Geçimlerini  temin edecekleri, ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri parayı kazanmak. Herkes , ne kadar çok para kazanırlarsa, o kadar daha kaliteli bir yaşam süreceğinin bilincinde…..

’Para, iyi bir uşak, kötü bir efendi ‘’ olarak nitelendirilse de  ; aslolan ahlak ve huyumuzu değiştirmeden onu doğru yerlerde doğru biçimde kullanmayı bilmek . Kimileri şansı yaver gider parasına para katar, kimileri babadan hazır bulur, bazıları da kıt kanaat , boğazına yetecek kadar parayı ancak kazanabilirler.Bırakın kıt kanaat geçinmeyi, üstüne üstlük bir de ölüm tehlikesiyle burun buruna çalışırlar. Hatta gün gelip yaptıkları bu işin sonunda, yakalanacakları meslek hastalığı nedeniyle öleceklerini bile ,  bile çalışırlar.

Hepimiz, bölük pörçük de olsa az buçuk meslek hastalığının ne olduğunu  ve bu tür hastalıkların , kişinin çalışma koşullarıyla birebir ilgili olduğunu , ya da  çalışma hayatında maruz kaldıkları etkenler neticesınde ortaya çıktığını biliriz. Ülkemizde 4-10 Mayıs tarihleri arasındaki hafta  her ne kadar ‘’ İşçi Sağlığı ve İş güvenliği Haftası ‘’  olarak kutlansa da  ; bu haftadan amaç, çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak ve gelişmesine katkıda  bulunmak amacıyla işverenleri, çalışanları, kişi ve kuruluşları bilinçlendirmek, eğitmek , ve konuyla ilgili problemleri tartışmak ve çözüm yollarını aramak olsa da ; ne yazık ki çalışma hayatına çok kısa da olsa iş müfettişi olarak atılan bendenizin naçizane fikri olarak  amacına ulaştığını söyleyemem.

Nice iş kolları vardır ki  meslek hastalığı neticesinde  ölümü bekleyen malül insanlar vardır. Bu iş kollarından biri de KOT TAŞLAMA ya  da KOT BEYAZLATMA  işidir.İş müfettişlerinin denetimlerinden kaçmak, sosyal güvenlik primlerini yatırmaktan kaçınmak amacıyla,  işverenler tarafından genelde merdiven altlarındaki kaçak atölyelerde çalıştırılan kot taşlama işçileri en büyük risk altındaki gruplardan sadece bir tanesi.  Hepsinin ortak sorunu  maddi sıkıntı içinde olmaları. Bu iş kolundaki işçilerin yakalandığı hastalık bir göğüs hastalığı. Tıptaki adı SİLİKOZİS . Kendi aralarındaki adıysa ‘’kot hastalığı’’. Peki bu durumdaki hastalara ne gibi destek veriliyor? Şöyle ki: Hastalığın seyri son aşamaya geldiğinde bu kişilere maaş bağlanıyor. Eğer hastalık oranları 3 te 3 değilse tek kuruş almaları söz konusu bile değil. Bu da şu demek. Ancak ölüme ramak kala onlara yardım elinin uzatılması demek. Burada  ilk akla gelen soru şu; bu işçilerin çalışma koşullarındaki güvenilirlik nerde? Neden gerekli tedbirlerin alınması için gerekli yaptırımlar uygulatılmamakta?  İnsan sağlığına verilen önem bu mu?

 

 

Ne zaman bir silikozis hastası hayata gözlerini yumsa, arkadaşlarından yükselen feryat hep ayni .’’ Sıra bende biliyorum!!!!!!’’ Onların artık tek bir beklentileri kalmıştır o da en azından ailelerine sahip çıkılmasıdır.

Silikozis; Taş ocağı, maden , tünel işçilerinin silisyum tozlarına uzun süre maruz kalmaları neticesinde ortaya çıkan bir göğüs hastalığıdır. Kot taşlama işlerinde çalışan işçilerin bu işin yapılması esnasında kullandıkları yüksek basınç altında püskürtülen kumların yaptığı hastalık da yine silikozis.  Taşlama işinde kullanılan bu kumlar özel bir kum olduğu için işverenlerin ;  kumun ziyan olmaması adına  bu işlemleri kapalı bir ortamda, havalandırmadan yoksun, hatta pencereleri sıkı , sıkı kapalı mekanlarda yaptırmaları işçilerin bu meslek hastalığına yakalanma riskini kat be kat artırmaktadır.

 

 

Kot taşlanması veya başka bir deyişle beyazlatılması işlemi, sağlıkla ilgili bakanlık tarafından yasaklanmış olsa da ; Pazar yerlerindeki tezgahlardan tutun da marka satan mağazaların vitrinlerine kadar her yerde hala sergilenebiliyorsa,  kotların bize ulaşana kadar geçtiği aşamalar, o işi yapan insanların hayatlarını karartmada  katedilen en önemli aşamalar. Pahalı olduğu için tedarik edilmeyen özel kıyafetler yerine ucuz ve sadece ağzı kapatan maskelerin yetersizliği ne yazık ki gün gibi ortada.

 

Burada dikkat çekilmesi gereken önemli nokta şu. Kullanılan kumun heba olmaması, insan hayatından daha önemli. Ne yazık ki ‘’ kotlar beyazlarken hayatlar kararıyor.’’

 

 

YORUMLAR

27 Nisan 2013, 10.25
Bu konuda pek tartışmaya gerek yok mavi kot giysek de olur .. bu meslegi yapmasın insanlar ; yani tek para kazanmak icin bu meslek yok demek istedigim bu  ... ve  mecbur olarak elle degil fabrikasyon kot boyamaya baslanır hastada olunmaz
27 Nisan 2013, 11.05
Silikozis hastalığının bir göğüs hastalığı oldugunu biliyoruz. Tek çaresi de organ nakliymiş. Buna da ne yazık ki ekonomik güçleri yetmiyor. Zaten böyle bir maddi güçleri olsa neden böyle ölümcül sonuçları olan işte çalışsınlar ki? Neden ölümün kucağına bile bile atlasınlar. Allah onların yardımcısı olsun diyorum.
27 Nisan 2013, 12.19
Ben bu tarz düşünceleri hiç sevmiyorum.Giyeni karalayıp, giyilmemesi için uğraş verene kadar; kafası çalışan bireylere imkan verinde teknoloji ilerlesin.Kotları insanlar değilde, makineler taşlasın.
Ayrıca kullandığınız bilgisayardan tutun, televizyon ve beyaz eşyalar plastik enjeksiyon makinelerinde üretilirken  kaç işçi can veriyor ya da sizin kullandığınız cep telefonları yüzünden kaç çocuk kansere yakalanıyor düşünüyor musunuz, bunlar umurunuzda mı? Tabi ki hayır...
İnsanlar bencildir ve kendini düşünür.Hele hele sanal provokatörler en bencilleridir.





27 Nisan 2013, 12.42
Gamyun, yazacağım şeylerin  siyasi  olduğu  yorumnu yapacağından beni yasaklıyacak.  bu  nedenle  pek bişey yazmıyacam. değerli Tevazu  ve  yorumcu  arkadaşlarım: Dünya  evrensel beyannemsinde ve  insan hakları  mahkemesinde bile insana değer veren yasalar var.Tıpkı Türkiyede olduğu gibi. T.C.  1475  SAYLI İŞ KANUNUNA  istinaden çalışan ve 506 ssk.  iş  güvenliğini tanıyan  yasa  da. işçinin hak ve  sorumluğunu  ve  güvenliği belirtilmektedir.yanı zamanda işyeri açma 3572 sayılı yasasını söz  konusu  ettiğimizde:1-İşyerini  açanın  denetimi. 2-işçi sağlığının  ve  güvenliğinin denetimi. olmuyorsa demekki  insana  değer yasalarda  var ama  uygulamada  yokm demektir. Malesef  memleketimizde insan sağlığı düşünen  ne yetkili  nede  iş veren  var. sevgi  ile kalın.
27 Nisan 2013, 13.18
taşlanmış kotlar insan hayatını verdiği zararı bildiğimiz halde alıp giyiyoruz aslında giymeyip protesto yaparak bu çalışanlara destek olabiliriz insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı çalışanların  sağlıkları için denetinler daha sık yapılmalı ve fabrika sistemine geçilmeli.
27 Nisan 2013, 13.26
Para kazanmak kolay değil her zaman..o kadar çok riskli işler varki..bu da bunlardan birisi..Bomba imha ekibinde çalışanlar..kömür madeninde çalışanlar..tersanederde asbest,deniz dibinden sünger toplayıcıları.."vurgun riski"vs.vs.şu anda aklıma gelenler bunlar..o yüzden yapılacak tek şey..önlemleri artırmak ve mümkün olduğunca riskleri azaltmak..Günümüzde yaşamak bile kolay değil bırakın para kazanmayı..Herkese sağlık ve mutluluk diliyorum..çok para kazanmanın risklerle doğru orantılı olduğunu da unutmamak lazım bu arada..ne kadar çok para o kadar risk.Ama bazende kot taşlama işinde olduğu gibi çok az bir paraya hayatımızı risk'e atma zorunluluğu da oluyor..önemli olan da bu.Hayat devam ediyor...
27 Nisan 2013, 13.53
Bir gazetede Herkesin bildiği ünlü bir giyim firmasına ait bir yazı vardı. Çok küçük yaştaki çocukların köle gibi ,zor şartlarda çalıştırıldığını yazıyordu ve şu cümleyle bitiyordu haber.O mağazalara girerken o köle işçi çocukları hatırlayın...Tevazu ,bu konularda duyarlı oduğunuz için sizi kutlarım .Ama bir şey daha var ki  ancak çok  sıkı denetim ve  çok ağır  cezalarla     ile bunların aşılacağına inananlardanım.Taşlanmış bir kot giyerken o insanları düşünmek yada o mağazaya girerken kötü şartlarda çalışan o çocukları düşünüp girmemek çözüm olmuyor maalesef.Ama bir taraftan da . İnsan olarak  bir yerlere sesimizi duyurmaya çalışmanın da öneminin farkındayım ..Tşkler
27 Nisan 2013, 13.59
selamlar.insan oğlunun  bu tarz  lüks hayat  özentisi yüzünden az gelirli kişilerin ev geçimi yapması için mecburi olarak çalılşmak zorundalar sağlık önemli ama çalışmakta bir o kadar önemli olduğu için işçi sağlığına  mâl olacağını bile bile ekmek parası evine götürmek zorunluluğundadır. yüksek kesimli insanlar bir az özentiden vaz geçip  ( moda ) denen batılışmış fikirlere kapılmasa daha iyi olur kanâtindeyim...
27 Nisan 2013, 14.46
Ne yapılan seminerlerin, ne verilen desteklerin ne de yapılacak denetimlerın bu insanların sorunlarına çözüm olacağına inanmıyorum. Ülkemizde o kadar çok işsiz insan var ki, ne iş olsa yaparım diyenlerin sayısı gün geçtikçe artmakta. Hemen hemen her iş kolunda oldugu gibi bu imalat sektöründe de arz-talep olayı baskın çıkmakta ve insanların sağlığı gözardı edilmektedir. Çalışmasınlar kardeşim demesi kolay. Evde bekleyenlerin aç yatmamaları için kendi canlarını riske eden bu insanlara ne gibi bir öneride bulunulabilir acaba? Başka iş var da yapmıyorlarmı? Onlara başka imkanlar sunuldu da kabul etmedilermi? Bırakın allah aşkına teknolojiye bel bağlamayı. Bu memlekette işverenler her işi daha kolay ve daha ucuz yoldan yapma eğilimindedirler. Varsın insanlar sağlıklarından olsun. Varsın kotlar beyzlatılırken hayatlar kararsın. Kimin umurunda. Herkes kendi cebinin derdine düşmüş !!!!
27 Nisan 2013, 19.29
Ne yazık ki, iş kazası veya meslek hastalığından hayatlarını kaybeden çevremizde çok kişiler olmuştur. Eğitimsiz, dar gelirli kesimlerden oluşmakta  genellikle... Sanırım bilgilendirmek devletin baş görevi kontrolu zor olsada önlemek ucuz.. İnşallah kullanandan satana üretimine herkesin sahiplenmesiyle önlenebilir...
27 Nisan 2013, 20.17
Sevgili arkadaşlar hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Ama Serkan sen beni çok güldürdün bu yüzden kendi kendime bir söz verdim. Ben başbakan olunca seni de devlet bakanı başbakan yardımcısı yapacağım:))))) Valla bak dalga geçmiyorum ha:)))))))
27 Nisan 2013, 22.05
resimdeki bunun için ölüyoruz sözü , resimdeki hatun ile birlikte çok manidar olmuş...
28 Nisan 2013, 16.01
teşekkür  ederim güzel insan .hemen hemen  her iş kolunda olduğu gibi  bu iş kolunda çalışanalrda risk altında burda çalışan arkadaşalrın sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve sağlık sorunlarına el atılması en büyük dileğimiz.kendi sağlıklarını tehlikeye atarak ekmek parası için çalışan bu insanların durumlarının iyileşirilmesi için  yetkililerin devreye girmesi en büyük dileğimiz.sizde çok önemli bir konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkr ederim.yazılarınızın devamını diliyorum...başarılar diliyoruım..elinize sağlıkkkkkkkk
28 Nisan 2013, 17.39
Toplumsal katmanların örgütlü olmadığı tarihin her döneminde değişmeyen kural: emek-ve beden üzerinden başka birilerinin cebini doldurmasıdır. Paranın dayanılmaz gücüne ulaşmak için adeta her yolun meşru olduğu savına dayanan sosyo-ekonomik sistemlerde, para-yaşam ilişkisi, kendi sosyal ve kültürel ahlakınıda yaratır hatta hukuk sistemini bile kendi hizmetine sokar...Hal böyle olunca çözüm yolu ekmek parası uğruna canını ortaya koyanların örgütlü olmaları ve sistem içinde yaptırım gücüne ulaşmaları gerekir...küresel çağda küresel hakim güç karşısında tohlumun yaşamın her alanında kendi örgütlülüğünü sağlaması tek çözüm ve denge unsurudur. İyi niyetli dilek ve temeniler ve ahlaki veya vicdani bireysel sorumluluklar temel soruna çözüm olamıyor maalesef... TEVAZU_ yu bu güzel yazısından dolayı kutluyorum...
28 Nisan 2013, 17.40
yüreğine sağlık herzamanki gibi toplumsal konular...
28 Nisan 2013, 20.31
Güzel bir paylaşım olmuş. Hassas bir konu. Her ne kadar bu insanların sorunlarını medyadan takip etsek de burda okuyunca içimi garip bir öfke sardı yeniden. Her merci üzerine düşen görevi yapsa, işverenler da daha az acımasız olsa sanırım sorun az da olsa hafifleyecek. 
29 Nisan 2013, 15.07
      MAALESEF ÜLKEMİZDE HER ŞEY PARA... PARA İÇİN BİLE BİLE ÖLÜMÜ GÖZ ALAN İNSANLAR... HASTANEYE GİDERSİN, HEMEN İNSANLARI MAL GİBİ GÖRÜP UYDURMA BİR TEŞHİS VE BİR SÜRÜ TETKİK ( BU ARADA O İNSANIN PSİKOLOJİSİNİN NE HALE GELECEĞİNİ DÜŞÜNMEZLER BİLE ) VE KARŞILIĞINDA PARA...       PARAYA İHTİYAÇ OLDUKÇA, PARA İÇİN HAYATLAR HARCANMAYA DEVAM EDECEK... BÖYLE ÖNEMLİ BİR KONUYU GÜNDEME GETİRDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...
29 Nisan 2013, 15.51
evet çilek gene güzel bir konuya değinmiş olduğunu görüyor işçiler adına seviniken böle bir konunun  gün yüzüne çıkardığın için tşkr ediyorum ama o işçileri bilinçlendirmek için neler yapıyoruz  o işçiler merdiven altlarında kendilerinin nasıl bir ordamda çalıştıklarını incelemek için gelen iş müfettişlerinden kaçtığı sürece hiç bir çözüm bulamayız evet hayatlar kararamaya devam eder önce işiçilerin bilinçlendirilmesi diyorum sonsuz tşkrl ÇİLEK
29 Nisan 2013, 18.34
vay     döktürmüşsün ne yazıki yaşamak icin ölümü göze hepimiz alıyoruz en acısı acı cekerek ölmek derman aramak konu güzel tebrikler
29 Nisan 2013, 21.04

İstediğimiz kadar yazalım çizelim, istediğimiz kadar eleştirelim, hatta yetmezmiş gibi yırtınalım birşeyin değişeceği yok. Güzel yurdumun güzel insanı hep ezilmeye mahkum. Ne yasal düzenlemelerin, ne de hukuğun başedemediği sorunları sadece tartışabiliyoruz. Yapabileceğimiz fazla birşey yok. Ama susmaktan iyidir diyorum ben....

 Sevgili Duk 45 her ne kadar bu hassasiyetimizi sanal provakatörlük olarak adlandırsa da ben onun doktorlarla alakalı eleştirisi için ayni suclamayı (sanal provakatör olma halleri.)))))) )yapmıyacagım. Yaparsam eğer ona benzemiş olmazmıyım ?

Herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Herşey gönlünüzce olsun.

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın