gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

VASFİYE'NİLİYORSAM

09 Mayıs 2013, 18.53
A- A+

Yine gece geç yatıp sabah erkenden kalkmak zorunda kalmıştı Vasfiye teyze. Dizide ünlendikten sonra ''ne çektin be...'' cümlesiyle Turkcellden reklam teklifi almıştı, slogan belliydi: 
''Ne çektin be Turkcell. Yıllardır dağ, bayır, tünel demeden ne çektin be...''

Hazırlanıp evden çıktı. Sete geç kalmamalıydı Küçükçekmece'ye gidecekti. Arabasına binip kontağı çevirdiğinde çalışmadığını fark etti. Hemen mahalledeki oto tamircisinden ustayı çağırdı. Usta gelip akünün bitmiş olduğunu söylediğinde kaderine isyan edip, ''Hay akü ya hep böyle zamanlarda bitersin.'' diye söylendi.

Böyle talihsizlikler hep onu bulurdu. Lisede edebiyat yazılısında, Necati Cumalı'nın eserlerinin sorulduğu soruda, sıra arkadaşından kopya istemişti. Arkadaşı ''susuz yaz'' adlı eseri söylediğinde ''susuz'' yazması gerektiğini zannetmesi de bunlardan biriydi.

Oto tamircisinin getirdiği yeni aküyle çıktı yola. Önce ajansa uğraması gerekiyordu, reklam setine de geç kalmak istemiyordu. Ajansta şarkıcı Fettah Can ile karşılaştı. Kendisine paparazzilerden, şöhretin bedelinden dert yanan Fettah Can'ı dinliyormuş gibi yapıp 
''Kasap et derdinde, Fettah Can derdinde'' diye geçirdi içinden.

Telefonu çaldı. Reklam çekimleri ertelenmişti, bir talihsizlik daha... Canı çok sıkıldı. Eve gidip Gamyunda oyun oynamaya karar verdi. Yolda marketten cips, kola gibi birkaç abur cubur aldı. Kapının önüne geldiğinde tabi ki anahtarlar poşetle dolu olan elinin tarafındaki cepteydi. (Murphyasko)

Salona girdi. (Gamyun salonu) 5 dakika sonra arkadaşı ceren yazdı:

ceren: söylesene salonu boşaltsınlar.
vasfiye teyze: tamam söylüyorum.
(salon 151 olur.)
ceren: sayfayı yenile.
vasfiye teyze: niye?
ceren: ya yenilesene sen.
vasfiye teyze: niye yeniliyorum onu söyle bana? Yeniliyorsam bi sebebi olmalı ben nedensiz bişey yapmam. 
yeniliyorsam eskimiştir.
yeniliyorsam çok lezzetliyimdir 
yeniliyorsam kötü oynuyorumdur.

ceren: (mavi mavi masmavi, ekranı boncuk mavi) uğraşma benle vasfiye teyze başım dönüyo zaten.
vasfiye teyze: ne çektin be ceren.. Bir işi de hallet, bi kere de ol beceren.. miden de bulanıyo mu? Aş da eriyo musun.
ceren: he eriyom.
vasfiye teyze: ben de eriyom be ceren. Çekilmiyo bu sıcaklar. Piştim piştim. Pişti mi oynasak?
ceren: aaa pişti dedin bak Psişikvaka diye nick almayı düşünüyorum sence nasıl?
vasfiye teyze: bence çok sakat bi nick. Dalga geçerler çok.
ceren: nasıl dalga geçecekler?
vasfiye teyze: gel pisi psişik vaka-i vakvakiyeşil başlı gövel ördekorasyonca evcimiki fare
ceren ayrıldı (bağlantı kesildi)

biraz keyiflenmek isteyen Vasfiye teyze şarkı söylemeye başlar:

Koz koz diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim karo papazdır...

YORUMLAR

09 Mayıs 2013, 20.02
Ahahahahhaa:)))
Hahahahahaa:)
Böyle idare edemicem biliyorum bir şeyler söylemem lazım Kaynatasız:) Harikaaa:))
Ya da Fazzo annemin bana söylediği gibi söyleyeyim dur:)
Çok yaşa sen e mi:)
09 Mayıs 2013, 20.21
Ya benim zekâmın çok çok üzerinde bir mizah içerdiği için ben anlayamadım ne anlatılmak istendiğini ve doğal olarak gülemedim ya da fazlasıyla zorlama olduğu için gerçekten hiç komik değil.. Kendi adıma ikinci şıkkı yeğlerim elbette.. Ha eğer komiklik olsun diye yazılmadıysa bu üçüncü şık, sizin için de benim gibi okuyanlar için de zaman kaybıdır.. Neyse...

Her zaman söylediğim gibi; bu ülkede en zor iş güldürmek ve bunu hakkıyla yapabilen herkese saygım sonsuz.. Sizse bu çemberin dışındasınız.. Basit kelime esprileriniz, özellikle seçtiğiniz rumuz ve yazınızdaki üslûp bana bir takım "sözlük" yazarlarını anımsattı nedense.. Eğer mizah üretmek konusunda istekliyseniz mizah dergilerini okuyun, tescilli komedyenleri tâkip edin, (şartlı refleks olarak aklına Cem Yılmaz gelen insanlardan ricâm en azından Chris Rock denen adamın bir gösterisini altyazılı olarak izlemeleridir), Devekuşu Kabare'nin çıkardığı oyunlara göz gezdirin.. Kaliteli mizahın nasıl yapıldığını öğrenin işte özetle..

Çünkü bu yapılan "bence" altınla tanışmamış birinin "ben kuyumcuyum" tavrı yapması gibi birşey.. Özetleyecek olursam; daha "rasyonel" cümleler türetebildiğinizi de görebilmek dileğiyle...
09 Mayıs 2013, 21.25
@2 yerine @3 yapmış gerekeni. 
09 Mayıs 2013, 22.27
Muhalif kibar insandır açık açık diyemez.Ben söyleyeyim benim zekamın çok çok altında soğuk espiriler, hatta kara mizah.Resmen okurken hallerine üzüldüm:)
Komedi zeka işidir.İnci caps'i feysbukunda beğenip burada uygulayan hacımızda bunu espirisiyle örneklendirmiş. Bu vasıtayla kötü espiri örneğini veren hacı beye teşekkür ediyorum.



10 Mayıs 2013, 00.57

Rica ederim duk45 ama Galip Derviş misali(Bugün Galip Derviş'i izlediğimi anlarsın kesin ama olsun) bi tespitimi paylaşıcam. İnci capsi senin deyiminle feysbukunda beğenip burada uygulamaya çalışandan başkasının aklına gelmez bu verdiğin örnek. En azından benim aklıma gelmez çünkü ben facebook çıktığından beri kendi adımla face açmış adam değilim ki çıktığı zamanları bilirim. Yonja, hi5,ı xuqa vs. tutmamıştı face de tutmaz açmıcam dedim. Sözüme de sadık kalmak adına açmamıştım. Xuqadan kalma poker alışkanlığı için bi tane çakma face açmıştım. Böylece halktan kumarbaz olduğumu bilmeyenler de anlamış oldu.

İkincisi Muhalif sözlükten bahsedince sözlük zamanlarımdan aklıma gelen bir şeyi yazdım ki sen incicapsi feysbukunda beğenmeyi bilmezken, biz(haciler) o sözlükte yazıoduk hala da sabaha karşı uyanık olursak yazarız. Merak ediosan neslimi de söyleyeyim ikinci ikinci.  

Özet: Bana bulaşan birini gördüğümde ben: http://www.youtube.com/watch?v=E968jXYAS-Y

Bunu da beğenmişsindir önceden kesin.

10 Mayıs 2013, 12.40
Neyse haci kapalı olup, 2-3 gün önce açılan sitede sabaha karşı uyanık olursan yazmaya devam et. Bunu da unutma ben senin gibi uyumuyorum.En azından ayakta...

10 Mayıs 2013, 15.06
:)
Bu gülücük yazıya değil yorumlara
komik oldukları için değil yanlış yerde yanlış şeyi aradıkları için.Espri yapıyorum dememiş ki yazar, ne demiş onu da pek anlamadım gerçi... bazı yazılar görüyorum "hadi gülelim" havasında gülücüklerle şartlandırma amacı güden ya da kendi komik bulduğu bir şeyi biz de komik buluruz sanar da ":D" bunlarla donatırlar ya yazıları,Aslında Türk komedyenlerin de yaptığı bir şeydir bu, espri ardından bir kahkaha patlatmak, bir dur soluklan da önce karşıdaki gülsün, işte oralara uygun düşecek yorumlar bunlar... Mizah denen şeyin sınırları da sizin çizdiğinizden daha geniştir... En başta görecedir...Misal ben bu videoya çok gülerim: http://www.youtube.com/watch?v=Ip_p9JdBvTM


10 Mayıs 2013, 15.20
Ne Zaman Mantarli Kek yesem ben de de böyle oluyor, Böyle yazılar yazıyor konusuyorummm
10 Mayıs 2013, 16.05
Madem linkler konuşuyor buda benden gelsin.Mizah şartlanmak değil, davranışsal olarak güldürmektir bence.
http://www.youtube.com/watch?v=Mz4SZB7_fDo


10 Mayıs 2013, 16.40
Yaaaa Duk45 sonuna kadar seyredemedim.Ne yapıyor sevimli kurbağa kandıranın elini falan ısırmıyor demi.
Hem merak ediyorum hem de yemiyor seyredemiyorum.
Bir yazı ver sana zahmet:))
Bak seni güldüren video beni korkuttu izleyemedim.

10 Mayıs 2013, 20.03

Akasya durağını kim izliyo acaba, kim gülüyo diye merak ederdim hep bu blog sayesinde öğrendim :) 
11 Mayıs 2013, 11.20
sniff sniffff  kiskanclik kokusu buuu iyi tanirim.Cok iyi bir yazi olmus bravo...
11 Mayıs 2013, 13.36
bilgegunes Ben de eleştiriyi eleştirenlerin aslında neyin kafasını yaşadıklarını merâk ederim oldum olası.. Bir örnek vereyim:

Sizinle bir sanat galerisine gidelim, aynı resme bakalım.. Size huzur veren o resim bana şiddeti çağrıştırıyor, diyelim.. Resmi bırakıp benim algımı değiştirmekle mi uğraşırsınız?? Eğer öyleyse acırım size.. Sizin yaptığınız resmi bırakıp benim bakış açımı, algımı, hissimi eleştirmek.. Böyle düşünürseniz belki yaptığınızın ne kadar saçma olduğunu anlarsınız.. Ve hadi daha somut bir örnek.. Picasso sergisinde Guernica'ya bakarken "bu ne böyle kargacık burgacık" diyeni de gördüm, "savaşa tepki ancak bu kadar güzel verilirdi" diyeni de.. Ve ben o yorumlar üzerine konuşarak harcayacağım zamânı resimdeki felsefeye ayırdım.. Sizin şu yorumla kaybettiğiniz şeyi ben o zaman kazandım..

Çünkü...

...Ben buraya herhangi birşeyi aramak için gelmedim.. Aslen siteye geliş amacım masada iyi oynadığım oyunu internette de oynamaktı.. Blog'u çok sonradan keşfettim.. İçimi dökme yeri oldu benim için.. Sonra bencilliği bir kenara bırakıp başka yazarların yazılarına da göz atmaya başladım.. Aradığım birşey yok; beklentim zaman ayırdığıma değecek kalitede yazılar yazılması.. Çoğu kişi bu yöndeyken bu yazı onların dışında bir yere yerleşti benim fikrime göre.. Belki şu yazdıklarım da zaman kaybı; belki de verdiğim mesajın m'sini bile alamayacaksınız.. Ama ben, ben olmanın üstüme yüklediği görevi yerine getirmiş olayım..

Mizah konusuna gelince... Mizahı aramam ben, bulurum.. Aramama gerek olmaz.. Kimlerin kaliteli mizah yaptığını bilecek kadar bilgi sâhibi olduğum bir konudur.. Cem Yılmaz örneğini özellikle verdim.. Adam mizaha membağından, yâni karikatürden başladığı ve birçok usta mizahçının içinde yetiştiği için bizim insanımız neye ne kadar güler konusunda ihtisas sâhibi.. Anlatırken gülme meselesi zorunuza gidiyor ya bununla ilgili de cevâbı var size.. İzleyin..

Eğer ingilizce'nize güveniyorsanız abd'li komedyenleri izleyin, altyazılı olsa da.. Özellikle onları örnek veriyorum ki ülkelerindeki ırk çatışmasını ve yöneticileri cesurca eleştirebilecek kadar sağlam "kaza mizah" yapabiliyorlar.. Mizaha sınır çizdiğimizi nereden çıkardığınızı da merâk ediyorum.. Ki açık açık söylemem gerekir ki "mizah" denen şeye sınır çizen her kim olursa olsun koca bir aptaldır.. Mizahın sınırı olmaz..

Önce yazılanları doğru anlayın siz, sonra eleştirirsiniz.. Lütfen bir daha bizi yapmadığımız eylemlerle ithâm etmeyin.. Bugüne dek hiç olmadığım üzere kabalaşmak istemiyorum.. Özellikle de bir hanıma karşı...
11 Mayıs 2013, 19.48


Gayet komik ve güzel bir yazı olmuş zannımca.. Hatta bana kalırsa olayın içine girmeyi başarabilenlerin, karşısındakini sadece acımasızca eleştirmek yerine yapıcı şekilde bir şeyler katmaya çalışanların bir şeyler anlayabileceği türden.. Bu yazı için Kaynatasız, sizi içtenlikle tebrik ediyorum.

 

Komedinin çeşitli dalları vardır. Kimi bir şeye güler, kimi çok başka bir şeye.. Kimine komik gelen kimine itici gelir. Öznel bir daldan bahsediyoruz sonuç olarak..

 

Fakat insan vardır, insan vardır.. Kimi gerçekten karşısındakinin bakış açısına bir şeyler katmaya çalışır, kimi hiç uğraşmaz bir şeyler için, kimi ise bunların aksine, sadece eleştirmiş olmak için eleştirir hem de acımasızca ve karşısındakini insan olmasından dolayı bile düşünmeden..

 

Sayın MuhalifHareket,

görüşlerinize katılmamakla beraber saygı duyuyorum. Fakat bana siz tarafından hissettirilen, yorumlarınızın sadece, nickinizin de olduğu üzre, MUHALİF olmak için yazılmış acımasızca bir eleştiri olduğudur. İstememekle beraber sizi 3. kategoride düşünmek zorunda bırakıyor yorumlarınız beni.. Benim düşündüklerimin sizi çok ilgilendirdiğini düşünmediğinizi anlıyor gibi olsam da bu yazıyı yazma gereği duydum..

Demişsiniz ya " Kimlerin kaliteli mizah yaptığını bilecek kadar bilgi sâhibi olduğum bir konudur.. " Bunu bilemezsiniz, sadece düşünürsünüz.. Sizin de dediğiniz üzre, mizah öznel bir şeydir çünkü.. Anlatım bozukluğunun normal hayatımızda ortaya çıkardığı hatalara sebebiyet vermememiz gerektiğini düşünüyorum Türkçe’yi bu kadar iyi kullanan biri olduğunuzu görerekten.

 

Aynı zamanda, bu yazıyla, verdiğiniz örnekteki ABD'li kara mizah yapan komedyenlerin bağdaştırılabilecek bir konu olduğunu düşünmüyorum. Zannımca, güzel mizah yapanlara örnek vermek istemişsiniz ve bunu söylemişsiniz, fakat yazıda herhangi bir siyaset vb. bir konu söz konusu olmadığından; Cem Yılmaz, bu yazı veya o ABD'li komedyenler arası yaptığınız kıyasın yerinde olmadığı kanaatindeyim.

 

Son olarak, eleştirilerin eleştirilmesinin de insanın ufkunu ilerlettiğini düşündüğümü ekleyerek yazıma burada son veriyorum. Bundan sonraki eleştirilerinizde daha yapıcı ve daha yumuşak bir üslup benimsemeniz dileğiyle..

11 Mayıs 2013, 23.31
Cyfreithiwr Kusura bakmayın; yazının içine giremedik.. Demek ki kendimizi iğne deliklerinden geçiremeyecek kadar beceriksiz birer okurmuşuz biz.. Bakın; ben bilgim olan konuda kesin konuşurum.. Bilmiyorsam da susup bir kenardan izlerim öğrenmek adına.. Fikirler çatışırken ben ortaya saçılanlardan birşey kapmaya çalışırım özetle..

"Mizah özneldir" anlamını veren cümlelerimin hangileri olduğunu belirtirseniz sevinirim.. Çünkü benim vermediğim bir mesajı nereden ve nasıl alabildiğinizi cidden merâk ediyorum.. Ve kıyas yaptığımı düşündüğünüz cümleleri de bilmek isterim.. Ben kıyas yapmadım, "kaliteli mizah" konusunda birkaç somut örnek verdim.. Ve gerekçeleriyle.. Mizah öyle ilgisiz iki kelimeyi birbirine ulayarak yapılabilecek kadar basit bir çocuk oyunu değil ki.. Açın da biraz târihine bakın.. Diyojen'den Uykusuz'a kadar şu yaşadığınız ülkenin mizah geçmişini irdeleyin.. Ben "akar" diyorum, siz o harfleri eğip büküp "kara" anlıyorsunuz.. Tebrik ediyorum..

Ve "muhalif" kelimesi seçtiğim günden bu yana batıyor insanların kulağına.. Birincisi; son günlerde olumsuz eleştiri sunduğum tek yazı bu.. Blog'u yalnızca arkadaşlarınız yazınca tâkip etmeseydiniz bunu görmüş olurdunuz.. Ve ikincisi; eğer rumuzum "profesör" olsaydı "saygı duyuyor ve susuyorum, hocam" deyip sessizce köşenize mi çekilecektiniz?? Bu ne yüzeyselliktir yâ?? Ben sana "fikirlerin ve yorumun da rumuzun gibi eciş bücüş" desem uyar belki bakış açına.. Ama benim mantığıma hakâret gibi gelir öyle bi' cümle kurmak..

Ayrıca biraz "kaba" bir şekilde sormak gerekirse "sanane"?? Bu yazının yazarı kendini savunamaz mı?? Sen onun avukatı ya da vekîli misin?? Bırak da yaptığı işin, söylediği lâfın arkasında o dursun.. Sen niye aşırı özveriyle bu işi üstleniyorsun??

Bakın, eğer cidden düşünerek konuştuğunuza inanıyor olsaydım önemserdim.. Maalesef siz şu an körü körüne savunma modundasınız.. Ve bırakın benim düşündüklerimi önemsemeyi, yazdıklarımı ya tam okumadınız ya da tersten okudunuz ki tüm söylemek istediklerimi yanlış anlamışsınız.. Sizden ricâm; yazıyla ilgili görüşünüzü yazara, benim yorumumla ilgili eleştirinizi de bizzat bana sunmanız.. Ki burada gereksiz bir dialoğa girmek zorunda kalmayalım..
12 Mayıs 2013, 00.31
 Sayın Muhalif size eleştirmeyin diyen oldu mu? Guernica'ya bakıp da "hiç mizah yok bu resimde kötü olmuş" deseydiniz yine bunları derdim. Mizah amacı güttüğünü nerden biliyorsunuz? Saçmalamaca da olabilir pekala. En azından bir soru yöneltilebilirdi "mizah mı bu?" şeklinde. Sorun şu ki amacını bilmediğiniz bir yazıya yersiz bir eleştiriydi ben de bunu dile getirdim.. Yorumum daha ziyade Duk45' in yorumunaydı siz üçüncü bir seçenek sunarken o direk kötü espri yapmakla suçlamış. Anlatabildim mi?
Şu da bir gerçek bir çok kişinin yazı karşısında hissettiği rahatsızlığı ben de hissettim. Sanırım anlamadığımdan olsa gerek...
12 Mayıs 2013, 00.39
"Sizinle bir sanat galerisine gidelim, aynı resme bakalım.. Size huzur veren o resim bana şiddeti çağrıştırıyor, diyelim.. ""Picasso sergisinde Guernica'ya bakarken "bu ne böyle kargacık burgacık" diyeni de gördüm, "savaşa tepki ancak bu kadar güzel verilirdi" diyeni de.. "
Daha önceki mesajlarınızda geçen bu 2 cümleyle sizce de bu tarz şeylerin öznelliğinden bahsetmemiş misiniz? Bence direk öyle.. Yukarıda subjektiflikten başka herhangi hiç bir şey yok bence, daha doğrusu şöyle açıklayayım; yukarıdaki cümlelerinizde objektifliğe dair hiç bir şeye rastlamadım. Ve bu bahsettiğim objektiftir, bu cümlelerinizi kime yazarsanız, hangi konuya karşılık olarak yazarsanız yazın, subjektif bir ifadeden bahsedildiğini, belli seviyeye gelmiş herkes anlar..
Bu konu bilgi konusu değildir. Güldürme işini kimlerin en iyi yaptığı eğer bilgiyle alakalı olsa idi, bir ülke içinde hem sizin söylediğiniz "Kara Mizah"çıları, hem de Recep İvedik'i izleyenler, aynı zamanda Cem Yılmaz'a gülmekten kırılıp Ata Demirer'e bir daha film çek diyenler olmazdı. Eğer sizin benimsediğiniz dışında şeyleri beğenenlerin hepsine bilgisiz diyorsanız orası çok ayrı tabiki..
Bilmediğinizi düşündüğünüz şeylerde susar izlersiniz, bildiğinizi düşündüğünüz şeyleri de kesinlikle düşündüğünüzün dışına çıkarmadan kendinizi kapatırsınız demek oluyor bu sanırım. En azından bana yazdığınız bu mesajdan sonra anladığım bu olacak..

"Şartlı refleks olarak aklına Cem Yılmaz gelen insanlardan ricâm en azından Chris Rock denen adamın bir gösterisini altyazılı olarak izlemeleridir"Bu cümlede tamamen bir kıyas yapma amacı görüyorum. Kıyas yapma amacınız olmasaydı eğer, Cem Yılmazı yalnız, Chris Rock'ı da başka şekilde yalnız ifade ederdiniz. Kaldı ki, "aklınıza Cem Yılmaz geliyorsa bir de bunu izleyin, sonra da karar verin doğruyu mu seviyorsunuz." anlamındaki bir cümleyi başka şekilde anlamamın mümkün olmadığını düşünüyorum.
Farkettiyseniz ben sizin eleştirilerinize herhangi bir şey demedim. Üslubunuzun çok sert olduğunu, yapıcı eleştiri yapmak isteyen insanların bundan çok farklı bir tarz benimsemesinin doğruluğunu savunur şekilde cümleler kurdum fakat, sizin bundan neden bu kadar rahatsız olduğunuzu ve üslubunuzu düzeltmek yerine tam tersi yönde bir ilerlemenin mevcudiyetinin nedenini çok fazla çözememekle beraber irdelemek de istemiyorum. Çünkü yoksa konu çok uzayacak..
Bana "sen" diye hitap etmenizin de, size yönelttiğim mantıklı sorulara benim size hitabım gibi mesafeli ve size yakışır şekilde cevap verememenizi de, hırsınıza veya sinirinize yenik düşme olarak düşünerek, birazcık da olsa kabul edilebilir hale getirmeye çalışıyorum.Onu, sizin deyiminizle "ÖRNEK" olarak vermiş olduğumu da farketmemiş olmanız ayrıca irdelenmesi gereken bir şey olup ondan sonraki üslubunuz ayrı bir içler acısı maalesef..
Önyargılarınız olduğu, "Blog'u yalnızca arkadaşlarınız yazınca tâkip etmeseydiniz bunu görmüş olurdunuz.."cümlenizden de, aşikar..
Bloglara yorum yapmamış olmanın okumamış olmam anlamına geldiğini nereden çıkardığınızı da bilmek isterim diyeceğim ama, açıkçası umrumda değil:) Sadece bazı şeyleri göz önüne alın diye yardım ediyorum açıkçası. Ve ayrıca, arkadaşımın herhangi bir yazı yazmış olması, bunu desteklemem için bir neden değil benim için.. Sizin için öyleyse bilemiyorum orasını.
Nickimin eciş bücüş görünmesi anlamsız olduğu anlamına gelmiyor diye düşünüyorum. Tabi, siz eğer diyorsanız ki benim için anlam değil görüntü önemlidir, saygı duyarım... Bir dip not girmek istiyorum; Eğer biraz araştırsaydınız bu cümleyi kurmadan önce, anlamını da görerek böyle bir cümle zaten kurmazdınız..
Benim herhangi birini korumak veya savunmak gibi bir gayem zaten olamaz. Diyalog içinde olduğum insanlar, şüphesiz ki kendini savunabilecek konumda insanlardır. Farkettiyseniz eğer ben zaten sizin yorumuzla ilgili konuştum, yazıyla ilgili fikirlerimi de düzgün bir dille buraya yazdım. Ama bu sizi gerçekten de fazlaca rahatsız etti, bunu bir daha düşünün isterseniz:)
Son olarak da, eğer gerçekten de körü körüne savunsaydım da, "avukatı mısınız" sorunuza "evet" yanıtını vermem çok zor olmayacaktı:) Buradan ne demek istediğimi anlarsınız sanırım, ya da anlamazsanız da yapabileceğim hiçbir şey yok:)
Yazımın en sonuna, bu (özellikle son mesajlardaki) üsluptan dolayı hatalı olmamakla beraber buna sebebiyet verdiğim için, özellikle rahatsız olan arkadaşların anlayışları altına sığınıyorum. Ayrıca bunu yazıp bir daha ne yazarsanız yazın cevap vermeyeceğimi de belirtmek istiyorum:) Birazcık cevap ile bu kadar "kabalaştıysanız" eğer (siz öyle dediğiniz için öyle söyledim, yoksa daha kibar bir kelime bulabilirdim) bu konuşmanın devamında hoş konuşmalar ortaya çıkmayabilir sizin açınızdan.Teşekkür ederim.
12 Mayıs 2013, 02.44
@bilgeguness vasfiye teyze facebook'ta espri amaçlı kurulan bir sayfadır.Bilemeyebilirsin, ayrıca; benim yorum yaptığımı anlaman için şuan " yorum yazıyorum" demem mi gerekiyor.Bu gerçekten çok garip bir durum " ben şuan nefes alıyorum", " ben şuan yatağımdayım" gibi gibi bir robotizm duygular  var yani.
Okuduğunuzu anlamıyorsanız tekrar tekrar ne yorum yazılmış diye okumayınız. Blogger mizah yaptım ben dememişmiş, hangi kitabın girişinde ben şurada şunu şunu yazdım boşuna okumayın yazıyor? 
Görüldüğü üzere mizah içerikli bir blog ve ben beğenmedim.Hiç komik değil.Sadece çoğunluğun yapamadığını, yani düşüncemi söyledim.Bence sende yorumlar hakkında ki düşünceni değilde, öncelikle yazı hakkında ki düşünceni söylemesin. (Espri yapıyorum dememesine rağmen neden ilk yorumunda mizahı açıkladın? )
Ve ikinci kez "ayrıca" ben espri yapıyorum dememesine rağmen kötü espri yapıyorsun dedim.Dedim demesine de sen avukatı mısın? Onun klavyesi yok mu...
Gerçekten sinir oldum bu saatte yorum yaptırdınız bana.Bu yazıda mizah yapılmak istenmiş, ister öyle densin isterse denmesin.Beğenip, beğenmemek görece fakat, mizah değildir çünkü mizah yapıyorum dememiştir diyen biri hala varsa...Gitsin bir baktırsın cidden.




13 Mayıs 2013, 14.23

@duk45 vasfiye teyze facebook'ta espri amaçlı kurulan bir sayfa öyle mi? o kadar komik duruma düşmüşsün ki acıyorum sana şu anda. vasfiye teyze yalan dünya dizisinde bir karakter facebookta kurulan bir sayfa değil. bilemeyebilirsin :))) tekrar söylüyorum git akasya durağını izle ona gül sen buralarda harcanma.
14 Mayıs 2013, 12.03
Televizyonda izlediğim en son dizi avrupa yakasıydı.Sonraları günde 5-10 dakka dışında televizyon izlemedim.Dediğin diziyide biliyorum, engelli bir karakter var çukulat reklamında oynayan.Şayet ona gülüyorsan ve onu izlemek seni yüceltiyorsa...
Feysbukta bir sayfa olduğunu biliyorum.Fakat seni komik duruma daha çok düşürmemek için esprileri oradan aldığını söylemedim.
Not: feysbukta öyle bir sayfa vardır.Akasya durağını biliyorum.Onu izleyen ve gülen insanlara tuhaf gözle bakıyorsan.Bu yazdığına gülebilen insan varsa ne demek gerek, bunu bir düşün.

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın