gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

İşte Öyle

24 Mayıs 2013, 23.12
A- A+

   Nasıl anlatsam nerden başlasam kaç kişiydik o zaman bak kaç kişi kaldık şimdi

 

 

   Kafasını toplayamayan biri olarak  yazıya nasıl başlayacağımı bilemediğimden bu derdimi sizinle yukarıdaki şarkı sözünü yazarak paylaşayım istedim. Yazacaklarımın uzaktan yakından şarkıyla ve anlamıyla ilgisi yoktur bilginize.

    Bilmiyorum size ne sıklıkla oluyor ya da oluyor mu ama bazen benim beynim çalışmıyor bazen de öyle bir çalışıyor ki şaşırıp kalıyorum.Madem beynim durdu ne bu ısrar ne bu hiddet ve celal niye illa yazmak istiyorum diye sordum kendime.Cevap alırsam söz söyleyeceğim size de.

    Aslında yazmak istediklerimi daha önce bir yazının altına yorum olarak yazmıştım bir de böyle yazayım istedim.

    Birinin dış görünüşü aşık olmamızı ne kadar etkiler?

    Bir zamanlar izlediğim bir belgeselden aklımda kalanları sizinle paylaşacağım.

    Dış görünüş den değil de seslerden etkilenen biriyim.Karşı cins isterse ucube gibi olsun sesi güzelse benim için tamamdır.Burada parantez açıp insanların görsel, işitsel ve kinestetik olarak sınıflandırıldığını açıklamak lazım ama ben sadece yazmakla yetineceğim.Peki ben dış görünüşden hiç mi etkilenmiyorum  etkileniyorum ama batılı değilse.Asyalı olması lazım.Ne bilim bir Jang Geun Suk bir Lee Min Ho sonracıma Hyun Bin falan olursa o zaman başka.

    Erkekler için yuvarlak hatlara sahip olan bir karşı cins görmeleri bebeğin gelişmesi için uygun vücut budur düşüncesini uyandırır ve çiftleşme dürtüsü oluşur.Bu düşünce bilinçaltında oluşuyor bilinç de oluşanlara girmeyelim malum ne olduğu.

   İşte bu kadar basit savulun kaybolun erkekler desem cinsiyet ayrımcılığı olur bana yakışmaz.En iyisi merhamet etmek.Tamam savulmayın kaybolmayın oturun oturduğunuz yerde.

   Bu kadar basit mi gerçekten de.

   Biz genlerimizin uyumlu olduğu kişilere aşık oluyormuşuz.Bunu anlamanın da yolları varmış.Ben bu yollardan iki tanesini şimdi yazacağım.

   Birinci yol bize çekici gelen insanın tükürüğünün tadını test etmek.Bunun için öpüşmemiz gerekiyor.Tükürüğünün tadını beğenirsek bize itici ya da tiksindirici gelmezse uyumluyuz demektir.

   İkinci yol karşı cinse spor yaptırıyoruz baya bir terlemesi lazım.Sonra o üstünü değişirken terli giysilerinden birini çaktırmadan alıp kokluyoruz.Ter kokusu bizi rahatsız etmezse hatta bu kokuyu güzel bulursak uyumluyuz demektir.Valla ben uğraşamam öyle çaktırmadan koklamalar falan diyorsanız direk öpüşeceksiniz.

   Sanal aşk yaşayanlar bilgisayarlarını öpüp koklayabilirler.Burada bir aşağılama yok benimde yaşamışlığım var ama şanslıysanız yüz yüze geldiğinizde uyumlu çıkarsınız.Uyumlu değilseniz beyniniz ve kalbiniz birkaç güne kadar aşık olmaktan vazgeçiyor ve alla alla ne oldu birden bire de böyle oldum diye kalakalıyorsunuz.

    Hazır sanal aşk demişken erkeklere birkaç ip ucu vereyim.Öyle gidip her gördüğünüz kızın özeline selam yazıp lan belki bu defa ki cevap verir diye beklemeyin.Önce kendinize devamlı girebileceğiniz bir salon buluyorsunuz o salonlara devamlı giren kızlarda olur.Onları bulup tespit etmeniz lazım.Sonra masalarına gidip oyun oynamalısınız.Buna bir süre devam edeceksiniz ki rumuzunuza alışılmış olsun.Oyun sırasında esprili ya da efendi olmanız lazım.Akıllı da görünebilirsiniz ama asla ukala görünmeyin.Ukalalık ikinci aşamada olacak.

Genelden sohbetlere dahil olmanız lazım.zekice espriler yapmanız lazım falan filan.Zamanla aşinalık ve birazda güven oluşur.O zaman da direk asılıp niyetini söylemeyeceksin.Kızla kanka ya da arkadaş olman ve buna da bir süre devam etmen gerekiyor.Tüm bunları yaparken kendini sevdirmeyi de unutmayacaksın.Sonra direk asıla bilirsin ama başarı şansın yinede yüzde elli.

Birazda kızlarla ilgili yazalım.Çok uğraşmalarına gerek yok.Karşıdaki erkekle didişecekler ama abartmadan.Küçük küçük kızdırmalar sonracıma naz yapmalar  hemen elde edemeyeceğini anlaması lazım.Elde ettikten sonrada bir süre nazlanmaya devam etmeliler.

   Uyarı : Kişiliğiniz bunlara uygun değilse işe yaramayacaktır çünkü bir yerde patlak verirsiniz.Didişeyim derken offf bunamış kadın gibisin vır vır vır  tepkisiyle karşılaşabilirsiniz.Tüm bunların birazda içinizde olması lazım.Cilveden falan anlamıyorsanız bulaşmayın bence.

    Birileri de bana cilve nasıl yapılır öğretse çok makbule geçer.Yapamıyorummm ben kardeşim.

   Noktalama işaretleri yine olmadı.Gmsnn bu defada düzeltir umarım.

YORUMLAR

25 Mayıs 2013, 00.31
Orkidecim, boş verdim yorumu, okunma rekoru kıracak yazıyı o başlıkla ziyan etmişsin. Cilveyi bilmemene verdim gitti:) Bu da öğretilir bir şey değil ki arkadaş, dınçç dınç yürüyeceksin şöyle bakacaksın desem sonunu salon aşklarına bağlamışsın ne yürüyecek ne de bakışacak durum yok:) 
Öyle tükürük mükürük testleri, yok sesmiş yok nefes, kafa karıştırıcı şeyler bunlar. Hem öyle '' yapamıyorum ben kardeşim'' deme, bir gün biri çıkar sen de şaşarsın kendine. Tarifi yok kısacası:) Doğrusu da...
25 Mayıs 2013, 00.35
Yani siyahorkide aynen kafam karıştı. Ne demek istedin niye dedin ben anlamadım okudum bitti yazı. Başka blog da yok senden sonra onu okusam da senin blogu unutsam. Kaldım çıkmazda :))
25 Mayıs 2013, 01.34
Hmm demekki öpüşürken .. Negüzel anlatmışsın işte..Bende de ses cok önemli..Diksiyon, konuşma tarzı, konuşma içeriği, her zaman şekilci değilim desemde..Çirkin adamda nereye kadar çekilir bilmemki :pP
Şey ..Yardıma ihtiyacın var madem .. Şey sevaptır yaaa gel PpYa cidden mubarek 3 aylarada girmişken ..Bir yazı dizisi yapalım .. Artık şu maganda kesimi lütfen eğitelim..Bu konuda ciddiyim .. Miğdem bulanıyor bazen..

Ben alt tarafı bir kaç yıl, hatta bir sezon giyeceğimiz üç kuruşluk bir ayakkabıyı bile bilmem kaç ayakkabıyı giyip denedikten sonra almaya karar verebilen bir cinsin ( tabiiki bende dahil P )..Bazı önemli kararları böylesine gözü kapalı, böylesine ... nasıl ... Amann ben yine susayım .. Ohooo çok bile yazmışım yine..Tebrikler .. Konu derin .. 
25 Mayıs 2013, 02.08
Biraz "feminen" bir yazı olduğunu düşününce yorum yapmam yanlış ve gereksiz algılanabilir.. Ama... Birkaç konu var takıldığım.. Yazarıyla paylaşmak isterim:

Benim yakın zamanda izlediğim bâzı araştırma haberleri ve belgesellerde de aşkın imkânsızı isteyen bir duygu olduğundan bahsediliyordu.. İnsanın, bir araya gelmesi imkânsız bir karşı cinsi hedef seçtiğinden dem vuruyordu.. Tecrübelerle sâbit bir durum olduğu için bu tez ya da sonuç bana daha akla yatkın geldi..

İzlediğiniz belgesellerin aşırı feminist ellerden çıktığını düşünmekteyim.. :) Nedense tüm araştırmalarda erkek tek noktaya odaklanan, kadınsa daha zekî ve karmaşık bir canlı olarak sunulur.. Sanki binlerce yıldır erkekegemen süren insan yaşantısının öcünü alıyor gibi birileri.. Çiftleşme güdüsü öne çıkan erkek türleri üzerine kişisel gözlemim maalesef ki "yuvarlak hatlar" merkezli değil; biraz daha "nefes alsın, yeter" tadında... Yorumu okuyan hanımların boy hedefi olmak istemem; o yüzden özellikle altını çizeyim ki kendimden örnek vermiyorum.. :)

"Sıvı testi" konusuna gelince... "Yaz aşkları" mevsimlik ve geçici olmalarıyla ünlüdür ya... Ve mevsim gereği hâliyle çok terlenir, çok da tükürük transferi yapılır.. İnsan ister istemez düşünüyor; bunca ayrılan "yaz aşkı" çiftinin hiçbiri mi genetik olarak birbirine uygun değil?? :D

Bunlar işin espri kısmı.. Ciddîleşmek gerekirse... "Erkeklere tavsiyeler" bölümünün altına imzâmı atarım.. "Feyk hesap" denen olguyu, insanlığın sınırını aşan canlılarla eğlenmek için kullanan biri olarak söylüyorum bunu.. Bizim cinste "selâm" kelimesinin en fazla iki satır sonrası nasıl oluyor da cinselliğe geliyor; yirmi yedi yıllık bir erkek olmama rağmen hâlen anlayabilmiş değilim.. :) Söylediğiniz durum aslında sırf kadınlarla sınırlı değil.. Topluluk içerisinde zekâsıyla, konuşmasıyla, etkinliğiyle ön plâna çıkan kişiler cins ayrımı olmaksızın çevrelerindeki herkesçe beğeni topluyorlar.. Maalesef ki bunu çok geç keşfettim..

Son olarak... Aşk garip birşey.. O testlerin hepsinden karşılıklı ve teker teker geçtikten sonra mikroskopta bile görünmeyen sebeplerden ötürü araya ayrılık alacak kadar hâin bir duygu.. O yüzden bence en önemli test "zorluklara göğüs germek".. "Senin için ölürüm" cümlesini diline pelesenk eden pek çok insanın, "annem kızıyor" diyerek gidişini sırtlarına bakarak izlemiş biri olarak bunu söylemeye hakkım olduğunu zannediyorum..

Unutmadan; nerde yaşıyor o sesten etkilenen kadın türleri?? Pek tutulmayan bir müzik türüne sıradışı bir yorum getirmeye çalışırken en çok güvendiği özelliklerinden biri sesi olan bir müzisyen adayı soruyor bunu.. :)

Kadınların kaleminden çıkan ve kadın-erkek ilişkileri üzerine farklı yorumlar getiren yazılara bayılıyorum.. Çözmekte ve anlamakta çok zorlandığımız o "kadın dünyâsı" hakkında yeni birşeyler öğrenmek güzel.. İlerde bir gün bir kadına, onla bir ömür geçirme sözü vereceğimiz için bir nevî "hayat sırrı" sayılır aslında bu yazılanlar..

O yüzden size bir okurdan önce bir erkek olarak binlerce kez teşekkür ediyorum.. Yazılarınızın devâmını dilerim, efendim..
25 Mayıs 2013, 02.32

 ha ha ha  cok hos olmus   tarifler bir ara ig dedimde  sonra vaybe akla mantiga bak hic dusunmemistim oyle diyee midemin kalkmasini engelledim:))) ha ha ha haaaaaaaa hala guluyorum yaaa ,   ama hakikaten  ozele dalip slm veren beylere guzel tarif vermissin on numara uyanlar karli cikicak:))

 yuregine emegine saglik.

25 Mayıs 2013, 02.44
who is f**** Erol Egemen diyesim geldi. Yazinin basligini okumamla beraber. Bodrum bodrum sayin dinleyen.
25 Mayıs 2013, 03.22
Az olsun bizim olsun Atayacım.
Başlığa gelen okuyucu gelmesin.
Başlığı cilve yapsaydım reyting rekoru kırardım :))) 
25 Mayıs 2013, 12.07
Esti çok beğendi ve keyifle okudu, okurken çoğu yerde gülümsedi :)))) Ataya'nın dediği gibi bir gün biri çıkar karşına ne test gelir aklına ne bir şey, öylece kalakalırsın onda.... Kalemine sağlık güzeldi güzel :)
25 Mayıs 2013, 16.35
VALLA BENDE ANLADIYSAM ARAP OLAYIM...BEN YAZDIM OLDU YAZISI...
25 Mayıs 2013, 16.50
Cilveli olunmaz cilveli doğulur... bu karmaşada yazıdan çıkarabildiğim fikir "cilve ve karşı cinsi etkileme" üzerine bir şeylerdir. Şu gamyundaki abazanlara verilen tavsiyeler gayet yerinde, uygularlarsa başarı oranları %80
25 Mayıs 2013, 19.51

Mademki belgeselden yola çıkarak hazırladın bu yazıyı bende izlediğim bir belgeselle başlamak istiyorum:

Birliktelik için insani yöntemlerin denenmesinden yanayım :)

Bazı erkek aslanlar diğer aslanların haremini ele geçirmek için güçlü iki tanesi birlik olup gözüne kestirdikleri bir gurubun erkeklerine saldırılar. Onları kovduktan sonra grupta hâkimiyet kurmak için bu sefer yavru aslanların hepsini öldürürler. Yavruların öldürülmesi, çeşitli yorumlara neden olabilir, gelecekte rakip görme en önemlisi dişileri çiftleşmeye zorlama!

Penguenlerde çok ilginç yöntem denerler yumurtlama zamanı geldiği zaman erkek penguenler çakıl taşlarını toplarlar. Maksat dişi penguenleri çiftleşmeye zorlamak. Bazı uyanık dişiler kandırma yolunu bile denerler çakıl taşlarını aldıktan sonra kaçarlar erkeklere de tüylerini yalamak kalır :)

Bunların insanlar âlemin olmayan şeyler.

Koşu bandından koşturup, şınav çektirip, amuda kaldırıp terlettikten sonra ilişkiye uygun mu deyip ter testinden geçirme yöntemi yukarda yazdıklarımın farklı yöntemi. Bunların hiç birinin olmasını kabullenmez erkekler. Tükürük testleri, hâşâ huzurdan idrar koklama ve sonrada havayı koklamak, boğa gibi derinden solumak hayvani duygulardır.  

Erkekler aslında hep kadından hareket bekler. Bir bakış, bir tebessüm yeter de artar (istisnalar hariç) pişkin yılışık erkekleri de saymıyorum. Kız tavlamak için tüm kahvehaneye çay ısmarlayan yok değil. Bu durumda özelde kur yapanlara da kızmamak gerekir.:)

Sonuç insani ilişkilerde daha çok duyguların önemine inananlardanım. Günü birlik birliktelikler bize göre olmamalı. Sanal da ya da reelde olması fark etmez.

İnsanlar aslan-penguen ya da maymun kolonisinde yaşamıyor her kendi bitlerini ayıklayan dişiye kur yapmakla olmaz. 

Aslında muhaliften cesaret alarak yorum yaptım :)

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın