gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

İĞNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM MI?

16 Ağustos 2013, 16.50
A- A+

Son zamanlarda blog portal demokratikleşmeden yana oldukça başarı kaydetti sevgili blog severler. Bunu uzun süren gözlemlerime dayanarak ifade ediyorum. Öncelikle kişisel tartışmaları içeren yorum ve blogların yasaklanmadan yayınlanmasının“ Her kes kendi yazısının sorumluluğunu (sonuna kadar) taşır (taşımalıdır)” düşüncesinin bir ürünü olduğunu, bu düşüncenin de olgun bir demokrasi örneği olduğunu sevinerek söylemeliyim. Bununla birlikte biz blog severlerin tümüyle aynı olgunlukla hareket ettiğimizi ne yazık ki ifade edemeyeceğim. Basınçlı buharla pişiren bir tencere,  kapağı erken açıldığında ilk anda nasıl güçlü bir şekilde buhar çıkartıyorsa bir anlamda biz de böyle sınırsız yazabilmenin heyecanını sanki aynı benzetme çerçevesinde yaşıyor gibiyiz. “Soğuma sürecinde” deşarj olmak doğaldır, ama zaman zaman da abarttığımızı düşünmüyor değilim.

Bir yorumcu yazılan bir yazıyı beğenmişse “şak şakçı”, beğenmemişse  "yazarın yeteneklerini kıskanan” ,  birinden söz etse “tribünlere oynayan” kişi olup çıkıyor. Birbirimizi anlamadan yaptığımız yorumlar, “Sen kimsin ki?” mesajı veren küçümseyici ifadeler, cinsiyetlere yönelik aşağılayıcı ifadeler, gerçek ifadelerle bezenerek inandırıcılığı artırılmaya çalışılan gerçek dışı ithamlar, kendine prim sağlamaya çalışan egoları teşhis ettiren “Ben size söylemiştim”  “ en iyi ben bilirim “ mesajı veren cümleler, sağduyulu yazılmış olsa da kasıtlı olarak ana fikri çürütmek için çabalayan zorlayıcı ifadelere dönüşüyor.

 Burada özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum. Yorumcular demiyorum, yorumlar diyorum. Çünkü ben kişilere değil davranışlara dikkat çekmek istiyorum. Bunu isterken kendi davranışlarımı da dahil ediyorum samimiyetle. Çünkü hepimiz buraya hoş vakit geçirmek için geliyor, yazılarımızla birbirimizi ve değişik fikirleri tanıyor, değişik yaşantılara ortak olma fırsatı buluyoruz. Burada geçirdiğimiz zamanın stresli, gergin ve olumsuz duygularla bezenmiş olmasını hiçbirimizin istemeyeceğini düşünüyorum. Kavgasız ve barışık bir toplum olabilmek için bize düşen görev ilk önce kendi iletişimimizde kavgasız ve barışık davranabilmektir.

Ben inanıyorum ki buradaki çok renklilik hepimize bir şeyler katabilecek düzeyde. Yazan ve yorum yapanlar sadece insan oldukları için fazlasıyla değerli. Yine inanıyorum ki atışmalar ve çekişmeler bir gün soğuyacak ve en aza inecek… Ben “bunun için emek vermeye değer” diyorum. Çünkü bu sütunlar hepimizin.Saygı ve sevgi ile.

 

YORUMLAR

17 Ağustos 2013, 06.05

         Demokrasinin tanımında "hakaret özgürlüğü" diye bir açılım yoktur. Zaten burada yayınlanan bu tür yazılar da yutturmaca, yedirmece şeklinde onay alıyor... başka türlüsü mümkün değil. Küfrü bile kılıfına uyduruyoruz biz öyle zeki insanlarız yani :) Bu yüzden otokontrol en önemlisi bence. Sonuç olarak burada yazı yazan, yorum yapan insanlar bizleriz, hepimiz hata yapabilir, zaman zaman haddimizi aşabiliriz...bunlar doğal şeyler (elbette hududlu bir hadden sözetmekteyim). Doğal olmayan şu ki; biz yanlış gördüğümüzü söyleyemiyoruz. Türlü gerekçelerimiz var; hatayı yapanla yakınlığımız, hata yapılana düşmanlığımız, etliye sütlüye bulaşmama halimiz, 'adam sende'ciliğimiz, tepki almaktan çekinmemiz, sonsuz uyum çabamız :) şu, bu, öteki, beriki vs vs vs vs. 


         Son iki yazımın yorumlarında da çok değişik şeyler gözlemledim ben. Kasti yazı sulandırmacalar, bulandırmacalar, yanlış aramacalar, bariz saldırılar, hiç tanımadığım karizmasız nicklerin yüzyıllık blog bilirkişisi edasında yaptığı olumsuz eleştirileri... (Beni savunan sivri kalemler onaylanmıyor ama nedense, sanıyorum kalemin ucu çok sivri geliyor, kınıyorum! :)-) Bazıları, misal son blogumda;  hakaretten uzak belki sadece sitem denebilecek şeyleri incitici bulurken, kibirden dem vurup paragraf paragraf eleştiriler döşerken, direkt şahsa yönelik hakaretin dibine vurmuş kibir abidesi bloglarda asla görünmüyorlar. Çok ilgi çekici durumlar bunlar :) Yani malum blogun hemen üst yorumlarında yönetici eleştirisi ve freni olmasaydı, manzara nasıl gelişirdi aşağı doğru çok merak ediyorum :)


         Velhasıl diyeceğim o ki sevgili Ladin; eleştiriceğimiz her ne ise hepimizin taşın altına elini koyup ayrı ayrı  tepki göstermesi gerekiyor. Çirkin ve yanlış gördüğümüz her ne varsa, bu yukarıda saydığım mazeretlerden arınıp müdahil olmak gerekiyor...yerinde ve zamanında. Kendimize yönetim kontrolünden bağımsız bir otokontrol sistemi kurmamız şart. Bizim birbirimizi korumamız şart kısacası... tabii adil bir bakış açısıyla... Ancak böyle yok edilebilir bu istenmeyen durumlar bence. Sizin iyi niyetinize sonsuz güvenmeme rağmen, emin olun bu yazıyı okuyan hiç kimse bırakın iğneyi, kendine batıracak bir çöp dahi bulamayacak maalesef. Çünkü herkesin çirkinleşmek için bir gerekçesi var, bu çirkinliğin şiddeti ve biçimi de, o kişinin karakter, görgü ve insafına kalıyor artık.

         
17 Ağustos 2013, 17.32
Biz iğnelerimizi batırdık kendimize sevgili CeZbE, darısı diğerlerinin başına.. 123 kez okunan bu yazıdan sonra kumsalda kum tanesi misali de olsa özeleştiri ile kendi davranışlarını gözden geçirebilen olduysa yazı misyonunu yerine getirmiş sayılır. Sevgilerimle.
17 Ağustos 2013, 18.41
En basit atışmalara bile ciddiyetle kanıt sunma-arama girişimleri, duruma  resmiyet katmak, bürokrasinin o soğukluğunu katmak neden acaba? Genelde iktidar arayışında olur bunlar peki burda bunu gerektiren nedir? Yok kulismiş yok bilmem neymiş... Kötü niyetle olmayan şeyler dahi  yanlış anlaşılıyor çünkü çoğu gergin ve savunmada...Kimse kendine bir şey yakıştıramıyor.
Bütün hoşgörümüzü kendimize sakladığımızdan başkalarına sunabildiğimiz sadece tahammülsüzlük... sanırım hiçbirimiz ebeveynlerimiz tarafından fazla sevilmedik :)

İşte bu yüzden gerçek eleştiri ve mizah buraya çok uzak... biz didik yarıştırmaya devam edelim bakalım

18 Ağustos 2013, 18.21
İğneyi kendime batırınca acıdı harbiden ladin :) Şimdiye kadar yapmış olduğum iğneleyici ve hatta laf sokma üzerine kurulu blog ve yorumları tekrar gözden geçirdiğimde , bir kaçı hariç aynı şeyler bana yazılsa sanırım çok kızardım. Şimdiye kadar yazdığım blog ve yorumlarla ilgili her türlü eleştiriyi kabul edebilirim, kabul etmeyeceğim husus ise ;kimseyle yakınlığım, düşmanlığım, etliye sütlüye bulaşmama halim, adam sendeceliğim, uyum çabam ve en önemlisi tepki almaktan çekinme gibi durumlarımın olmayışıdır. Bunun haricinde ki eleştiri ve tepkiler konusunda ise diyeceğim söz yok. İğneyi kendime batırabileceğim gibi, kim isterse onun eline de iğneyi tutuşturabiliriz:) 
Teşekkürler ladin06....
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın