gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Beynimizin Tehlikeli Oyunu Panikatak...

17 Eylül 2013, 13.38
A- A+
                       
                 Herkese merhabalar.
                       
                 Herkesin kendine göre problemleri, sıkıntıları, hedefleri, düşünceleri vardır. Hayat herkese güzel bir yaşam sunmuyor maalesef. Sene 2007 gün boyu bilgisayar başında nescafe ve sigara içerek geçirmiştim günümü.O gün ne kadar acıdır ki 12 şehit haberiyle milli duygularım depreşmişti. Saat gecenin 3' ü olmuş ve bedenim artık yorgunluğunu hissettirmişti. O yorgunlukla yatağa nasıl girdiğimi bile hatırlamaz haldeydim. Kulaklarım da annem ve kız kardeşimin konuşmalarını duyuyordum. Artık beynim o konuşmaları o kadar rahatsız edici algıladı ki ; '' yeter artık..!'' diye haykırasım geldi. O kelimeyi söyleyemeden kalbimin birden çok hızlı atmaya başladığını hissettim. Kabus gibi geldi aniden. Nefesim daralmaya, ellerim titremeye ve terlemeye başlamıştım. Can tatlı olunca akla ilk gelen anne oluyor ya. Anneeeeee diye haykırdım bu defa. O panikle annem yanıma geldiğinde yüzüm solgunlaşmış, elim kalbimde titrer haldeydim. Kalbim diyebildim sadece. Ardından kız kardeşim geldi o halimi görünce ikiside ağlamaya başladı. O an '' evren '' buraya kadarmış dedim kendi kendime. Salavatlar dualar okumaya başladım. Kalp krizi geçirdiğimi ve öleceğim aklıma gelmişti.
                                  Annem ve kardeşim beni kaldırdılar başımda dönmeye başladı ama yıkılmıyordum ayaktaydım. Hemen apar topar hastaneye götürdüler. İçeri girer girmez, ölüyorum doktor dedim sedyeye uzanabildim güç bela. Tansiyonum 17smile Resmi çıkmıştı. Hemen dil altı ile tansiyonumu kontrol altına almaya çalıştılar. Ardından kalp elektrosu(ekg) çekmeye çalıştılar ama o kadar titriyordum ki ekg yi 10 dk da zor çektiler. Kalp ritmim dakikada 135 vuruyordu. Akabinde kan aldılar. Akciğer grafisi çektiler. Tüm sonuçlarım normal çıkmıştı. Sakinleştirici iğne yaptılar. Aradan 10-15 dk geçtikten sonra kendimi iyi hissediyordum.                                  Doktora neyim var diye sorduğum da hiçbirşeyin yok demesiyle şaşkına döndüm. O zaman neden bu kadar acı çektim dedim. Uzman bir kardiyoloğa başvurmamı söyledi. Eve döndüm ama rahat değildim. Tekrar yatağıma girdiğimde 10 dk sonra yine aynı olayları yaşamaya başladım. Hoooopppp tekrar hastaneye ve bir iğne daha. Geceyi ikinci iğneden sonra rahat geçirdim. Ertesi gün kardiyoloji polikliniğine gittim. En başta sigara kullanıyor musun ? evet kullanıyorum . Yakın zamanda çok yakın birini kaybettin mi ? evet 5 ay önce babamı kaybettim. 1 hafta boyunca holter cihazı ile gezdim 1 hafta sonra kontrole gittim. Herşey normal di. Peki neden böyle oluyorum doktor? bu soruyu 1 ay boyunca gittiğim her acil de sordum.Gitmediğim poliklinik kalmadı.mademsoru yok neden bunları yaşıyorum.
              
                   Tabiri caizse her acile giittiğim de iğne ve serum yemekten kevgire dönmüştüm. Taki en son gittiğim acil doktorunun bana sorduğu , titreme, karıncalanma, nefes darlığı, ve kendini ölecekmiş gibi hissediyor musun? sorusundan sonra evladım sen panikataksın psikiyatriye gitmen gerekiyor dedikten sonra anladım. O zamanlar da evden yalnız çıkamıyor, araca binemiyor, cenaze aracı görünce çok etkileniyordum. Kış ayı yeni taşınmışız annem ve ben doğalgaz yok evde ısınamıyoruz ve ben tek başıma gidip doğalgaz aboneliğini yaptırmaya cesaretim yoktu. Psikiyatriye gittiğim de neler hissediyorsun sorusuna '' beynimde tümör'' var ben ölücem dedim. Bana böyle birşeyin olmadığını ve bunun beynimizin bize bir oyunu olduğunu tanımladı. Birkaç ilaç yazdı ve bazı terapilere katılmamı belirtti.                                                   
                       İlaçlarıma başladım ilk iki haftalık dönemde acile gitmelerim devam ediyordu ki, artık doktorlar bile bizim panik oğlan geldi iğnesini yapın gitsin :)))) diyorlardı. İki haftalık süreçten sonra kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Ama en ufak bir yerim ağırsa ben kanserim, kötü bişey olucak düşüncesinden kurtulamamıştım. Kontrole gittiğim de doktorum yakın zamanda herşey güzel olacak merak etme sen bu oyunu yeneceksin dediği zaman kendime olan özgüvenim daha da artmıştı. Kendimi kontrol etmemi ve bu panikatak nöbetlerinin en fazla 20 dk süreceğini ve bu sürede herhangibir zarar görmeyeceğimi söyleyerek motive etti. Bir kaç egzersiz verdi. Özellikle nefes egzersizi gerçekten işe yarıyordu. Çok aç kalmamı ve çok aşırıda yemememi söyledi. Dediklerini harfiyen yerine getirdim ilaçlarımı düzenli olarak kullandım. Aradan 6 aylık süreç sonra dışarı yalnız çıkabiliyor ve araçlara binebiliyordum. Ufak ufak kendini göstermeye çalışsa da kendimi kontrol etmeyi öğrenmiştim. Artık kendimi bu hastalığa karşı çok güçlü hissediyordum.                      
                      Ben bunu başardım dedim kendi kendime. Zaman su gibi akıp geçiyor. 2-3 sene den sonra çok çok daha iyiyidim. İlaçlarımı bıraktım ve önce ALLAH sonra da kendi çabalarımla hastalığı yendiğimi düşündüm. Şimdi hayata daha mutlu bakabiliyorum. Tabiki herkesin hayatında maddi ya da manevi sorunları mutlaka olur. Benim sizlere tavsiyem yaşadığınız sıkıntıları içinize atmayın, paylaşın. Ben bunun bedelini çok ağır ödedim. Babamı kaybettikten sonra aileme destek olmak için hep metin gözüktüm. Hep yalnız ağladım, yalnız düşündüm. Şu an 5 yıl geçmesine rağmen hala ara ara bazı problemler yaşıyorum ama kendime hükmedebiliğim için fazla takılmıyorum. Bu durum da olan arkadaşlarım var sa Rabbimden acil şifalar diliyorum.
                          
                  UNUTMAYIN PANİKATAK BEYNİMİZİN BİZE OYNADIĞI TEHLİKLİ BİR OYUNDAN İBARETTİR. SABREDİN VE KENDİNİZİ KONTROL ETMEYİ BAŞARIN.BEN BAŞARDIM SİZLERDE BAŞARABİLİRSİNİZ.    SAYGILARIMLA....

YORUMLAR

18 Eylül 2013, 12.25

Çok güzel bir blog olmuş. Kendinizi örnekleyerek panik atak olayını , varsa bunu yaşayanları uyarmak istercesine detaylarıyla yaşadıklarınızı anlatmışsınız. Atlatmış olmanız sevindirici. Bu yaşadıklarınızda en büyük etken bana göre ; babanızı kaybetmiş olmanız. Hatırlıyorum da babamı ilk kaybettiğim yıllarda depresyona girmiş, aynen sizin gibi metanetli olmaya çalışırken kendime zarar verdiğimi fark etmemiştim. Yatağa her uzanışımda şu kadar yaşıma kadar yaşarsam evlatlarımla yaşayabileceğim bu kadar zamanım var gibi saçma sapan düşüncelere takıp hayatı kendime zindan etmiştim. Şükürler olsun ki o düşünceleri beynimden defetmeyi başarabildim ve biliyorum ki herkes kendisine biçilen ömür kadar yaşar. Önemli olan onu iyi yaşayabilmek.

Sevgiler sunuyorum.....

18 Eylül 2013, 12.57
Çok teşekkür ederim. :))) İnsan ani kayıplar verince, ölüm olması şart değil tabi ki kendini yalnızlığa sürüklüyor maalesef. Bu tabi elimizde olmayan bir şey. Zaman la şunu öğrendim ki Rabbim kimseye kaldıramayacağı yükü vermiyor gerçekten. Herşeyin sabrını veriyor çok şükür. Sevgiler le :)))
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın