gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

PEDALLARI YAĞLA!

24 Eylül 2013, 13.32
A- A+

PEDALLARI YAĞLA!

“Hayat var mı?” ya da en azından “Herkes için var mı?” Ben herkes için bir hayat olduğuna inanmıyorum. Hayatı bir bisiklete benzetirsek pedalları çevirmeye devam ettiğimiz sürece herşey güzeldir ama sorun şu ki pedalları çevirmekten yorulan insanlarda vardır. Bu insanlara yardım edecek olan insanlar, kendi bisikletlerinde zaten mutludurlar. Ve yorulan yalnız insanlar bisikletten düşmeye mahkumdurlar. Genç insanlar bisikletlerinde sonsuza kadar genç kalacakları gibi bir düşüncenin büyüsüne kapılırken, yaşı ilerlemiş insanlar çoktan rüyadan uyanmış ve henüz gençken bisikletlerinin önüne oturtup beraber düşecekleri birini bulamamanın pişmanlığını yaşamaktadırlar. Aslına bakarsak aşkı bulmak bakkala gidip iki ekmek almaya benzemez. Her düşen insan suçlu değildir bu yüzden.  Ama suçsuz oldukları anlamına da gelmez bu maalesef. İnsanlar aşık olabilecekleri kişileri seçebileceklerini düşünürler ama bilmiyorlardır ki mühim olan kafada değil kalpte bitmesi. Aşık olmak insanın 3 saniyesini alırmış. 3 saniye… Söylesenize siz o 3 saniyenin hangi birinde ne düşüneceğinizi planlıyorsunuz?

Bir de bazı cahil insanlar vardır ki ben bu insanlara beyin fakiri diyorum. Bir erkekle parası için, bir kadınla güzelliği için hayatını birleştiren insanlar için kullanıyorum genelde bu tabiri. Ben bu insanlara bir bisikleti bile yakıştıramıyorum.

 

Çoğu insan anı yaşamak ister. İleride bisikletten düşecekleri akıllarına bile gelmez. Çok zengin olmak isterler ama çalışmamayı, hep yatmak isterler ama hasta olmamayı, dünyanın bütün çikolatalarını isterler ama şişmanlamamayı… İsterler… Hep isterler… Her şeyi… Söylesenize hangi insan dünyanın bütün çikolatalarını yiyebilir ki? Ama yine de ister insan, zaten en iyi yaptıkları şey bu değil midir? Amaç gözleri doyurmaktır aslında. “Aaa bu insanın çok çikolatası var demek ki çok mutlu,  Bunun çok parası var demek ki çok güçlü.” İnsanların düşünceleriyle tatmin ederler kendilerini. Aslında ne çikolatası olan mutludur ne de parası olan güçlüdür. Bazı insanlar öyle bencildirler ki başkalarının mutluluğuyla değil mutlu olmak, bozmak için ellerinden geleni yaparlar. Kimse kimsenin mutluluğuyla mutlu olamaz. Hep gözleri başkalarının hayatlarındadır. İnsanların mutsuzluklarıyla eğlence yaratan bizler bence bir bisikleti bile haketmiyoruz. Birinin başına kötü bir şey gelse diyeceğimiz ilk şey “Oh neyse benim başıma gelmedi”.  Ne mağlum sizin başınıza da gelmeyeceği? Ama size o bisiklet verilmiş ve tamamen size bırakılmış. O zaman TABANLARI YAĞLAYIN ve doğru insanı arayın. Çünkü; doğru insan bir elin parmaklarını geçmezken en iyiyi bekleyemezsiniz. Zaten düşünürseniz kaç tane en iyi olabilir ki? Hedefinizi yüksek tutmayın demiyorum ama hedef olabilecek şeyleri isteyin!. Çünkü; istediğiniz her şeye sahip olamazsınız.

Haa birde unutmadan her zaman doğru kişi yoktur o zaman siz doğru kişi olmak zorundasınızdır. Herkes sizinle bisikletten düşmek istemeyebilir ama siz birlikte düşeceğiniz insanı bulduğunuz zaman pedalları ona verin ve bisikletinize sımsıkı sarılın. Çünkü asıl o zaman değerlidir BİSİKLET!..

YORUMLAR

24 Eylül 2013, 23.48
sanal alem aşıkları, sakın aşık olduğunuzu düşünmeyin reelde bu gerçekleri görmeden:)
25 Eylül 2013, 07.49

 

         Bir de dağ bisikleti var...ki konu etmemek olmaz. Ben 15-16 yaşlarındaydım onunla tanıştığımda. Bizim mahalleden bi erkek arkadaşın bisikletiydi...oğlan bisikleti yani :) Neyse ben tutturdum tabii ille de binilecek o bisiklete. Bisiklet kocaman ama bacaklarım epey bi uzun yetişebildim pedallara neyse ki. Atladım hemen -ama tek başımayım-  şöyle bi turaladım geldim. O günden beri pek severim dağ bisikletlerini.

 

         Evet böyle durum....son günlerde okuduğum en mizah dolu yazıydı :) inanın çok eğlendim. Ama artık pedalları yağlayıp (yok tabanları mıydı, pedal tabana mı benzetilmişti, neydi yahu .p) gitmek zamanı...Harika yazı...saçlarınıza sağlık.

 

                                                                                                                                        CeZbE & Chucky :)

25 Eylül 2013, 11.07
Güzel bir yazı olmuş yüreğinize sağlık. Aşk iki kişilik bisiklet gibi haklısınız. Denge ister, emek ister, paylaşmak ister. Yollar da hep düz olmaz virajlara dikkat :) yokuşlar kuvvet, inişler de sabır ister. Kısacası iki kişilik yolculuk emek ister....
25 Eylül 2013, 14.59
Evet Öyküm tespitlerin çok doğru. Ama ben daha çok "acaba biz doğru kişi miyiz?" kısmına katılıyorum...
25 Eylül 2013, 20.03
Sanırım ben sizin tanıma göre bisikletten uzun süre bindikten sonra düşen biriyim...Bisiklet gitti..Süren gitti..Herşey bitti...Sanırım ön koltuğu kaptırdık..Bitti gitti işte ne olsun...Denge sağlamak zor..İki kişiyle hayat devam ettirmek yürek işi...Bisiklete binmek önünü bile göremeyenler için ancak dönemece kadar mümkün sanırım...Ben artık bisiklete ikii kişi binmek yerine kaldırımda temkinli yalnız yürümeyi tercih edenlerdenim.....
25 Eylül 2013, 20.38
Çok teşekkür ederim arkadaşlar... 
25 Eylül 2013, 21.57
o bisiklette anı yaşayamayacaksan binmeyeceksin ki;beraberindeki kişiyede dünü ve yarını düşünerek hayatı çekilmez, yaşaaanmaz hale getirmeyeceksin ve tek başına bineceksin arkadaş.
28 Eylül 2013, 02.25
Okudum ve yazı beni bir tuhaf hissettirdi; soru işaretleri dansetti, pek kullanılan "Hönk!" yazılı söz baloncukları uçuştu gözümün önünde.
Başka dalda parlak bir kupa ile etrafa püskürtmenin adet olduğu bir şişe şampanya tutuşturdular da elime, şu "Şeytan icadı"nı kullanmayı hiç öğrenemedim, öğrenenleri kıskandım hep ben.
Mecaz değil, kabak gibi gerçek anlamda çok özenmeme karşın, bisiklete binmeyi öğrenemedim ve umudu çoktan kesmişken...

O "Hönk!"lerin yerini sonra "Hey sen! Bisiklete bile binemeyen ezik şey!" aldı, "Demek layık değilmişim... " boynu büküklüğüyle kötü hissettim kısacası sayenizde...
"Amaannn!" dedim sonra savunma mekanizmamı debelendirip boş vererek ve gidip şu saatte -Şu saat, 02:15 oluyor- eşek kadar bir çikolatayı yutmanın verdiği zenginlikle kendimi rahatlattım.
Oldu mu şimdi bu?
Pek güzel oldu.:)
Çikolata için teşekkürler, portakallı bitter iyi geldi, "Horrrgh" der uyurum artık.:)
28 Eylül 2013, 10.20
Tebrikler devamını bekleriz.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın