gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Neden Kadın!

06 Ekim 2013, 00.39
A- A+

Doğup büyünülen aile ile başlar aslında macera, ilk okuldaki öğretmenlerimizle devam eder, sonrasındaki eğitim hayatımız ve çizdiğimiz iş rotamızla. Ama asıl olan gerçek şudur ki; erkeklere hayatı öğreten hep kadınlar olmuştur. Doğru yada yanlış çizilen erkek hayatları haritasında parelelleri de meridyenleri de kadınlar belirler.

Düşünen yorumlayan erkek fark eder ki dönüp arkasına baktığında kainatın en ürpertici eğitmenleri ile yaşamıştır. Anne kucağının şevkatinden sonra bayrağı ilk kız arkadaş devralır ve sanılanın aksine bu sizin seçiminiz değildir. Hayatınızın şekli hiç size ait olmamıştır.Her bir yeni aşk sizlere yeni hediyeler sunup hayatınızı damla damla elinizden alır ama siz her defasında katillerinizin peşinden koşmaya devam edersiniz.

Kadının üstünlüğünü ‘cazibe’ kılıfına sokup kendinizi kaybettiğiniz zamanların faturasını farklı acılara yöneltip geleceği kariyeri aile hayatını bahane edip yaşanması gereken gerçek aşklardan ürküyorsunuz. Halbu ki bir kadın bir erkeğin en koparılmaz en köklü addettiği gerekçeleri elinin tersi ile itip aşkını en mert şekilde sahiplenir.

Sevdiği kadını taciz eden adamı hastanelik edip hatta canına kasteden sadece obez egoların önlenemez kompleksidir. Çünkü orada konu olan cesaret değildir. Kırılan erkek egosu, ilkel erkeksi özbenliğidir. Fakat asla cesaret değildir.Siz  erkekler ‘delikanlılık’  ‘erkek adam olmak’ , ‘adam gibi adam olmak’ gibi tamlamalarla ve slogonlarla  cansimidi oluşturan erkekliğinizi hayat okyanusunda boğulmaktan kurtardığınızı zannederken hiç duydunuzmu kadın gibi kadın tabirini … hayır çünkü kadın o hayat okyanusuna balıklama dalacak kadar kadındır.

Bir erkek tek sille ile bir kadını alaşağı edebilir bu sadece ebat ve kas gücüdür. Ama kıyaslanabilir mi bu güç her ay çekilen adet sancısı yada daha önemlisi doğum sancısısı na gösterilen direncin gücüyle.

Şayet güç ve cesaret erkekte olsaydı Tanrı bu kadar özel ve kutsal bir seremoni olan doğum için kadınları seçer miydi?

Kadınlar sizi seçer. Eğer bir kadın istemezse, tenine değmeniz ütopyadan öte bir imkansızlıkken, bir kadın sizi seçtiğinde tercih haklarınızı tıpta adı konmamış bir anesteziyle gözlerinizden söker alır. o teninizde orman yangınları başlatarak saçlarınızın köklerinden, DNA’nıza dek size sahip olur, ama idrak edebilmeniz vakit alır.


        Çünkü sizin orgazmınız birkaç dakikayla özetlenirken, kadının size sahip olma süreci aylara, hatta yıllara yayılır.

Kadınlar her ilişkiyle daha da zenginleşir ve çoğalırlar.Sizi emziren annenizin yerini gözlerinde, teninde en lezzetli günahları emziren kadınlar alır.Onlarla eşitlenmeye gayret ettikçe kan kaybedersiniz, ki bunu da çok severler.“Erkekler genelevi”ine ihtiyaçları yoktur kadınların , çünkü “Onlar” istediklerinde tüm erkekler “Geneldir”…Seçildiğinizde bunun tadına varıp teslim olmak yerine üzerinize düşen gölgeyi kabullenmezseniz, daha da kan kaybedersiniz.“Erkek adam” olma kompleksinizi ve egonuzu mat edip “kadın” gibi hissedebildiğiniz gün, belki bu kan duracak, belki…

YORUMLAR

06 Ekim 2013, 17.55

bu yazıda eğer kendin de o tetikçiliği görüyorsan başka örneğe de gerek yok aslında ....konu sadece yazıyı küçültmek değil , yaptığın yorumla saygısızlıkta da bulunmuşsun ,  küçük düşürme  adına güç gösterisinde bulunmuşsun  bilginle ...bilgini kendini üstün kılma adına kullanmışsın bu hoş değil. Aşağıda senden alıntı yine kendi yazında çıkan bir tartışmaya verdiğin cevabın bir kısmı var. Bu tartışmanın halbuki de da ki lerle ilgisi yokken….bu senin savunma mekanizman....birkaç yerde daha gördüm bu tavrını ama şu an ispat adına bütün yorumlarına bakamayacağım ..

özetle blog her zaman yaz… güzel yazıyorsun buna diyecek hiçbir şeyim yok,  anlatım dilin güzel  zevkle de okurum ...

Bir Adam yaratamamak yorumu:

Madem bu tür şahsi atışmalardan nemalanıyorsunuz, ben de size ayak uydurayım: "demekki diye bir kelime yok. Oradaki -ki ayrı yazılacak. Ayrıca çok basit bir ilkokul kuralı olan "dahi anlamındaki -de/-da ekleri yazılır". Hayır madem "yazı"ları ciddiye alıyorsunuz, yazıların çetelesini tutana kadar nasıl yazılması gerektiğini de öğrenin.

06 Ekim 2013, 18.00
Yazdıklarınız bir dönem için doğru olabilir ama günümüzde böyle olmadığını düşünüyorum..Artık her iki  cinsten de binlerce dansöz var ne yazık ki.:).Bu arada yazınızın iki kez onay aldığını görünce bende şaşırdım ama  bunun teknik bir problemden kaynaklandığını  düşündüm çünkü aylar önce bir üye  de  benim  yorumumu blog yapmıştı:) ve hemen fark edilip kaldırılmıştı.Böyle problemler tabi ki olabiliyor .Bunda  yancılık görmüyorum.Bir adam yaratamamak ile ilgili yazılanlar konusunda .. Çok bilgilendirici yazılar yazdığını düşünüyorum..Asla kişisel hırs öfke ya da aşağılayan bir tek yazısını görmedim  ..Bir konuda yanıt veriyorsa bu sadece bilgi vermek içindir..Bence   geri kalanı  o aşağılanma duygusunu  yaşayanların problemi .
06 Ekim 2013, 19.36
Anka1453 bir konuda yanıt veriyorsa demissiniz ...bir soru mu sorulmuş ki konu "de da ki " lere gelmiş? hı birde yanlış kullanımına gelmiş ,blogtaki yanlışlık ; kibar bir dille uslupla  evet bilgi amaçlı yazılmış oraya benim içim fesat   :) oysa ki herşey öğrenelim diye :)

06 Ekim 2013, 20.14
Hepimizin imla hatası, yanlışı, eksiği olabilir. KIZILMAVII' nin yazıyı yoruma açmasında ısrar etmiştim. Bundan pişman olmalı mıyım bilemiyorum... 

Blog ortamında yeni olmaktan dolayı bazı teknik detayları bilememek normaldir. KIZILMAVII' nin yazıyı paylaşırken gayr-i ciddi bir edayla yaklaştığını düşünmek niye? Bile bile niçin aynı yazı iki kez onaylansın? Yöneticilerin göz göre göre adaletsizlik yapabileceklerini düşünmek negatif bir bakış açısı ve huzursuz bir yaklaşım tarzı değil midir?

Bizler misafirperverlik, hoşgörü, yeni olana kucak açma, yol gösterme gibi geleneklere sahip bir toplumuz. Sert ve hesap sorucu bir üslup kullanmak ne yarar sağlar? Yazan kişiyi daha ilk yazısında yüreklendirmek yerine, yermek doğru mudur? 

Şikayetçi olmak yerine çözüm odaklı yaklaşımla bazı tespit ve çözümleri de belirtmek gerekir. Evet, blog onay sürecinde biraz sıkıntı var. Bazı yazılar çok az okunduktan sonra en altlara düşüyor. Aynı anda onaylanan birden fazla yazı olduğunda altta kalan yazının okunma şansı azalıyor. Bu nedenle gönderilen yazı, bir önceki onaylanan yazıdan üç saat sonra yayınlansın gibi bir öneri getirebilirim. Hatta çözüm adına, yazı ve yorumların onay sürecinde görev verilirse sorumluluk almaktan kaçınmam. 
06 Ekim 2013, 20.44
Olayın neden olduğu ortaya çıktı, şöyle özetleyelim, konu kapansın. Kızılmavi yazısını yazıyor, onaya gönderiyor. Yazı cebren tarafından değerlendirilip, onaylanıyor. Aradan 10-15 dk geçtikten sonra Kızılmavi fark ediyor ki, yazısı yoruma kapalı, hemen cebren'e koşuyor ve diyor ki; "Cebren, yazım yoruma kapalı, açar mısın?". Cebren'de diyor ki, bu işlemi sen yapmalısın, yazını yoruma açıp tekrar onaya göndermelisin (Ne kadar enteresan değil mi, üyelere uygulanan işlem ne ise genel op olan Kızılmavi'ye uygulanan da o).

Sonra, Kızıl bu işlemi tam olarak ne yapacağını bilmediğinden ve ilk defa blog yazdığından, blogunu nasıl yoruma açacağını bir türlü bulamıyor ve heralde yeniden yazıp göndermem gerekiyor diyerek, aynı yazıyı tekrardan copy+paste yapıp, onaya gönderiyor. Cebren'de blog onaylarına baktığında, aynı yazıyı görüyor ve biraz evvel onay verdiği yazının yoruma açık olarak gönderildiğini zannedip, onaylıyor ve yazı yayınlanmaya başlıyor.

Kısacası, Kızılmavi yayındaki bir blogu nasıl yoruma açık hale getireceğini bilmediğinden hatalı bir işlem yapıyor, cebren'de onayda bekleyen yazıyı, 10 dk önce onayladığı yazı zannediyor (blog onaylarken o yazının tekrardan mı onaya geldiği, yoksa sıfırdan mı onaya geldiği bilgisi gözükmüyor). Yani olayın, benim anlattığım teknik problemle bir alakası olmadığı gibi, komplo teorileri geliştiren arkadaşların düşüncesiyle de alakası yokmuş, anlaşıldığı üzere.

Bu olaylardan çıkaracağımız sonuçlar;
- Ortada kimsenin hatası olmamasına rağmen, boşu boşuna bir özür beklenmemesi gerektiği (farklı konularda hatalı olduğumuz durumlarda, özürümüzü hiç bir zaman sakınmadık).
- Birisi sırf genel op diye, vay ona kıyak geçiliyor diye, olayı bilmeden ortalığı ayağa kaldırmamız gerektiği
- Hiç bir ayrıntı bilmeden, ciddiyetsizlik, haksızlık, adaletsizlik vs diye atıp tutmamak gerektiğidir.


BirAdamYaratamak'a da kısa bir  cevap verip, blogun sahibi olan arkadaşa daha fazla saygısızlık yapmak istemiyorum, yazısıyla alakasız konuyla burayı işgal edip, başka da bir cevap vs vermeyeceğim, kimseye. Yazı geç onaylandıysa veya onaylanmadıysa, sizin yazınızdan sonra başkaları da yazı yazıp onay sırasında bekliyorsa, yazı çok geç onaylanıyor diye, öne geçmek için, ilk üçte yer almak için mevcut yazıyı silip, tekrardan onaya göndermek, sizden sonra yazılarını gönderen insanların hakkını gasp etmektir, bunun başka hiç bir açıklaması olamaz.

Ve son hatırlatma, önceki yorumumda teklif ettiğim blog ve yorumların onayıyla ilgili görev almak bu konuyu tecrübe etmek isteyen üyelerimizi dört gözle bekliyorum, lütfen gelin, görev alın, işleyişi görün ve kısa bir süre sorumluluğu siz alın. Empati için buna ciddi şekilde ihtiyacımız var.
06 Ekim 2013, 22.00
Doktorun  bir eleştiride ''hadi bakalım o zaman  bir ameliyatı da siz yapın'' ya da bir avukatın'' bir davaya da siz girin de görün '' demesi gibi olmuş bu..İşinizin zorluğunu biliyor ve taktir ediyoruz..Ama siz bir işi  yapıyorsanız ,bunun zorluklarını  bizim anlamamız için  birilerinin 'evet ya ben denedim çok zormuş bu iş''demelerine ihtiyacımız yok inanın.Bunun farkındayız ama eleştiriler tabi ki olacak.
06 Ekim 2013, 23.04
Evet, Doğduğumuz andan itibaren bir kod ile dünyaya gözlerimizi açıyoruz.. Kadın veya Erkeğiz... Ve başlıyor daha bebekken şartlanmalarımız . Erkeksen mavi renkte seçilmiş tulumlarla zıbınlarla aksesuarlarla.. kadınsan pembe.. Daha ilk anlarımızdan itibaren, daha önceden bu konuda deneyimli olan kadın ve erkekler tarafından yetiştiriliyor büyüyoruz.. Erkek '' görelerine '' göre farklı , kadın '' görelerine '' göre daha farklı şartlanmalar ile yoğuruluyor hamurumuz.. Ve yetişkin dediğimiz çağlarımıza geliyoruz.. Adam gibi adam , kadın gibi kadın diyoruz bunun adına da.. Bir de buna sosyal şartlanmaları da eklersek, iyice sahipleniyoruz bu durumu.. Bu konuyla alakalı olarak yazacak çizecek çok fikrim var ama yeri değil burası ve ben şahsen bu durumun yani kadın erkek ayrımının tamamen yanlış olduğu kanaatindeyim.. Bu bizim biyolojik bir beden içerisinde, varolduğumuz bu boyutta; Sonsuz , cinsiyetsiz ve akıl-ala akıl şuurumuzu kısıtlamaktan başka bir şey değildir. Kadın veya erkek ayırımı , halen şuursal anlamda ne kadar mükemmel bir varlık olduğumuzun idrakına hakkıyla ( ya da şimdilik ) varamamış kişilerdir.. Bunun ortası yoktur.. İşe yarayacak bir sonucu da... biri der ki ; gel benim penceremden bak,.. sen odunsun anlamazsın benden bak dünyaya.. Diğeri de der ki; Sen çok duygusal bakıyorsun , gel bir de benim penceremden bak ..sana hakikati ben göstereyim.. hiç akla gelmez ama '' ben ''i kaldırmak aradan.. Ben de diyorum ki ikisine ; Gelin herşeyin ötesinde , asıl görülmesi gereken.. Kiminde saklı , kiminde henüz gonca , kiminde açmış güle.. Gelin yaradılan en üstün varlığa bakalım.. İnsana bakalım.
06 Ekim 2013, 23.22
      Vaş vaş vaş neler yazmışsınız :) Aslında blogere haksızlık olmuş. Hele hele hanımlar için yazılan bir yazıda bir hanıma yüklenmek kötü durmuş. Heves etmiş yazmış, millet buradan azbuz para kazanıyor; acıtasyon gibi görünse de ekmek parası derdinde. Ben bu bağlamda kendi ufak hissem için özür dilerim. Yazan arkadaştan cevap gelmemişte sessiz kalmış, cidden üzüldüm.

     Bilmiyorum diğer arkadaşların diyaloglarını ama ben burada yorum ya da yayınlanmayan blog için inanının hiç kimseye mesaj atmadım. İplenmesem de yorum yaparak lafımı vurdum ama oralı olmadılar. 
     Bu işi pek abartmaya gerek yok, inanının burası benim sitem olsa yöneticilerde dahil bir çoğunuzu banlardım ama değil işte. Top kiminse maçta onun kuralları geçerli olur arkadaşlar. Saygı göstermeseniz de saygılı gibi görünün, yoksa banlayabilirler. Daha ne diyeyim ben size ;)


     Ayrıca gmsnn demiş ki bu durumu etüt etmek isteyen zatı muhteremleri dört gözle bekliyorum. Merhum Atatürk'e 1930' lu yılların başında  Milletler Cemiyetine üye olun denmişti. Cevaben " Bize tekliflerini iletirler, şartlarını görüp; uygun olduğu kanısına varırsak katılabiliriz" demişti. Türkiye'nin balıklama atlamasını bekleyen cemiyetin meclisi şaşkınlığa uğrayarak Fransa ile davet göndermiş ve ülkemiz 2. dünya savaşı ile dağılan meclise üye olmuştu.

   Bunu neden mi anlattım ben küçükken haftada 5 vakit andımızı okurdum. Açtığı yolda gideceğime and içtim. Gmsnn bize davetini sunar, şartlarını uygun bulursak yaparız :)





07 Ekim 2013, 01.32
Ha yani şey diyosunuz gmsnn PARDON BİLMEDEN OLMUŞ.
Aslında PARDON fazla oldu sadece diyorsunuz ki bu karışıklık bilmeden olmuş kapatın konuyu.
Ortada bilinmeden yapılan bir hata var ama izanı olmayan düşüncesiz  kazan kaldıran ve bağcıyı döven sizsiniz demekten de çekinmedik diyorsunuz.
Nasıl ki blogger arkadaş yazıyı yoruma nasıl açacağını sormayı o anda düşünememişse ki olabilir doğaldır insanız. Bende nedenlerini merak ettiğim sorularımın bilinmeden yapılan bir hatadan ötürü olabileceğini düşünemedim PARDON.
Ortalığı ayağa kaldırmak yerine basit ve sade bir açıklamayla herkesi tatmin edeceğinizi sizlerinde düşünemediğiniz gibi.



07 Ekim 2013, 04.05
Yazı sahibi neden bir aciklama yapma geregi duymamis ve nazli gelin gibi davranmis... kendisi yerine yonetimdeki diğer arkadaşlar müdahale etmis ve konudan sapmalar olmus bazı bazı. Absürd. 

Yazi iki defa onay almis ikinci defa yayima yollandigi icin okudugum yorumlardan anladigim kadariyla. Ben de size gecerli nedenini anlatayim. Yazi sahibi gamyun'un iki sürümünü de kullanmis ve bu sebeple yazi ikilemis. Siyah puntoyu kullanmak(...) ya da denildigi üzre yoruma acmak icin birinden biri düzenlemeye alındı... iki ayri opun elinden gecen ayni yazilar da ikinci kez onay almis oldu... ayni teknik sorunla, tamamen kendi kurcalamam sonucu, karsilasan biri olarak art niyet görmüyorum burda.

Yazi icerigiyle ilgili yorum yapmayacagim; boylesi yazilar cidden gina getirdi... simdi okudugum diger yazilara yorum yazmaya gidiyorum, belki de yazmam; gozlerim hala yaniyor..şu fasistleri kac kez uyardik gazlari idareli kullanin :/ ..
07 Ekim 2013, 18.02

         Gayet üzücü durumlar bunlar. Siz yöneticiler ve biz blog yazarları ayrı taraflar mıyız? Orkide'nin sorusunu kendisiyle dalga geçerek yanıtlamak operatör olduğunuz için mi hak size? Söyledikleri doğru Orkide'nin. Eğer yazı düzeltiliyorsa ve tekrar onaya sunuluyorsa, aynı gün ve saat geçerli olarak yayınlanıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Zaten asıl mesele op yazısı olması, şu, bu değil. Bunu görebilmek gerekiyor. Eğer her şey düzgün gidiyor olsa, kimsenin dikkatini çekmez böyle bir durum...isterse op yazısı yirmi gün ilk sırada kalsın mesele değil. Sıkıntılarımız var blog yazarları olarak...bunu böyle bir yazının altında değil de, buna yönelik yazılan bir yönetici 
yazısının altında konuşmak isterdim.


         Gmsnn ben senin iyi niyetinden eminim. Bu şekilde Adam'la karşı karşıya gelmenize üzüldüm. İkinizi de severim yani...Yalnız şunu söylemeliyim. Adam burada yazan en sağlam kalemdir. Sırf benim görüşüm değil bu, bir yığın insan da benimle aynı görüşü paylaşıyordur eminim bundan. Ve onun yazısının yukarıda kalması gamyun blog portal için yararlıdır kanaatimce. Sözettiğin yazının içeriğiyle ilgili sıkıntı olabileceğini de biliyordu zaten. Onun tavrını tek bir yazı üzerinden genellemek "tepki, hırs" yüzünden diye nitelemek pek doğru bir yaklaşım olmadı diye düşünüyorum. 


         Mustang Sally veya Rune size de iki laf etmek gerek; güç ve bilgi gösterisi yapan insanlar sınıfına dahil ettiğiniz insanın bu tür şeylere ihtiyacı yok...bunu siz de biliyorsunuzdur gerçi... Yazı ile ilgili yorumunu hem konu, hem de teknik açıdan belirtmiş. Üstelik şunu da unutmamak gerek; onay mekanizmasında olan insanların biraz daha özenli olması gerek bu konularda....çünkü bizleri onaylayan onlar. Sonuç olarak oyun sitesi evet, çok iyi bir oyun sitesi operatörü olabilirler, ama blog portalda yetkili olmak başka özellikler de gerektiriyor. Diğer konularda da blog yazarı olmadığınız için yaşanan sıkıntılara uzaksınız...bu yüzden Orkide'ye hak vermemiş olmanızı buna bağlıyorum.


         Sonuç olarak tekrar üzüldüğümü belirterek bitirmek istiyorum. Benim de bu yaşanan sıkıntılar adına getireceğim önerilerim var. Bunları konuşabilmek için Gmsnn inşallah bir yazı yazarsın. Ben yöneticilerin işinin de çok zor olduğunu düşünüyorum. Ama empati yapmamız için gönüllü olmamız bu sorunları çözmede ne denli başarılı bir yoldur bunu bilemiyorum. Burda yaşanan sorunun özü onay mekanizmasındaki problemdir, blog yazarlarının yaptığını düşündügünüz şey de bu sistemin yetersizliğine bir tepkidir. Yani düzgün giden bir onay sisteminiz olsa hiçbir blog yazarı da başka yollara tevessül etmez sanıyorum veya gelip "niye operatör yazısı iki kere yayınlanıyor" diye sormaz. Karşılıklı iyi niyete davet ediyorum ben hem biz blog yazarlarını, hem siz operatörleri...ancak böyle çözebiliriz. 
07 Ekim 2013, 19.45
sayık kızılmavi,çok uzun zamandır bu kadar anlamlı ve tabiri yerindeyse cuk oturan bi makale okumamıştım,evrensel  bir sosyolog edasıyla yazıya döküp,dantel işler gibi ilmek ilmek konuyu irdelemişsiniz,usta bir ressamın fırça darbeleri gibi konuyu güzelleştirmişsiniz,,Yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyoruz,,slm ve dua ile
08 Ekim 2013, 22.00

Varoluşumuzun gerçekliğin kendi içinde  var olduğunun farkındalığını göremiyecek kadar  körlük bizler de ! armut dibine düşer armudun iyisini de ayılar yer  güç nelere  karşı nasıl kullanılıyor  bunu görmek anlamak gerekir. Güç denilen şey somut gerçekliğe uzanan bir eldir. Erkek budur. Kadın soyut olan; ama gerçekte nesline olan  eli uzatır. Soyut gibi görülse de somutlaşır gitgide. Kadın kuşak yaratma nesil oluşturma peşindedir. Erkek umursamaz  takılır;  bir aslan düşünün kendi neslini tüketen erkektir devamını sağlayan, savaşan dişidir.

Tüm varoluş ceninle başlar anayla devam eder. Kim ki  benim hayatımı  erkek kurdu diyebilme cesareti gösterebilir? Elbette hayatın müşterekliğini göz ardı edemeyiz; asıl olan şudur  oya gibi, dantel gibi dokuyuşlar o kadından gelir. Dişi hayvanlar yavrusunu yalayarak temizlik yapar.  Düşün ki hasta yatıyorsunuz  size en iyi bakan o kadınızdır;  ta ki altınızın pisliğine varıncaya dek;  o  ki size sadakatini bağlılığını böyle gösterirken biz  erkek olma sıfatları taşırken onu nasılda ezdiğimiz aklımıza gelince vicdanlar sorgulanır hale geliriz.

KıZıLM@Vi oldukça esnek dokunuşlara temas etmiş, görmek anlamak gerekir; duyumsanması gereken farklı bir bakışın an dokunuşlarının resmini çizmeye çalıştığı açıktır. Elbette eleştirel bakılabilir tanımlar yerinde olsa da katılımlarda gerekebilir. Herkesin olumlaması beklenemez elbette.

Ben yazılanın biraz daha açılması deşilmesi tarafındayım.

Teşekkür  ederim 

 

 

 

29 Ekim 2013, 07.35
Sevgili 29 Ekim herşey aslında okadar açık ve net ki Sayın KIZILMAVİ opum okadar güzel anlatmış ve noktayı koymuş bu yazıda bana göre ne yerilen erkek nede yüceltilen kadın varoluşun gerçeği biraz göze sokularak ortaya çıkartılmış :)) varolurken önce erkek yaratıldı kadında onu çekip çevirsin yalnızlığına eş olsun diye yaratıldı ama bu yaratılma nedeni yıllar geçtikçe unutuluyor kadının elleri öpülecek bir anne sevip koklanacak bir eş korunacak ve sahip olduğu için şükredecek bir kız çocuğu olduğu gerçeğini düşünen bir erkek zaten bu yazılandan çıkarması gerekeni çıkarır yazının sonunda belirmiş ya sayın opum  erkek olma egonuzu  bir kenara bırakıp hayatınızın vazgeçilmezi olan kadını anladığınızda herşey güzel olacak demiş anlamak anlayabilmek önemli olan bu değilmidir :))) bir anne ne ister başarılı bir oğul.. kadın onu seven sadık bir eş ....kızçocuğumuzda hayatı boyunca en çok güvendiği olan başı her dara düştüğünde kollarında huzur bulmak istediği bir baba :)) olay bu işte....!!! KIZILMAVİ opum bunu gayet açık ve net anlatmış biz kadınları anlayın bizler sizin yalnızlığınıza eş olmak için yaratıldık hor kullanırsanız bizleri kaybeden ler sizlersiniz bizimle beraber .............
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın