gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Aslında Biraz Polyannacılık

22 Aralık 2014, 06.08
A- A+


    Dünya ne garip yer böyle. Küçük bir bebek olarak başlıyorsun herşeye. Emeklemek ne de zor geliyor. Emeklemeyi öğrenince Yürümeyi hedefliyoruz. Elde ettikten sonra bebek bezlerinden kurtulmaya, sonrasında yalnız, desteksiz yemek yiyebilmeye ve büyükler gibi konuşmaya çalışıyoruz.

Derken okul çağı geliveriyor. Kullanılan ilk kalem/silgi. Takılan ilk sırt çantası. Yapılan yaramazlıklar ve öğretmenden işitilen ilk azar. Ders anlatılırken sıra arkadaşlarımızla kendi aramızda konuşmamız çiğnediğimiz en büyük kuraldı değil mi o zamanlar.. Ve yine en büyük cezamız tahtanın önünde tek ayak üzerinde beklemek..

Yaşı ilerledikçe hırsları ve arzuları çoğalıyor insanoğlunun. Bir hedef ötekini kovalıyor ve biz hiçbir zaman tatmin olamıyoruz. Yeterli gelmiyor elde edilenler. Hangi kazanç ardından bakakaldığımız kaybımızın üzerini örtebildi ki.. Verdiğimiz kayıplarla artan hırslarımız, kazançlarımızı görmemize engel oldu her zaman. Nankördür insanoğlu, nankör ve doyumsuz..

Beş altı sene sonra şimdiki tasalarımız da dersi dinlemediğimiz için tahtada tek ayak üzerinde beklemek gibi basit görünür mü gözümüze acaba..? Güler miyiz anımsadıkça, şimdilerde gözyaşlarımıza sebep olanlara..

Bir andır ölüm. Alamadığın nefesi, ruhun bedeninden çekildikten sonra kazanamazsın insanoğlu! Her anın kıymetini bil. Doludizgin yaşa. Hayatı dolu dolu yaşa. Bir ana bin tebessüm sığdır. Hayatı dolu dolu yaşamak demek illa tatil yapmak mıdır lüks otellerde? Dünya turuna çıkmak mıdır? Kendini gökdelenin  zirvesinden boşluğa bırakıp paraşüt açınca dünyanın en mutlu ya da en dolu insanı olmuyorsun.. Uçurumun tepesinde; risk alıp break dans yapınca da olmuyorsun.. Hayatı dolu dolu yaşamak nedir diye sorduğum soruya gelen yanıtlardan birkaç tanesi bunlar.. Ama bana göre bu maddelerin hiçbiri değil. Hayatı dolu dolu yaşamak demek çokça gülmek, gülümsemek ve gülümsetebilmektir bence. Çevrendeki hasetle kontrolünü kaybetmiş amaçsızları keyfinle kıskandır mesela. Ayağını kaydırmak isteyen her insan sana böylelikle özensin. Sana her kuyruk takan, yalan yanlış acımasızca iftira atan, kırıcı damgalar yapıştıran her çürük kalpliyi kahret böylelikle. Senin iyimserliğinden gelen vurdumduymazlığın ömrüne ömür katar. Hırslarına yenik düşme, düşme ki kısalmasın ömrün. Genç yaşında düşmesin saçına aklar..

‘’Polyannacılık’’ Evet.. Bu bozuk düzeni en yaşanılası kılan olay. Hüzün hüznü çeker unutma. Şimdiden başla tebessüm etmeye. Bolca iyilik yap. Muhtaç gözlerin aradığı insan olmaktan öte mutluluk mu olur..?

Hem ne demiş üstad ‘’Ölüm gibi bir gerçeğin yanında hiçbirşey çok da ciddi değildir aslında..’’  Tüm bu yazdıklarım yaşam felsefem mi ? ((: Korkarım değil.. Ben de ağlamaktan harap olan gözlerimi aynada gördükten sonra geldim kendime.. Yani an itibari ile yaşam felsefemi değiştirmiş bulunuyorum. İyilik kazanmaz demeyeceğim bundan sonra. Zira her evliya iyiliğini ve doğruluğunu ciddi bir sabır ve sükunetten sonra kanıtlamıştır.

Kız kardeşimle paylaşmak üzere yazdığım iki cümle oldu paragraf paragraf kompozisyon.. Ve tabi sonra uzun zamandır blog yazmadığım geldi aklıma. Yağmur ve piyano sesi de birleşince gecemle daldım gittim hülyalara hızımı alamadım işte (:

Her neyse rumuzumu da yakın zamanda değiştirip Sevgi Pıtırcığı Polyanna yapsam iyi olacak. Tabi evvela güvenlik kodu sorunsalını aşmak lazım:p Ah şu ultra balık hafızam yok mu(!) Birgün bu mevzuyu da masaya yatırıp, uzun uzun döktürsem iyi olacak..

Sağlıcakla kalın a dostlar .))

YORUMLAR

22 Aralık 2014, 10.15
Akışı güzel, hoş bir yazı olmuş, bir çırpıda okuyuverdim. 
Herkesin harcı değil "polyannacı" olabilmek. Olabilene ne mutlu... Ben kinciyim mesela. Yapılanları unutamıyorum. Bu alışkanlığım değil, yapım. O sebeple değiştiremiyorum. Yine de örselemeye çalışıyorum. Görmezden gelebilmeye çalışmak gibi örneğin.... 
Şuna da katılıyorum; çevremizde bulunan ve bizi de cenderesinden geçirmiş, kalbinizin en iyi köşesiyle dileyebileceğimiz, en zararsız "benden uzak olsun" ve "Allah'a havale ettim" beddualarıyla tescillediğimiz, -bize göre- "kötü" statüsündeki insanlara verilecek en keskin cevap, her şeye rağmen mutlu olduğumuzu, dimdik ayakta durduğumuzu ve kendilerini umursamadığımızı göstermek olacaktır. 

22 Aralık 2014, 11.33

Fikrimce Polyannacılık kötü bir davranış biçimi değildir yalnız burada bir savunma mekanizması söz konusudur, kişi her olayın iyi tarafını görmeye çalışarak üzücü olayları bastırmaya çalışır ve bunun aşırısı kişinin ruh sağlığını etkileyebilir.

İyimser olan bir insan aynı zamanda Polyannacılık davranışı içerisine de girer olayların iyi tarafını görür ama pembe gözlükle değil gerçekçi gözlerle görür. Yani iyimserliğin içinde Polyannacılık vardır ama sırf polyannacılık oyunu oynamak gerçek bir iyimserlik davranışı değildir.

Aralarındaki en önemli fark iyimser olan kişi kötü olayların farkındadır ve bu olaylara olan üzüntüsünü gizlemez, üzülür ama durumu inceleyip çözüme kavuşturmaya çalışır, engellerden kaçmak yerine onları aşmaya çalışır. Değiştiremeyecekleri durumları ise Polyanna gibi kabullenir ama olayın verdiği acının üstesinden gelebilme gücünü kendilerinde bulurlar.

Gelin şimdi, iyimser olan insanların davranışlarını inceleyelim ve bunun sonucunda ise iyimser olmanın gücünü hep birlikte anlamış olacağız. Uzmanlara göre iyimser olan insanların davranışları şöyledir:

Gerçekçidirler: İyimser, hayatı güllük gülistanlık olarak görmez, ona göre de hayat tozpembe değildir.  Sorunların, zorlukların farkındadır. Fakat zorluklar karşısında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Zorlukları üstesinden gelinmesi gereken bir fırsat olarak görür. Ahlanıp vahlanmak yerine sorunlar karşısında çözüm aramayı tercih eder. Çözüme giden birçok yolun olduğu bilir ve çıkış yollarından en iyisini bulmaya çalışır, o yol olmazsa diğer yolları dener.

22 Aralık 2014, 21.06
Pa_Nur okuyup, beğendiğiniz için teşekkür ederim. Destekleyici yorumunuz sevindirdi beni .) 


ahu_71 Elbette ki içten gelen hüznü bastırmak kolay değildir ve dediğiniz gibi birçok hastalığa da sebep olabilmektedir. Ancak insanın bahsettiğiniz gibi bir doğası varsa Polyannacılık oynaması gerekir zaten. Realizme gelince artık öylesine korkunç bir devirde yaşıyoruz ki ne tarafa baksak hüzün, ne tarafa baksak trajedi. Bence böyle bir zamanda yine en iyisi her ne kadar kandırmaca da olsa yine Polyannacılık oynamaktır. Katılımınız ve yorumunuz için teşekkür ederim .) 
22 Aralık 2014, 23.22
Ben teşekkür ederim:)emeğinize sağlık...hepimizde vardır biraz polyannacılık:)
23 Aralık 2014, 20.06
Çok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın