gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Seni Sulu Götürür Aşkla Getiririm.

03 Temmuz 2015, 01.28
A- A+

 

 

SENİ SULU GÖTÜRÜR AŞKLA GETİRİRİM.

            Oldum olası kadere inanmışımdır, aslında ben biraz da kaderciyimdir. Ancak bu değildir ki “ben oturup bekleyeyim kaderimde ne varsa olur” boyun bükerek olacakları beklemek. Önceden tedbirini alacaksın, yapılması gerekenleri yapacaksın, olmuyorsa sonrasını kadere bağlayacaksın. Bir folklor yarışmasına seçilen kişiler arasındaydık senle ben, ilk görüşte içim ısınmıştı sana. Oyun esnasında (Koreografi gereği) bir bayan – bir erkek sık sık yan yana gelir bir birlerini elini tutar halaya o şekilde devam edilirdi. Folklor bir ekip işidir, ekip başı em önde, ekip sonuncusu en sonda oynardı. Ekibin dizilişi, ya kısa boydan, uzun boya doğru – uzun boydan kısa boya doğru, veya çatı şeklinde, ortadaki uzun, sağ ve sol tarafı kısa boylulardan oluşurdu. Ben ekip başı olarak oynuyordum. Bu nedenle ekip şefi (Hocamız) ile aramız iyi olduğu için senin boyunu da düşünerek, senle beni bir araya getirecek şekilde formül üretmiş, hocamıza da bunu kabul ettirmiştim.

            Tüm oyunlarda kural şu dur, önce en kolay oyundan başlanır, en zor oyun en sonunda öğretilirdi. Bizde “Deliloy” ile ilk kursumuza başlamıştık. Oyun gereği serçe parmaklarınız bir birine kenetlendiğinde, aklım o parmağımda kalıyor bazen ritimleri kaçırmıyor da değildim. Nede olsa yeni yeni öğrendiğimiz için bu ritim kaçırmalar hepimiz tarafından sık sık yapılıyordu. Ekibimiz kalabalık bir ekipti, kolay değil ülkemizi dış devletlerde temsil etme görevi bizlere verilmişti. Bu nedenle işimizi hayli ciddi tutuyor, yaptığımız hareketlerin daha ince ve daha esnek olmasına çaba gösteriyorduk. Bu yarışma için aylarca çalıştık, zaten sergileyeceğimiz oyunda oynanacak olan beş oyun vardı, tüm halayların ortak özelliği sekizli sekmedir, sekizli sekmeyi yapabilen bir kişi tüm oyunların yüzde ellisini öğrenmiş demekti. Biraz zorlansak ta birkaç gün içinde o sekizli sekmeyi öğrenmiştik.

            Oyun esnasında el tutuşlarımız zamanla bir birimize olan ilgimizi gün yüzüne çıkarmış, artık bir birimizi sevdiğimizin farkına varmıştık. Nedense bunu bir türlü dile getirememiş, açılamamıştık bir birimize. Yarışma günü gelmiş çatmıştı, birkaç gün öncesinden yarışma yapılacak olan ülkeye gitmek için hava limanında toplanmıştık, Ailelerimiz bizi yalnız bırakmamış Aprona (Havaalanlarında uçakların park pozisyonlarını aldıkları, yakıt aldıkları ve uçaklara yüklemenin yapıldığı alanlardır. “ yakın yere kadar gelmişlerdi. Pasaport kontrolüne girdiğimiz zaman, senin gözlerinden yaşlar aktığını görmüş sana destek olmak amacıyla yanına geldiğimde kafanı göğsüme dayayarak hüngür hüngür ağladığını görmüştüm. Hepimizin ailesiyle ilk ayrılığıydı bu “ sanırım seni biraz da uçak fobin vardı” bu nedenle ayrılık seni hayli etkilemişti.

            Yarışma anımız gelmişti, ilk girişimizi Elazığ yöresinin “Çayda çıra” isimli oyunu ile giriş yapacak, Adıyaman, Diyarbakır ve Bitlis oyunları sonunda tamamlayacaktık. Büyük bir heyecanla girdik salona yüreğim pır pır ediyordu, ilk defa avuçlarımızın terlediğini o an hissetmiştim. Çok güzel ve kusursuz bir oyun sergilemiştik, gurbetçi vatandaşlarımızım açmış oldukları Ay yıldızlı bayrağımız bizi çok daha motive etmiş ve sonunda o yarışmayı biz kazanmıştık. Birincinin anons edildiğinde sen koşarak boynuma atlamış bir birimizi öperek kutlamış ve ilk defa o anda bir birimize “ seni seviyorum” demiştik. Artık sende uçak fobisi de kalmamıştı. Sulu gözlerle ayrılmış olduğun o havalimanına seni aşkla geri getirmiştim. 25.06.2015 (S.G.Buğrabey)  

YORUMLAR

03 Temmuz 2015, 11.23

Ve yine yeniden gerçekten çok güzel bir yazı.. Bunları gerçekten yürekten yazdığınızı daha iyi biliyorum artık. Hepsi birbirinden güzel yazılarınızın devamının gelmesi dileğiyle emeğinize ve yüreğinize sağlık diyorum....Selam ve dua ile....

07 Temmuz 2015, 11.49
yaa öylemismile Resmi  sulu götürüp susuz gelmeyi sevmemde
08 Temmuz 2015, 13.02
sıkıcı buldum daha duygusal yazmalıydınız ilk heyacanınızı bence
08 Temmuz 2015, 18.13

Öncelikle anınız için teşekkürler, hoşmuş. Ve tebrikler yarışmayı da kazanmışınız, onca heyecana rağmen.

Sizden farklı bir açıdan gelen bir blog yazısı olmuş bu sefer.. Affınıza sığınarak; çok beğendim harika olmuş diyemeyeceğim, genelde sizden çok romantizm ve duygusallık kokan cümleler beklediğimizden, bu seferki oldukça yalın olmuş.

Belki de ben anlayamadım verdiğiniz mesajı, ya da bilmiyorum. Genellikle iğneyi kendine batıran tiplerdenim ama bu yazı kalbime pek hitap etmedi. Biliyorum, bizim kalplerimiz için değil, kendiniz için yazıyorsunuz çoğu zaman ama maalesef bu yazınızda, diğerlerinden etkilendiğim kadar etkilendim diyemeyeceğim.

Sulu götürüp aşkla getirdiğinizden şüphem yok ama ifade çok ''boş kalmış'' orada verilen mesajınızda, tam olarak parmak basılamayan bir eksiklik seziyorum. Sanki, kifayetsiz kalan bir anlatım eksikliği gibi bir şey.. Kırık dökük Türkçem ile ben ne kadar neyi ifade edebiliyorum bilmiyorum, ama kesinlikle bunu tarafımdan küstahlık ya da terbiyesizlik olarak algılamayınız lütfen, Buğrabey.

Sadece bu seferlik kalbim yetersiz buldu yazıyı, ama lütfen devam ediniz. 

Biz başka yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.


Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın