gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Şans Adam -11-

18 Aralık 2015, 00.11
A- A+

11.

Gitmekle-kalmanın arası;  Zarım,

Yine mi sıkıştım, yine mi darım,

Keyif varsa işte orda ben varım,

“Kayseri’li zerhoş Osmani’yim ben!” (3)

 

 

Daha birinci bira yapmıştı yapacağını nedense her bira içenin başına gelen kaçınılmaz son bana hep böyle erken geliyordu, zaten köprüye yakın oturduğum için, gelmeyeceğini-gelse de bir şey demeyeceğini iyi bilsem de; Polisten tedirgindim!

 

İskelenin öteki tarafına doğru yürüdüm kocaman WC yazmasına rağmen asma kilit vurulu (atm’lerin yanındaki) tuvalete bir daha baktım nefretle!

 

Bu ihtiyacı halletmeye lokantaya giremez bir sürü muhabbeti tekrardan çekemezdim ! Yüz metre ötedeki büyücek çöp kutularını deşeleyen kedilerden utana – utana arka tarafta, denizin sodyum klorürünü  artırmadan hallettim!

 

* * *

Vefa Baba kızacak (Vefa ZAT Aydın BOYSAN’dan sonraki en büyük rakı eksperi duayeni) hatta darılacaktı yaptığım aymazlığa, oraya kadar gidip zar istemedi diye ona varmamak ayıptı benim için, ne kadarına inandırabilecektim bu şans serüvenini zarla yönlendirdiğimin!

 

Hele kızlarım (yeğenlerim) ne diyecekti Aslı tarih öğretmenliğinin verdiği gevezelikle benimle yapacağı tartışmalardan mahrum kalacaktı ama o cadı Emine pervasızlığının nedenini sormamdan kurtulmasına memnun olacaktı! İstanbul’dan koparmalıyım  diye  düşündüm yeğenlerimin kız başlarına orada yaşamaları beni endişelendiriyor, Aslı’ya rağmen bu uçarı Emiş canımı yakıyordu! En kısa zamanda varmalıydım yanlarına; Diğer seferde!

 

Beyoğlu’nda bile tek başına dolaşıp rakı içebilecek kadar delikanlı İrem (İzini yitirdiğim sanal arkadaşım, davetlerini hep geçiştirmiştim nedense) ne yapardı beni görse, Osman’lığı kadar “Osman-i liğine de değer verdiği bu adamın hakikaten bu denli dağılgan oluşu zarla yol buluşu garip gelirdi her halde!

 

Melek Ablam (beni sürekli İstanbul’a kahvaltıya davet eden sanal şair dostum) benim yıllardır kahvaltı yapmadığımı, alkol uyanışlarında kahvaltıya saat  12 – 13’lere kadar katlanamayacağımı nerden bilsindi ki!

 

Vardığım saatlere kalır mıydı bilmem ama Burcu’nun (Nevizade de yeni meyhane açan Büyük Keyif Sitesi editörü)  mekanı / meyhanesi buralarda mıydı? 

 

Zarı bir kez daha atmaya karar verdim isteklerine karşı koyamazdım ama yeni şıklar yükleyebilirdim elbette!

 

1-2-3 gelirse : Gün ortası Müf’ü arayacaktım, (Müfide İNSELEL)

4-5-6 gelirse : O aramadıkça aramayacaktım,

 

Sallayıp attığım zar bankın aradaki boşluğundan düşmüş ayağının karanlık kısmına yuvarlanmıştı ne geldiyse kabulümdü, düşmeye niyetlenen gözlüğümü tutup baktım!

 

5’gelmişti…

 

Belki de canım Müf.’ümü işlerinin arasında benimle uğraşmaktan kurtaracaktım!

 

* * *

 

“Ateşin var mı?” diyen ses düşüncelerimi böldü !

 

Halen avucumda duran kocaman zara bakışları tedirgindi, elbette ki vücut ateşim değildi sorduğu ! Her sigara içenin aymazlığı gibi elinde tuttuğu parliamente 7,5.-lira vermiş 100.-kuruş verip bir kibrit almamıştı!

 

Yan taraftaki banka kızlı erkekli arkadaşlarından beşinin sığdığını gördüm, saliseler arasında diğerleri neyse de incecik gömlekli iki delikanlının ve mini etekli bir kızın üşümeden nasıl oturabildiklerine hayret ettim, yanlarında görünen bir poşet dolusu teneke birayı sigarasız açmak istemiyor gibiydiler!

 

Kendimi toplayıp üşümüş – ıslak bir sesle !

“Yok be koçum bulursanız…”  kısa bir an duraksayıp:

“B-bulursanız bana doğru üfürmeyin olur mu?!” deyi vermiştim!

 

Deliye bakar gibi bakışları beni enterese etmiyordu bu yaşta sigara içen bu man kafalara iyi davranma zorunluluğum olamazdı!

 

Huzursuz oldular kızın birinin “No’ldu?” diye soruşunu geçiştiren delikanlı  arkadaşlarını toparlayıp ta ilerilerdeki banklara doğru sürükledi!

 

* * *

Bacaklarıma sürtünen kediyi okşamak istedim, “Nerde yıkayacağım!” kaygısıyla uzattığım elimi geri çektim, onun da zaten dokundurmaya niyeti yoktu!

 

Kocaman bir yudum daha aldım ikinci biradan, boşalan bira şişesiyle biraz uzaktaki çöp kutusuna basket atıp gençleri iyice tedirgin etmek olmazdı ! Şişeleri toplayıp satanlar bulsun diye bankın altına, arka tarafa nazikçe bıraktım, hiç sevmiyordum birayı cilası da zulüm boyası da zulümdü yahu!

 

Zarı bir daha salladım yavaş attığımdan bankın üstünden düşmedi bu kez!

 

1-2-3 gelirse: Bir otel bulacak akşama dek uyuyacak, bu günlük de kalacaktım,

4 gelirse : Hava biraz daha aydınlanınca Beşiktaş’a kızlarımın yanına varacaktım,

5 gelirse : Saat 8’deki Güney Ekspresiyle,

6 gelirse : Bir şekilde otobüsle, Kayseri’ye dönecektim…

*((7 gelirse : B0RNOVA’yı dövecektim (!!)))*

 

Yine 5 geldi..

 

 

 

***********

 

Not 1: 150 kitap sayfalı bir romandı fasılalarını okuduğunuz hatıramı, mümkün olduğunca kısa tutup paylaştım !

 

Not 2 : (1), (2), (3) Şiirlerin şahı olarak gördüğüm; O Ulvi Üstad’ın bana en Ulvi gelen şiirinden adapte edilmiştir. Şiirin adını, Üstad’ın adını yazmamı (bilemeyecekmişsiniz gibi) düşünmüyorsunuz değil mi (?!)

 

 “ "Gönlümü çekse de yârin hayali    

      Aşmaya kudretim yetmez cibali    

      Yolcuyum bir kuru yaprak misali    

      Rüzgârın önüne katılmışım ben"   

 

"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan    

      Baba ocağından yar kucağından    

      Bir çiçek dermeden sevgi bağından    

      Huduttan hududa atılmışım ben"    

   

    "Garibim namıma Kerem diyorlar    

      Aslı'mı el almış haram diyorlar    

      Hastayım derdime verem diyorlar    

      Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben" 

 

 

YORUMLAR

18 Aralık 2015, 18.41
emegine saglık şiiri hep faruk nafız çamlıbel in sanırdım.Emegine sağlık.
18 Aralık 2015, 19.33
Gitmekle-kalmanın arası; Zarım,
Yine mi sıkıştım, yine mi darım,
Keyif varsa işte orda ben varım,
“Kayseri’li zerhoş Osmani’yim ben!” 
25 Aralık 2015, 09.02
Bi an 7 gelmesini ne çok istedim:))...keyif veren bir yazı tebrikler
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın