Gizli Aşkın Dijital Dünyası...
06 Mayıs 2025, 00.52 A- A+
Tahir, yıllardır düzenli bir hayat sürüyordu. İşinden eve döner, akşamları ailesiyle vakit geçirir, hafta sonları arkadaşlarıyla buluşurdu. Hayatının eksiksiz olduğunu düşünürdü, ta ki Zühre ile karşılaşana kadar.
Bu karşılaşma ne bir parkta ne de bir kafede olmuştu—bir sosyal platformun soğuk ekranları arasında, tesadüf denemeyecek kadar belirgin bir uyumla. Önce birkaç mesaj, sonra uzun sohbetler… İkisi de birbirlerinin cümlelerinde kendilerini buluyordu. Dünya içinde sıkışmış hissettikleri boşlukları tamamlayan kelimeler, ekranın ötesinden geliyordu.
"Eğer başka koşullarda tanışsaydık…" Bu cümle, konuşmalarında sıkça geçen bir kırılma noktasıydı. Eğer dünya, böyle bir bağın doğmasına izin veren bir yer olsaydı, belki farklı olurdu her şey. Ama Tahir evliydi, Zühre'de.
Ve yine de her gün birbirlerine döndüler. Gizliliğin içinde büyüyen duygular, yasak olmanın verdiği çekicilikle daha da yoğunlaştı. Zühre, "Sana ne anlatmak istesem, sanki çoktan biliyorsun" diyordu. Tahir ise onun cümlelerinin sonunu, bazen daha Zühre tamamlamadan tahmin edebiliyordu. Öylesine bir tamamlayıcılıktı ki bu, gerçek hayatta bir araya gelmemiş olmalarına rağmen ruhlarının çoktan tanıştığını hissediyorlardı.
Ama bu bağın bir sonu olmalıydı. Bir gün, Zühre sadece "Ne olacak Tahir?" diye sordu. Tahir uzun bir süre mesaj yazmadı. Sonra sadece bir cümle geldi: "Bilmiyorum, ama olması gerekeni yapmalıyız."
Ve bazen, en yoğun duyguların yaşandığı yer, karşılıklı bir vedanın sessizliği olur. Tahir İle Zühre, birbirlerini asla unutmayacaklarını bilerek, ekrandan gelen ışığın yavaşça sönmesine izin verdiler. Belki de karanlıkta ki başlangıçtı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir