gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Afyon bitkisinin etkisi...

10 Mayıs 2025, 21.17
A- A+

Bir zamanlar ellerinin sıcaklığında saklanırdı huzurum. Parmakların parmaklarıma değdiğini hissettiğimde dünya dururken nefesim düzensizleşirdi, kalbim çılgın bir ritme bürünürdü. Şimdi, o ritim bozuldu. O eller artık uzak, o sıcaklık benden uzak diyarlarda. Yavaşça kaybolan bir anı gibi süzülüyor aklımdan her şey. Güvenle yaslandığın omzumda ağırlığın artık yok, yerine derin bir boşluk bırakmış. Konuşmadan anlaştığımız o zamanlar, gözlerinin içindeki dünyaya dalıp kaybolduğum anlar… Bunların hepsi şimdi, zamanın acımasız pençesinde solmaya yüz tutmuş.

Geçmişi düşünmemeye çalıştıkça daha fazla sarıyor beni. Sözlerin hâlâ yankılanıyor zihnimde, belki anlamını çoktan kaybetmiş, belki içten söylenmemişti. Ama biliyorum, bazı kelimeler suskunluk kadar soğuktur, bazıları ise kalbin en derin yerlerine işleyip orada kalır. "Artık sevmiyorum" dediğin anı hatırlıyorum, gözlerinin içindeki kırılganlıkla. Belki doğruyu söylemedin, belki kendini bile kandırıyordun. Ama gerçek ne olursa olsun, içimde bir zamanlar açan çiçeğin kökleri hâlâ canlı. Sadece bir bakışın, bir anlığına dönüp yüzüme bakman yetiyor. O an, bütün dünya benden uzaklaşıyor, ben senin geçmişindeki bir hayal oluyorum.

Geceler artık uzuyor, sessizlik daha boğucu. Rüzgâr eski anılarla dolu, içimden geçip gidiyor, beraberinde geçmişimizi sürüklüyor. Sensizliğin bıraktığı izler kaybolmuyor, caddelerde yankılanıyor, duvarlara siniyor. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir dünyada, hatıraların gölgeleri arasında kayboluyorum. Belki zaman iyileştirir derler, belki alışmak diye bir şey vardır. Ama bazı eksiklikler alışılmaz, bazı yaralar hep açık kalır.

Ellerinin dokunuşunu hissedememek, içimde yankılanan fırtınalar gibi. Kimse İstanbul sokaklarında senin yerini dolduramaz, kimse senin gibi hissettiremez. Bir zamanlar huzur bulduğum omuzumdaki başın artık çok uzakta, ama hatıraları hâlâ yanı başımda. Zihnimde, gülüşünün sıcaklığını taşıyan anları saklıyorum. Sessizlik eksik kalan kelimeler, ağır bir yük gibi ruhuma işliyor. Ne kadar uğraşsam da, ne kadar geri dönmek istesem de, artık o günlere varmanın imkânı yok. Önce gerçekler solar, sonra masum hayatlar...

Ve yine buradayım, aynı hikâyenin içinde, aynı sessizliğin ağırlığında. Senin bıraktığın rüzgâr her gece gelip ruhuma dokunuyor. Bir zamanlar kelimelerle anlatamadığımız hisler, şimdi dilsiz bir boşlukta yankılanıyor. Gözlerimdeki ağırlık hafifler mi bilmiyorum, içimdeki eksiklik tamamlanır mı onu da bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey şu: bazı hikâyeler son bulmaz, bazı sorular hep cevapsız kalır.

Ve... Biliyorum ki, senin bıraktığın rüzgâr, her gece usulca dokunmaya devam edecek ruhuma.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış :( Yazık ama blog sahibi senin yorumunu bekliyor olabilir

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın