gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bir Nazını, Bir Seni Çok....

22 Temmuz 2015, 16.43
A- A+

            Bir kelebek gibiydin, göz kamaştıracak kadar güzel, o kadar narin ve bir o kadar ürkektin. İncinmeyesin diye sana dokunmaya kıyamıyordum. Kelebek gibi al aldın sen, gözlerin başka, saçların bir başka teninse bambaşkaydı tüm renkleri sende görmek mümkündü sanki. Gökkuşağı demeyeceğim sana, gök kuşağı yılda birkaç kez görünüyordu çünkü, oysa ben hep seni yüreğimde görmek istiyordum.

            Güzelliğin kelebek gibiydi ama ömrün uzun olsun isterdim, sen ol ki yanımda yediğim ekmeğimin tuzu olsun. Bir misafir değildin sen benim için, ev sahibiydin, yüreğim kabullenmişti seni, çabucak alışıvermişti sana, benimsemişti hali tavrını, belki sana kırmızı halılar sermemişti yüreğim ancak uğruna yerlere sermişti kendisini, her gelip geçişinde seni ağırlamak, seni üzerinde taşımak istiyordu. Hiç şikâyet etmedim senden, hiçbir nazını çok görmedim, naz yapmak yakışıyordu sana, biliyorum ki her nazın altında “sev beni” demelerin yatıyordu. Bende hep sevdim seni hem de çok sevdim. Sen benim güzelim, sen benim gönlümü çalanımdın.

            Gönül kuşumdun benim, ani çırpınışların, o yürek atışın, seni ele veriyordu, sende benim gibi tadımlık sevmemiştin, doyumluktu her dokunuşun,  memnundu bana bakan bakışın. Bir saray değildi yüreğim, sen gelince saraylaştı, pek masumdu yüreğim, senden sora seni seviyorum diyecek kadar haddini aştı. Bir delikanlı hali vardı onda, sendin ona bu hali tattıran sendin onu bir bakışınla utandıran. Mahcuptu yüreğim,  her önüne geleni sevmemişti, bundandır ki kimseye seni seviyorum dememişti, her bu kelimeyi kullandığımda hala yüzüm kızarır utanırım, nedense bu kelimenin her bitişinde ise umutlanırım. İnsanız çekilen acılar ve güzellikler gün gelince unutuluyor, bir seni unutmadı o masum yüreğim, çünkü hala yüreğimde ayak izin duruyor. 17.07.2015

YORUMLAR

28 Temmuz 2015, 00.06
 RЦИЄ,ben ne demişiiimm, siz ne?.. Tam bir politikacı ağzı sizinkisi.:) Mağduru oynamaya da girmişsiniz. Uzun uzun, parantezli falan da yazıyorum ki anlaşılsın. Gerçekten anlamadınız mı, anladınız da yan yollara mı geçtiniz, ben de bunu anlamadım.:) 
Benim, o mesajı yazmama neden olan şey, sizin "Üsluba karışırım" demeniz yüzünden. Karışamazsınız diyorum ben de, buna hakkınız yok, size, şahsınıza kullanılmamışsa eğer. Benim yoksa başka birinin üslubuyla (HECELİYORUM) der- dim yok. Daha net anlaşıldı mı?:)  "Hanım ağa" derken emirler vermişsiniz, "hoşuma gitmedi" demişsiniz.:)) Ooldu, bundan böyle yüksek "hoşunuz"dan icazet alsın yorum yapan arkadaşlar(!)
 Efendim, o öteki arkadaşa bunu yazmış da, bu ona aynı dilden yazmış ki anlasınmış da mış... Buna bizim atalar kaz çevirme falan gibi şeyler diyorlar.:) Adım gibi eminim ki, o ilk mesajı Cezbe değil de başka biri yazsaydı sesiniz çıkmazdı. Bir alıp veremediğiniz mi var nedir?.. 
Ben görüşümü yazdım, bu konuda Cezbe ile aynı düşünmüyorum ancak üslubu hakkında ahkam kesemem, muhatabı orada ve o da vermiş kendince yanıt, size ne oldu da ders vermeye koştunuz. 
Üslupmuş... Beni sadece yapılan haksızlık tekrar edip durursa tetikler. Ben burada haklı haksız mercii de değilim ki "objektif bak" falan diye bana derse gelmişsiniz.  Ben almayım, gıcık geliyor bana bu tür ders vermeye kalkmalardan. 
 Ancak etki-tepki meselesinde haklısınız da, etki eden kim, dürtüp kışkırtan kim, adres şaşırılmış.:) Etkileyen sizsiniz.  Burada da olayı kendinize yontmuşsunuz. Bodoslama o bloga dalıp sabır zorlayan siz değil misiniz bal gibi, bunu nasıl göremiyorsunuz? Bence görüyorsunuz da ah işte o çivi meselesi...
Evet arkadaşım, evet çok severim Cezbe'yi. Çünkü her zaman çizgisi aynı onun, her zaman açık sözlü ve son derece iyi bir insan ama benim koruma himaye amacım olamaz, onun da ne böyle bir isteği, ne de bu tip korunup kollanmaya gereksinimi var. Öyle bir şey son derece saygı duyduğum arkadaşımın kişiliğine saldırı olur bence.
Sizin eleştiriye asla tahammülünüz yok, hani "Canımı ye" demişsiniz ya kendi blogunuz altında, hakikaten canınız yenmiş gibi davranmışsınız orada da beğenmeyen arkadaşlara. Bunu bana da yapmıştınız. Üslup diyorsunuz, üslupsuzluğun alasını gördük  sizde maşallah(!)
Uzun lafın kısası, insanlara laf ederken önce dönüp bir kendiniz irdeleyin, "Ben şöyleyim, ben buyum" derken gerçekten öyle mi davranıyorsunuz? O objektif olma  dediğiniz durumu önce kendinizde arayın bence.

buğrabey'e Not: Canınızı sıkmayın siz, çok komik ama bu kez piyango sizin bloga vurdu, yapacak şey yok..:) Boş verin siz, bize bi'şey olmaz, zaten bizden bi'şey olmaz.:)
28 Temmuz 2015, 15.05
 "İtina ile yazdığına yazacağına pişman ettirilir." Blog sahibi rica etmiş yahu, eline silahını alıp bahçesine gireni kovalaması mı gerekiyor?  Cümlenin sonuna gülücük koyup şirinliğimizi takındığımız zaman da tamam; istediğimiz zaman avukatlık ya da suretlik yapabiliriz.
28 Temmuz 2015, 18.56
Duk45,ne kadar zoruna gitmiş o cümle öyle, ben ısrarla sana yanıt vermedikçe, sen ısrarla kullanıyorsun. Kaçıncı kıyıdan köşeden laf sokmaya çalışman bu? Al tepe tepe kullan.Şu portalda en komiğime giden şeylerden biri, insanların kendi dediklerini inkar edecek, dün ak dediğine bugün kara diyecek şekildeki eylem ve söylemlerini gözlemliyor olmak...Böyle gel-git akıllar haliyle insanda, o kişiye karşı güvensizlik oluşturuyor. Sen de benim gözlemlediğim kadarıyla bu akıllardan birisin bu nedenle ve en son bana yaptığın saygısızlıktan dolayı seninle mümkün olduğunca muhatap olmuyorum. Benden hoşlanmayabilirsin, eyvallah, ama birazcık kendinize saygınız olsun, bir parçacık...

Çelişki yumağısın. 
-Madem blog sahibi rica etmiş; haydi diyelim ben yazdım, e sen ne demeye eleştirdiğin şeyi yapıp, burada sırf bana laf saydırıp tartışmaya yol açacak biçimde yazıyorsun? Neden susamadın, neden eleştirdiğinin tersini yaptın?
-Şu, artık ilkokul muhabbetlerinde bile kalmayan zeka yoksunu "Sen onun avukatı mısın?" cümlesi kocaman insanlarda çok komik duruyor.( Kimse kimsenin avukatlığını yapamaz, kimse kimsenin korumasına muhtaç değil. Kişi kendi gibi görürmüş, çok doğru; sizde arkadaşlık ilişkileri bu biçimde; çıkar, fayda koşullu, himayeler, korumalar, kollamalar üzerine kurulu olabilir, bizde böyle işlemiyor.) Haydi bana avukat yakıştırması yapıp güya laf söylediğini sanıyorsun, şu senin yaptığın ne? buğrabey'in yerine geçiyorsun "Ya hu" lu mahulu? 
-Madem burası sana göre blog sahibinin "bahçesi" ve silahlanıp adam kovalayabilir, - öyle görüyorsun ya- az bekleyeydin be, az arası soğuyaydı bari.:)Bu yazdığın mesajın tarihi 28 Temmuz. Şu aşağıdaki de 27 Temmuz tarihli, yani hemen bir gün önceki, Rune'un blogu altındaki mesajın: 
"Burada yazı yazılınca maalesef o alan bizim özerk bölgemiz olamıyor, kişi nasıl burada yayımlandığı sürece istediği yazıyı yazmakta özgürse; diğer kişi yayımlandığı sürece istediği yorumu yapmakta özgürdür. Buna bir engel yok, lütfen olumsuz yorum almak istemediğiniz konularda ki yazılarınızı yoruma kapatınız."
Bu ne şimdi? Bu nasıl bir gel-git akıl? Adamına göre muamele mi yoksa?Sözlerinizin ardında durun. Bana göndermelerin hiç önemli değil, kendinize saygılı olun azıcık!Bundan sonra da uzaktan uzaktan laf sokma debelenmelerine mümkün olduğunca yanıt vermeyeceğim. Kendi kendine yuvarlan dur.
29 Temmuz 2015, 11.57
Albert Camus'un çok sevdiğim bir sözü var,bu blogportalda bazıları şahsiyetlerin üzerinde gerçekten güzel duracağını düşündüğüm.
Albert Camus demiş ki ;Laf yetiştirmekte çok başarılı kişiler,kendini yetiştirmekte çok başarısızdır.
Ne kadar anlamlı bir söz aslında, neden diye düşünürsenizşu yazılan yazı hakkında tek bir düşüncesi, fikri olmad(y)an yada yazının iyi yönü ile kötü yönünü eleştirmek adına yapılmış tek bir fikir düşünce barındıran yorum bulunmamakta onca yapılan yorum arasında.
Ben yaptığım ilk yorumda da belirttiğim gibi yazı dramatize bir yazı, bu tür yazılan bu portalda yayınlanması bir ara yasaktı bunu çok iyi hatırlıyorum.ve bunu 1-2 sene önce gmsnn kendi yazmış olduğu bir bloğun altında neden yasak olduğunu neden bu tür yazıların yayınlanmasına izin vrmediklerini uzun uzadıya anlatmıştı. (politika, siyaset, maç konusu, şiir) vs vs örneklerle de açıklamıştı. o uzun uzun yazdığı yorumu bulamadım bulsaydım aslında iyi olurdu çünkü söylenen sözlerle uygulamalarda çok büyük farklılıklar var. Söylenenlerle uygulananlar farklı oluncada bir ortamda kalite yükselmez aksine düşer ve çifte standart dan başka birşeyde olmaz benim görüşüm.
Burada ki bir çok  arkadaşın amacı bildikleri bilgiyi insanlarla paylaşmak deği,laksine bilmediği şeylerle yada biliyormuş havasına bürünerek az bilgiyle çok insanın ağzının payını verme çabası eee nede olsa bir klavye 10 tl normal karşılamak lazım değilmi." Tabi birde boş vakti çok olan insanların egolarını bir şekilde bilgisayar başında bastırmaları gerekiyor burasıda ayrı bir konu zaten.
Ben çok uzun yıllardır bu sitedeyim ve kalemi çok güzel insanlarda gördüm halada görmekteyim ve yazılarını elimden geldiğince okumaktayım, tabi bunun yanında hatıra defteri yazar gibi 3-5 yazı yazıp kendini yazar sananlarda gördüm ve yine hala görmekteyim.Eskiden birileri yazı yazdığı zaman hımmm yazı yazmış bir okuyalım bu yazıdan ne öğrene biliriz kendimize ne pay çıkarabiliriz diyorduk, şimdiler de ise daha yazarı gördüğümüzde okumadan es geçmek zorunda kalıyoruz çünkü hep aynı version.
Uzun lafın kısası, çok bilmek yada her şeyi bildiğini sanmak marifet değildir,marifet çok bilsen de bilmesen de bildiğinle yetinip bilmediklerini öğrenebilmektir.
İlla ki bu yaptığım yoruma da az görmüş ama kendini çok bilen birileri cevap verecektir.
Saygılar ..
29 Temmuz 2015, 12.51
Yahu ne yazmış yine uzun uzun. Okuduğumu mu sanıyor? Laftan anlamıyorsa ne yapılabilinir ki? Bu adını zikretmediğim kişinin tek yapabildiği kartel olmaya çalışmaktır. Birilerini benimser ve yanlarında onlara yardımcı olmak ister. Hiçbir düşüncesi yoktur, her zaman suret olarak kalacak. 
Blog sahibinden bende özür diliyorum. Cümlemin sonuna kendimi haklı ve sempatik göstermek için gülücük koyacağım. Nolur bana da kızmayın :)
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın