gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Dava Dosyası: 2537 -OTOPSİ-

06 Mart 2021, 16.53
A- A+

İki el silah sesi duyuldu. Marketin, camları tuzla buz olan sensörlü kapısı arızaya geçmiş, arasında kalan yüzüstü uzanmış bedeni yutup, tekrar tekrar kapanmaya çalışıyordu. Adamın düşerken can havliyle tutunduğu ıvır-zıvır barındıran stand, kendisiyle birlikte yıkılmış; cikletler, çakmak ve küçük oyuncaklar ortaya saçılmıştı. Düşmenin etkisiyle çalışmaya başlayan oyuncak bir topaç; ekseni etrafında dönüyor, yanıp sönüyor, bu korkunç ambiyansi bozmak istercesine, bir çocuk şarkısının nakarat kısmını söylüyordu o mekanik sesiyle. Polis geldiğinde; markette çalışan çocuk, aradan bir on dakika geçmesine rağmen elinde silah, patronunun kan içinde kalmış, kapının darbeleriyle sürekli devinen,  gözleri açık ölü başına bakıyor ve öylece duruyordu kasanın yanında. Kapıya dönük duran namlu, çocuğun market sahibini vurduğunu işaret ediyordu. Olay Yeri İnceleme gelip cesette kurşun değil, kurşun izine dair bir sıyrık bile bulunmadığını söylediğinde  herkes şaşırmış, şaşkın bakışlar soru dolu bakışlara evrilip market çalışanı çocukta odaklanmıştı. Polis arabalarının siren ışıkları M.Ç'nin yüzüne vuruyor, mavi sarı harelendiriyordu bu dehşet içindeki yüzü. Çocuktan çıt çıkmıyordu, belli ki aklı ve ruhu o an'da kalmıştı. Kontrol edemediği nefesi, kuruyan dili damağı yüzünden, ağzının bir yanından salyası akıyordu. Neden sonra M.Ç kocaman olmuş gözlerini bir an olsun kırpmadan, elindeki silahı indirdi, elinin tersiyle ağzının kenarını sildi ve polislere döndü. BİR ŞEY... BİR ŞEY vardı polis abi!!!


Otopsi raporu geldiğinde, market sahibinin kalp krizinden öldüğü anlaşılacaktı. M.Ç'nin iki el ateş ettiği silahın, kurşun ve kovanları bulunmuş; iki atışın da cama isabet ettiği tespit edilmişti. Çocuktan alınan ifade; birinin, marketten ödeme yapmadan çıkmaya teşebbüs ettiği, market sahibinin ona doğru ilerleyip omzundan tutarak adamı kendine çevirdiği ve birkaç saniye sonra patronunun müthiş bir çığlık atarak yere düştüğü, yönündeydi. Tam o anda, BİR ŞEY diye söz ettiği yaratığı görmüş, daha önce duymadığı böğürtü, homurtu karışımı bir ses duymuş ve alelacele kasadan aldığı silahı ateşlemişti. M.Ç'nin bu ifadesi, ancak olaydan on gün sonra ve bir psikiyatri kliniğinde, doktor nezaretinde alınabilecekti.

Dava Dosyası 2537
Dosya Açık

--------------

Üzerinde saç kalmamış yağlı başını metronun camına yasladı. Hayat; içi çekilmiş, suyu kaçmış, damarlarındaki kanı artık dolaşmayan bir insan gibiydi onun için. Tam da kesip biçtikleri gibi... Bazen bu mesleğin onu olduğu hale getirdiğini; bazen de bizzat kendisinin böyle olup mesleğini buna göre seçtiğini düşünürdü. Bir adli otopsi doktorunun apatik olması, sonuçta mesleğine yarar bir şeydi gerçi. İyimserliği seçtiği bu noktada, ineceği durağın anonsu yapıldı. Yağlı başının izini metronun camında bırakıp hızla oturduğu yerden kalktı.

"Yaş 53, 80 kilo, erkek, barut izi yok, başında iki yönlü darp izleri ve kanama mevcut. Göz sinirleri, darbenin etkisiyle hasar görüp kilitlenmiş ve açık duruyorlar. Vücudunun başka herhangi bir yerinde darp izi  görülmedi"

Cesedin geliş raporunu okudu. Yıkana yıkana rengi kaçmış, kim bilir kaç kişinin kanına bulanmış, temizlenip hazırlanmış önlüğünü, katlandığı yerden alıp giydi. Tavuk kesme töreni, diyordu buna. Sıradan, rutin bir şey işte... Açıp bakacaktı, tavuğun başına ne gelmiş, komiserlere bir bir anlatacaktı.


Masanın başına, cesedin yanına gitti, kasap(!) önlüğünü başından geçirdi, bağladı. Ölü bedene, bistüriyle bir Y çizdi önce ve Y'nin gövdesini pubik bölgeye kadar indirdi. Kaburga kesiciyi alıp; kaburgalar ile göğüs kemiğine bağlı kıkırdak arasındaki sınır boyunca dikkatlice kesmeye başladı. Cesedin açık gözleri, bir miktar dikkatini dağıtıyor; gözü, sanki yaşıyormuş gibi tamamen açık bu gözlere kayıyordu. Ne de olsa ortamda, olağanın dışında tek şey buydu. Ara ara olurdu böyle, kapalı duran gözler, ölünün tüm ölülüğüne rağmen tak! diye açılabilirdi kas gevşemesine bağlı olarak. Dikkatini dağıtan ufak bir ayrıntıydı işte... Düşüncelerinden sıyrılıp tekrar elindeki kaburga kesiciye odaklandı. İnce bir kesim için elindekini bırakıp testereyi aldı ve kesimi bitirdi. Göğüsteki organları çıkardığında, şüphe götürmeyecek biçimde sonuca ulaşmıştı; ani kalp krizi. Otopsi fotoğrafçısının rahat çekim yapabilmesi için, çıkardığı organlarla beraber masadan uzaklaştı.


Bugün de bitmişti işi. Bir sonraki şüpheli vakaya kadar, sıkıcı hayatına geri dönebilirdi. Sadece bu işi yaparken mutsuzluğunu unuttuğunu düşündü, kendine acıdı. Hayatın sıradan mutlulukları için kendisini çok büyük; sıradan olmayanlar için de onlara ulaşamayacak kadar küçük hissediyordu. Kibir ve aczin çarpışması, onu gaz pedalı olmayan bir otomobile, benzinsiz bir uçağa benzetiyordu; kıpırtısız...


Bu can sıkıncı düşünceleri aklından silmek ister gibi sertçe sildi alnındaki teri, kağıt mendili ve  eldivenlerini tıbbi çöp kutusuna, cefakar önlüğünü kirlilik kısmına attı. Gerekli beyzbol dikişini ve ıvır-zıvır işleri asistana bırakacaktı. Cesede son bir kez bakıp çıkmak üzereyken, tavana dikili kurşun grisi gözler yine dikkatini çekmişti, nedense bir merak uyanmıştı onda, yaklaşıp bakmaya başladı. Dava dosyasını okumuştu, olayı biliyordu. Feri sönmüş, ışıksız bir çift gözden başka ne göreceğiyle ilgili hiçbir fikri yoktu bu merakını gidermeye çalıştığında. Ama merakı dindiğinde, ona hiç uğramayan korku mefhumunun ne menem bir şey olduğuyla yüz yüze gelecek ve hayatının sonuna dek, bu yüz yüzelikle kalacaktı.


O gözlerde gördüğü aksin, bilimle, gerçekle hiçbir bağlantısı yoktu. Ne gördüğünü ve bunun nasıl mümkün olduğunu, kendine bile betimleyemedi, izah edemedi. Market çalışanının, 'bir şey' diye ifade ettiği hırsız ucube olabilir miydi gördüğü!!! Aceleyle dava dosyasına tekrar göz attı. M.Ç, damarları açıkta duran tuhaf biçimli bir baştan, iki siyah çukurdan ibaret gözlerden ve çığlık atar gibi açık duran bir ağızdan söz ediyordu gördüğü şeyi tariflerken. Tam da biraz önce gördüğü akis gibi... Bu ifadeyi daha önce okumamıştı, daha önce görmediği ve bilmediği bir görüntünün, bilinçaltından çıkması mümkün olabilir miydi! Hem bir  göze bu denli yakından baktığınızda, kendi aksinizden başka bir şey görebilmeniz mümkün değildi ki! Kimseye bundan söz etmedi. Ne söyleyebilirdi ki zaten, delirdiğini düşüneceklerdi. Bu tuhaf yaratığın görüntüsünün, bir an olsun gözlerinin önünden gitmediği, kabus gibi geçen bir haftadan sonra bir karara vardı. Bu, onun son otopsisi olacaktı. İşinden istifa edip, kabuslarıyla birlikte taşraya, doğduğu eve taşındı.

Dava Dosyası: 2537
Durum: Açık
.
.
.

YORUMLAR

16 Mart 2021, 23.54
Büyük final nı nı nımmmmm

""""Kendinden gereksiz "offline msj" göndermelerin dışında seninle hiçbir sorunum yok. Hatta olamaz, hiç."""" Bu cümleden hiçbir şey anlamadım. Ben mi yolluyormuşum mesaj, ne diyor yav .ddddddddddd Biri benim nickimle mesaj mı atıyor birilerine acep .ppppp Yoksa, halisünasyon mu görüyor kendisi bilemedim. Veya diyeceğini ifade mi edememiş onu da çözemedim.


Of aman çok sıkıldım ya. Sonra bana giydirmiş işte. Şey komik ama; kendi anlamsız çabamda kavruluyormuşum, onun blog altlarında çabalıyormuşum??????? smile Resmi Bu da halisünasyon sanırım. Şu yazının altında, her türlü eleştiriyi, öneriyi mutlulukla kabul etmişken, eleştiriye gelemiyorsun, nedir ya. Öffffff tam uçmuş hanım kardeşimiz bundan sonrasında. Gelmiş Ladin'e abuk subuk konuşuyor, ben de lal mı olacaktım yani, aman ne saçmaymışsın hagaden ya üff.


Not kısmı özet, oraya geçeyim. Bu yazı yeterince konuşulmuş arkadaşlar, yorum yapmayın artık, öyle istendi. Zaten saçmaymış bu yazı (asıl mesele)Bir şeye karıştırılmaktan hoşlanmıyormuş, özeline saygı istiyor. Bu arada kendisinin yazılarından zengin koca aradığını, erkek arkadaşının telini karıştırıp yakalanınca bi şeyler olduğunu -hatırlayamadım şimdi noolduğunu- sonra aldatmış mıydı erkek arkadaşı nedir, öyle bi şiiler işte. Kelepçe tak bana vs. türünde yazılar sonra... Lütfen özeline saygı gösterin bu hanım kardeşimizin! Burası kimsenin kişisel alanı değil, lütfen lütfen!! Sonra yine bi offline muhabbeti var, onu anlamadım, kime kutunu aç diyorsa artık bilemedim. Son olarak da, birilerinin onun hakkında kulis yaptığını filan iddia ediyor, hatta dedikodu yapılıyormuş. smile Resmi Hedeflerimizi de ondan uzak tutacakmışız. Ne diyorsa artık bilmiyorum...


Bu cevabi yorumu, tamamen diğer okuyanlar için yaptım arkadaşlar. Cidden yalan, yanlış konuşulmuş, onları düzelteyim diye... Gitti güzelim vakitlerim boş işlere ama ne yaparsın...


Son bir not da benden olsun: Sen esmene bak, ben olduğum yerde duruyorum, derken; benimle kendisi arasında benim henüz bilemediğim tersine de olsa bir bağ kurulmakta. Benim kendisiyle kurduğum hiçbir bağlantı olamaz; tersine veya düzüne... Çünkü ne özü, ne de sözü benim kalemim değil. Değil işte, yapacak bir şey yok :)
17 Mart 2021, 15.20
Ya şimdi, şu son okuduğum yorumdan sonra biraz üzüldüm açıkçası. Bu denli büyük tutarsızlık, unutkanlık, gerçeklerden uzaklaşma hali, kompleks, öfke, paranoya filan olunca, insan düşünüyor; acaba zihnen problemleri olan bir insanla mı muhatap oluyorum ve yanlış mı yapıyorum diye. Bunu kalpten yazıyorum, cidden böyle düşünmeye başladım. Fakat bir yandan da özellikle bazı isimlere yönelip -Gri, Shilem, Galactic- onları bir şekilde kullanarak bir mesaj vermeye çalışmaktaki gözle görünür çaba, bu düşüncemi değil'ler nitelikte. Çünkü bariz küçük hesap içeriyor. Bilemedim yani...


Neden utanacakmışım ben acaba??? Destekli yorum hangisiymiş, kimden destek istemişim??? Özgüvenim de yokmuş benim gördünüz mü smile Resmi Destek istiyormuşum. Ya arkadaşlar kusura bakmayın, ben cidden bu noktadan sonra sinirlendim. Biraz girişeceğim izninizle.


Sen kime saydırıyorsun canım böyle??? Şu kadar insana hakaret olmayacağını bilsem, şunu şunu yazardım diyerek onu yazmış olmuyor musun?? ??? Beni okuyan, yazılarımı seven, yazdıklarıma güvenen insanlar ve ben, beş kuruş etmeyiz, öyle mi??? Benim yazı filan yazabilitem yok, boş beleş şeyler yazıyorum yeteneksizin, aptalın, cahilin önde gideniyim; onların da benden farkları yok, öyle geçinip gidiyoruz. ÖYLE Mİ???? İade ediyorum sana hepsini. Kör de sağır da sensin, hatta daha fazla bi şeylersin. Komplekslerini, kıskançlıklarını da alıp gitsen keşke ama gitmiyorsun. Seni görmek isteyen filan yok, onu nereden çıkardın, zaten görülmeye değer biri olmadığını bir güzel ıspatladın.


Ne yüzleşmesi, ne saçmalıyorsun?? Benim Babette'yle olan mesajlaşmamı, o çirkin aklın nasıl şekillendirdiyse artık, sanırım ondan söz ediyorsun. Seninle gram alakası olmayan bir konuyu kendine yorup; sonuçlar çıkarıp suçlama yapıyorsun. Buna iftira derler. Onların üçünün -Babette, Cafo,Gri- beraber yazmayı düşündükleri geyik bir yazının muhabbetiydi o dönen. Kelepçe de, Babette'nin benim yazının sonraki bölümüne seks ögeleri katmam gerektiğiyle ilgili yaptığı bir espriydi. Burda açıklamak zorunda olmadığım halde yazıyorum ki, neden bahsettiğini en azından bu üç insan bilsin. Galactic'e ne yazmışsın cevaben de ben Babette'yle yasaklama muhabbetine girmişim. Cidden ağır saçmalıyorsun, cidden!


Senin bloguna yorum yapmadım ben. Sadece blogunda yorum yaptım. O da teknik arıza yüzünden, sayfayı açtığımda o blogun üzerinde benim profilimin görünmesinden ötürüydü. Ondan mı bu kadar tantana acaba? Onun için mi böyle saldırıyorsun?? Herkesin öyle bir blogun üzerinde benim profilimi görmesinden büyük rahatsızlık duydum, evet. Allah korumuş dedim, neyse ki herkes kendi profilini görüyormuş. Bu mu derdin??? Kelepçele Beni-Yazan: Cezbe Evet, iğrenç. Bu görüntü bana iğrenç geldi. Al yazmadıklarımı ama düşündüklerimi de yazdım, çevir çevir oku.


Burda pis oyun çevirenleri sen benden iyi bilirsin, işim olmaz benim. Pislik sevmem, kimseyle de kulis yapıp iş çevirmem. Herhangi birisi hakkında, ortalarda dile getiremediğim bir şeyi  gidip özelde filan konuşmam. Aa bak eskiyi hatırlamışsın. Elbette öyleydi, elbette arkadaştık, sen beni savunurdun aynen bu tür saldırılara maruz kaldığımda hatta. Ben senin, sen benim yazılarıma yorumlar yapardık, güzel güzel konuşurduk. Ben bunu dile getirdiğimde, "sen kimsin, zırvalama" demiştin ama. Semazen misin sen? Ben değiştiğini iddia ettiğimde, değişmedim de dedin. Herkes sana karşı olduğunda, kaç kez destek olduğumu da hatırlarsın belki hafıza yerine geldiyse. Kimse seni takmazken, seni allayan, ballayan yorum yaptığımda, beni bozup atman misal, bunu da hatırladın mı. Samimiyetsizliğini hatırlayabildin mi????Beyninin hangi pis tarafı onu emretti mesela, hatırlıyor musun?? Görünmez olduğunda, vayyy Cezbe'ye laf söyledi kimmiş bu bakalım, diye dikkat çekmek miydi amacın?? Senin gibilerden mütevellit antiCezbe oluşumunu harekete geçirip kendine yer edinmek miydi amaç? Ve şimdi kendine içine attığın bu çöplük, ne olacağını umuyorsun???


Yazılarıma, şahsıma yönelttiğin saçmasapan ve asılsızlığı gün gibi ortada olan şeylere cevap vermeye değmez. Ne yazdığım, nasıl yazdığım hepsi profil-bloglar kısmında mevcut. Berbat yazıyorsun, bu yazı da saçma, türü iddialarına bir şey demem, kendi fikrindir. Ama "fikir yazısı mı yazdın, felsefe mi yazdın" sorularına karşı, o tür yazılarımın altında yorumlarının bulunduğunu hatırlatırım. Hepsi orda duruyor. Bu denli şuursuz olduğunu bilmiyordum. Veya bu kadar inanılmayacak bir yalana sığınma ihtiyacında olacak kadar aciz olduğu... Acıdım.

 


17 Mart 2021, 16.13
Dün akşamdan itibaren yapılan yorumları okudukça; Fatih Sultan Mehmet köprüsünün açılışında, Turgut Özal'ın siyah mercedesiyle köprüden geçerken; "Haydi bir kaset koy da neşenelenim Semra Hanım"  dediği durumdayım smile Resmi smile Resmi

17 Mart 2021, 17.47
Bildiğin kımıl zararlısı, keyfe bak nasıl da gülüyor smile Resmi  Biz burda hayal kırıklıkları, ızdırap kan ve gözyaşı içinde kıvranıyoruz; o, zevk sefahat peşinde. smile Resmi Bizim mutsuzluklarımızla mutlu oluyor. Hayır bir şikayet mercii olsa, gidip edeceğim de yok ki! smile Resmi

Dur gelmişken iki link ekleyeyim ben, yazı reklamı zamanı :)

Cezbe/Bloglar/Sayfa6 Başlık: ÇiĞ


Felsefe sevenler okuyabilir, fena yazı değil. Unutkanlar için de kendilerini yorum kısmında görünce faydalı olabilir. Hem neye yorum yazdığını hatırlamak hem de eski halini, şimdiki durumuyla kıyaslamak; yapıcı manada iyi gelebilir.

Cezbe/Bloglar/Sayfa4 Başlık: CILK


Bu yazıyı da felsefe sevenler okuyabilir. Benim çok sevdiğim bir yazım. Bazıları için de neye dönüştüğüne ayna tutmak açısından şahane tespitler var bence.

30 Mart 2021, 03.10
Yıllar sonra sitede offline olsa dahi zaman geçirdim ve blogu okudum. İfade ve yazı şekli çok değişmiş;) En çok beğendiğim yazılardan biri değil belki ama yine blog okumak nasıl desem hoşuma gitti;) Sağlıcakla kal Cezbe
30 Mart 2021, 19.18
Türk38; hani bildiğimiz Türk :) teneffüslü, güzel güzel sohbet yazıları yazan değil mi? Hoşgelmişsin. Son yazılarından okudum birkaç tane, nostalji oldum. :) Ne kadar çok zaman geçmiş üzerinden, neden böyle yaptın? Söz ettiğin değişim, umarım iyi yönde olmuştur. Blog okumak hoşuna gittiyse, yazmak da hoşuna gidebilir, yazsana Türk :) Teşekkür ederim yorumun için, sen de sağlıcakla KAL. :)
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın