gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Sen Kim Köpek!

14 Şubat 2024, 01.36
A- A+
Birkaç ay önce gündem oluşturan bir tartışma vardı; bu topraklarda kök salmasını beklediğimiz kültür-sanat içerikli Nuri, Bilge ve Ceylan ile Zeki, Demir ve Kubuz atışmasından bahsetmiyorum. Gerçi o da tam bir fiyaskoydu: "Ben ödül aldım diye bayıldı" denir mi hiç! Ya öbürküsü: Cannes'in muhtarı. 
Ihh, "Uzaya çıkan ilk Türk kimdi" tartışması da değil. 
Bahsettiğim tartışma Farah Zeynep Abdullah'ın Yılmaz Güney ile ilgili söyledikleri yüzünden sol cenah tarafından linç edilmesiyle ilgili. Linç edenler arasında benim çevremden kadınlar da vardı. Ve bu kadınlar bu olayda ve zaman zaman "pick me girl" olarak yaftalanarak saldırıya uğruyorlar. Saldıranlar da güya bunu toplumsal cinsiyet eşitliği adına yapıyorlar. Tabi ki buram buram önyargı ve ayrımcılık kokuyor. Çünkü bu kadınları tanımıyorlar. Biraz gözlemleyip çözümleyince Yılmaz Güney'i savunma nedeni olarak etnik ve sol kimliklerini önceledikleri sonucuna ulaşıyoruz. O kadınlar da aynı zihniyetin içine doğmuyorlar mı? Benzer fikirler geliştiremezler mi? Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın tehlikesi de bu zaten. Kadınları erke yaranmaya çalışan, bundan prim yapan, düşünemeyen varlıklar olarak kurgulamak olabilecek en cahilce düşüncelerden biridir. Aynı ideolojiye daha da mühimi aynı zihniyete dahil erkekler neyse kadınlar da benzer özellikler gösterebilir. İlk dalga feministlerde, o dönemde yaşayan erkeklerdeki gibi ırkçı ve öjenik eğilimler vardı mesela. Eril tahakküm zihniyet katmanındadır, her özgürlükçü fikir ve ideolojinin içinden zehir saçabilir. Feminist fraksiyonların bile... Bu da önemli bir detay olarak burda dursun. Gelelim esas meseleye...

Farah Zeynep Abdullah'a gelen tepkileri Fazıl Say'ın şu yorumuyla özetliyorum. 
Aynen aktarıyorum:  
“Şu ‘Yol’ filminde figüran bile olamayacak niteliksizlikteki ‘dizi oyuncusu’ artık ‘dönemleri’ ve ‘milatları’ tayin eder olmuş. Biraz haddini bilmek gerek” 

Hani vardır ya "Sen kimsin?", "Sen bu dava için ne yaptın", "Bu konuda uzman mısın" yani "Sen kim köpek!" Varsayalım ki hiçbir şey yapmadım, varsayalım ki cahilin önde gideniyim, var sayalım ki hiyerarşinin en dibindeyim. Varsayalım İsmail! Peki sen Farah'ı, onu, bunu ya da beni susturma hakkını nerden alıyorsun? Diplomalarından mı, statünden mi? Hadi bilgi alanı uzmanlığı açısından bakalım, konservatuarda hak ve özgürlük alanlarına dair bilir kişi sertifikası falan mı veriyorlar? Merak ettiğim için soruyorum. 

Hımm, peki haddini aşan kimmiş bir bakalım. Ay inanmıyorum bu bir kadın! Halbuki bizde kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılıkları erkekler konuşur! Alay etmiyorum, geleneksel ve yeni tip medyada böyle bir gerçeklik var. Sadece bizde de değil.( bknz.Avrupa parlamentosu 8 mart 2023 etkinliği.) Çünkü onlar bizim öğreticilerimiz, kurtarıcılarımız, kahramanlarımız, erkeklerimiz! Bir dakka, sonki olmadı galiba. Onu kadınlar için kullanıyorduk. Evet ya, her 8 Mart'ta solcuların ve ulusalcıların önce kim paylaşacak diye birbiriyle yarıştığı bir şiir bile var: 'Kadınlarımız'. Nazım'ın da azılı bir cinsiyetçi ve kadın düşmanı olduğunu çoğu kişi bilmez tabi. Farkındalık yoksa kimse ırkçı değildir, kimse öjenist değildir, kimse kadın düşmanı değildir. Bir şeyin bilgisine sahip olmamız o şey hakkında farkındalık sahibi olduğumuz anlamına gelmez. Farkındalık çoĝunlukla tecrübelerden edinilir. Nazım'a bunu dediğim için nşa'da bir linç de ben yerdim ama burda onay sistemi var. Zaten de hepi topu üç beş kişi okuyor. 

Haddimizi bilecekmişiz(!) Birisi bir kadını dövecek, öldürmeye kalkacak, o iyi bir solcu, iyi bir kürt hareketi direnişçisi, iyi bir sinemacı olduğu için; biz de başarısız insanlar olduğumuz için susacakmışız.(Savcı'yı öldürmesiyle ilgili iddiada benlik bir durum yok. Onu da bir zahmet erk ve devlet düşünsün) Memleketin yarıdan fazlası bu kafada. Farah'ın da dediği gibi, ahmakça.. 

Bir ara da 'Kahramanlarınızı öldürün' rüzgarıyla herkes kendi ideolojisinin karşısında konumladığı kişilere kafa göz dalmıştı. Tabi ulusalcı cephe için baş kahramanımız Yılmaz Güney'di. Hayatı boyunca kadın hakları konusunda tek söz söylememiş (8 mart kutlamalarını saymıyorum, en coşkulu ve en çok erkekler kutluyor malum) cinsiyetçi erkekler 'vurucam kırbacı' edasıyla saldırdılar. Peki Cemal Süreya? Nazım Hikmet? Onlara laf yok!

Kimse kusura bakmasın 'kahramanları öldürün', 'putları yıkıyoruz' deyip de Nazım'ın putuna torpil geçmeyiz! Geçmişle ve bu tarihi şahsiyetlerle hesaplaşmadan, üstümüzde bu hayaletler dolaşırken sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz. Ve önce kendi kapımızı süpürmek zorundayız. Tabi Aristo'ya kadar gitmeye hacet yok. Aydınlanma döneminden başlayalım. Cinsiyetçi ve ırkçı olmayanları saysam daha hesaplı olur. O derece..! Midem kalktı yapamiciim galiba! Genellikle bana vatan haini, terörö, dil polisi derler ama ara sıra tatlı tatlı anarşik diyenler de oluyor. O zaman biraz daha beri ve sol tarafa gelip anarşizmin babalarından Proudhon diyelim. Bak bak ne diyor, kadınlar çalışırsa erkekler işsiz kalırmış. Marx, Engels ve Bakunin o döneme göre daha yenilikçiydiler bu konuda. Onlar kadınların çalışma hayatına girmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Hadi Marx ile kanlı bıçaklı oldun Bakunin ile de kuramlarınız çaķışıyor, Wollstonecraft (Mary demişken onun kocası da anarşist kuramcı Godwin'dir) gibi feminist bir düşünür gelmiş geçmiş senden önce neler demiş bir bak da diyemiyorum 'kadın' ona göre evde hanım dışarda fahişe, başka da bir işlevi yok. Kadınlar yoldan çıkmasınlar diye evde kalmalılar diyor. Sen otoriteyi devletten al erkekliğe ver. Bak sen şu köylü kurnazına. Kendi döneminde de çok elestirilmiştir bu konuda. Ne diim, bırak Engels'i Bakunin'i bizim tanzimat düşünürleri bile daha makuldüler bu konuda. Ne ilginçtir ki Sanayileşme ile birlikte özellikle 1.Dünya savaşı dönemindr çalışan erkek nüfus azalınca kadınlar ücretli çalışma hayatına girdiler ve hane içi pek çok konuda söz sahibi oldular. Ve artık kapitalizm tarafından erkek bir sömürülüyorsa kadın iki kez sömürülüyordu. Avrupa'da 1.Dalga Feminizmin yükselişi ve 'erkeklik krizi'nin ortaya çıkması da böyle bir zeminde gerçekleşti. Savaşlardan sonra "hadi siz evinize" dense de nafile artık. Proudhon'un ipe sapa gelmez fikirleri de tarihin çöplüğünde yerini almış oldu böylece... 


Ne diyorduk en çok da bu okumuş-yazmış, kendi alanında otorite sayılan cinsiyetçi erkekleri eleştirmek zorundayız. Bilgi sorumluluk getirir. En iyi eğitimleri alıyor ve her haltı biliyorlarsa bir zahmet bunları da bilsinler ama kadınlara öğretmek ve ahkam kesmek için değil -ki genellikle bu motivasyonla yapıyorlar- öz eleştiri yapmak için, sahip oldukları ayrıcalıklardan vazgeçmek için, mücadeleye destek vermek için... Bir de belki hemcinslerini eğitmek için. Pes yani onu da mı kadınlar yapsın?
 
Yaşayan tacizci efendileri anmadan dünyada bırakmam. Hadi gene yurdumdan bir edebiyatçıyla devam edelim. Hasan Ali Toptaş, 20 kadını taciz etmiş, biri nerdeyse tecavüz vakası. Sonra da çıkıp, cahildim dünyanın rengine kandım, kem küm... Kadın kurtulmak için kendini banyoya kapatmış, pardon da neyi bilmiyordun? Ergenlikte içip içip sokağa işemek gibi bir şey yaptım sanıyor herhalde mübarek.Yaptıklarının sorumluluğunu almak bu değil. #me too hareketi sağolsun bu heriflerin ne olduklarını gösterdi bize. Of kimler kimler... İmam-cemaat sorunsalı.

 Bugünkü sosyal refah toplumlarına ulaşmada marxizmin ve sol hareketlerin tesiri liberaller tarafından bile vurgulanırken, kadının statüsünün( Kadının statüsü çağdaşlığın ölçütüdür)yükselmesinin mimarı olan feminizme kadın hakları konusunda bile nezaketen de olsa asla değinilmez. Feminizm, ideoloji olması bir yana tıpkı marksizm gibi sosyal bilimsel bir perspektiftir. Aile, tolumsal cinsiyet eşitliği, kadına şiddet konuları çalışılırken çok fazla kullanılır. Feminist politika diğer ideolojilerin aksine özel alanlardaki ilişkileri de masaya yatırır. İkinci dalga feministlerin de sloganı olan 'özel olan politiktir' sloganını duymayan var mı? Feminist kadınlar anti-feministlerce ahmakça kriminalize edilirler. Daha bir yerde bomba patlattıklarını görmedim. Gönlümden geçiyor tabi şöyle hak eden birilerine kafa göz dalsınlar diye de yok yani. Diğer ideolojilerin aksine 'dava' kaygısı gütmezler. Kadınlara ve lgbt+'ye 'bu uğurda öleceksiniz' demezler. Bilakis mühim olan hayatta kalmaktır. Hayatta kalmak için eril faille, erk ile el sıkışmanız gerekiyorsa sizi bunun için yargılamazlar. Hedef genellikle yasaları uygulamayan yargı sistemi ve politika yapıcılardır. Esnektirler, hem teorileri hem zihinleri sürekli inşa halindedir. Sandığınız gibi tek bir feminizm yok. Bir sürü fraksiyon var ve bunlar herhangi bir eylemde hiç gocunmadan bir araya gelebilir birbirine destek verebilirler. Hatadan muaf değiller elbette ama bu çirkin nefreti hakedecek büyük hatalar yaptıklarını düşünmüyorum.

Ataerkinin kadına-erkeğe yüklediği roller ve normlar cinsiyetçilik olarak adlandırılır. Bir kişi kendisine biçilen bu rolü oynamayacağım diyerek otoriteye baş kaldırdığında "kadın düşmanları" adeta kolluk kuvvetleri gibi ortaya çıkıp onu cezalandırmak ister. Kah baba olur, kah koca, flört edilen erkek, iş yerinde patron, okulda öğretmen ve hatta hayatımızdaki bazı kadınlar... Kadın İtaat ettiği sürece kadın düşmanlığı eşitliksiz sistemin sigortası olarak örtük bir şekilde varlığını sürdürür. Dedelerimizin ve ninelerimizin huzurlu yaşantısının sırrı da burda zaten. Çatışma eşitlik talebinden sonra ortaya çıkar. Aynı kolluk kuvvetleri kendine biçilen rolü reddeden erkeğe de benzer yaptırımlar uygular. Erkekliği sorgulanır, bazen sözle bazen fiziksel şiddet içeren davranışlarla taciz edilir, aşağılanır. Bu roller genellikle doğalmış gibi gösterilir. Bazen kanıt olarak hayvan davranışlarına başvurulur. Ok tatlım, sokakta çiftleşme konusunda ne düşünüyorsun? Desek olmaz derler. O zaman dayattığınız eşitsiz roller ve biyolojikmiş gibi gösterdiğiniz cinsiyetler de olmaz. Kaldı ki bazı hayvanlar da eşcinsel yönelimler sergileyebiliyor. Ordan gitmek pek hoşunuza gitmez yani. Başlıca sorunlardan biri de heteronormatif inançlar ve davranışlardır, bunlar hegemonik erkekliği üretir ve güçlendirir.

Bütün eşitsizlikler gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliği de dilde başlar. Bireysel ve toplumsal değişim için önce dilden başlamalıyız. Cinsiyetçi kalıplar, hitaplar, argo... Seksist küfürler mesela, belki de tecavüzcü demeliydim. Nesnesi ya kadın ya lgbt+'dir. Muhatap bir erkek olsa dahi genellikle kadın bedeni, muhatabın annesi, eşi, kızkardeşi küfürün nesnesidir. Ebelerin de çokca nasibini aldığı olmuştur! Öfkesini, sevincini, hüznünü her duygusunu tecavüz tehdidi ile ifade etmeye çalışan bir canlı düşünün. Seksist küfür özellikle erkeğin dilinde bir çeşit şiddet biçimidir. Bir şey desek hemen 'imi bi dil ilişkinliği hirkis siyliyir' Tabi canııım alışmış kudurmuştan beterdir zaten. Herkesin bir şeyi yapması bunun doğru olduğu anlamına mı gelir? Hani yüksek statüler rütbeler hep bunlarda ya bize de bravo doğrusu daha dilini ve öfkesini kontrol edemeyen, uçkurunu (tecavüzden, tacizden ve aldatmaktan bahsediyorum) tutamayan, direksiyonu hormonlarına vermiş bu heriflere dünyayı teslim ettik. Yapmayın lütfen, 'doğalarında var' değil, bunu söylemek bile başlı başına erkeklere hakarettir. O kadar mı kontrol yoksunu ve acizler? Misal patronlarının yanında el pençe duruyorlar. Demek ki kontrol edilebiliyormuş davranışlarımız. Yani aslında işlerine öyle geliyor. Ergenler bile sorgulamaya başladılar bu alışkanlığı. Beyfendiler lütfen çükünüzü bir tehdit unsuru olarak kullanmayı bırakın artık. Olmadı random atmak diye bir şey var, yazışırken bunu yapın bari. Bir sürü argo sözlüğü var okuyun, bulursunuz illa bir şeyler. Cinsiyetçi küfür karşı taraf rahatsız oluyorsa tacizdir. Hı! Ne dedin anlamadım? "-Kadınlar da cinsiyetçi küfür ediyor" Okumuyorsun evladım, oku, tecavüzün faili genellikle erkektir. Kadının böyle bir potansiyeli olmadığı gibi sıkıştığı toplumsal rolden kurtulmanın bir aracı olarak kullanabiliyor bu küfürleri. Bir nevi rolleri tersine çevirme. Ortamda çocuk yoksa seksist küfür kullanan bir kadın beni rahatsız etmiyor açıkcası. Argoya ve küfre ya hep ya hiç olarak bakmıyorum. Burada mühim olan küfürün karşı tarafa hissettirdikleri. Kimine 'yobaz' dersiniz arkadaşlığı bitirir, kimi 'akılsız'a kızar. İletişimin temelidir bu, herkesle aynı şekilde iletişim kurulamaz. Geri bildirimleri önemsememiz gerekiyor. Lafı kime getireceğim belli olmuştur, internette en çok şiiri paylaşılan şair desem... Can Yücel tabi ki. Paylaşılanlar mı? Tabisi de çoğu onun değil, Can Yücel olsa duramazlardı. Bir Nefî' yi bilirim bi onu. Bir de Neyzen mi vardı? Çok fazla küfür etmesiyle ilgili kendisine yöneltilen soruya karşılık Can Yücel şöyle demiş: ’Küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur. Küfür, işçi sınıfının ağzında bir çiçektir!” Artık 'çiçek' de hakaret sayılıyor canım benim. Bu isimler arasında en zararsız olanı belki de Can Yücel'dir. Görece olarak tabi. Bilmiyorum özel hayatında taciz vs duymadım hiç, Anti-feministliği de Nazım kadar değil diye biliyorum. Rol model olur mu? Aslaa!

 Sanata ve mizaha da dil olarak bakarsak bu alanlarda da ciddi sıkıntılar olduğunu görürüz. Misal yukarda bahsettiğim şairlerin eserleri. Misal boomer mizahı, nerde görsem tanırım. Cinsiyetçidir, ırkçıdır, anti-feministtir, islamofobiktir, homofobiktir, muhafazakardır, klişedir. Kara mizahın aksine hiçbir derinliği ve sorgulayıcı yönü yoktur. Nerden geliyor bu soğuk diye pencereleri falan yoklarım. Şu an bile ürperdim. Görsel ekleme özelliği olsa bir iki tane eklerdim. Mizahı eğlence amaçlı kullandığımızı varsayalım, egemenin yanında konumlanan ve dezavantajlı grupları aşağılayan bir mizahın nesi eğlenceli? 

Biz, dilden başlayarak bütün toplumsal kurumlara kadar köhnemiş ve çürümüş ne varsa yıkmakla mükellefiz. Hiç korkmayın yeniden inşa edecek birileri muhakkak çıkacaktır. Bu devinim içinde çürümüşlüğün muhafızı olmayalım da ister yıkan tarafta, ister yapan tarafta olalım hiç fark etmez. Madem 'sen kim köpek' gibi bir başlık attım o zaman yazarı da takdim edeyim: bilge, bilgegunes, hiçbir vasfı ve statüsü olmadığı gibi daha bir kez olsun yaralı parmağa işemişliği yoktur. Varsa yoksa didikleyen alelade biri. Bunun için kimseden izin almaya gereksinim duymuyor. Bu da her zamanki gibi biraz ordan biraz burdan, biraz savruk biraz dağınık bir yazı. Dedim ya, biz dağıtalım, düzenleyecek birileri muhakkak çıkar. 

Yazının sonunu getirebilen muhterem blog okuru, bravo! Alay etmiyorum. Bir başa baktım bir sona ben bile zor bağladım finali. Kısa ve öz bir yazı yazma niyetiyle çıktığım bu yolda kendimi ansiklopediden hallice bir metni düzeltirken buldum yetmedi düzeltirken de ekledim. O da yetmemiş gibi bir de bu notu ekledim.


YORUMLAR

01 Mart 2024, 03.59
Gmsnn senin her zamanki muzurluğun, sıkıntı senin yazdıklarında değil benim açımdan. Yazdığım her şeyin arkasındayım, seni veya bir başkasını asla bahane etmem, canım yazmak istedi yazdım. Gazla da çalışmıyorum, gazla çalışanlar misal Cafo için, söylediklerin geçerli olabilir. Ben bilakis memnun oldum, insanları daha net gördüm sayende. Senin bu bez yetiştirmelerini daha önceleri de çok fazla yaşamış biri olarak, kimin/kimlerin senin bez getirmene sebep olduğunu sana söylemişimdir zaten, tekrara gerek yok, niyetim hiç yok. Seninle ilgili sıkıntım sadece bu olabilirDi, o da di’li geçmişte kaldığından hükmünü yitirdi. Sonuçta o zamanlar eleştirim ya da önerim burası daha iyi bir yer olsun adınaydı. Ama buralaa, oralaaa hep senin olduğu için, konuyla alakalı senin idealist olmadığın veya olmak istemediğini anladığım noktada ses-kes yaptım. Bu yüzden dikkatini çekti mi bilmem ama bu platformla ilgili benim de senin gibi hiçbir idealist hevesim kalmadığından, iyi veya kötü, ciddi manada tek kelime etmiyorum. Yoksa bilirsin bu konuda beton dökerdim buralara .d


Şu olaya da açıklık getireyim. Benim Cafo’nun çevirdiği filmle alakalı kendisiyle konuşmam olmadı. O saçmasapan blogu okuduğumda zaten gidip gerekli tepkiyi verdim. Ben ikinci yorumu yazdıktan sonra, böyle bir sosyal deney yaptığına dair, açık etme vs. tadında bir mesaj attı bana. Ki ben istifimi bozmayıp hazırladığım yorumu ekledim olduğu gibi. Bir de beyimiz özel mesajı bu deney yüzünden kapattığını söyleyince, ne bir soru sorabildim, ne de yaptığının uygunsuzluğunu anlatabildim. Sen beni kullanarak neyin deneyini yapıyorsun yani. Bana ne senin deneyinden, kimin bizim aramız bozulsun istediğinden, tüm bunlardan bana ne! Veya biz çok sıkı-fıkı dost, arkadaş mıyız ki, “bizim aramız” denen bir şey olsun. Bir salonda aynı masaya oturmuşluğumuz mu var mesela! Artık kiminle ne muhabbet döndürüyorsa bilmiyorum. Bende de biraz salaklık var esasen ki hala gitmişim “aman gitme Cafo” diyorum. Hani orda kötü duruma düştü, herkes üstüne gelmiş, daha da fazla üzülmesin filan diye. Üstelik ilk vukuat da değil. E seni bu duruma da düşürmüş, sen de gereken cevabı vermişsin “bana uzak Allah’a yakın” diye, daha ne muhatap oluyosun di mi. Yok yok kesin salaklık var bende. Bu hayatta insanlara 2.şansı vermeyeceksin, hele 3.’ye hiç dönmeyeceksin arkadaş, ilk intiba her zaman doğru. Aynı suda iki defa yıkanılmaz, temizleneyim derken, temiz kalan yerini de kirletir o su çünkü.


E şimdi bunları niye yazıyorum: Baktım ki ben bildiğin mağdurken, suçlu durumuna düşürülüyorum. Bana niye blogu eleştirdiğime dair hesap soruluyor. Hani bir sonraki levelda nerdeyse “ Cafo Cezbe yüzünden gitti”ye bağlanacak durum. Silen silene, silinen silinene malum her zamanki gibi, bir şey de iddia edemezsin. Ben güzelce bir anlatayım dedim.


Bir de durum fırsatçısı şirinler çıkmış ortalığa vık vıklıyorlar. Hele şu kendi kendine konuşan tipe bi bak. Şirinler ortaklığı, toplaşıp yorum yazmışlar sanırım, uzaktan bakınca da yakından bakınca da gün gibi ortada, kim kime ne demiş de neyin cevabını veriyor hiç belli değil. Layy laa layyy hadi el ele tutuşup yorum yazalım layy la layy :) Şimdi diyeceksiniz ki; e sen bu adamı savundun. Hayır efendim ben onu savunmadım, ben her satır arasında, her yorumda, her blogunda Cafo’nun, Kalp….’ya laf soktuğunu gördüm, artık gına gelmişti. O laf soktukça, beriki eleştirildiği her neyse onun dozunu arttırıyor, kendince dalga geçiyordu.E bir gör Cafo di mi, hiç mi idrak etmiyorsun. Gelinen nokta bu oldu işte. İlk silinen blogda kendini aştığını da görünce, olayın çirkinliğini kaldıramadım. Git bir şey söyleyeceksen, ona söyle, ben de dahil bir yığın insanı niye malzeme ediyorsun, dedim yani. Sanırım anlaşıldı.


 Kütküt Bey de yüce(!) bir karakter sergileyip Cafo üyeliği silince dile gelmiş, bülbül gibi şakıyor kendi yazılarının altında. Adamın yazısı burdayken, üyeliğini iptal etmeden konuşsaydın ya arkadaşım. -Bu eleştiride de Cafo’yu savunmuş olmuyorum ona karşı misal, yapılanın uygunsuzluğunu dile getiriyorum-. Üfürüp duruyor orda kedicik medicik! Adrese teslim gönderme yapayım dedim, gidip güzel ağzımı açmayayım, kedicik kimmiş bir güzel tarif etmeyeyim şimdi o blogun altında. Veya canım istedi burda yazdım. Muhatap olacaklarımı BEN -SONSUZ BENNN BENNN BENNN- tayin ediyorum. BENNN yazdım BENim şu ve bu yazımı nasıl onaylamazsınız BENim şaheserlerimi ve bıdı ve bıdı ve bıdı!!!!! Adam hem gazla çalışıyor hem de narsist, kombinasyona bak vay canına!!! İki şirin birbirlerine cuk oturdu bakın bu da harikulade bi kombinasyon.Birisi arabayla giderken selpakçı çocuğa kitap veriyormuş belki dünya çocukları bir nebze şey ederlermiş; beriki, neyse biraz daha aklı başında yaklaşmış şu ve bu derneğe yardım yapıyormuş. -Neredeyse meblağ nedir onu da yazacak ortallık yerde- Her iki şirin de Runicik ve Kalpcik şipşirinler. Dünya onlar varken güzel .ddddddd Evet benim penceremden konu ve şahıslar bundan ibaret ve maalesef ibaretler.


01 Mart 2024, 11.09
Gene tükürdüğümü yalatıyorsun bana, güya sondu:)
Cezbe bak şunda bi anlaşalım. Senin yazdığın yorumlarla bir derdim yok. Her fırsatta 'nerde bu yönetim' 'yayınlanmasaydı' tarzı çıkışlarına karşıyım. Sana şunu bunu yapma etme, diyen yok sen yapıyorsan onun da yapma hakkı var. Ben açarım eski hesapları ama işte içeriği hatırlamıyorum.Mesela eski bloglarda Gmssn bana olmadık şeyler söyler tahrik ederdi ben ona söyleyince saray beyfendisi gibi 'hadsizliğine veriyorum' derdi.:) Burdaki kilit nokta şu, benim yorumumu yahut başka birininkini cevap hakkı olduğu için gene de yayınlardı. Bakıyorum Rune'nin yorumunda hakaret yokmuş ama yayınlanmamış. İşte bu gerginliğe ve adaletsizliğe sebep oluyor blogda. Burda amacım yönetimi taraf tutuyor anlamında suçlamak değil onlar da insan herkesin gerçekliği, algıladığı farklı olabilir. Bu yüzden biraz daha esnek olunmalı diyorum.Bu benim hayat görüşüm. Bunu da yeri geldiğinde söylemek zorundayım. Blogun silinmesiyle alakan olduğunu düşünsem de yazarın gitmesiyle ilgili sen de dahil kimseyi suçlamam, kendi kararıdır saygı duyarım. Demek sosyal deney yapıyormuş. Daha önce de ortadan kalkan o blogda dediğim gibi 'sosyal deney'in bundan haberi var mı? En az bir sosyal deney, iki toplumsal tespit yapmayanı dövüyorlar mı? Sosyal bilimciler bile bu kadar üretken değil:)

Neyse, Gmsnn  bak Cezbe  benim için ne idüğu belisiz , anlaşılmaz, filan bir şey derse  her zamanki gibi 'sen bana mı dedin' minvalinde oyala bir kriz daha olursa galaksi imparatorluğu infilak edecek diye korkuyorum. Öyle tepeden laf yollayamam hiç eşit bir zeminde şu blogu bir ziyaret edeyim... tabi yorumlarım geçerse:)



01 Mart 2024, 12.31
Israrla benim hakkımda neden "alternatif tarih" yaratmaya çalışıyorsunuz? Ülkedeki mevcut siyasi ortamda son yıllarda bu çokça yapılıyor ama bu Gamyun'da da yapılacak, yapılmalı anlamına gelmiyor ki :)

Cezbe, benim millete gaz verdiğimi (bez yetiştirmeler) ısrarla bir kaç kez belirtmişsin, bunu gerçekten inanarak ve ciddiyetle mi söylüyorsun? Eğer öyleyse bu tam olarak benimle ilgili yaratılmak istenen bir alternatif tarih bence smile Resmi

Ben bloglarda şaka kaldırabileceğini düşündüğüm insanlara takılıyorum sürekli. Genellikle de sana, Cafo'ya, Bilgegüneş'e, Biradam'a hep takılırım, bunun dışında da yine denk gelirsem başkalarına da fırlamalık olsun diye laf atarım. Bunun amacı da aslında kimseye gaz verme, kavga ettirme çabası filan değil.

Bu gaz verme, sanki birbirinizle kavga etmenizi istiyormuşum algısı da aslında şundan çıktı. Yıllar önce yine bloglarda kavga dövüşler yapılırken, kim ya da kimlerdi hatırlamıyorum, bizim bu tartışmaları özellikle harladığımızı, bundan güncel tabirle reyting elde ettiğimizi, hatta para kazandığımızı iddia edenler vardı. "Büyük resmi görenler" kursuna katılan bu arkadaşlarla dalga geçmek için "evet biz kavga çıkartmak istiyoruz, taraflara gaz veriyoruz, iyi oluyor" filan diyordum. Sonrasında da bu alışkanlık oldu ve denk geldiğimde hep böyle laf attım üyelere, aynen bu blog'da yaptığım gibi. "hiii Bilge cezbe'ye ne demiş", "hiii cebze cafo'ya laf sokmuş resmen" diye yazdığım şeylerin çocukça ve tamamen şaka barındıran ironiler olduğu fark edilmiyor mu gerçekten? Eğer öyleyse bkz.ironiden anlamayan nesle aşina değilim.

Ayrıca ben Cafo'nun gazla çalıştığını da düşünmüyorum kesinlikle, çünkü bloglardaki bu gruplaşma, grupça hareket etme olaylarında Cafo kendini hep dışında tuttu, ben karıştırmayın, bağımsızım dedi (1 tanesi hariç o da topluca blog silme kalkışmasında smile Resmi o olayda ilk ve sondu zaten).

Mesela bilge demiş ki; "Gmsnn misal, bir yandan 'aklın bir gidip geliyor mu' diyor bir yandan 'seviyeyi yükseltiyorsun' diyerek şaşırtmaç yapıyor"
Ben bu yorumları yaparken blogları, yorumları her zaman sıkı sıkı takip etmiyorum, edemiyorum çoğu zaman. O yüzden de o an gördüğüm yorumların, yazıların bir parçasını alıp, sırf ortalık şenlensin diye bir kaç geyik içeren yorum yapıyorum. Yani bilge'nin "isteyen olursa bu konuyla ilgili 30-40 cm'lik yorum yapabilirim" diyip de kimse dememesine rağmen yorum yapması komik geldiği ve bunu okuyunca kendimce eğlendiğim için takılıyorum, "aklın gidip geliyor mu" diye. Ve o bahsettiği "solcu olmayan sağcıdır" ile ilgili açıklama çabasını görünce, ortalık yangın yeri, blogçular birbirine girmişken, ciddi bir fikir paylaşımı yapması da ortamın o anki haliyle tezat geliyor ve "seviyeyi yükseltiyorsun" diyorum. Ama bu hoşuma gitmiyor, ne alaka dediğim anlamına gelmiyor, aksine okurken (çok uzun değilse) keyif alıyorum. Ya da uzun yazılar ve yorumlar olunca, kendimle dalga geçtiğim, düz adam rolü yaptığım, "okuyamadım, okudum ama unuttum" diye aslında kendime laf atıyorum smile Resmi

Daha önce de benim yorumlarımın aşırı ciddiye alınıp, muhattaplarının küstüğü darıldığı oldu. O yüzden "yav her yorumumda bu şakadır mı demeliyim" diye dert yandığım oldu. Çünkü ben yorumlarımı gerçekten tamamen eğlenme amaçlı yazıyorum. Ülkede alışık olduğumuz, yetkililerin asık suratlı aşırı ciddi insanlar olmasına karşı bir protesto belki de benimkisi smile Resmi 

Hiç ciddi yazdığım şeyler olmuyor mu oluyor, mesela yine bu blogda Cafo'nun blogunun silinmesiyle ilgili yazdığım cevapta özellikle ciddi olduğunu belirttim. Kısacası ben aslında fazlasıyla trollük yapıyorum yorumlarda, yoksa bilge'ye aklın gidip geliyor derken, gerçekten aklının gidip geldiğini düşünmüyorum ya da "Cezbe senin bu lafına Bilge böyle der" derken gerçekten Bilge'nin öyle diyeceğini düşünmüyorum. O yüzden "gmsnn yaptığın çıkarım hatalı" diye ciddiye alınmama gerek yok smile Resmi

Mesela bilge diğer blog altında "layiklik" içerikli yorum yazmışsın. Ben şimdi oradaki ironiden anlamayıp cevaben "sen daha laiklik yazmayı bilmiyorsun git dişlerini fırçala önce" desem, ortalık şenlense nasıl olur diye düşünüyorum. Ama bir taraftan da "gmsnn hayal kırıklığısın, özellikle layik yazdığımı anlamadın mı gerçekten" diye cevap vermenden korkuyorum artık smile Resmi

Haydi bakalım buyrun söhpet'e...
01 Mart 2024, 13.45

Klozet, ergen kapışması, şimdi de 'dişlerini fırçala'. Yakışıyor mu bir kadın... Ay pardon hiç yakışıyor mu sizin gibi bu blogun demirbaşlarına. Cık cık cık! 

Keşke deseydin ya. Belki 'Turkiye'ye has laiklik modeli'ne layiklik dediğimi anlatmaya ihtiyacım vardı. Hı! Olamaz mı? Neyse Küt küt isimli yetkili birine benzeyen arkadaş sorar belki, umudumu koruyorum. Öyle ansiklopedinin ortasından bir yer açıp insanların kafalarına bilgi sokmaya çalışarak taciz edemem ben:)

Konuştukça aklıma geliyor. Seni bir kez ciddiye aldım ondan sonra mesafeli yaklaşmıştım. Ciddi ciddi 'biz eşit değiliz bilge' demiştin. Kişisel alma ama yönetici tarafından hala hazzetmem. mr jeykl mr hyde :)
Gmsnn'nin  gerçek anlamda  yani  fitne fücur olmak adına ve fesatlık amacıyla onları yazdığını hiç düşünmedim. Gercek fitne fücur 'burdayım' demez zaten. Siz üstündeyken altınızdaki halıyı çekerler ruhunuz duymaz:) Ama işte bu kontrol edilemez bir şey. Misal muharrik arkadaşımızın 'sosyal deney' olarak adlandırdığı şey aslında  vasat da olsa provokatif bir eylemdi. Daha önce de yaptı bunu ben Cezbe ile feminizmi tartışırken ve hiç yeri olmayan bir yazıya feministleri kriminalize ettiği bir yorum yazmıştı. Muhtemelen blogu yazan arkadaş 'ne diyor la bu' demiştir içinden. Veli veliyi tekkede muharrik muharriki gamyunda bulur. Sen gelirken ben dönüyordum diyemedim tabi:) Buna olumsuz bir anlam yüklemiyorum. Yukarda ana yazıda bahsettiğim devinimi yaratır. Örtük eşitsiz ilişkileri açığa çıkarmak için bir çeşit sınamadır. Sağlam ve eşitlikçi ilişkiler kolay yıkılmaz. Osmanlıda da yeni bir şey denemek isteyen alimlere fitne fücur denirmiş. Benim için bir onurdur bu şekilde etiketlenmek. Ha zamanında mikser dediklerinde kızıyordum niyeyse sanırım bu derece farkındalığım yoktu.
Küt küt'e gelirsek yazdıklarını okurken bırakın kızmayı gülmekten yere düşüyordum nerdeyse:)
Bilmiyorum belki de bilmiyorlar. Bu gibi durumlarda  her zaman söylediğim gibi sorumluluk bilene aittir. "Havva'dan Günümüze 'Fitne Fücur' ve Muasır Nazariyeler" 
adinda bir seminer. Hızlandırılmış 'Etkili Provokatif Eylem ve Söylem Stratejileri' eğitimi vermeliyim burda belki de.
Korkma Gmsnn daha üç kuruş telifi ödemeye çekinip vidyo sorunsalını çözememiş üstüne bir de  ih kişki vidyi gimmi şiysi ilsi diyen bir yöneticiden (be mübarek sanki benim nikimi yapıştırdılar yetkili diye oraya anca gel bize laflar hazırla) fıstık falan talep etmem, tamamen sevabına. Öte tarafı da düşünmek lazım:)
Aha geliyor şimdi   'çok ciddi ve teknik' bir cevap:D




01 Mart 2024, 14.02
Burada bulundugum sure boyunca, hicbi blog'u ve yorumlari bu kadar uzun, detayli okumamistim, her biriniz harikasiniz gercekten.. Muhtemelen simdi tekrar koseme cekilip, sesizce okumaya devam edicem. Soylemeden edemezdim "Bu Blog hic bitmesin istiyorum" ))
..Su an beynime bi dank etti de Kaostan besleniyor olabilir miyim ben acaba hmmm dusundurucu bu soruyu kendime sormam gerekecek.. 
01 Mart 2024, 15.12
Hoşgeldin ANECHKA, biz de tam Gmsnn'yi (d)övüyorduk. Gel beraber olsun. Dök eteğindeki taşları:)
Ben de bu blog hiç bitmeyip sonsuza gidecek ve arkamdan söveceler diye korkuyordum. İçim bir nebze ferahladı.:)

Ha bu arada şu 'kadına yakışıyor mu' mevzusunu bağzı bilir kişilere sordum.
Annem: Yakışmıyor tabi,  hep elinde telefon oyun da oyun! Git bir börek yap da yiyelim. Sana börek açmak yakışır. 
Caminin imamı: Töğbe estağfirullah euzu. O zındıkların içinde durma daha. Hocaanım Ramazanda söppet tertip edecek buyur sen de katıl (Çıkarken "sadaka kabir azabından korur' yazan ağzına kadar dolu sadaka kutusuna gözum ilişiyor)
Yerel idareler: Sen bu seçimlerde oyunu bize ver biz her şekil yakıştırız. Olmadı gerekli kanalizasyon hattını bizzat biz çekeriz hiç merak etme! (Hızmet aşkıyla yanıp tutuşmak)
Çeşitli ideolojilerden arkadaşlarım: -Bizsiz, boka methiyeler dizmek ha! Hem de bizsiz!
Ben: -Evet:D

01 Mart 2024, 15.14
"Ben senin beni yılgın bir hoşgörüyle benimsemene mi kaldım" Bilge birey (seversin cinsiyetsiz seslenişismile Resmi). Sen aşk acısı çekip, eski aşklarına Sezen Aksu'lu gönderme yapacaksın diye niye telif ödeyeyim? Kaldı ki bu iş Sezen Aksu'yla da bitmiyor, bunun İsmail YK'sı var, Demet Akalın'ı var, Umut Sarıkaya'sı, Erdil Yaşaroğlu'su (ki en fenası bu, milleti telif diye diye inletiyor yıllardır) var, var da var. Demet Akalın'a telif ödememiz seni memnun edecek mi?

Ki özellikle embed edilmiş YouTube videolarına, telif zaten YouTube tarafından ödenirken, buraya eklense bile yine aslında YouTube üzerinden gösterilen video için ülkedeki hukuk karmaşasından yararlanan uyanık avukatlar bu işi gelir kapısı haline getirip (al işte senin yüzünden avukatları da karşıma alıyorum) milleti sıkıştırmaya ve uzlaşmayla aslında olmaması gereken telif parası almaya kalktılar (karikatürlerin durumu daha farklı).

Biz de bu saçma sapan mevzuların içinde kendimizi bulmamak için toptan kaldırdık video, karikatür ne varsa. O yüzden lütfen bu şikayetini cimer'e ilet, cumhurbaşkanımız değerlendirip cevap versin sana. Ama şikayetini yazarken "siyin cimhirbiskinim" filan yazmamanı tavsiye ederim, orası gamyun değil, şakaları da yok smile Resmi -Niyetimiz kimseyi kırmamak değildi, ordakini buraya koymak değildiiiiii, Olacaaaak olaaacaaak, olacaaak o kadaaaarr-
01 Mart 2024, 15.25
Gmsnn yok öyle deme ya. Cafo’nun da dahil olduğu o toplu eylem girişiminin öncesini hatırlamıyor musun; toplanmışlardı bana saldırıyorlardı. Hatta benim yönetimden olduğumu bile iddia edenler olmuştu. Benim Cafo’ya geldiği günden itibaren tek bir yanlışım, eleştirim filan olmadığı gibi, bilakis yazılarını sevdiğim için, yüreklendirdim, gelen abuk yorumlarda onun yanında oldum. Tüm bunlara rağmen nasıl bir gaz aldıysa, o Cezbe’ye karşı omuz omuza kalkışmasının :) başını çekmişti. Gazla çalışmıyor deme yani. Malum son meşhur “o……” muhabbetinde de sen benle kafa bulurken, o kendi üzerine alınıp kendini gazlamıştı; bize, en azından bana karşı. Tarafsız duruş denebilir söylediğine belki. Neyse tatlış insan benim seninle sıkıntım olmaz, arada kızmışımdır, sen de bana kızmışsındır. Yine de konuşarak anlaşabildiğim ender insanlardansın. Tarzın ve niyetinle alakalı yazdıklarını zaten biliyorum ben ama bilmeyenler için aydınlatıcı buldum .d


Benim eleştirmeye hakkım yok ama benim eleştirimi eleştirmeye hak var öyle mi deniyor şimdi? He canım he öyledir .ddddd Bilge sen Cafo’ya sanırım şu bahsettiğin bir yıllık yasak -bunu hiç bilmiyordum- sonrası fazlaca empati geliştirdin. Bir blogu gidip yetkiliye şikayet etmek ayrı şey; yazının altında eleştirmek ayrı şey. Ne münasebet benim yüzünden silinmiş blog ya. Birisi abuk blog yazıyor, diğeri onaylıyor, sonra ben gelip eleştirince ben mi suçlu oluyorum. Şahane algı süpermiş. Üstelik ben blog yorum vs. silinmesine tamamen karşı olan biriyim. Zaten kendi hatası, “isterseniz silin” demiş, e silinince niye bağırıyorsun ki madem. Dur bakayım bulursam sana bir yazı armağan edeyim. BENNN BENN BENİMM YAZILARIM ahahaha. Dur bulayım. Siyasi mevzuların olduğu bir zamandı sanırım sadece hikaye ettiğim yeri oku yeter.
https://www.gamyun.net/bloglar498/iki-konu-iki-algi-hatasi---hata-kodu--9867547.html


Teşekkür ederim güzel sözlerin için, fakat küfrü ve dozu aşmış gereksizlikleri sevmemem, benim saydığın iyi özelliklerime aykırı durumlar değil, bence bana eksi değil, bilakis artı değer katar. Sen bana “sal biraz” diyorsun, ben de sana “topla biraz” diyorum. Sadece dediğin gibi farklıyız. Heralde hayatı olması gerekenlerle yaşıyorsun dememe kızdın, tam da hatırlamıyorum böyle mi demiştim. Hay başlayayım böyle işe ya, şu silme işine cidden el atmalılar, vayy ne demiştim öyle mi demiştim böyle mi demiştim rnk4ğıaerünhmknhıak Ha evet, kişiyi kendinden korumakla ilgili yazmıştın. Dikteliydi, şöyle olmalı, böyle olmalı, X insan bu konu hakkında şöyle tespitleri var…. E peki şunu neden atlıyorsun;sen de kendi görüşüne göre olması gerekenleri dayatmıyor musun, “herkes istediğini yazabilsin, sınırsız özgürlük” filan derken, bu dayatma olmuyor mu, kontrölcülük olmuyor mu. İki durumun birbirlerinden hiç farkı yok, sadece iki ayrı görüş var ortada. Senin özgürlük diye ortaya sunduğun insanların ağzı bozuk konuşabilme serbestisi, birbirleriyle diledikleri gibi ortada bir neden, bir fikir, bir konu olmadan sataşmaları, iftira atıp hakaret etmeleri, başkalarını kullanarak sosyal deney yapmaları filan…. Bunlar da benim burada olabilme özgürlüğümü kısıtlıyor, ne yapıcaz şimdi? Ben bunlara maruz kalmak istemiyorum. Burada yazmayı sevmemin en önemli nedenlerinden biri de bu, diline sahip olamayanların verdiği rahatsızlık bir şekilde engelleniyor. Ekşi’deki güya özgür, rezil kepaze ortam gibi mi olsun burası da yani. En iyi söven dalında madalya veriyorlarmış sanki, öyle nadide(!) küfürlerin havada uçuştuğu, seviyesiz, pespaye bir yer mi olsun. Bence olmasın.


Yeni yorumlarından anladığım, adalet konusunda yönetimin yaya kaldığını söylüyorsun. Bunu bir sen değil herkes söylüyor zaten. Bundan belli bir kısım şikayetçi de diğer belli bir kısım şikayetçi değil diye mi düşünüyorsun. Gmsnn hatırlarsın, zamanın birinde yorum kısmında onaylanmayan yorumlar görünüyordu, nasılsa teknik bir arıza olmuş, yazıda görünmüyor ama yorum kısmında görünüyordu. Üyenin biri yazıma yorum yapmış, yazdığı da beğeni, tebrik minvalinde bir şey. Ve onaylanmamış. Bildiğin saçmalık, kadın beni tebrik etmiş, güzel yazı filan diyor ama onay alamıyor her nedense. Gmnsnn sana yazmıştım, sen de şaşırıp kalmıştın. İki ayrı hayret vesilesi .ddddd birincisi bu yorum nasıl onay alamıyor, diğeri onaylanmayan yorum kenarda nasıl görünüyor. E şimdi süpsüper yöneticimiz konuya birinci elden vakıf olmuş, ben kime ne diyeyim. Bu yüzden kendini hakem tayin ettin sanki ama hakem dediğinin olan biten her şeyi biliyor olması gerekir. Yoksa yanlış karar vermesi kaçınılmaz. Burda birileri el üstünde tutuluyor da diğerleri yerin dibine batırılıyor değil. Bunca yıllık gözlemimde kesin olarak bu sonuca ulaştım. Hepimize haksızlık yapılıyor ve hepimize o an karşı taraftakinin “oo bunu nasıl yayınlamışlar” diyebileceğimiz ayrıcalıklar tanınıyor. Ve tüm bunlar bilinçli ve kasten olmuyor önemlisi. Bunu kavramak çok mühim bence. Bu cümleyi boldlayayım da ilgililer okusun.

Bir de gitmeden; Bilge, senden ricam “acaba neden Gmsnn’yi değil de seni….” şeklinde devam eden tespitin sana ait olup olmadığını, senin değilse kimin veya kimlerin -çoğuldu galiba- tespiti olduğunu bir yazar mısın bana lütfen. Hani tek bir soru, tek bir cevap, tartışma niyetinde değilim kesinlikle.

01 Mart 2024, 15.51
Haa bak takılmışsın dediğime, anket açmışsın “kadına ne yakışır” konusunda. Güzel hareket. Bence senin böyle gailelerin hiç yok, gerçi bunu kendine dert edip kendini biçimlemek de olmaz. İçten gelen bir durumdur ki varsa vardır, yoksa yok. Sen sonra istesen de olduramazsın yani Bilge. Onun için, bir daha zinhar seni bu yönde eleştirmeyeceğim, yaradılışa saygım sonsuzdur.
01 Mart 2024, 15.52

Umut yapmaz da Erdil diker belanızı. Akademik yayınlara sanat eserlerine bile ulaşamıyoruz bu yüzden. Ben boşuna mı mülkiyet hırsızlıktır diyorum. Bir de Demete telif ödicem, kalsın, ben orda değilim zaten. Madem öyle  o zaman niye ağlıyorsun blogda be insan evladı, benim ironik  eleştirim ona. Belli ki sen de bunu açıklamak derdindesin. İşin aslı ben de o ergen kavgasını görmeye pek merak değilim. Umarım yasalar bu ćocuklarin 'internette unutulma hakkını' dikkate alır da bir de ordan hesap verirsiniz. Hadi inşallah:)
Kendi adıma çocuk ve kurgu hayvan vidyolarını izlememeyi tercih ediyorum. Hatta istismar şikayetinde bulunuyorum. O çocuklar bir gün bundan pişman olacaklar belki nerden biliyorsun. Niye bu gereksiz videoyu yaygınlaştırıyorsun. Her şey telif demek mi? Oh ne ala. bknz.Dikizleme Günlüğü kitabı. Pisilere kuçulara uyuşturucu verip 'bakın ne kadar minnoş' vidyoları çekiyorlar. Hayvan öylece bir noktaya bakıyor çok belli ama kanun yapıcıların umrunda değil.  Kedi dediğin Cezbe gibi diklenir, sıkıştı mı benim gibi kaçar yahut Gmsnn gibi dünya yansa umrunda olmaz gozlerini kısar gerinir yatar. Daha hayvsn davranışlarından bir haber hayvvanseverler(?) de habire senin gibi paylaşır bunları.
Neyse sjw rolümü de oynadım içimde kalmadı çok şükür. Ve nereye gidiyor bu blog?
01 Mart 2024, 16.02
Teskkurler efenim h.buldum.. Nazik davetiniz cok cezbedici olsa da )) soyle yerimde, hafif muzip tebessumumle, kenardan izlesem daha iyi olacak gibi.. bastan korkutmayalim ne de olsa sizlere alisik sayin beyefendi )) fakat ben sizi tutuyorum kizlar oyum sizlerden yana.. )) Bir (haksizligin) sonsuzlugun bitisini belirlemis olmanin gururu ve sevinci ile ben okumaya devam.
01 Mart 2024, 16.26
"Ah be şu YouTube videolarını yine bloglara yorumlara gömebilseydik çok güzel olurdu ama kahrolsun bağğzı telif hakları smile Resmi" demişim.

"Madem öyle o zaman niye ağlıyorsun blogda be insan evladı, benim ironik eleştirim ona" demişsin.

Şimdi ben yukarıya tekrardan kopyaladığım yorumda ağlıyor muyum sence Bilge? Hem sen yorumlarda, hem de başka bir üye özelden video ekleme olayından bahsedince/sorunca -daha önce bir kaç defa açıklamıştım ama görmemiş olmanız doğal- duruma atıfta bulunmak için yazdım o ifadeyi. 

Bir önceki yorumumda belirttiğim "ortam şenlensin" diye yazdığım bir ifade o ama yine bir anda ciddiye alınıp "niye ağlıyorsun o zaman" gibi abuk bir tarafa çekildi bizzat senin tarafından. Baya bildiğin kaosun içerisine çekiliyorum fark ettirilmeden, oyuna getiriliyorum. Neyse, ben üyeliğimi silip gidiyorum.
...
...
...
...
...
pufff ben üyeliğimi silemiyordum smile Resmi 
01 Mart 2024, 16.42
Blog konusu gerçekten önemliydi. Bir süre bekleyeyim, belki erkek gözüyle birileri yazar, biriksin yorumlar sonrasında girip kendi meşrebimce bir şeyler karalarım dedim. Okuma ve sonrasında yazma güdüsüyle giriş yaptım, keşke hiç bakmasaydım. Resmen nitelikli, üzerine konuşulmaya değer blogun içine etmişsiniz. [blog sahibi olarak Bilge’nin de bu kolektif def-i hacet eylemine katılması ayrı bir konu] Keşke başka blog altında ya da yeni bir blogda devam etseydiniz. Hem blogun/konunun ırzına halel gelmez hem de “ne yazılmış acaba” diye merakla okumaya başlayıp sonrasında sukut-u hayale uğramazdım. Her türlü yazık olmuş. Kimseye laf sokma çabasında değilim, rica ederim eleştirime ofansif tondan yorum gelmesin. 
01 Mart 2024, 17.03
Cezbe açıkladım bunu 'yayınlanmasaydı' demen, yayınlanırken daha fazla filtre ve sansür istemen. Kaldı ki bu bir soru, ille de onun gibisin anlamına gelmiyor bu saçmalama lütfen. Bana da dil polisi diyorlar 'hoop bana küfredemezsin' dediğimde, yahut edeni alaya aldığımda. Ama bunu düşünüyorum, kendimi sorguluyorum. Yazdıkları küfürler sayfamda da durur hiçbirini silmedim bazı arkadaşlar hayret eder bu duruma, hiç de öyle çevremde küfürün bini bir para gitmiyor. Sınırlari çektiğimde kendileri gidiyorlar zaten. Öyle çok steril de deĝil çevrem. Bir iki kişi gelip küfretti diye de değerimden bir şey eksilmiyor. İstediğim şey herkesin küfür ettiği bir ortam değil. Aşırıya kaçılmadıkça her yorum yayınlansın, esnetilsin diyorum. Ölçümüz ne olsun peki? Mecburen Yasalar. 'Dengesiz' yasalmış mesela, eleştiriymiş. Bunu diyen olursa 'vay nasıl yayınlarsınız demem' ya alaya alırım ya görmezden gelirim bu kadar basit. Ha sen alaya da kızıyorsun herkes açık konuşsun net olsun falan diyip ayar veriyorsun. Senden korkuma kimseyle slay edemiyorum ya:)) Bağzı şeyleri ciddiye almaya mecbur muyum? Kedicik dedi bana ay ne dert ne dert. Geri bildirimleri dikkate alarak birbirimizin kişisel sınırları aşmadığımız bir iletişim ortamını birlikte inşa edemez miyiz, diyorum. Bazı şeyleri görmezden gelemez miyiz? Bunda anlaşılmayacak ne var? Al onay sistemi var da noluyor 1 ölü bilmem kaç yaralı. Özgürlüğü savunuyorum evet hiçbirini de ben kırmadım buna ne diyeceksin? Varsa da gelsin söylesin özür dileyeyim. Sınırlarını korumaya çalışan insanlara diyorsun ki 'ben sınır falan tanımam'. Canım benim yok böyle bir şey, insanın ve iletişimin doğasına aykırı. Önce bir yoklarsın gerekirse genişletirsin sınırı gerekirse daraltırsın. Bir erkek gelip de bana ciddi ciddi 'kadina yakışıyor mu' diyecek! Bunu sadece sen yapıyorsun diye demiyorum hrpimiz aynı hataya düşebiliriz
Daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Farklı düşünüyoruz yapacak bir şey yok. Burda gücendirmeyi isteyeceğim son kişi bile değilsin canım. Tekrardan söylüyorum, kırdıysam affola. 
01 Mart 2024, 17.23

*Karizmam bitti, karizma aldım. Blog yazabiliyor yorum yazamıyordum öyle işte.

*Reel hayatın 100 yıllık gamyun hayatımın da etkisiyle bana öğrettiği bir şey var: Laf getiren varsa götüreni de vardır. Yakalandığında dürüst olup itiraf edeni de var, salağa yatıp hala inkar edeni de... Bu genel öğreti elde patlayan deneyle ne kadar ilgili veya ilgisiz bilemem yazayım dedim yine de... 

   Sosyal deneye gelince, benim eski blogları yakından takip edenler iyi bilirler cafo ile yorumlaşmalarımı. Sonradan bakanlar da bu niye yorumlarda kendi kendine konuşmuş deli gibi diyebilirler üyelik sildirdiği için kendisi. Cafo'nun gerekli gereksiz alınganlığını ilk benim bloglarda farkettim. Yorumlarda genel olarak deyimler, tekerlemeler vs yoluyla laf sokan veya soktuğunu sanan bir tutum sergilerken tabii benim de bir iki denemem olmuştur kendisine. Başlarda ciddiye almadım, çünkü ben de ciddi değildim bloglarda eğleniyordum herkes gibi o da eğleniyor sandım. Herkesi kendim gibi sanma huyum yüzünden. Birgün kendi eski bloguna bir yorum yazdım "bu blogu başkası mı yazdı? " diye aslında övüyordum. Galiba orda küstürdüm Cafo yu. Överken de sövebiliyormuş insan. Sebebi uzaklarda aramadım kabak gibi ortadayken. Kendi adıma durum değerlendirmem bu şekilde. 

Sosyal deneye tekrar gelince smile Resmi deneyden önceki blogda, başlığı hatırlamıyorum, kızıyla yaptığı aktiviteyi anlatmış ve orda bir yoruma çok kızmıştı. Sanat sektöründe balenin zorluğundan, kızının o meslekte tutunamayacağını veya diğer herkes gibi çok yıpranacağını vs anlatan yorumdu. Belli ki yorumu yapan cezbe yorumlaşmalardaki genel samimiyete güvenerek bilmeden had aşmıştı. Karşı cevabı yine geyik yapar gibi verdiğinden cafo kızdığı pek belli olmadı. Sana soran oldu mu, çok biliyorsun sen, gibi bir şey yazdı en son cafo eğer yanlış hatırlamıyorsam. 

Venüslü blogda da ana kahraman Venüs gibi görünüyordu, venüs ve venüslüler gerçekte kimse kim (ben de dahil) , siyasete atıfta bulunarak bir yorum yazıp yolladım blogla birlikte yayımlanmadan uçtu zaten:
Koca kçlı venüslüler zamlardan sorumlu olanlar, tombul ve beyaz kçlı venüslüler kapitalist olanlar ve zamlardan etkilenenler de olay gezegenler arasında yaşandığından Afrikalı dünyalılardı.

Başta deneyin elde patladığını söyledim ama gerçekten patladı mı patlamadı mı yorum yok, kendisinden sadece içeriği boş bir açıklama geldi galiba tam açıklama yapmadığı için boş kaldı. Net şekilde söylemesini beklerdim: Sen Abdülhamit'i savundun! 
----------------
   Bilgegünes yorumlarda 40 kere eski rumuzunun blog yasağı aldığını yazmışsın. Benim de unutulmuş blog yasaklı bir hikayem var. Blog ya da yorumlarla ilgili kızmış dm'den yanıt alamayınca karşımda bot/robot mu var acaba gibi bir soru sorma gafletine(!) düşmüştüm. İnsan egosunun sanal ortamda da ne derece sivrilebileceğini o yasakla öğrendim çok şükür. Bu yorum tam da yapay zeka başlıklı bloguna göre değerlendirilmesi gereken bir örnekti bence, bir düşün istersen sanki konuya işlemesi güzel olurdu. 
------------
Bişeyler daha yazacaktım, işim çıktı smile Resmi Sonra belki ben de dahil olurum söhpete

01 Mart 2024, 17.48
Ya hiç öyle bir talebim yok, onu da nerden çıkardın, niye sansür, veya filtre talebim olsun. Özgürce, istediğimizi yazabilelim, fikrimizi hem siyasi hem de genel konularda ifade edebilelim diye az mücadele etmedim yönetimle, Gmsnn’ye kaç defa birbirimize girdik bu yüzden. Nasıl öyle düşünüyorsun. Ben nasıl yönetim şaane, yaşasın sansür tadında düşünüyor olabilirim. Benim  burda ne zamandır yazmama nedenim de bizzat yönetimin, bana karşı uyguladığı yanlış ve özensiz tutumuyla alakalıdır hatta. İlla ortalıkta ağlamıyorum diye, herkes çiçek-böcek filan sanıyor.


 Herkes gibi çifte standarda ben de karşıyım. Bir yazı yazıyorum, ucu bi yerden birine değiyor ihtimaliyle buluttan nem kapılarak benim kaç tane yazım red aldı. Demek ki neymiş; ortamı geren yazılar istenmiyormuş. Şimdi ben bunu aldım koydum cebe. E peki sırf bir kişiyi değil, ortamı komple birbirine katacak Cafo’nun ilk yazısı gibi bir yazı nasıl onay alıyor. Hani ben de ağzımı açsam, okuyanlar da hayretler içinde kalır. Sonuç olarak bu tip yazıların, bu tip sonuçlar aldığı hepimiz tarafından artık biliniyorken, o ilk yazının redlenmesi, beni hiçbir şekilde “özgürlük engeli” tadında rahatsız etmezdi. Sonuç ortada çünkü. İki gündür bu saçmalıklar hakkında zamanımızı harcıyoruz, ne gerek vardı ki yani, gidip iki yazı eklerdik, bambaşka bir konuyu konuşup tartıyor olurduk. 


Bu yazı ortaya dökülüp hepimiz tarafından okunduğu için böyle bir değerlendirme yapabiliyorum. Ama benim hiç bilmediğim, onaylanmayan yazı veya yorumlar için ne diyebilirim ki. Okumam gerekli ki bir haksızlık var veya yok diyebileyim. Bu yüzden sonuç olarak, yazdıklarımız onay mekanizmasının o anki ruh hali de dahil olmak üzre; hayata bakışı, edebiyat bilgisi, hakaret-küfür vs. kriterleri ve dahi bir yığın kendisiyle ilgili duruma bağlı. Hani bir de burası kalabalıktan yıkılıyor değil, yazarlar genel olarak tanınıyor, kim ne yazar, neden yazar biliniyor. Fakat bu bilinirlik, kesinlikle kriter de olmamalı. Bir blog veya yorumun kim tarafından yazıldığından ziyade, ne dediği önemlidir. Biraz daha dikkatli ve özenli olunsa bir sorun kalmaz diye düşünüyorum. Ayrıca eskisi gibi değil, bence şu an daha esnek davranılıyor, fakat işte arada kazalar oluyor ki bu kaçınılmaz.


Ben yazdıklarından dolayı kırılmış filan değilim. Karşılıklı birbirimizi anlamak ve anlaşılmak üzerine konuşuyoruz nihayetinde, bir şeyler tartışıyoruz. İkimiz de biraz keskin tipler olduğumuz için, zaman zaman birbirimize kırıcı şeyler de söylüyoruz, bunlar hiç sorun değil benim gözümde. Benim için önemli olan tek şey samimiyet. Burda yazan Bilge ve X şahısla konuşan Bilge benim hakkımda aynı şekilde düşünüp konuşmuyorsa, bu kırıcı olur benim için, sanırım senin için de… Sonuç olarak insan değer vermediği birine zaten kırılmaz. Şu son soruma bir cevap ver yalnız, çok kafama takıldı.
01 Mart 2024, 20.27
Neydi ırz, ırz eppekti. Eppeğimizin peşindeyizdir belki. Ne kadar yorum o kadar tık ve okunma. Bilakis kimsenin suçu yok beeeen bizzat şahsım açtı kapıyı, gelin grup yapalım, dedim.:D
Hatta ANECHKA'yı da davet ettim ama ikna edemedim bir türlü, inşallah başka sefere. İlgine teşekkürler ANECHKA. Sevgiler.

Vay vay vay! Kimler gelmiş kimler! Acaba yanılıyor muyum, bir zamanlar Ruh Mafyası nikini kullanan, turnuvalarda ortim olan BirAdam mı? Bir yanlışlık olmasın da...Yok değildir ya, cinsiyetçiydi, biraz ırkçıydı çookça gramer naziydi falan ama baya zeki bir adamdı. Leb demeden leblebiyi anlardı. Mesela bu blogda eril bir gözün fikirlerini ciddiye almayacağımı yazıdan şıp diye çıkarırdı. Belki erkek arkadaşlar da bu yüzden yazmamışlardır hı ne dersin? Erkek gözünden başka bir gözle bakamadıklarından..? Beklemeseydin keşke o kadar, feminist bakıştan kendi meşrebince... Ne diyorum ben ya maddenin doğasına aykırı:)
Benim de geriye dönük blog okuma adetim var. Geçen haftalarda Ladin06'ı yı gördüm bloglarına girdim bir de ne göreyim. 
"Cinsiyetçi bir bakışla “kadınların 'sürmek'le alakalı sıkıntıları var” diyebilirim :)[...]" imza BirAdam. 
Hayatımda böyle mantıksız ve rezil bir yorum görmedim. Niye rezil biliyor musun yukarda saydıklarımdan daha bilgili bir insan olduğun ve cinsiyetçiliğin ne olduĝunu bildiğin halde ulu orta böyle bıraktığın için. [Buraya bir sifon çekme vidyosu] Niye mantıksız, Sosyal psikolojide buna doğrulama yanlılığı diyorlar. elinde hiçbir veri yokken önyargılarını doğrulamak için bir iki kadınin kötü şöforlüğünü dikkate alip bunu hepsine genelleme. trafikte erkekler söforler tarafından taciz edildiği için hayattan soğuyan kaç kadın var haberin var mı? Yoktur tabi. 
'Kadınlar güce tapar' mı 'sever'mi 'sevişir'mi her ne haltsa.[sifon çekme vidyosu] Onun cevabını yukarda vermişimdir. Böyle zırvalıklarla zaman öldüreceĝine biraz da trafikte buna dikkat et.
Ha bir kadın blogcuya 'zengin koca arayan salak' minvalinde yaptığın yorumu da ekleyelim. [Buraya da bir sifon çekme vidyosu.] Bunları mecbur ekliyorum, Cezbe kızıyo ulu orta pisleyince.:)

  'blog ırzı' deyip agresyonu yükseltip sonra bizim yorumlara sınır çekmek! Artize bak! Nerde böyle bir dünya? Benim yazılarım da yorumlarım da biraz hafif meşreptir, ırz namus kaygısı gütmüyoruz şekerim. Sen kendi yazılarının namus bekçiliğini ve de nizam muhafızlığını yaparsın artık.

Son tahlilde bırak bir feministi ve erkeği muhtemelen bildiğimiz mizojin gözüyle yazılacaktı yorum. Almayalım biz ya, yaptığımız geyik daha faideli bence. 
  Cinsiyetçi bi erkek kişisi gelse de haşlayıp göndersem diyordum. Bunca yıl sonra ve ilk kez bir bloguma yorum yaptığın halde böyle olsun istemezdim ama bu da sana kısmetmiş.Esas hayal kırıklığı yaşayan benim, bunca yıl geçti hiç mi değişmez insan. Yazdığımı ve yazdığını tekrar oku lütfen...Hadi canım, hadi güzelim kırılgan erkek egonu da al özeleştirini yapmadan gelme bir daha bu konuya. Dur ya, istersen gel. Hatta gel sen gel, şenlik olur:)

Otherhand, Nerde demişim 40 kere yahu. Yeri geldi 2 kerecik söyledim. 
Kesinlikle yapay zekadır o. Cimri Gmsnn bir de personel mi tutacaktı bizle ilgilensin diye. Bir de 'sen eski aşklarına şarkı gönder diye telif mi ödeyelim', diyor. Ben ne zaman aşklarımı yazdım burda, müzik olarak da klasik müzik, heavy metal falan eklerdim. Zaten unutkandi yaşlandıkça her şeyi birbirine karıştırır oldu. Muhtemelen provokatör yazımdaki tavuklara olan hayranlığımı aşka yordu haspam.Bir tane öyle yazımı getirin ben sildiricem üyeliğimi:))

Cezbe, cevap verdim ya, ilk cümleler o sorunun cevabıydı. Bilmiyorum belki yanlış anladım, belki abarttım. Konuştukça aslında aslında isteğimuz blog ortamının pek de farklı olmadığını keşfediyorum. Sonradan yazdıklarımızı tekrar okuyup değerlendiririm canım. Öpüyorum

...ve bu blog bir yere gidiyor da nereye?
04 Mart 2024, 14.55
Sıkıldım vallahi, şu blogdan çıkaydım hayırlısıyda .ddd. Senin daha işin var beli ki Bilge, daha Biradam’ı döveceksin, arz-ı endam ederse tabii .dddd Araba kullanma konusunda alıntıladığın Biradam yorumuna katılıyorum ayrıca bir kadın olarak fikrim; sürüş sıkıntılı kadında. Yüzde 20 istisna olabilir ancak.


Ben şimdi yorumunun o kısmını kopyalayayım:

“””””
Madem mevzu hassas öbür blogla ilgili de burdan yazayım. Sahi Cezbe silinen blogdan kim rahatsız oldu? Venüslüler değil, ben değil, Eylül onayladığına göre, o değil. Gmsnn ben zaten sildirmezdim, diyor, hiç değil. Bazi blogcular da biz razıyız, diyorlar. Senden başka rahatsız olan yok ortada. 'Yazı yayınlanmamalıydı' derken Blogda konuşmayıp ispiyonculuk yapanların haklarını mı savunuyordun? Tamam ben dış kapının mandalı, bilmiyorum belki, haklısın. 'Bizim bir bildiğimiz var' diyorsun ya peki bunca insanın bilmediği neyi biliyorsun da sorun ediyorsun?Hı Cezbe? Dış mihraklar mı var? Zaten dış mihraksız bir hayat düşünemez olduk. Niye Gmsnn değil de seni benzetiyorlar o sevmediğimiz adama, sordun mu kendine? “”””



Cafo’nun son silinen blogunda, yaptığı geyik kurgusuna göre “””başkanlardan biri olarak Cezbe’ye gidip şehri farelerden kurtarmak için ricacı oluyor. Cezbe de diyor ki; yerel yönetimlerle, genel yönetimin parti uyumu şart, yoksa bir halt olmaz fareler kulaklarınızı yer.””Bu nadide söylemi eleştiren bloguma istinaden böyle bir geyik çevirmiş, bahse konu inciyi, benim diyaloğuma nakşeylemiş Cafo. Ben böyle algılamıştım açıkçası, benzetme adına bunu yaptığını düşünmemiştim. Galiba yine salaklık yaptım .dddddd Nerden anladım salaklık yaptığımı? Senin ve özel mesaj kutumda ismini her daim görmek istediğim .ddddd süfeer zeki ve şirin bir insanın da aynı konuyu, aynı şekilde yorumlamasından. Ben de arada kalınca ceryan yaptı .pppp Yani aşağılamak adına benzetme yapmışmış Cafo meğerse -şu algı türünü bir yakalayamadım gitti arkadaş!!!- .ddddd Ben şimdi böyle ikiniz pişti olunca, hanginiz daha zekisiniz, bu dahiyane yorum hanginizden çıktı diye merak ettim. Soruyu bu yüzden ısrarla soruyorum sen de ısrarla geçiştiriyorsun ama “kaldı ki bu bir soru, ille öylesin anlamına gelmiyor, saçmalama lütfen” diyerek soruma cevap verdiğini düşündüğün cümleni görünce, neyse içime bir su serpildi. Allahım benzemiyorum, benzemiyormuşuuum, bu bir soruymuş, yoksaa yoksaa ben o değilmişimm diye sevinçten ellerimi çırpıp zıplamaya başladım, minnet ve şükran hislerine gark oldum dddddd


Oldum olası genel görüş üzerinden tanımlanıp eleştirilmeyi çok seviyorum, okurken çok eğleniyorum. Çünkü çoğunluga tabi olmak, kendilerinde bulunmayan bir güç, haklı olma hali, enerji ve gaz veriyor insanlara. Ama sen nasıl düştün bu duruma anlamadım Bilge.”” Cejjjbe şeen şöylesin, bir düşün bakalım niçindi herkes Gmsnn’yi diil de şşeni o hiç ama hiç şevilmeyenn inşana benzetiyorr???””” Ya bunu yazan sen misin, senin için çok demode değil mi bu yazdığın, yoksa kutucu mesele değil, her zamanki hali .ddddd Yani oksimoron yapmıştır belki Cafo diye düşünüyorum. O yapmamışsa da bu yorumlarda oksiMoron durum var kesin olarak.



Bir de külhanbeyi benzetmesi yapmışsın bana, ki çok üzünçlü bir durum benim için. Ya benim bıyıklı kadınlara benzer bir yanım mı var Bilge -bıyıklı emoji-  Ben bayaa bildiğin kadınım; börek de yaparım -hatta sevdiceğimle beraber yaparız-, kadın gibi giyinip gezerim tozarım, yanımdaki adam bana yakışsın, ben de ona yakışayım isterim. Kadının kadın gibi olanından ve adamın da adam gibi olanından hoşlanırım yani. Klasik bayaa bildiğin kadın işte “Külhanbeyi” nedir allaşkına smile Resmi Bu arada bu sevdiceğim ayakkabılarını bana boyatıyor, boya allah boya bitmiyor; yok spor ayakkabısıydı yok botuydu püsürüydü .dd smile Resmi Ve hala kirli çoraplarını top yapıp salonda ordan oraya şut çekiyor, büyümedi gitti smile Resmi Bilgem, bu duruma feministler olarak nasıl bakarsınız, katli vacip midir, boşayayım mı, yemeğine fare zehri(bayer) mi katayım yoksa??? Gerçi çok güzel limonlu kek de yapıyor bunun yanı sıra, ben yemek yaparken soğanları kesiyor, yorgunsam ayaklarıma masaj da yapıyor, esasında iyi bir adama benziyor, yakışıklıdır da kerata smile Resmi Sadece ayakkabı boyamayı sevmiyormuş, öyle diyor. Bilemiyorum smile Resmi … sanırım kullanılıyorum ve mağdurum. Bildiğin erkek şiddetine maruz kalıyorum smile Resmi

04 Mart 2024, 15.35
Cezbe uzun adam da benim, külhanbeyi de. Bıyık da bırakıcam ülenn! Taam mı gelme üstüme daha:)
 çok yağuşukluysa  kalsın, baktıkça için açılır, limonlu kek de yapıyormuş madem... Ha gönül gözüyle bakıyorsan, boşa gitsin. Caizdür. Ben sana limonlu kek tarifi yollarım:D
Kızım sen zaten bu yüzden erkekleri tutuyon. Hepsini senin yakışıklı gibi sanıyon. 
'Biridim'in yirimini kitiliyirim.' Katılmasan şaşardım zaten, önyargılıgiller:)

04 Mart 2024, 16.00

Ne iki taneciği, banane cevap hakkınla birlikte kırkbirinci etti bilgegüneş. Sen de mi Brütüs; Otherhand kim, otherland yazan oldu othersand de dediler ama otherhand; diğer el, yabancı(foreign) el, tanrı eli gibi bir şey mi smile Resmi smile Resmi Rumuzumu değiştirip tanrıça eli filan yapayım bari bu böyle olmadı 

Hakaret, sövme veya argo dil kullanım serbestliği ile ilgili bir şeyler daha yazacaktım yorum yorum olmaktan çıkıp romana döndü. Gidip günlüğüme yazsam alınmazsın dimi :/ Hem de sen buraları toparlamış olursun
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın